Jandarma ile avukatlar yumruklaştı
Ergenekon Davası'nın bugünkü duruşması gergin geçiyor. Davanın öğleden sonraki duruşmasında salondaki bir stajer avukatın dışarı çıkartılması üzerine sanık avukatları ile jandarma arasında arbede yaşandı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki Ergenekon duruşmasında, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, verilen ara sırasında duruşmadan çıkmamak için jandarma görevlilerine direnen avukatlar salonda bulunurken, stajyer avukat Ece Unutmaz'ın tablet bilgisayarıyla görüntü çektiğine ilişkin tutanak tutulduğunu söyledi.
Avukatlar tarafından itiraz edilirken Başkan Özese, tutanağı okuyacağını söyledi.
Tutanakta, Unutmaz'ın tablet bilgisayarını CHP Milletvekili Musa Çam'a teslim ettiğini, Çam'ın da bilgisayarı jandarma görevlilerine teslim etmeyerek salondan ayrıldığının yer aldığını ifade eden Özese, ardından Unutmaz'ın salondan dışarı çıkartılmasını istedi.
Avukatlar da, başkanın hangi maddeye dayanarak avukatı dışarıya çıkarttığını açıklamasını isterken, duruşma devam ederken görüntü çekilmediğini belirtiler.
Başkan Özese de, kendi yetkisini kullanarak Unutmaz'ın çıkarılmasına karar verdiğini söylerken, Unutmaz'dan salondan ayrılmasını istedi.
'FAŞİZME KAPI AÇILIYOR'
Avukat Serkan Günel de, CMK'nın 183. maddesini okuyarak, maddenin duruşma sırasında görüntü çekimine yasak getirdiğini belirtti.
Günel'in, ''Kanunların uygulanmadığı her ülke, faşizme kapı açmaktadır'' sözlerine Özese, ''Mahkeme faşist olamaz'' diye karşılık verdi.
JANDARMAYLA AVUKATLAR YUMRUKLAŞTI
Robokop kıyafetli jandarma görevlileri de, sanıklar ve avukatların bulunduğu bölümü çember altına alırken, salondan çıkarılması istenilen Ece Unutulmaz'ın etrafı da diğer avukatlar tarafından sarıldı.
Jandarmaya direnen avukat Hüseyin Ersöz ile jandarma görevlileri arasında yumruklaşma yaşandı.
İzleyiciler yuhalarken, Başkan Özese ile avukatlar sözlü tartışmalarını bir süre sürdürdü.
'ZORLA DA OLSA ÇIKARIN'
Başkan Özese, Unutmaz'a salondan çıkması konusunda çok kez uyarıda bulunurken, ''Başkanın emrini yerine getirmek durumundasınız. Zorla da olsa çıkarın'' derken, diğer avukatları da jandarmanın görev yapmasını engellememeleri konusunda uyardı.
Yaklaşık 20 dakika yaşanan gerginliğin ardından, stajyer avukat Ece Unutmaz salondan dışarıya çıktı.
Başkan Özese de, ''Herkes duruşma disiplinine uyarsa böyle olmaz'' dedi.
Duruşmada, sanıklar beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.
'AVUKATLAR DARP EDİLDİ'
Bu arada, Ece Unutmaz ile birlikte salondan ayrılan avukat Hüseyin Ersöz, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ara sırasında avukatlar salonda kalmak konusunda direnirken jandarma görevlilerinin bazı avukatları darp ettiğini söyledi.
Ersöz, avukat Murat Ergün'ün darp nedeniyle, Celal Ülgen'in tansiyon yükselmesinden dolayı müdahale için ambulansa alındığını ifade etti.
BALBAY'IN MİKROFUNU KAPATILDI
Davanın sabahki duruşmasında da, sanık ve avukatlara tanık dinletilmesi taleplerine ilişkin söz verildi.
Tutuklu sanık CHP Milletvekili Mustafa Balbay, konuşmaya başladığı sırada tanık dinletilmesi talebinin haricinde başka bir şey söylemek istediğini ifade etti. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, tanık dinletme talebinin haricinde şu aşamada başka beyan almayacaklarını söyledi.
Sanık Balbay ise kendisine ve avukatlara söz verilmediğini belirterek, ''Hukuk ayaklar altına alınıyor'' diyerek tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Özese, Balbay'ı, konuşmaya devam etmesi üzerine önce uyardı, ardından da mikrofonunu kapattırdı.
Bu arada sanık avukatlarından Mehmet Taşdelen, Mahkeme Başkanı'na avukatlara söz vermediği için tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Özese de, avukata hitaben ''Söz verilmeden konuşmayın lütfen. Duruşma disiplinin bozan herkese dışarı çıkartırız'' uyarısında bulundu.
