Kamil Atağ: ABD ajanlık teklif etti

Şırnak'taki faili meçhul cinayetlerle ilgili Diyarbakır'da görülen davada eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ, "ABD beni 1997 yılında ajanlaştırmak istedi, ülkem için onlara rest çektim" diye konuştu.

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar emekli Albay Cemal Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Fırat Altın, Hıdır Altuğ, Adem Yakin ve Kukel Atağ hazır bulundu.

Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda tanıklar Selahattin Avşar, Mehmet Selim Özdemir ve Osman Özdemir'in ifadelerine başvuruldu.

Tanık beyanlarının ardından söz alan sanıklardan Kukel Atağ, kendisini Kürtçe daha iyi ifade edebileceğini ancak mahkemenin buna izin vermeyeceğini bildiği için talepte bulunmayacağını söyledi. Suçlamaları kabul etmeyen Kukel Atağ, tahliye talebinde bulundu.

Diğer sanıklardan Tamer Atağ da özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde yargılanacak bir suç işlemediğini ileri sürerek, ''Biz devlete karşı bir suç işlemedik'' dedi.

Sanık Adem Yakin de savunmasında, terör örgütünden ayrıldıktan sonra askere gittiğini, acemi birliğini Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde, usta birliğini ise Cizre'de tamamladığını belirterek, ''Örgütün Cizre sorumlusu olduğum için askere ve polise yardımcı olmak için oraya gönderildim. Bir süredir faili meçhuller konusunda yardımcı olacağımı belirtmeme rağmen beni hiçbir savcı dinlemedi'' diye konuştu.

'ÖBÜR DÜNYADA ÖCALAN'DAN ŞİKAYETÇİ OLACAĞIM'
Eski Cizre Belediye Başkanı sanık Kamil Atağ da terör örgütünün haksızlıklarına karşı korucu olmak zorunda olduklarını söyledi.

Şu anda emrinde 500 korucunun bulunduğunu kaydeden Atağ, şöyle konuştu:

''Ben de bir Kürt lideriyim. Bize faili meçhulcü denilerek halkımızın karşısında hakarete maruz kaldık. Ortada delil yok. Ben 25 yıldır savaşıyorum. Cezaevinde kalmaktan korkmam. Ben bu ekibi tanımıyorum. Ben öbür dünyada Öcalan'dan şikayetçi olacağım. Onun yüzünden bu işlere bulaştık. Bize yapılan zulüm ve hakaret nedeniyle korucu olduk. Ben kendim Kürtçü ve devrimciydim. Benim itibarım, siyasi hayatım kalmadı. Halkımıza karşı beni hedef gösterdiler.''

Sanık Atağ, atılı suçlamaları kabul etmeyerek, ''İddia edilen bu pis işleri yapmak bize yakışmaz. ABD beni 1997 yılında ajanlaştırmak istedi, ülkem için onlara rest çektim. Şimdi D tipi cezaevinde bize bezelye veriliyor. Ben bezelye ile yaşayamam. Hastayım, istediğim gıdaları almak istediğimde yasak diyorlar. Bu yapılan suçlamalar ırkımıza yakışmıyor. Ben Levent Ersöz'ü, Hurşit Tolon'u da Şırnak'ta görev yaptıkları için tanıyorum. Şimdi bunları tanıyorum diye ben de Ergenekoncu mu oldum'' dedi.

TEMİZÖZ MAHKEMEDE ŞİİR OKUDU
Sanık emekli albay Temizöz da görev yaptığı dönemde Cizre'de hiç kimsenin öldürülmesi için emir vermediğini kaydetti.

Temizöz'ün bazı müdahil avukatların yakınlarının terör örgütüyle ilişkisi olduğunu ileri sürmesi üzerine, salonda tartışma yaşandı.

Müdahil avukatlar, mahkeme başkanı Menderes Yılmaz'a, ''Bunun davayla ne alakası var. Buna müdahale edin. Bir mahkeme bu şekilde yönetilmez'' dedi.

Avukatlara, ''mahkemenin nasıl yönetileceğini sizden mi öğreneceğim'' diyen başkan Yılmaz, heyetle yaptığı görüşmenin ardından, sanık Temizöz'ü uyararak, ''sadece atılı suçlamayla ilgili savunmanı yap'' dedi.

Terörle mücadelenin dışında kaçakçılık ve uyuşturucu gibi operasyonlar da yaptığını anlatan Temizöz, ''Bu işten menfaatleri olanların da hedefi haline geldim. PKK'da şahin ve güvercin kanadından söz ediliyor. Ben kimsenin bilmediği bir hususu belirtmek istiyorum. Örgütün sorumlularından ve Suriyeli olarak bilinen 'Bahoz Erdal' kod adlı Feyman Hüseyin aslen Cizrelidir. Babası Kiçan aşiretinin üyesidir'' diye konuştu.

Müdahil avukatlarının ''konuyu yine Cizreli avukatlara bağlamak istiyor'' demesi üzerine mahkeme başkanı, Temizöz'ü yeniden uyardı. Temizöz, yazılı savunmasını, okuduğu ''Yine de geldik Cizre'ye'' adlı şiirin ardından mahkemeye sundu.

Sanık avukatların tahliye, müdahil avukatlarının da tutukluluğun devamı yönündeki taleplerini dinleyen mahkeme heyeti, verdiği kısa bir aranın ardından sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Mahkeme heyeti ayrıca İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yazı yazılarak, emekli albay Arif Doğan'ın söz konusu dava kapsamında tanık olarak ifade vermek isteyip istemediğinin sorulmasını da kararlaştırdı.

Sayfa Yükleniyor...