Kılıçdaroğlu: Açılım yok, çözüm için hazırız
Kürt sorunun çözümü konusunda Başbakan Erdoğan’la yarın yapacağı görüşme öncesinde konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yeni bir açılım yapmadıklarını, sadece çözüm ürettiklerini belirterek, “Geçte olsa 'Bu ülkenin sorunlarını çözebilecek ideal bir parti var' desinler. Biz hazırız'' dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuşma yaptı.
Kılıçdaroğlu, toplu sözleşme görüşmelerinde Memur-Sen'in de hakem heyetinde bir temsilci görevlendirdiğini, ancak bu temsilcinin, memurların aleyhine oy kullandığını söyledi.
Bu durumun, ''emanete hıyanet'' anlamına geldiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, sendikacılığın yürekli insanların işi olduğunu ifade etti.
Kılıçdaroğlu, ''Sen oraya memurun hakkını savunmaya görevlendirildin, AKP'nin yalakalığını yap diye seni orada görevlendirmediler. Maşalı sendikacılık... Maşa da iktidarın elinde. İşçilerin, memurların paralarını yiyen, altlarında lüks arabalarla gezen insanlar bunlar'' dedi.
Haklarını arayan 305 havayolu çalışanının, SMS ile işlerine son verildiğini belirten Kılıçdaroğlu, aydınların üzerinde yapılan baskının artık çalışanların da üzerinde yapıldığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, ''havayolu çalışanlarının sürdürdüğü mücadelenin yalnızca kendileri için değil, ülkenin bütün insanları için, kula kul olmamak için verilen bir mücadele'' olduğunu dile getirdi. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin her zaman bu çalışanların yanında olacağını ifade etti.
‘YENİ AÇILIM YAPMIYORUZ’
Yarın Başbakan Recep Tayip Erdoğan ile bir araya geleceklerini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''CHP çözüm üreten partidir. CHP, bu ülkenin bütün sorunlarına duyarlı olan bir partidir. CHP, sorunları çözmek için mücadele eder. CHP, halka güven vermenin yolunun bu olduğunu bilir, bunun için yola çıktı.
Yeni bir açılım yapmıyoruz. Biz, çözüm yöntemi öneriyoruz. Bu sorun nasıl çözülür? Madem siyasal partiler, aydınlar, sivil toplum kuruluşları, düşünürleri, kanaat önderleri var, neden hep beraber bu sorunu çözmüyoruz. Çıkış noktamız bu. Parlamentoda bir araya gelelim. Anayasa konusunda bir araya geliyoruz. Neden bu konuda bir araya gelmiyoruz.
Milli iradeyse, gidip halka soralım: 'Bu sorun çözülsün mü çözülmesin mi?' Yüzde yüz halk çözülmesini istiyor. Biz çözüm önerimizi götüreceğiz. İyi niyetle götürüyoruz. Hiçbir ön yargımız, dayatmamız yoktur. Düşüncemiz var ama söylemiyoruz. Neden, 'CHP bunu dayatıyor' diye bir algı çıkmasın diye. Böyle bir şey söylemesinler diye. İyi niyetle gidiyoruz. Bu ülke, çözüm üretecek kapasitede ve yetenektedir. Her partide, bu sorunun çözümü ile ilgili kafa yoracak insanlar vardır. Neden bir araya gelmiyoruz?
Bütün milletin kolektif iradesini, sorunun çözümü için anahtar olarak kullanalım. Eğer bir toplum beraber konuşmayı beceremiyorsa, yan yana gelemiyorsa, anlaşamıyorsa o toplumun geleceğinden herkes endişe duyar. Bir araya gelebilmeli, konuşabilmeli, tartışabilmeliyiz. Bunu yaptığımız zaman asıl milli irade dediğimiz kavramı yüceltmiş oluruz. TBMM'nin meşru ve bağımsız iradesini bu işte ortak nokta olarak koymalıyız.
Eğer siz sorunlar karşısında çözüm üretmezseniz topluma çaresizliği verirsiniz. En büyük tehlike, toplumun kendini çaresiz hissetmesidir. Çaresizlik, demokrasinin önünde de özgürlüklerin önünde de en büyük güç olarak karşımıza çıkıyor. O nedenle aydınlara, kanaat önderlerine, siyasal partilere çağrı yaptım. Çaresizliği topluma dayatamazsınız. Bu ülke eğer, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı verip, çaresizlikten çare ürettiyse, bu konuda da çare üretir diyoruz. Üretmemesi mümkün değil. Bir araya geleceğiz, konuşacağız ve çare üreteceğiz.''
‘HAZIRIZ’
Ziyaret ettiği her şehit ailesinin ortak bir cümle kullandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
''Hepsinin ortak cümlesi, 'İnşallah bu son olur.' En son şehit Binbaşı'ya gittik, aynı şey. Bu son olacak ise siyaset kurumuna düşen görevler var. Oturacağız bu sorunu çözeceğiz. Dayatmacı mantıkla değil, aklımızı kullanacağız. Neden Türkiye'de parlamentoda ortak aklı egemen kılamıyoruz? Gerginlik politikası değil çözüme yönelik insancıl politikalar üretmeliyiz. Dayatmacı kültürü topluma yayarsak, bunun adı demokrasi olmaz. Bazı aydınlarımız yeni yeni uyanıyor. Olsun geç de olsa yeter ki uyansınlar. Geçte olsa 'Bu ülkenin sorunlarını çözebilecek ideal bir parti var' desinler. Biz hazırız.''
