İstanbul'da kadın olmak...

Üzerinizde ipek bir mini elbise, tıraş losyonu kokan bir erkek berberinin yüksek koltuğuna oturdunuz mu hiç? Yüksek ökçelerle okey taşlarının melodisini dinlediniz mi? Bir kahvehanede oturdunuz mu ya da balık pazarından yürüdünüz mü gül rengi gece elbisenizle?

İstanbul'da kadın olmak...

Vogue , İstanbul'un erkek egemen mekanlarında kadın gibi kadın olmanın izini sürdü, Elif Şafak İstanbul'da kadın olmayı yazdı.

"Ne var ki İstanbul'un kaldırımları, sokakları, meydanları hep erkeklere açıktır, hep onlara. Biz kadınlar, ruhu dişi olan bu şehirde tuval üzerinde akan renk dereleri gibi ararız yolumuzu; yürürüz, daima ileriye, ufuk çizgisine baka baka. İstanbul ile kız kardeş oluruz.

Şehirler vardır. Teninin üzerinden bir damla su gibi akar gider, iz bırakmadan.

Gezer, sever, beğenirsin; müzelerinden, mekanlarından etkilenirsin. Lokantalarında yeni lezzetler tadar, sokaklarında aşık olursun, ama oradan uzaklaşır uzaklaşmaz çıkıverir aklından; farkında bile olmadan unutursun.

Ara ara hatırlar ama geri dönmek için bir ihtiyaç, yüreğinin derininde bir itki duymazsın. Öylesine hafif ve latif, o kadar narindir dokuları; bir buğulu var oluş, bir duman, bir çiy tanesi gibi. Güzel ama uçarı, uçucu, geçici. Dünya üzerinde böyle çok yer vardır.

İstanbul'da kadın olmak...  - 1

Ve bir de öyle şehirler vardır ki, dövme gibi iz bırakır sende. Yepyeni bir bölüm açar zihninde.

Sarsar, zorlar, değiştirir insanı. Tutar elinden, silkeler. Rüyalarına girer, seninle dans eder.

İstanbul öyledir işte. İster bir senecik kal burada, ister koca bir ömür, her günü, her dakikası renkli bir panayır gibi geçer.

Yorgun düşersin bunca hareketlilikten, sesten ve renkten. Yorar adamı İstanbul. Gene de seversin onu.

İptiladır bu şehir. Müptelaları dünyanın neresine giderse gitsin onu arar, onu konuşur, onu yad ederler.

İstanbul'un her köşesi şaşırtıcı bir sentez; her karesi görsel bir şölendir, görmesini bilen göze.

En "sıradan" anın içinde bile şehrin tılsımı, gizemi ve sonsuz enerjisi saklıdır. Hiç beklemediğin insanları burada yan yana görebilirsin; hikayelerimiz habire iç içe geçer, kaderlerimiz iç içe.

İstanbul'da kadın olmak...  - 2

"SOKAKLARINDA NE ÇOK ERKEK YÜRÜRSE YÜRÜSÜN, BU ŞEHRİN KENDİSİ DİŞİ"
Kim ne derse desin, sokaklarında ne çok erkek yürürse yürüsün, bu şehrin kendisi dişidir, tabiatı kadınsı. Uzun, dalgalı saçlarını savurur rüzgarda. Kahkahası martı çığlıklarına karışır.

Tarih boyunca nice şairin, nice seyyahın gözünde İstanbul alımlı, gizemli, çetinceviz bir kadındır. İmkansız sevgilidir.

Ne var ki İstanbul'un kaldırımları, sokakları, meydanları hep erkeklere açıktır, hep onlara.

Biz kadınlar, ruhu dişi olan bu şehirde tuval üzerinde akan renk dereleri gibi ararız yolumuzu; yürürüz, daima ileriye, ufuk çizgisine baka baka. İstanbul ile kız kardeş oluruz..."

FOTOĞRAF: AHMET POLAT

YAZININ DEVAMI VOGUE TÜRKİYE HAZİRAN SAYISINDA...

Sayfa Yükleniyor...