Kılıçdaroğlu: Gençleri alınlarından öpüyorum

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı eylemlerine değinerek "Gençler, polisin baskısından, biber gazından sonra ellerinde çöp torbalarıyla meydanı temizlediler. Onları alınlarından öpüyorum" dedi.

Kılıçdaroğlu: Gençleri alınlarından öpüyorum

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"İstanbullu doğasına, ağacına sahip çıkıyor. 76 yaşındaki kadın 'bu ağaçlar da giderse ben nerede oturacağım' diyor.

Gençler ellerinde silah mı var; kitapları var, şarkı söylüyor, çadır kurmuşlar. Sabahın beşinde baskın düzenleniyor. Siz düşman ülkesine mi giriyorsunuz? Polisle basıyorsunuz. Onlar bu ülkenin çocukları.

Toplumun vicdanı orada ve toplum Taksim'e akıyor. Bu toplum haksızlığa tahammülü yok. Orantısız güç kulanıldı. Hükümete tepki göstermek son derece doğal.

Bir sürü miting yaptık ama ben bu kadar genci hiçbir parti mitinginde görmedim. Gençlerin tepkilerini dinlemek zorundayız. Onlar yeni bir kuşak. Bu kuşağı 'nin, siyasetin çok iyi okuması lazım. O beklentilere yanıt verecek siyaseti oluşturmalıyız. Gençleri dinlersek onaları iyi anlarsak Türkiye'nin geleceğine parlak bir ayna tutmuş oluruz. Hepimizin sorumluluğu var.

'GENÇLERİ ALINLARINDAN ÖPÜYORUM'
Eylemi CHP yapmadı, böyle düşünmek dar kafalılıktır. Polisin baskısından sonra, o kadar biber gazından sonra ellerinden çöp torbalarıyla meydanı temizlediler. Onları alınlarından öpüyorum.

Demokrasi karşıt görüşleri dinlemektir. Türkiye'nin önünde yeni bir pencere açılmıştı, bu gençlik farklı bir gençliktir.

İktidar muhalefeti ve STK'ları dinlemeli. Demokraside STK'ların gücü artıyor, artmak zorunda.

Bir başbakan duygularıyla ülkeyi yönetemez. Akıl ve mantıkla yönetmeli. Öfkeyi öne çıkarırsanız kutuplaşmaya neden olursunuz. Başbakan sorumluluğunun bilincinde olmalı. Dayatma ve inatla ülke yönetilmez.

Son olaylar bizi dünyaya rezil etti. Gençler demokrasi ve özgürlük istiyor, bunu vereceksiniz.

'HALK KENDİ MEDYASINI YARATIR'
Özgürlüğün omurgası medyadır. Son olaylarda medya sınıfta kalmıştır. Bir ülkenin başbakanı özgürlük alanlarını genişletmek zorunda, bunun yolu medyadan geçer. Hükümet medyaya sopa göstermişse; halk kendi medyasını yaratır, onun adı da sosyal medyadır.

Medya çalışanlarının yazı kışı yok. Onlara saygı göstermeliyiz.

Bir ülkenin başbakanı 'sosyal medya baş belası' ifadesini kullanamaz. Kısıtlama getirmek olmaz.

'SİYASETÇİ ÇAPULCU DİYEMEZ'
Bir sağduyulu ses var, o da Cumhurbaşkanı'ydı. Başbakan ayrıştırıcı değil, birleştirici dil kullanmalı. Çünkü o bütün ülkenin başbakanı.

Sorumlu bir başbakan insanı, çevresini seven başbakan aldığı oy oranıyla toplumu bölmez.

Hiçbir siyasetçi ayyaş, çapulcu gibi toplumu aşağılayıcı ifadeler kullanamaz. Bu toplumum her bireyi onurlu vatandaştır.

'Hangi ana baba kızının birinin kucağına oturmasını ister.' Çocuk sahibi olan tüm annelerin saçları diken diken olmuştur. Siz bu ifadeyi hangi gerekçeyle kullanırsınız? Nasıl bir Başbakansın. Nasıl bir hınç bu.

AKP'ye oy veren tüm kadın kardeşlerime sesleniyorum. Başbakan'ın o cümlesi içinize sinmiyorsa, sandıkta ders vermek sizin görevinizdir.

'O ÇUBUK KRAKER Mİ?'
Başbakanlar herşeyi bilmek zorunda değiller. Zaten bir insan herşeyi biliyorum diyorsa hiç bir şey bilmiyordur. Başbakan'ın danışmanlarına sesleniyorum. Onu uyarma göreviniz var sizin. Ben Başbakan'ı yedirmem demek basit bir laf. Çubuk kraker mi yedirmezsin sen onu."

Sayfa Yükleniyor...