'İmralı süreci Türkiye için bir fırsat'

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten, İmralı sürecinin Türkiye için çok önemli bir fırsat olarak gördüğünü söyledi.

'İmralı süreci Türkiye için bir fırsat'

Avrupa Parlamentosu Raportörü Ria Oomen-Ruijten, NTV'ye verdiği röportajda İmralı sürecini değerlendirdi.

Raportörü, Türk makamlarından talep gelmesi halinde Avrupa Birliği'nin İmralı sürecine yardımcı olabileceğini belirtti.

Türkiye gündeminde Kürt sorunu tartışılıyor. Biz buna "İmralı süreci" diyoruz. Acaba siz bu süreci nasıl okuyor, nasıl algılıyorsunuz?

Bence çok büyük bir fırsat olduğunu söyleyebiliriz. Her türlü çatışmayı bitirmek için büyük bir fırsat. Bu nedenle ben içten, en samimi biçimde bu sürecin mükemmel bir şekilde sonuçlanmasını umuyorum. Aynı zamanda, Türk vatandaşları için çok önemli. Özellikle Güneydoğu’daki vatandaşlar için çok önemli. Bu bölgeyi modernize etmek istiyorsanız, bu bölgenin kalkındırılması, refaha ermiş bir bölge olması gerekiyor. Bu hedefe ulaşmanın tek yolu yeni yatırımların yapılabilmesi. Barış süreci sayesinde insanlar için yeni bir şeyler yapma fırsatı doğacak.

Siz Türkiye hükümetinin böyle bir proje ile çıkagelmesine şaşırdınız mı?

Ben demokratik açılım süreciyle ilgili yazılar yazdım, konuştum. Bu açılım önemliydi ve çok büyük bir fırsattı, bu seferki de büyük bir fırsat. Barış süreci Türkiye'deki vatandaşlar tarafından da çok iyi algılanmış durumda. Herkes bir şeyler olmasından gayet memnun görünüyor. Muhalefetin özellikle Cumhuriyet Halk Partisi’nin desteği büyük bir rol oynuyor. Bu tür süreçleri ancak herkesin aynı fikirde olması sayesinde sürdürebilirsiniz.

Avrupa Birliği sizce bu sürecin içinde yer almalı mı?

Eğer yardımımız dokunacaksa, evet olmalıyız. Ama bunun yardımını isteyecek olan Türkiye'deki makamlardır. İrlanda’daki süreçte mesela süreç sona erdikten sonra Avrupa Birliği çok şey yaptı. Projeler finanse edildi, vatandaşlara yardım edildi; bunu yapabiliriz. Bunun sözü verildi. Parlamentonun da desteği olacaktır ama şu anda taraflar konuşmalı biz de susmalıyız.

Avrupa Parlamentosunda bu konuda bir tartışma vardı. Bazı üyeler Avrupa Birliği’nin PKK’yı bir terörist olarak görmeyi bırakmasını tavsiye ettiler. Siz ne düşünüyorsunuz?

Ben açık ve nettim. PKK bir terör örgütüdür ve terör listesindedir. Ben bu ifadeleri çok aşırı solcu bir üyeden duydum ancak genel bir ifade değildir. Ben bunun tartışılmasını bile desteklemiyordum, bu bize düşmüyor. Biz şimdi susmalıyız ve kenarda durup süreci desteklemeliyiz.

Eminim siz de duymuşsunuzdur Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerine değindi. “Avrupa Birliği Türkiye'nin üyelik sürecini hızlandırmalı ve Türkiye'yi üye olarak kabul etmeli” dedi. Sizce Avrupa Birliği şu anda Türkiye'nin sürecini hızlandırabilecek bir durumda mı?

Bu ifadeleri çok iyi anlıyorum. Biraz katılım sürecinin yavaş gittiğine dair hayal kırıklığı var. Türkiye'ye bakacak olursak reformlar gelmeli daha da hızlı yapılmalı bunlar. Ama aynı zamanda Avrupa Birliği tarafında da bizim daha fazla şey yapmamız gerekiyor. Açılması gereken başlıklar var. Yargıdan bahsediyorsak, insan haklarından bahsediyorsak en azından bu tür müzakere başlıkları açılmalı. Enerji başlığı açılmalı. Benim raporumda bahsettiğim şeyde buydu.

Raporunuzda iki ifade gördüm yapıcı diyalog ve yapıcı işbirliği. Sizce böyle bir durumda değil miyiz?

Benim isteğim bu yapıcı işbirliği ve diyalogun yeni bir form kazanması. Pozitif gündem vardı bu çok işe yaradı. Şimdi Türkiye'nin bu yeni reformları gerçekleştirmesi gerekiyor. Elbette öncelikle 4.yargı paketinin geçirilmesi gerekiyor. Avrupa Birliği’nin de başlıkların açılmasını hızlandırması gerekiyor.

Başbakan Erdoğan Shanghai işbirliği örgütüyle ilgili bazı ifadelerde bulundu. Bu konuda ve bu grupla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Türkiye'nin farklı ortaklıklar kurması yeni ortaklar aramasına hiçbir lafım yok. Elbette bizim ve Türkiye'nin de sahip olduğu en iyi ortak Avrupa Birliği’dir. Sayın Erdoğan’ın bunu inkar ettiğini ben duymadım. Türkiye gibi Avrupa Birliği de hayal kırıklığına uğradı. Şu anda aday ülke halinde Türkiye. Aday ülke olduğu zaman bu reformları gerçekleştireceği sözünü vermişti. Hukukun üstünlüğünün destekleneceği ve insan haklarının iyileştirileceği, basın özgürlüğünün sağlanacağı söylenmişti. Bazı reformlar gördük ama pek çok reform hala askıda duruyor. Bizim hedefimizde 4. yargı paketinin basın özgürlüğünü kısıtlayan yasaları değiştirmesi olacak. Avrupa Birliği’nin de yeni başlıkları açması gerekiyor.

Sizin Nisan ayında oylanacak raporunuzun ama mesajı ana konusu ne olacak?

Ortak yükümlülükler. Her iki tarafında daha fazla çaba sarf etmesi gerekiyor. Bence rapor iyi kabul gördü. Ortak çabalar pozitif gündemden sonra daha fazla şey yapabiliriz ve yapmalıyız bu her iki taraf içinde geçerli.

Sayfa Yükleniyor...