İzmir ve Diyarbakır'a 'çılgın projeler'

Başbakan Erdoğan, İzmir ve Diyarbakır'a yapılacak yeni yol, köprü, tünel ve şehir planlaması projelerini açıkladı.

Başbakan Tayyip Erdoğan İstanbul'da yaptığı toplantı ile Diyarbakır ve İzmir'e yönelik projelerini açıkladı.

Erdoğan, projelere ilişkin şu bilgileri verdi.


''Diyarbakır için ilk projemiz, Suriçi yenileme projesi. 5 kilometre uzunluğundaki Diyarbakır'ın tarihi surları iki yerden yıkılmış durumda. Bu iki yerde onarım yapacak, Suriçi'ne, o eski zamanlarda olduğu gibi bugün de yine kapılardan girilmesini sağlayacağız. Suriçi'ndeki 500 civarında sivil mimari örneği yapıyı aslına uygun şekilde yeniden inşa edeceğiz.

1272 yeni konut yapılarak, hiç kimsenin hakkı gaspedilmeden, bu sürecin tamamlanması için çalışmalarımız devam ediyor.''

Başbakan Erdoğan, Diyarbakır için ikinci projelerinin de Diyarbakır Havaalanı Projesi olduğunu belirterek, ''Askeri ve Sivil havaalanını birbirinden ayırıyoruz. Yeni ve modern bir terminal binası ile Diyarbakır'a yaraşan sivil bir havaalanını Diyarbakır'a kazandırıyoruz'' dedi.

'nin üçüncü büyük kenti olan İzmir'in, Ege'nin ve Akdeniz'in incisi; bulunulan coğrafyanın en önemli liman kentlerinden biri olduğunu belirten Erdoğan, İzmir'in ticaret, sanayi, turizm noktasında çok büyük bir potansiyel barındırdığını söyledi.

KÖRFEZ'E BATIRMA TÜNEL VE 4.5 KM'LİK KÖPRÜ
İzmir'in bu potansiyelini açığa çıkarmak, İzmir'in ihmal edilen bu yanını ortaya koyabilmek, uluslararası bir marka şehir haline dönüştürmek için 12 Haziran'ın hemen ardından çok yoğun bir planlamanın içine gireceklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

''İzmir için ilk projemiz, Körfez geçişi projesi, diğer adıyla, İZKARAY. Bu projeyle, İzmir Körfezi'nin iki ucunu birbirine bağlıyoruz. Bostanlı ile İnciraltı'nı, 4,5 kilometre köprü ve 1,5 kilometre batırma tüp tünelle birbirine kavuşturuyoruz. Böylece Bostanlı ve Karşıyaka başta olmak üzere şehrin kuzeyinden gelenler, en kısa yoldan şehrin güneyine ulaşacaklar. İzmir kent merkezini, Körfez geçiş projesi ile kuzeyden gelecek transit trafikten arındırmış olacağız. Mevcut durumda 30-35 kilometre yol katedilerek ulaşılan noktaya, 10 kilometrede varmak mümkün hale gelecek.

İzmir için ikinci projemiz Konak tüneli. İzmir'in uzun yıllardır kent içi trafiğinin can damarlarından olan, çok yoğun bir trafik taşıyan Mürselpaşa Bulvarı üstünden sahil yoluna kadar trafiği yer altına alıyoruz. Çift tüp delme tünel olarak inşa edeceğimiz bu yolun toplam uzunluğu yaklaşık 2,5 kilometre. Bu tünelle, İzmir'in kent içi trafiğini rahatlatacak, gürültü ve çevre kirliliğini azaltacak, seyahat sürelerini kısaltacağız. İstanbul'da Kadir Bey bunları yaptı. Ondan sonra diyorlar ki; ayrım mayrım, buyrun. İstanbul'da bütün metroları büyükşehir belediyesi yaptı. İzmir'de Egeray Ulaştırma Bakanlığı devreye girmeseydi yarıda kalacaktı.''

