Kılıçdaroğlu Bayraktar'ı hedef aldı

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bakanlıktan istifa ettikten sonra özür dileyen Erdoğan Bayraktar’a yüklendi. Bayraktar’ın "u" dönüşü yaptığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Karadenizli’nin yüz karası” dedi.

Kılıçdaroğlu Bayraktar'ı hedef aldı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuşma yaptı.

İhale yolsuzluğu iddialarında bulunan Kılıçdaroğlu, 17 Aralık'ta başlatılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından Çevre ve Şehircilik Bakanı görevinden ayrılan Erdoğan Bayraktar'ı eleştirdi.

"Liderimden özür dilerim" diyen Bayraktar'a sert sözlerle yüklenen Kılıçdaroğlu, "Karadenizli'nin yüz karası" nitelendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle;

" Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bir iktidarın yolsuzluk ve rüşvet olaylarının üzerini kapatmak için ciddi bir mücadelenin içine girdi.

Ayakkabı kutusundan çıkan 4,5 milyon dolar milletimizin hafızasında. Siz hiç Recep Tayyip Erdoğan'ın ayakkabı kutusundan çıkan 4,5 milyon dolardan bahsettiğini duydunuz mu Neden bu konuda konuşmuyor Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenler bu konuda konuşamazlar. Ben devlet hayatımda böyle bir yolsuzluk görmedim. Zengin bir kütüphanem var. Dünyada böyle bir yolsuzluk görmedim. Nitelik olarak çok büyük. Herkesin bunu bilmesini isterim.

Daha bunun filmi yapılmadı, romanı yazılmadı. Eminim önümüzdeki yıllarda bu yolsuzluğun filmi de yapılacak romanı da yazılacak.

Ne diyorlardı: '3 Y ile mücadele edeceğiz...' 'Yolsuzluklarla mücadele edeceğiz' diyorlardı. Ediyorlar mı Yolsuzlukları kapatmakla mücadele ediyorlar. 'Yoksullukla mücadele edeceğiz...' Ayaz bebeği unutma. 'Yasaklarla mücadele edeceğiz...' Şimdi internet yasakları getiriyorlar.

Hep beraber şapkamızı önümüze koyup düşüneceğiz. Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren değerli yurttaşlarıma özellikle sesleniyorum. 'yi kirlilikten beraber arındıracağız. Temiz Türkiye'yi beraber kuracağız. Yolu, demokrasilerde sandıktan geçiyor. 30 Mart... Sandığa gideceğiz ve derslerini vereceğiz.

30 Mart sandığa gidip, dersini vereceğiz. Haramilerden kurtaracağız. Ali Baba ve Kırk Haramiler diye bir masalımız var. Recep Bey ve binlerce haramisi var. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını kim yiyorsa hesap soracağız. Hükümetin programında gizli madde vardır, orada gizli madde de devleti soyacağız diyordur. Hükümet soyuyor, devlet refleksini gösteriyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu var. Kendi uçağıyla bir valiyi İstanbul’a emniyet müdürü olarak getirdi. Olayı açığa çıkarmak için değil, kapatmak için.

Emniyet müdürü olan valiye söylüyorum; yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet olaylarını kapatmak için Erdoğan’ın talimatlarını yerine getiriyorsan sen çetenin üyesidir. İktidarın valisi, emniyet müdürü olmaz. Vali, emniyet müdürü, devletin valisi, devletin emniyet müdürü olacak. Senin maaşını tüyü bitmemiş yetim ödüyor. Maaşlarınızı iktidar ödemiyor. ‘Hırsız var’ deyince Recep Bey kendine bakıyor. Ne davası açacaksın? Keşke dava açsa da, hırsızın kimliği mahkemede tescillense. Hırsızlığı soruşturan bir savcıyı soruşturan düzene harami düzeni denir.

Utanma duygusunu kaybettiysen yapacak bir şey yok. Mardin’de eski bir bakan diyor ki, ‘Verilmeyecek hesabım yok’ diyor. Bunu diyeceğine, Adalet Bakanı’na ‘Fezlekeyi Meclis’e getir, Yüce Divan’da yargılanmak’ istiyorum de. Mardin ahlaksızlığa prim vermez. Senin önünde diklenen adam, ‘başçalar’ın önünde iki büklüm oluyor.

45 milyon insan senin yolsuzluk, hırsızlık yaptığı kanaatinde. Sokakta yürürken sen önüne bakmak zorundasın, etrafındaki şakşakçılar seni aldatmasın.

