İşte merak edilen "örgüt": 'Devrimci Karargah'

Hanefi Avcı'nın 'Devrimci Karargah' soruşturması kapsamında tutuklanmasının ardından gözler bu örgüte çevrildi. Gerek ismi, gerek "çizgisi", gerekse bağlantıları itibariyle varlığından dahi şüphe etmek için çok sayıda sebep bulunan "örgüt", Türkiye'deki illegal sol örgütlerin hiçbirine benzemiyor.

İşte merak edilen "örgüt": 'Devrimci Karargah'

Liderliğini halen yurtdışında bulunan Serdar Kaya'nın yaptığı ileri sürülen Devrimci Karargah, sol örgütler kategorisinde ne olduğu halen anlaşılamamış bir yapılanma. Düne kadar 1. Ordu Komutanlığı’na gerçekleştirdikleri el yapımı havanlı saldırıyla bilinen örgüt, Hanefi Avcı'nın kendilerine yardımcı olduğu iddialarıyla tutuklanmasıyla tekrar gündeme geldi.

İddialara göre Hanefi Avcı, yakın arkadaşım dediği Necdet Kılıç'ın Devrimci Karargah örgütünün yöneticisi olduğu iddiasıyla gözaltına alınmasından sonra Hanefi Avcı da örgüte yardım etmek ve hazırlık soruşturmasını ihlal etmek iddiasıyla tutuklandı.

Kimi iddialara göre, adı Ergenekon'la birlikte anılmasına karşın, kurucusu Sarp Kuray'ın liderliğinde, 'de Serdar Kaya önderliğinde 1980 öncesi kurulan Partizan Yolu hareketine kadar uzanıyor. Ancak Türkiye'deki illegal sol örgütlerin tarihini bilenler için bu iddia son derece şüpheli, zira deyim yerindeyse "egzantirik" bir profil arz eden Devrimci Karargâh'ın 30 yıllık bir geçmişe dayanan bir örgütsel ve ideolojik birikimin üzerine oturduğunu düşündürecek bir veri bulunmuyor.

Söz konusu iddialara göre Partizan Yolu 1988 yılında adını 16 Haziran Hareketi olarak değiştirerek deşifre olmamış kadrolarını Bekaa'da o dönem PKK'nın da eğitim kamplarının bulunduğu bölgede silahlı eğitimden geçirdi. Örgüt eğitimden geçirilen kadrolarıyla silahlı ve bombalı eylemlerine başladıktan bir süre sonra yapılan operasyonla büyük darbe yedi. Örgütün Türkiye'deki lideri Serdar Kaya ve askeri kadro tutuklandı. Serdar Kaya cezaevinden Sarp Kuray'a yazdığı mektupla ciddi eleştiriler getirince örgütte dağılma süreci başladı. Başlayan hizipleşme sonucunda örgütün genel toplantısının yapıldığı Yunanistan'da Sarp Kuray kendi kadrosu ile örgütten ayrıldı. Ancak Kuray örgütün o dönem Türkiye'de bulunan lideri Serdar Kaya'nın kendisine gönderdiği örgütsel raporlar yüzünden çarptırıldığı mübbet hapis cezası nedeniyle nedeniyle şu an cezaevinde.

Aynı tartışmalı iddialara göre yargılanma sürecinde tahliye olan Serdar Kaya ise 16 Haziran Örgütü adını bir kenara bırakıp Devrimci Karargâh ismini alır. Örgüt, 1992’den 2008’e kadar hiçbir eylemde bulunmaz.Toparlanma sürecinde yurtdışına çıkan Serdar Kaya, son operasyonlarda tutuklanan Ulaş Erdoğan'ı örgütün sorumluluğuna getirir. Örgütün silahlı eylemler yapan askeri kadrosu Bekaa'da bulunan kamplarda askeri eğitim gördüğü için PKK'nın üst düzey kadrosu ile kurdukları ilişkiyi günümüze kadar sürdürdü. 

Ancak konu biraz araştırıldığı zaman, kimi olası bireysel temaslar bir kenara bırakılacak olursa, Devrimci Karargah'ın bu denli eski bir tarihe dayanan bir yapı ile örgütsel bir devamlılık ilişkisi içinde olduğu iddiası havada kalıyor.

Yukarıdaki iddialarda adı geçen Sarp Kuray ise, uzun yıllar mülteci olarak kaldığı Fransa'dan Türkiye'ye döndükten tam 10 yıl sonra yeniden cezaevine kondu. Gazeteci Ayça Söylemez'in araştırma yazısında belirttiği gibi, Kuray'ın yeniden kanuni takibata uğraması, tüm devrimcileri SHP'ye çağırması ve bu partinin başına geçmesi söz konusu olduğu zaman meydana geldi.