İZMİR'E DE HIZLI TREN
Başbakan Erdoğan, İzmir için üçüncü projenin İzmir-Ankara ve İzmir-Bursa-İstanbul yüksek hızlı tren projesi olduğunu bildirdi.

Başbakan Erdoğan, İzmir için bir başka projenin Sabuncubeli tüneli olduğunu belirterek, İzmir-Manisa arası ulaşımın uzun yıllardır riskli bir bölgesi olan Sabuncubeli geçişinde bir tünel inşa ettiklerini söyledi.

Başbakan Erdoğan, Egeray, diğer adıyla İzban Projesi'nin devam ettiğini anımsatarak, 30 kilometre uzunluğundaki yeni demiryolu hattıyla Bergama'nın Aliağa istasyonu üzerinden Menemen'e bağlantısını sağladıklarını, bu hattı oradan da İzmir ve Manisa'ya, demiryolu vasıtasıyla entegre ettiklerini söyledi.

Erdoğan, ''Yine 30 kilometrelik ikinci hattı yaptığımızda, banliyö sisteminin güzergahını Tepeköy'den Selçuk'a kadar uzatmış olacağız. Turistler, bölgenin en önemli turizm merkezlerinden olan Selçuk ve Bergama'ya, Menderes Havaalanından direkt olarak hızlı, güvenli ve ekonomik bir şekilde ulaşım imkanına kavuşacaklar. Ayrıca, bu proje tarım ve hayvancılık yönünden de gelişmiş olan Selçuk ve Bergama'nın ekonomisine önemli katkı sağlayacak'' diye konuştu.

Erdoğan, İzmir'de bu dönem çok ciddi bir sıçrama yaparak, halkın da desteğiyle şehir yenileme projesi ile ekonomik ömrünü doldurmuş, depreme dayanıksız, altyapı ve fiziki koşulları uygun olmayan yapılardan şehri arındırarak, yeni, modern, sağlıklı bir kentleşmeyi başlatacaklarını anlattı.

Proje kapsamında yeni evlenenlere, dar gelir gurubuna, düşük taksitli uzun vadeli ödeme planları ile ev edinme imkanı sağladıklarını belirten Erdoğan, bunu yaparken, hak sahiplerinin de hiçbir kayba uğramadan daha konforlu konut sahibi olmalarını temin edeceklerini söyledi.

Erdoğan, şehri yenilerken kimseyi mağdur etmeyeceklerini, en uygun, daha konforlu konut sahibi olmalarını temin edeceklerini kaydetti.

9 YENİ YAT LİMANI KURULACAK
Bir başka önemli projeleri olan kuzey Ege, yani Çandarlı Limanı'nın yapımına başladıklarını ifade eden Erdoğan, bu proje ile Kuzey Ege Limanı'nı, İzmir'i, Türkiye'nin en önemli lojistik üslerinden birisi haline getireceklerini kaydetti.

Başbakan Erdoğan, İzmir için son projenin yat limanları olduğunu belirterek, turizmde sıçrama olacağı için bu yat limanlarına şiddetle ihtiyaç olduğunu söyledi.

Çeşme, Urla, İnciraltı, Pasaport, Karşıyaka, Bayraklı, Aliağa, Yeni Şakran ve Dikili'de olmak üzere 9 yeni yat limanı kurmayı planladıklarını bildiren Erdoğan, yeni yat limanlarıyla İzmir'e toplam 3 bin 150 ilave yat kapasitesi kazandırmış olacaklarını, bütün bu projelerle, İzmir'i çok farklı bir kent konumuna yükselttiklerini söyledi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan'ın, İzmir projelerini açıklamasının ardından projeler için hazırlanan kısa film sunuldu.

Diyarbakır, İzmir ve İstanbul projelerinin hem şehirlere, hem de ülkeye hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, bunun kendilerinin 4'üncü proje açıklama toplantısı olduğunu söyledi.