Şehit cenazelerine katılımın gittikçe yoğunlaşmasının, kendilerini ürküttüğünü belirten Kılıçdaroğlu, ''Bir çözüm üretmek zorundayız, çıkış yolu bulmak durumundayız. İnşallah o çıkışı, girişimlerimizle başarır ve sonuç alırız. Milli iradeye duyulan saygının gereği olarak, parlamento halkın sesiyse, yurttaşların oylarıyla değişik partilerden insanlar, seçilip buraya geldilerse, o zaman ortak çabada buluşabilmeliyiz. Milli irade, var olan temel sorunlar konusunda çözümler üreten irade olmak zorundadır. Nereden olursa olsun yurttaşlarımızın bizden beklediği, 'sorunlarımızı çözün.' Sorunlarla boğuşan değil, sorunlarını çözmüş bir Türkiye yaratmak zorundayız. Yola böyle çıkarsak, başarılı oluruz'' diye konuştu.
'ÖZÜR DİLEMEZSİNİZ YAKANIZDA KALACAK'
Kılıçdaroğlu, ''Kendi gazetelerindeki yazarlar, Uludere olayı dolasıyla Başbakan'ı eleştiriyorlar, 'olmaz, bunu yapmayın' diyorlar. Sen misin yapmayın diyen, işine son. Ali Akel'den söz ediyorum. Kim kendisini eleştirse tahammül edemiyor'' dedi.
Gazeteci Hakan Albayrak'ı da kutlayan Kılıçdaroğlu, Albayrak'ın ''Madem Ali Akel ile yollarınızı ayırdınız, ben de sizin gazetenizde yazmam'' demesinin, büyüklük, halk sevdalısı, demokrasi, özgürlüklerden yana tavır olduğunu ifade etti.
Kılıçdaroğlu, ''Özür dilemediği sürece Uludere olayı onun yakasında kalacaktır. 34 yurttaşımızın öldürülmesinin bir tek sorumlusu vardır, Hükümet'tir, Hükümeti yöneten Recep Tayyip Erdoğan'dır'' diye konuştu.
Demokrasilerde herkesin, düşüncesini özgürce açıklayabildiği bir iklimin bulunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, ''O iklimin olmadığı demokrasi, demokrasi değildir. Demokrasi iklimi, havası kirlendi. Çevre kirliliği diyoruz, en büyük kirlilik şu anda demokraside var. Aydınlarımız nefes alamıyor, konuşamıyor, yazamıyor, çizemiyor. Aydınlardan isteğim; susmayın, konuşun, kağıt parçası bulsanız bile yazın, yazmaktan çekinmeyin'' görüşünü dile getirdi.
'HAYATI SORGULAYIN, CESUR OLUN'
Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Toplumun gerildiği ortamda sağlıklı düşünme olmaz. Kini, öfkeyi atacağız, sevgiyi bu toplumda egemen kılacağız. Gergin siyasetin topluma vereceği bir şey yoktur. Siyasi şov ve güç gösterileri de demokrasilerde olmaz. Akıl ve mantığınla yola çıkacaksın. En büyük güç gösterisini yapan 1940'ların Hitleriydi. Ne oldu sonu? Güç gösterisi Firavunlaşmaktır.
Ey AKP'li kardeşim; önce kendine bu soruyu sor, vicdanında tart. İşçi kardeşlerime, taşeron yanında çalışan kardeşime soruyorum; Başbakan 2004'te 'ben aldığım başbakanlık aylığıyla geçinemiyorum, şirket kurdum' demişti Sen 500-600 lirayla hayat kavgası veriyorsun. Dönüp sorgulasana, ne oluyor bu ülkede diye sorsana. Gerginlik politikasının tuzağına düşme, o girdap tehlikeli. Hayatı sorgula, ne zaman tatile gideceğim, mutlu yaşayacağım, çoluk, çoğum ne zaman okula karnı tok başı dik gidecek diye sor. Korkuyorsun, sorarsam başıma bir şey gelir mi diye. Bu ülkenin insanları, yürekli, cesur olmak zorundadır.”
'CEHENNEME GİDEN YOLLAR İYİ NİYET TAŞLARIYLA DÖŞELİ'
Kılıçdaroğlu, ''AKP ikiyüzlüdür. Okuduklarımdan dolayı sevgili vatandaşlarıma bir şey daha söyleyeceğim unutmayın; cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşelidir. Sizi kandırdılar, oylarınızı aldılar, 'yetmez ama evet' diyenleri de kandırıp, oylarını aldılar. 'Şimdi ne yapacağız' diyorlar. Demokrasi ve özgürlüğü bırakmayın, demokrasi ve özgürlük söylemini daha güçlü sesle dillendirin. Siz, demokrasi, adalet, özgürlük dedikçe yanınızda CHP olacaktır'' dedi.
- Etiketler :
- Haberler