ADINI 1. ORDU'YA ATTIĞI ROKETLE DUYURDU
Devrimci Karargah örgütü, adını 1.Ordu Komutanlığı'na el yapımı havanla düzenlediği bombalı eylemle duyurdu. Eylemden sonra internet sitesinde bombalama olayı esnasında çekilen fotoğrafları yayınlayınca örgütün adı Türkiye'de duyuldu. Daha sonra ise AK Parti'nin Kağıthane'de bulunan Genel Merkezine gönderdiği bombalı paketle gündeme geldi. Bombalı paket x-ray cihazından geçerken patlamış bir polis yaşamını yitirmişti. Karacaahmet Mezarlığı'nda çaydanlık içinde bulunan zaman ayarlı bombanın gerçek hedefi ise bugüne kadar bulunamadı. Medyada güzergahtan geçecek üst düzey devlet yöneticilerinin hedefte olduğu söylense de bu hedef hiç bir zaman açıklanmadı.

'DEVRİMCİ SOL'UN BEDRİ YAĞAN GRUBUYLA BİRLEŞTİ' İDDİASI
Devrimci Karargâh polisten aldığı darbelere rağmen hala ayakta kalmasını DHKP-C ve TKPML gibi örgütlerden de eleman kazanmasına borçlu. Özellikle cezaevinden çıkan Devrimci Sol mensubu örgüt elemanları grubun dağılma ve etkisizleşme döneminde olmasından ötürü Devrimci Karargâh örgütüne geçmeyi tercih ediyor. Örgüt de internet sitesinde yayınladığı bildiri ile Devrimci Sol'un bir bölümüyle (Bedri Yağan grubuyla) birleştiklerini açıkladı.

27 Nisan 2009’da İstanbul’da 60 ayrı noktaya düzenlenen operasyonlarda örgütün yönetici kadrosunda olduğu belirlenen Orhan Yılmazkaya, Bostancı’daki evinde çıkan çatışmada ölü olarak ele geçirildi. Operasyonlarda Vatan Gazetesi İnternet Yayın Editörü Aylin Duruoğlu da tutuklandı. İlk duruşmada serbest bırakılan Duruoğlu suçsuzluğunu söylemek için 6 ay hapiste kalmıştı.

27 Nisan’daki silahlı baskında öldürülen Orhan Yılmazkaya’nın ardından Türkiye liderliğine eski bir MLKP’li olan Ulaş Erdoğan getirildi. Ulaş Erdoğan'ın yakalandığı oparasyonda ise örgütün eski Demokrat Parti Genel Başkanı Mehmet Ağar'a suikast hazırlığında olduğu, Zaman Gazetesi'ne silahlı eylem, Tuzla tersanesinde faaliyet gösteren armatörlere karşı silahlı suikastler ve bir uçak kaçırma hazırlığında olduğu ileri sürüldü.

SON OLARAK SDP VE TÖP'LE İLİŞKİLENDİRİLDİ
Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın gözaltına alınmasından bir gün önce yapılan operasyonlarla bu kez de Sosyalist Demokrasi Partisi ve Toplumsal Özgürlük Platformu adlı legal oluşumlardan toplam 17 kişi Devrimci Karargah bağlantısı iddiasıyla gözaltına alındı. SDP olaydan sonra yaptığı resmi açıklamada Devrimci Karargah'la hiçbir alakası olmadığını şu ifadelerle ortaya koydu:

"Gerek Sosyalist Demokrasi Partisi ile Toplumsal Özgürlük Platformu'nun, gerekse gözaltına alınan yönetici ve üyelerimizin, üyesi olmakla itham edildikleri Devrimci Karargâh isimli örgütle hiçbir bağlantıları bulunmadığı gibi; siyasi köken, mücadele tarz ve anlayışı itibarı ile de en ufak bir ilgileri bulunmamaktadır". 

İlginç bir zamanlama ile gözaltına alınan bu 17 kişiden biri olan Necdet Kılıç'tan, Avcı kitabında "arkadaşım" diye bahsediyordu. Zaman gazetesi gibi kimi yayın organları ise, Devrimci Karargah'la hiçbir bağlantıları olmadığını ve olamayacağını vurgulayan SDP ve TÖP adlı kuruluşlardan gözaltına alınan 17 kişiden biri olan Kılıç'ın, Avcı'nın kitabında zikredilmesini, Devrimci Karargah-Hanefi Avcı bağlantısının kanıtı olarak sunmaya çalıştılar.  


Sayfa Yükleniyor...