'BEN DE DURMAM ZATEN'
Bunun üzerine konuşmaya devam eden Taşdelen'den, Başkan Özese, dışarı çıkmasını istedi. Avukat Taşdelen de, ''Ben de çıkıyorum durmam zaten'' diyerek salondan ayrıldı.
Duruşmada söz alan sanık Hüseyin Buzoğlu ise, 18 Şubat'ta tanık dinletilmesi taleplerinin reddine ilişkin ara kararında mahkemenin görüşünü belli ettiğini öne sürdü. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Özese, ''Mahkemeyi töhmet altından bırakamazsınız. Bu şekilde savunma yapamazsınız. Bizim yerimize empati kurmayınız'' dedi.
Hüseyin Buzoğlu da ''Sizin yerinizde olmaktansa sanık ve avukat olmayı tercih ederim. Heyetiniz çekilmelidir. Aksi takdirde reddi hakim talebinde bulunuyorum'' diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Özese, tutuklu yargılanan emekli orgeneraller İlker Başbuğ ve Hurşit Tolon'un avukatı İlkay Sezer'in celse arasında yaptığı reddi hakim talebini kabul etmediklerini açıkladı. Özese, avukat Sezer hakkında, Tolon'un avukatı olarak verdiği dilekçesinde yer alan beyanları nedeniyle Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.
REDDİ HAKİM TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Özese, ayrıca bazı sanıkların celse arasında reddi hakim talebinde bulunduklarını da belirtti.
Taleplere ilişkin görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel de, aralarında eski Başbakanlık Müsteşarlarından Yaşar Yazıcıoğlu'nun da bulunduğu tanıkların dinletilmesi taleplerinin davayı uzatma amaçlı olduğunu belirterek, reddedilmesini istedi.
Pekgüzel, reddi hakim taleplerinin de soyut amaçlı ve davayı uzatma niyetinde olduğunu ifade ederek, bu talebin de reddedilmesi yönünde karar verilmesini talep etti.
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, aralarında Doğu Perinçek'in avukatı Ceyhan Mumcu'nun da bulunduğu bazı sanık ve avukatların reddi hakim taleplerini, davayı uzatma amaçlı olduğu gerekçesiyle kabul etmedi.
Mahkeme, eski başbakanlık müsteşarlarından Yaşar Yazıcıoğlu'nun da aralarında bulunduğu tanık dinletilmesi taleplerini de, daha önce verilen ara kararlar gereği reddetti.
'ANDIÇ BAŞBUĞ'A ARZ EDİLDİ'
Dava kapsamında tutuklu yargılanan Emekli Korgeneral Mehmet Eröz, dava konusu andıcın dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'a arz edildiğini söyledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada söz alan tutuklu sanık emekli Korgeneral Mehmet Eröz, naip hakimliğin Bilgi Destek Dairesi'ndeki bilgisayarlara ilişkin 11 Şubat 2013 tarihli raporunda, yaklaşık 3 milyon belgenin incelendiğinin anlatıldığını söyledi.
İddianamede kendisine yönelik suçlardan birinin de ''Bilgisayarları sildirterek bilgi karattığı'' iddiası olduğunu anlatan Eröz, 3 milyon belge incelendiği için böyle bir şeyin olmadığının anlaşılacağını ifade etti.
Eröz, bunlar arasında kendi Harekat Başkanlığı dönemine ait 151 belge yer aldığını kaydetti. Bunların da bilgi notu, basında öne çıkan haberler, internet sitelerine eklenen haberler, şube içi çalışma notları gibi konular olduğunu öne süren Eröz, bunlarda hiçbir siyasi yorum veya hükümet aleyhine bir ifade olmadığını savundu.
Bilgisayarlarla ilgili hazırlanan bu raporda 4 adet andıç bulunduğunu belirten Eröz, dava konusu Şubat 2009 tarihli andıcın da internet sitelerinin kapatılmasının ardından, internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi konusundaki kanuna uygun olarak, dört konuda yeni internet sitesi açmak amacıyla hazırlandığını söyledi.
Eröz, bu andıcın, normal karargah çalışma usulleri dahilinde ve hiyerarşik komuta yapısı içinde hazırlanmış yasal bir belge olduğunu ileri sürerek, ''Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a arz edilmiştir'' dedi.
Eröz, Genelkurmay Başkanlığı'nın, internet siteleriyle ilgili uygulamanın yasal ve kurumsal bir faaliyet olduğunu hiçbir tereddüte mahal vermeyecek açıklıkta bildirdiğini kaydetti.