Ciddi bir ‘u’ dönüşü, herhalde belinde hasar olmamıştır. Karadenizli’nin yüz karası. Karadenizlileri tenzih ediyorum. Çark etmiş şimdi, ‘Benim en büyük efendim Recep Tayyip Erdoğan’dır’ diyor. Kişiliği olmayan verdikleri sözlerin arkasında durmazlar. Çok üzüldüm. Senin hayatında ne değişti, sana neler vaat edildi? ‘İçimizde bazı tuzluklar var’ diyor. Diğer partilerden aldığın vekiller için hiç sesin çıkmıyordu. Tuzlukla çıkan milletvekilini kutluyorum. Tuzluk olarak nitelendirilen milletvekillerine sesleniyorum; itiraz etmezseniz, vatandaşlar AKP’den tuzluk geldi diyecekler.

Adalet Bakanlığı'nda bekleyen fezlekelerin üzerinde çalışıldığını, bazı bölümlerinin bürokrasiye dağıtıldığını, AKP'ye yakın avukatlara verildiğini, onlarla ilgili ek savunmaların alındığını biliyoruz. O fezlekelerin içinde ne var her bir satırını biliyoruz.

Oynarsanız, ne olacağını göreceksiniz. İstiyorlar ki AKP, o fezlekeleri çöp sepetine atalım. Bir yolunu yordamını bulacaklar. Biz, o fezlekeler artık milletin vicdanındadır diyoruz. Millet bunu affetmez. Hırsızlığı affetmez. her şeyi affeder ama kul hakkı yiyeni bu millet affetmez. Çık televizyonların önüne, ‘kul hakkı yemedim’ de, diyemez.

Konuşmasında ihale yolsuzluğu iddialarında bulunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

Dünyadaki büyük hırsızlıkların dökümünü çıkardık. Saddam Hüseyin'in 2003 yılında Merkez Bankası'ndan 1 milyar dolar aldı, 1990'da Boston Müzesinin soyuldu, 300 milyon dolar değerinde tabloların çalındı.

Bizde sadece birinci operasyonda tartışılan rakam, götürüldüğü iddia edilen rakam 85 milyar Euro, Guinness Rekorlar Kitabı'na girecek bir soygun. Onun için diyorum zaten dünya tarihinde böylesi görülmedi diye. Ne diyorlardı 'Büyük düşünün'. Yani, 'Büyük götürün' diyorlar. Büyük götürüyorlar zaten.

21 Temmuz 2013 tarihinde Başbakan Erdoğan, Cemal Kalyoncu ve Faruk adlı bir kişiyi evine davet ediyor. Görüşmenin konusu Sabah-Atv satışı... Ancak bu grubun sahibi olan Çalık Grubun'dan kimse görüşmede yok. Çağırıyor, bunları; 'Çalık zor durumda bir şey yapmamız lazım'. Oturuyorlar; 'Nasıl biz bu işi çözeriz . Buraya parayı nasıl aktarırız '. Ve karar veriyorlar; 'Bir grup müteahhite salma salacağız. Onlardan para alacağız.

Parayı aktaracağız. yeni bir şirket kuracağız. Gazeteyi, televizyonu da o yeni şirketin içine koyacağız. Böylece bu işi çözeceğiz' diyorlar. İyi de bu para havuzunu kim idare edecek O da bulunuyor, Binali Yıldırım. Rakamlar büyük, Binali dersek yanlış olur, milyon ali dememiz lazım. Milyon Ali devreye giriyor. Herkesten öyle on bin, yirmi bin değil, milyonlar istiyor.

Bazı devletten iş alan müteahhitlerin isimlerini vereceğim, kimse kusura bakmasın. Mehmet Cengiz, '100 milyon dolar veririm' diyor, Celal Koloğlu, '100 milyon dolar veririm' diyor. Nihat Özdemir 100 milyon dolar, İbrahim Çeçen 100 milyon Dolar.

'Ama 3. havaalanı ihalesine dahil ederseniz 100 milyon Doları 150 milyon Dolara çıkarırım' diyor. Sekiz iş adamından toplanan para 630 milyon dolar. Niye milyon ali diyoruz İşte bunun için. Salmayı salıyor. Kimin talimatıyla Beyefendi'nin talimatıyla. Kod adı orada baş çalan değil, beyefendi olarak geçiyor.

Tabii savcı, baş çalan yazamıyor. Halbuki adı baş çalan, yazsa çok daha iyi olur. Diyor ki milyon ali için 'beyefendi ile görüşecek. Nasıl bir plan yapılacaksa zaten bana söyleyecek, ben de size söylerim'. Kim Celal Koloğlu. Kim bu İntes'in yönetim kurulu başkanı. Bütün yürekli, düzgün çalışan, uluslararası piyasalarda, Türkiye'de düzgün iş yapan müteahhit kardeşlerime sesleniyorum; Celal Koloğlu İntes'de yönetim kurulu başkanlığı yapamaz.