DİCLE'YE YENİ YAŞAM ALANI
''Dicle Vadisi Projesi, Diyarbakır için bir başka projemiz'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Dicle Nehri'ne rağmen yeşil alan miktarının oldukça düşük olduğu Diyarbakır'a, yeşil ile mimarinin uyum içinde yükseldiği yeni bir yaşam alanı kazandırıyoruz. Dicle kenarında kuracağımız bu yaşam merkezi, günlük yaşamın, ticaretin, eğitimin, sporun tabii bir bütünlük içinde kucaklaştığı çok farklı bir alan olacak. Yapılarda yöresel Diyarbakır bazalt taşı kullanılacak. Tek ve iki katlı olarak düşünülen yapılarda Diyarbakır iklimi dikkate alınacak. Yamaçları ise piknik alanları olarak tasarlıyoruz. Piknik alanlarına taşıtın yanı sıra yürüyerek ve bisikletli olarak da ulaşmak mümkün olacak.''

Bu proje ile Diyarbakır'daki insanların yaşam kalitesini artırarak, güvenli, rahat ve kucaklayıcı modern bir yaşam alanı inşa edeceklerini ifade eden Erdoğan, bugüne kadar Dicle için çok proje üretildiğini, ancak hiçbirisinin uygulanmadığını söyledi.

DİYARBAKIR-ŞANLIURFA OTOYOLU
Diyarbakır için bir başka projenin de Diyarbakır-Şanlıurfa Otoyolu Projesi olduğunu belirten Erdoğan, şu bilgileri verdi:

''Edirne'den başlayarak Ankara'ya kadar kesintisiz ulaşan otoyol, Ankara-Niğde ve Şanlıurfa-Habur kesimini de tamamladığımızda Türkiye'yi boydan boya geçecek bir hat olacak. Ankara projelerimizi açıklarken de belirttiğimiz gibi Ankara-Niğde etabını başlatıyor ve en kısa sürede bitiriyoruz. Şanlıurfa-Habur kesimiyle ilgili çalışmalar devam ediyor. İşte bu otoyola, Diyarbakır'ı da dahil ediyoruz. Böylece Diyarbakır'ı hem Habur'a, hem de Şanlıurfa, Gaziantep, Adana, Mersin, Niğde, Ankara, Bolu, Düzce, İstanbul ve Edirne'ye kesintisiz bağlıyoruz. Diyarbakır, Erzurum, Trabzon yolunu da inşa ederek, Karadeniz'i Diyarbakır üzerinden Akdeniz'e, Ortadoğu'ya bağlamış olacağız. Diyarbakır çevre yolunun çalışmaları da devam ediyor. Bu yola da hız veriyoruz, en kısa sürede bitireceğiz.''

Başbakan Erdoğan, bir başka projenin ''Silvan Barajı'' projesi olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

''Silvan Projesi ile 2 milyon 450 bin dekar tarım arazisinin sulanabilmesini sağlıyoruz. Bu projeyle hayata geçecek sulama sistemi sayesinde çiftçilerimize, yılda 735 milyon lira ilave gelir elde etme imkanı getiriyoruz. Burada insan yok çiftçi var bunu da hatırlatıyorum. Projenin enerji alanındaki faydası ise yılda 102 milyon lira enerji geliri olacak. Silvan Projesi ile 318 bin kişiye iş imkanı oluşturuyoruz. Ülke ekonomisine de toplamda yılda 837 milyon lira katkı sağlayacağız.''

Diyarbakır'a 2 tane de şehir hastanesi kazandıracaklarını ifade eden Erdoğan, ''Kayapınar Şehir Hastanesi, 1 genel ve 7 ihtisas hastanesinden oluşacak. Genel hastane şu anda 500 yatakla faaliyette. Buna, 7 ihtisas hastanesi daha ekliyoruz. Toplam yatak sayısını 1630'a çıkarıyoruz. Bu şehir hastanesinde 120 yoğun bakım yatağı, 30 ameliyathane, kemik iliği nakil merkezi ve organ nakil merkezi bulunacak. Bu projenin Yüksek Planlama Kurulu onayı alındı, ihale ilanına çıkıldı, süreç devam ediyor. İkinci şehir hastanesi ise Yenişehir'de kurulacak. 200 yataklı bir genel hastane ve 400 yataklı bir kadın doğum ve çocuk hastanesi, bu ikinci şehir hastanesinin içinde olacak. Toplam 600 yataklı bu hastane için arsa temini çalışmaları devam ediyor'' dedi.

