Kenan Bilgin'i ne yaptınız?

Kenan Bilgin 16 yıl önce gözaltına alındı ve bir daha asla ondan haber alınamadı. Kardeşi İrfan Bilgin suçluların cezalandırılması için eylemine devam ediyor ve her eyleminde aynı şeyi soruyor: Kenan Bilgin'i ne yaptınız?

Kenan Bilgin'i ne yaptınız?

Cumartesi Anneleri dün 300. kez toplandılar. Daha fazla 'kayıp' olmasın diye, sorumlular cezalandırılsın diye bir kez daha bir araya geldiler.


15 yıl önce başlamışlardı oturma eylemine ve o zaman sayıları çok azdı. Eyleme ilk başlayanlardan biri de İrfan Bilgin'di. 12 Eylül 1994 yılında Ankara'daki evinden Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince gözaltına alınan Kenan Bilgin'in kardeşi olan İrfan Bilgin hala da eylemine devam ediyor. Çünkü ağabeyini göz altına alındıktan sonra bir daha asla göremedi. Ne emniyette, ne de dışarılarda bir yerde... 16 yıldır da ağabeyini kaybedenlerin peşinde.

İrfan Bilgin, AİHM'de 'yi mahkum ettirse de onun tek isteği - bütün kayıp yakınları gibi -cezalıların yargılanması ve ağabeyinin bir mezarının olması. İrfan Bilgin'i dinlerken hepsini dinlemiş gibi oluyorsunuz zaten. Çünkü hepsi aynı şeyi soruyor; Bir devlet vatandaşını nasıl kaybeder?

BAKAN 'ÖLMÜŞTÜR' DEDİ
Ağabeyim Kenan Bilgin 1994’te yılında Türkiye Devrimci Komünist Partisi’ne yapılan bir operasyonda 12 kişiyle birlikte gözaltına alınmıştı. Ağabeyim gözaltına alındıktan 3 gün sonra haberimiz oldu. İnsan Hakları Derneği haber verdi. Ama gittiğimizde karakola ''bizde yok'' dediler. Biz de yazılı başvuru yaptık. 3-4 gün gidip geldik. Ama ''Kenan Bilgin burada yok'' dediler. İçişleri Bakanlığı’na da gittik. O zaman Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu’yla görüştük. Bize şunu söylemişti o zaman: ‘’Siz rahat olun. Yerine dibinde de olsa ben onu bulacağım, bana 2 gün müsaade edin’’ demişti. Biz de o zaman çok umutlanmıştık. Ama 3 gün sonra gittiğimizde ‘’Ben de haber alamadım, bence Kenan Bilgin’i konuşturamadılar, işkence yaptılar, bir kenara da attılar.’’ Dedi. Bunu Türkiye Cumhuriyeti bakanı söyledi. Ondan sonra da başvurularımız oldu ama bir şey çıkmadı. Daha sonra birlikte göz altına alınan arkadaşları savcılığa çıkarıldı. Savcılığa çıkarken söylediler, ‘’Biz 12 kişiydik, Kenan Bilgin de bizimleydi, Kenan Bilgin’i ne yaptınız?’’ Savcı o sizi ilgilendirmiyor diye tepki vermişti.

'KURTULAMAYACAKSIN DEDİLER'
Ağabeyim daha önce de cezaevinde kalmıştı, 12 Eylül öncesinde 4 yıl cezaevindeydi. Devrimci bir insandı. Hayatını bu davaya adamıştı. Ve Ankara’dan önce 1 yıl da Gaziantep’te gözaltına almışlardı. Orada da ağır işkenceler gördü ama sonra suçu olmadığı için bırakmışlardı. Ağabeyim o zaman şunu söylemişti: ''Beni bırakırken 'Bu defa da bırakıyoruz ama bir daha elimize düşersen kurtulamayacaksın' dediler.'' Ağabeyim bizzat bunu söyledi. Bu planlı bir şeydi. Sadece işkenceyle öldürüldü olayı değil, planlı bir yok etme politikası bu. Kenan Bilgin suçluysa eğer yasaların karşısına çıkarırsın, yargılarsın, cezasını verirsin. Ama öyle olmadı. Kendi koydukları yasalara kendileri bile uymuyor.

