Karaca'dan "GDO defilesi"

Genetiği değiştirilmiş gıdalara karşı olanlar ilginç bir eylem başlattı..."GDO'ya Hayır Sokak Eylemi" adını verdikleri bu eyleme katılmak için üzerinde GDO karşıtı mesajlar olan tişörtleri giymek yeterli.

Karaca'dan "GDO defilesi"

GDO karşıtlarının hazırladığı sokak eyleminin amacı GDO'ların 'de tamamıyla yasaklanması.


Eylemin mimarları çıkış noktalarını şu sözlerle anlatıyor: "Türkiye Büyük Millet Meclisi, Ulusal Biyogüvenlik Yasası’nı görüşmeye başladı. Biz, Ulusal Biyogüvenlik Yasası ile ülkemizde GDO’ların ithalatının, ihracatının, depolanmasının, üretilmesinin, ekilmesinin yasaklanmasını ve GDO Yönetmeliğinin iptalini istiyoruz.

Meclisteki milletvekillerine sesleniyoruz:Soframda GDO istemiyorum! Çünkü, GDO’lu gıdalar sağlık riski içerir. Alerji yaratırlar, vücuda zarar verirler, bağışıklık sistemini bozarlar, antibiyotiğe direnç oluştururlar, insan genetiğini etkileyebilirler, kanser ve kısırlığa neden olabilirler. Kısacası, GDO’lar güvenli gıda değildir!"

Eylemciler GDO karşıtı tişörtleriyle sokakta dolaşıyor ve eylemlerinin fotoğrafını çekip, internet üzerinde yayınlıyorlar.

Karaca'dan "GDO defilesi" - 1

Üzerlerinde  "Soframda, tarlamda, ülkemde GDO istemiyorum. GDO'ya Hayır" yazılı tişörtleri son olarak TEMA Vakfı kurucusu Hayrettin Karaca ve Muazzez İlmiye Çığ giydi.

GDO'ya Hayır Sokak Eylemi'ne katılanlar kampanyalarının amacını şöyle anlatıyorlar: "Tarlamda GDO istemiyorum!

Çünkü, yerel tohum ve çeşitlerin kaybına neden olurlar, çiftçilerin tohum saklama haklarını ellerinden alıp uluslararası şirketlerin tohum tekeline mecbur bırakırlar, doğayı genetik olarak kirletirler, kısır tohumlar ile doğanın hasadını çalarlar, toprağı fakirleştirirler, kimyasal ilaç ve suni gübre kullanımını artırırlar, daha fazla su kullanırlar, suyu kirletirler. Kısacası, GDO’lar tarımsal ve ekolojik yıkıma yol açarlar!

Ülkemde GDO istemiyorum!

Çünkü, biyogüvenliği yok ederler; biyolojik silah olarak kullanılabilirler; biyoçeşitliliğe zarar verirler; gıda güvenliğini ortadan kaldırırlar; ülke tarımını uluslararası tohum şirketlerinin avuçlarının içine bırakırlar; çiftçi haklarını çiğnerler; canlıların patentlenmesine sebep olurlar.

Kısacası, halkın beslenmesi, ülkenin doğası, çiftçinin hasadı, uluslararası şirketlerin insafına bırakılır!

Karaca'dan "GDO defilesi" - 2

Bu nedenlere, GDO’ya HAYIR!

Gıda, hava ve su gibi en temel ihtiyacımız. Gıda yaşamımızın temeli. GDO’lu tohum, yem ve gıdalar sağlık riski içeriyor. Biz gönül rahatlığı ile ekmeğimizi, yemeğimizi yemek, sütümüzü, çorbamızı içmek, çocuklarımızı beslemek istiyoruz.

GDO’suz beslenmek hakkımızdır.

GDO’lu tohum, yem ve gıdalarla, bedenlerimiz, gıdalarımız, toprağımız, suyumuz, havamız, hayvanlarımız, tarlalarımız, bahçelerimiz, yaylalarımız, ormanlarımız, dükkanlarımız, fabrikalarımız, marketlerimiz ve ülkemiz kirlenmesin.

GDO ticareti basit bir alışveriş değildir. Para uğruna, değeri para ile ölçülemeyecek olan varlıklar gitti mi giderler. Bir daha da geri gelmezler.

Bu nedenlerle GDO’ya HAYIR!

Yakında çıkacak olan “Ulusal Biyogüvenlik Yasası” ile Genetiği Değiştirilmiş Organizmaların ithalatının, ihracatının, depolanmasının, üretilmesinin, ekilmesinin yasaklanmasını,
GDO Yönetmeliğinin iptalini, kısacası,

GDO’LARIN ÜLKEMİZDE TÜMÜYLE YASAKLANMASINI İSTİYORUZ!

Türkiye’nin her köşesinde, şehrinde, kasabasında, köyünde, sahilinde, dağında, ovasında, ormanında yaşayan yüzler, binler, onbinler…

Gelin, bir olalım!

Tişörtümüzü giyelim ve yürüyelim.Gittiğimiz her yerde, biz yürüyelim, tişörtümüz konuşsun!


Sayfa Yükleniyor...