30 BİN KİŞİLİK STAT
Diyarbakır için tasarladıkları son projenin ise 30 bin kişilik bir stat olduğunu belirten Erdoğan, ''Diyarbakır'a, Diyarbakırspor'a yakışan, modern, 30 bin kişilik bir stadın inşasına en kısa sürede başlayacak, bitirip gençlerimizin hizmetine sunacağız. Bütün bu projeler, başta da ifade ettiğim gibi Diyarbakır'da istihdama çok önemli katkı sağlayacak. İnşa aşamasında on binlerce kişi iş imkanı bulurken, projelerin tamamlanmasının ardından da Diyarbakır ticarette, turizmde farklı bir döneme girecek'' diye konuştu.



İstanbul için 3 yeni projeleri bulunduğunu, ilk projelerinin Avrupa ve Anadolu yakasında iki adet şehir hastanesi olduğunu belirten Erdoğan, Avrupa yakasındaki şehir hastanesini İkitelli'ye inşa ettiklerini, bu şehir hastanesinde, 1 genel, 7 tane de ihtisas hastanesi bulunacağını belirtti.

Erdoğan, toplamda 2 bin yataktan oluşan bu şehir hastanesinin ön yeterlilik ihalesinin 18 Mart'ta sonuçlandığını ve en kısa sürede sözleşme imzalanarak inşaatın başlayacağını bildirdi.

Anadolu yakasında da aynı tarzda bir şehir hastanesini inşa edeceklerini ifade eden Erdoğan, ''İstanbul için ikinci projemiz Taksim Meydanı Projesi'' olduğunu belirterek, projeye ilişkin şu bilgileri verdi:

''Taksim'de, Tarlabaşı Bulvarı; Cumhuriyet Bulvarı araç trafiğini yer altına alıyoruz. Ayrıca Atatürk Kültür Merkezi Önü ve Taksim Anıtı çevresinde bulunan araç yollarını da yeraltına alıyoruz. Cumhuriyet Caddesi'nde Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Bey ile Beyoğlu Belediye Başkanımızdan cephe giydirme sistemleriyle bu binaların süratle aslına uygun olarak restorasyonunun yapılması lazım. Bunu halletmemiz lazım ki burası bambaşka olsun. Çünkü 100. yıla hazırlanıyoruz. Böylece tüm Taksim Meydanı'nı yayalara tahsis etmiş oluyoruz. Cumhuriyet Caddesi üzerinde 312 metre, Anıt ve Atatürk Kültür Merkezi tarafından 819 metre uzunluğunda olmak üzere toplamda 1.131 metre uzunlukta yer altı araç yolu inşa edeceğiz.

Böylece, Taksim Gezi Parkı ve Atatürk Kültür Merkezi önünü, araç trafiğinden arındırılmış olarak, İstiklal Caddesi'ne kesintisiz şekilde bağlıyoruz. Alttaki araç trafiğini, her yöne ulaşmayı mümkün kılacak şekilde tasarladık.