SANIK ŞİNAL'DEN İLGİNÇ İDDİA
Tutuklu sanıklardan Bedirhan Şinal ise kendilerine verilen 15 dakikalık sürenin yetmediğini ifade ederek, süre talep etti.
Şinal, bir savcının kendisini ifadeye çağırdığını belirterek, şöyle konuştu:
''İfadeye gittiğimde savcı bana 'Devletin sistemi tehdit altında, seni daha sonra çağıracağım baş başa olacağız. Bana bir konuda ifade vereceksin. Bu konuda, Afyon'da meydana gelen patlamayı davanın sanıklarından İlker Başbuğ ve Hurşit Tolon'un talimatıyla Sedat Peker'in yaptırdığını söyleyeceksin. Eğer bu teklifi kabul edersen içeriden çıkman için yardım ederim' dedi. Ancak bu teklifi reddettim. Orduyu bitirmek için yapılan bu komployu ve Afyon'da hayatını kaybeden şehitler adına bu teklifi kabul etmedim. Size bunun belgelerini veriyorum. Mahkeme araştırırsa savcının yanına giriş çıkış kamera kayıtlarından görebilir.''
BALBAY: BURADA HAK DEĞİL HAKLAMA VAR
Tutuklu sanık CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Cumhuriyet Gazetesi'ne molotofkokteyli atmaktan tutuklu yargılanan Bedirhan Şinal'in olaylarda nasıl kullanıldığını anlattığını ifade etti. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Özese de ''Bizde bu olayları araştırıyoruz'' dedi.
''Siz beni Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atan örgütün üyesi olmakla yargılıyorsunuz. Bunda bir çarpıklık yok mu'' diyen Balbay, davaya gelen evraklar arasında bulunan ve andıç ile ilgili 28 klasörden oluşan bilirkişi raporunun 90 bin sayfa olduğunu belirtti. Balbay, ''Siz tencereye her şeyi koyuyorsunuz ve ondan sonra da ayıklayın diyorsunuz. Bu hiç hukuki değil. Sepete su dolduruyorsunuz, 90 bin sayfa koyup 15 dakikada boşaltın diyorsunuz. İlkokuldaki havuz problemlerinde bile böyle bir şey yok'' diye konuştu.
Bugünkü duruşmada jandarma ile avukatlar arasındaki olaylara değinen Balbay, ''Burası duruşma salonu olmaktan çıktı vuruşma salonu oldu'' dedi.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Özese, Balbay'ı uyararak, ''Lütfen tekrar bu tartışmalara girmeyelim. Taleple ilgili beyanlarınızı alalım'' ifadelerini kullandı.
''Arbede sırasında bir görevlinin avukata yumruk attı. Bunun da araştırılmasını istiyoruz'' diyen Balbay, mahkemenin her duruşmaya başlarken ''Açık yargılamaya devam olundu'' dediğini ancak insanların buraya gelmek için beş yerde kurulan çelik bariyerleri aşmak zorunda kaldığını öne sürdü.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Özese, ''Hak, duruşma salonunda mahkemelerde aranır'' diye konuştu. Balbay da ''Burada hak değil haklama var'' dedi.
'SAĞLIĞINIZA DİKKAT EDİN'
Tutuklu yargılanan CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal da konuşmasında duruşmada yaşanan gerginliğe değindi.
Mahkeme heyetine ''Sağlığınıza dikkat edin'' diyen Haberal, hekimler ve hakimlerin mesleklerini icra ederken sinirlenmemesi, reaksiyon göstermemesi gerektiğini söyledi.
Haberal, ''Benim karşıma hasta geldiğinde sinirlenmemeliyim. Çünkü görevim onu saglığına kavuşturup tedavi etmek. Hakimlerin görevi de adaleti uygulamak. Arkanızda 'adalet mülkün temelidir ' yazıyor ve adalet yüceler yücesi Allah'ın emridir'' diye konuştu.
Mahkeme başkanı Özese ile avukatların tartışmasını hatırlatan Haberal, mahkemeye ''Benim birinci görevim sizin sağlığınızı korumaktır. Ne olur sağlığınızı zedelemeyin'' şeklinde konuştu.
Tutuklu yargılanan emekli Orgeneral Hurşit Tolon da tutuklu sanık Bedirhan Şinal'in iddialarının sağlık sistemini bozduğunu belirterek, ''Ben yasal haklarımı kullanacağım. Mahkemenin de suç duyurusunda bulunmasını istiyorum'' dedi.
Duruşma yarına ertelendi.
- Etiketler :
- Haberler