Kaboğlu: Soruşturma amacından sapıyor

NTV'nin sorularını yanıtlayan Prof. Kaboğlu, şunları söyledi:

"Ergenekon operasyonunu, darbe girişimine karşı başlatılan ve yürütülen bu operasyonu genellikle destekleyen bir kişiyim. Ama Anayasaya saygı duyulması, sanık haklarına saygı duyulması, insan hakları evrensel ilkelerine saygı duyulması kaydıyla... Çok hata yapıldı ancak şimdi zamanımız yok onları konuşmak için.

Fakat bugün itibariyle Türkan Saylan’ın bununla ilişkilendirilmesinin Ergenekon operasyonu adına, amacından saptırıldığını ve farklı düşünen kişilere muhaliflere belli çevrelere yönelik bir yıldırma hareketi olduğunu söyleyebilirim.

Sadece sivil toplum örgütlerine değil, onların sorumluluğunu üstlenen kişilere yönelik olarak da yapıldığını düşünüyorum. Çünkü Türkan Saylan aslında sadece Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı olarak, bu faaliyetlerle sınırlanabilecek bir kişi değil. Bilim adamı kimliğinin ötesinde aynı zamanda bir insan hakları mücadelecisidir. Ama Türkan Hanım hiç kuşkusuz özellikle doğuda, güneydoğuda okuma olanağı bulamayan öğrencilere yaptığı destekle yeni bir çığır açmıştır. Bu bakımdan gerçekten bu hareket üzüntü vericidir.

-Darbe hazırlıkları ile derneğin ilişkilendirilmesini nasıl buluyorsunuz?
Kuşkusuz her örgütte olabileceği gibi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin binlerce üyesi var. Bazı üyeler şu ya da bu biçimde münferit olarak bir takım olaylara karışmış olabilirler. Ama benim bildiğim Türkan Saylan başta olmak üzere, yönetim kurulu üyeleri herhangi bir biçimde darbe ile ufak bir ilişkisi yok. Bu bir yana; tamamen  darbeye karşı insanlar. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği çatısı altında kahvehanelerde insan hakları eğitim programını uygulamaya koyan heyette yer alan kişi. Uluslararası kuruluşlardan bu açıdan da taktir almış bir projenin sahibi.

Genellikle cumhuriyet mitingleriyle ilişki kuruluyor. Cumhuriyet mitingleriyle velev ki ilişkisi olsa, cumhuriyet mitingleri yasal olduğu sürece; oraya biri katıldı, orada bir konuşma yaptı diye bu nedenle herhangi bir soruşturmaya tabi tutulmasının söz konusu olamayacağı ortadadır.

Türkan Hanım'a yönelik yapılan bu operasyon biraz önce kendisi ile telefon görüşmesi yaparak bunu paylaşmış bulunuyorum gerçekten anayasamıza, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi hükümlerine açıkça aykırıdır.

Eğer Türkiye Türkan Saylan’ı kaybederse bu operasyon nedeniyle, bir kez daha Türkan Saylan’ı yaratma şansımız bulunmamaktadır. Bu bakımdan büyük bir üzüntü duyuyorum. Hukukçu olarak da büyük bir öfke içindeyim.