Günün belli saatlerinde, Taksim Meydan'ındaki servis yollarına, sadece bölgedeki iş yeri ve konutların ulaşım ihtiyacını karşılamak amacıyla araç girişi olacak. Bu proje yapılırken, 41 adet ağaç taşınmak zorunda kalacaktır. 15 ayda tamamlanması planlanan bu projenin inşası sırasında, trafiğin aksamaması için gerekli planları da yaptık. Toplu taşımayı aksatmayacak, alt geçitlerde otobüs duraklarının faaliyetini devam ettireceğiz. Bilindiği gibi Gezi Parkı'nın bulunduğu yer aslında Taksim Topçu Kışlası idi. Bu binayı yıkan zihniyet hangi zihniyet biliyor musunuz? Bu kışlanın inşa tarihi Sultan III. Selim dönemine kadar uzanıyor. Kışla, Kapıkulu askerlerinin topçu sınıfı için 1806'da inşa edilmiş, defalarca tahribat ve onarım yaşamıştır. Taksim Topçu Kışlası, 1940 yılında tek parti (CHP) döneminde, İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Lütfi Kırdar döneminde, mimari ve tarihi değerine bakılmaksızın yıktırılmıştı. İşte CHP bu. CHP yıkıyor ve bu hale getiriyor. Yıkılan bu alana da Gezi Parkı inşa edilmişti. Şimdi, biz, aslına uygun hale getiriyoruz. Taksim Topçu Kışlası'nı yeniden inşa ediyoruz. Binaların orta bölümü yine park olarak kullanılacak, alt bölüm ise otoparka dönüştürülecek. Taksim'e çok farklı bir çehre kazandıracak bu büyük projenin İstanbul'a hayırlı olmasını diliyorum. Fakat burada, bu geçiş döneminde de ne oldu biliyor musunuz? Burası eski Taksim Stadı olarak kullanıldı. Dolmabahçe Stadı'ndan önce burası meşhur Taksim Stadı idi. Baktılar ki biz buradan çok darbe yiyeceğiz, ondan sonra, aşağıda alelacele Dolmabahçe Stadı inşa edildi. İşte CHP zihniyetini öğrenmek istiyorsanız bu sizlere gösterdiğim tablolara bakın ve bunu bilmeyenlere de anlatın. CHP tarihi yıkan bir zihniyettir. Biz tarihimize sahip çıkıyoruz ve bu tarihi de geleceğe taşıyoruz.''

"YASSIADA'YI 'YASLI ADA' OLMAKTAN ÇIKARIYORUZ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul için üçüncü projenin Adalar Projesi olduğunu belirterek, ''Yassıada ve Sivriada'yı yeniden ele alıyor, farklı bir çehreye kavuşturuyoruz'' dedi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu iki adayı, İstanbul'un, Türkiye'nin, dünyanın önemli iki sembol adası haline getirmeyi planlıyoruz. Bu konuda Genelkurmay Başkanı'mıza özellikle teşekkür ediyorum. Çünkü TSK adına tahsis edilmişti Yassıada. Oradan tekrar devraldık. Hazine'ye devri yapıldı. Şimdi, Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilmek suretiyle Yassıada'yı 'yaslı ada'' olmaktan çıkarıyoruz. Şu anda ön proje çalışmalarını yaptırdık. Burada, her iki adayı müşterek olarak uluslararası kongre merkezlerinin yapılacağı, burada gerek idam edilen merhum Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu, bıraktığı gerek objeler ve eserler noktasında neler varsa bunların sergilenebileceği müzeler, bunun dışında, eğer varislerinden alabileceğimiz kitaplar vesaireleri, kütaphaneleri varsa, bunları sergileyebileceğimiz kütüphaneler kuracağız. Büyük bir kongre merkezi, otelller kuracağız. Gördüğünüz binalar, bunların bütün çalışmaları yapıldı. Sivriada'da, bu gördüğünüz yerde, şimdi inşallah gördüğünüz modern kongre merkezini yerleştirmiş oluyoruz. Gayet güzel, yat limanı her iki tarafta olacak. Birbirine yakın adalar olması hasebiyle de müşterek olarak projelendiriyoruz. Bu Yassı adayı da yaslı ada olmaktan çıkartıp, demokrasi ve özgürlükler adası yapıyoruz. Hedefimiz bu. İnanıyorum ki bu tabii bir tarihi yanlışın giderilmesi olacaktır. Yani, 'Bize verilen emir yerine gelmiştir', diyenlere karşı, millet, 'Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir' diyerek bu tarihi yanlışı ortadan kaldırmıştır. Bu iki adayı, farklı bir konseptte İstanbul'a kazandırarak, hem demokrasi adına bir vefa borcumuzu yerine getirecek hem de İstanbul'un kongre ve turizm kenti olmasına farklı bir güç katmış olacağız.''

Sayfa Yükleniyor...