O görevden ayrılması lazım. Her şey ortada gün gibi. O görevden ayrılması lazım. Ben müteahhitlerin ne kadar zor koşullarda görev yaptıklarını biliyorum. Hangi taleplerle karşı karşıya kaldıklarını da biliyorum. Ama Başbakan ve Binali'nin korumalığında, onun sözcülüğünü yapan birisi, ihale dağıtan birisi İntes'in başında olamaz, ayrılması lazım.

Şimdi kalkmış, İzmir Büyükşehir’den aday olmuş, milyon ali. Sen İzmir’in topraklarında hangi yüzle dolaşacaksın. Önümüzdeki grup toplantısında bu konuşmaların ses kaydını dinleteceğiz.

Türkiye duydu, sadece Türkiye mi, dünya duydu. 630 milyon dolar para toplanıyor. Niye komplo iddialarını yayınlıyorlar? atv eski atv mi?, sabah eski sabah mı, takvim eski takvim mi? ‘Başçalar’ın hizmetindeler. Artık maskeniz düştü. Ar damarınız çatlamadıysa gazeteleri kapatın.

Bu firmalara 87 katrilyonluk ihale verilmiş. Hırsızın kimliğini bu milletin öğrenmesi lazım. Türkiye’nin nasıl soyulduğunu bu milletin öğrenmesi lazım. Başbakanlık koltuğunda oturan kişinin ihale dağıttığını bu milletin öğrenmesi lazım.

Telefon açıp Süleyman Arslan’dan para istiyor. Süleyman babanın oğlu mu, Halk Bankası senin babanın çiftliği mi?

Vakıflar Bankası’na gelen parayı sordum. 99 milyon dolar, böyle bir para gelmiş mi diye sordum. Tık yok. Neden konuşmuyorsun. Bu para rüşvet mi bağış mı öğrenelim. Bu para MASAK’a bildirilmiş mi? Benim bildiğim kadarıyla bildirilmemiş. Ne yaptı da, vergi muafiyeti verdin? Senin çocuğunun vakfı diye mi verdin. Niye hesapların gizliyorsun? Hangi kurumlar TÜRGEV’e ne kadar bağış yaptılar? Bu soruların tamamını Meclis kürsüsünden dile getireceksiniz.

TOKİ’nin bir broşürü var, ‘Umudun ve güvenin adı’ diyor. ‘Son nefesimize kadar çalıyoruz’ yazıyor. Başçalan’ın bir özelliği var, yalan söylemekte kimse eline su dökemez. Ben söyledim yalan söyleyenden başbakan olmaz.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nı başka bir ülkenin büyükelçisi yalanlamamalıdır. Başka ülkelerin büyükelçileri seni yalanlıyor, sen nasıl sıkılmıyorsun?

Ali İsmail Korkmaz’ın davasını yakından izliyoruz. Çocuğunuzun sopalarla dövülüp öldürülmesini istemiyorsanız, Ali İsmail Korkmaz davasını unutmayınız. Sopalarla, tekmelerle katlediyorsunuz. Sizde hiç vicdan yok mu? Yargıya intikal etmiş diyor. Senin yolsuzluk dosyaların da yargıya intikal etmiş. Çifte standardı görün. Hiç kimsenin çocuğunun sopalarla sokakta öldürülmesini istemeyiz.

Asla karamsar olmayacağız. Başbakan’ın zaman zaman fırçaladığı bir bakan var, Bursa’da konuşmuş. ‘Biz gidersek, üç maaş ödeyemezler’ diyor. ‘Biz gidersek tümüyle soyup gideceğiz, gelenlere bir şey kalmayacak’ demek istiyor. Ne yaparsan yap, herkesin maaşını veririz. Maaş ödenecek, senin ödendiğinden fazla ödenecek. Neden daha fazla ödenecek çünkü biz kul hakkı yemeyiz.

Bakkaldan 27 lira çalan 16 yaşındaki çocuğa 27 ay hapis cezası veriliyor. 85 milyarı götüren niye ortalıkta geziyor. Senin değerin artık sıfır, sen milletin yakasından düş millet rahat bir nefes alsın."

TRT'YE ELEŞTİRİ
Yolsuzluklara değindiği sırada TRT'nin konuşmasının canlı yayını kestiği notunun kendisine iletildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, bu durumu eleştirdi.

Kılıçdaroğlu, "TRT zaten bunları yayınlayamaz ki, o da Recep Tayyip Erdoğan'ın bir başka kuruluşu, ne fark eder. Bunları biliyoruz. Milletin parasıyla yayın yapıyor, onu da biliyoruz. Orada da hortum mekanizmaları var" diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...