'HİÇBİR ŞEY YAPAMAZSIN'
O süreçte, gözaltına alındıktan 15-20 gün sonra, Ankara’dan bir telefon gelmişti eve. Telefondaki kim olduğumu sorduktan sonra, ‘’Kenan Bilgin’in şu anda nerde olduğunu biliyor musun?’ dedi bana. Hayır bilmiyorum deyince, ‘’Kenan Bilgin şu anda, Gölbaşı’nda MİT Eğitim Merkezi var. Onun bodrum katında seruma bağlı olarak yatıyor’’ demişti. ‘’Ne yapmamız gerekiyor?’’ dedim. ‘’hiçbir şey yapamazsınız. Öyle bir yerin olduğunu kimse bilmez, bilse de girme şansı olmaz’’ dedi. Sen kimsin deme rağmen söylemedi. 2 gün sonra tekrar aradı, ‘’Kardeşiniz götürülmüş oradan. Ama durumu çok kötüydü, ölmüştür’’ dedi.

Kenan Bilgin'i ne yaptınız? - 1

16 yıl önce kayıp yakınları olarak oturma eylemi başlattık. O zaman 10 kişiydik ve ‘’Bu insanları sağ aldınız, sağ verin’’ diyorduk. Orada hala oturma eylemi yapıyoruz ama artık ‘’sağ verin’’ diyemiyoruz. ‘’Mezarlarını, ölülerini gösterin’’ diyoruz. Bu acı bir şey ama bir rahatlamadır. İnsanlar buna bile razı. Bunlar eşya değil ki ‘’düştü, kayboldu’’ olsun. Hala umutla bekliyorsun, bir ipucu, bir haber… O zaman devlet tüm kayıplar için ‘’kaybedilmedi’’ dedi. Ama ortaya çıkanlar oldu, oluyor da. Biz iç hukuku tükettik, AİHM ise Türkiye’yi cezalandırdı. Ama bunun bir anlamı yok. Bizim derdimiz sorumluların ortaya çıkarılması. O gün onu kim sorguladıysa ortaya çıkarılsın. Ağabeyim kaybolduğu zaman annem yaşıyordu ve hep ‘’Kenan’a bir şey olmamıştır’’ demişti. Öldüğü güne kadar da öldüğüne inanmadı.

TABİİ Kİ ARKAMIZDA BİRİLERİ VAR
Suçlular ortada, mağdurlar ortada ama hiçbir hükümet bu konuda bir şey yapmadı. Hükümet değiştiği zaman da umutlanmadım. Ama son zamanlarda faili meçhul cinayetlerin azalmasında bizim eylemlerimizin çok etkisi var. Yoksa onlar kendi kendine iyi niyetli olalım demediler. Galatasaray’daki oturma eylemimiz dünyada en uzun süren, en temiz eylemdir. Orada insanlar ailelerle birlikte oturur. Oradaki insanlar destek olmak için geliyor. Başbakan ‘’onlarında arkalarında birileri var’’ gibi bir şey söylemişti. Tabii ki bizim arkamızda birileri var. Bizim arkamızda insanlar var, bize destek olanlar var. Bu insani bir sorundur. Buna herkesin tepki göstermesi gerekiyor. Başkaları yaşamasın diye destek verilmeli. Filistin’de çocuklar katledilirken Başbakan ‘’Ben orada katledilenlere seyirci kalamam’’ demişti. Üç gün sonra Güneydoğu’da çocuklar panzerlerin altında kaldı. Yani Türkiye’dekilere seyirci kalıyor. O yüzden çok samimi gelmiyor bize. Ama şunu söylüyoruz. İnsan olan herkes buna tepki göstermeli. Eğer suçlu varsa yargı önünde cezası verilmeli. Ortadan kaybetmek yasa dışı, insanlık dışı. Var mı ötesi?

Sayfa Yükleniyor...