Kılıçdaroğlu: Hangi kasetleri çektiğini biliyoruz

Ardahan’da konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP’deki kaset skandalı nedeniyle Başbakan Erdoğan’ı suçladı. Kılıçdaroğlu, "Kameralara asıl düşkün olan sensin. Hangi kasetleri çektiğini biliyoruz" dedi.

Seçim mitinglerini sürdüren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ardahan’da halka seslendi.

Kılıçdaroğlu, konuşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi.

Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''Bizim bir pankartımız daha var. Recep Bey'in marifetlerini anlatan güzel bir pankart daha var'' diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''(Büyüksün usta. Yumurtayı akladın, feneri pakladın, serveti katladın) diyor. Ee, bunların ustalığı onun üzerine zaten. Dürüstlük üzerine ustalık olsa Kemal kardeşinizin karşısına çıkar değil mi? Çıkabilir mi? Diyor ki: Efendim bu, kameralara düşkün. Kameralara düşkün olan sensin. Hangi kasetleri çevirdiğini biliyoruz senin. Hangi numaraları çektiğini biliyoruz senin. Ha, televizyonda karşıma çıkmaya cesaret edemiyorsan. İşte Ardahan'ın meydanı gel buraya. Gelebilir mi, gelebilir mi?''

Bu sırada kalabalığın, ''Vur vur inlesin Tayyip dinlesin'' şeklinde slogan atmaları üzerine ise Kılıçdaroğlu, ''Hiç meraklanmayın ezberini bozdum onun. Kimyasını bozdum, şifresini de çözdüm'' diyerek, şöyle konuştu:

''Recep Tayyip Erdoğan ister televizyonda, ister meydanlarda ister konferans salonlarında karşıma çıkabilir mi? Çıkamaz, çünkü çıkması için üç tane şart vardır. Bir; geçmişinin temiz olması lazım. İki; kul hakkı yememesi lazım. Üç; mangal gibi yürek lazım. Bunların üçü de var mı Recep Bey'de? Var mı? Ben de biliyorum ki yok. Korkak adamdan ülkeyi yönetme bilgisi becerisini bekleyebilir misiniz? Temiz adamsan gel. Diyor ki: Ben ustayım, o çırak. Ee, gel karşıma. Ben kim usta, kim çırak millete göstereyim. Gel karşıma.''

Kılıçdaroğlu, AKP hükümetinin bir yılda yurt dışından ithal ettikleri tarım ve hayvancılık ürünleri ile ete 20 milyar dolar para ödediğini ifade ederek, ''Başkalarının çiftçisi kazansın diye pamuk getiriyorlar, buğday getiriyorlar, arpa getiriyorlar, yulaf getiriyorlar. Canlı hayvan getiriyorlar, et getiriyorlar. 20 milyar dolar ödüyorlar. 20 milyar doları başka ülkeye ödeyeceğine, 5 milyar dolarını bu ülke insanına öde. Bırak 'yi bütün Ortadoğu'yu besleriz'' diye konuştu.

''Bütün yurttaşlarımdan şunu bekliyorum: 12 Haziran'da sandığa giderken bir şeyi düşünmenizi istiyorum. Cumhuriyet tarihinde hangi iktidar yurt dışından kurbanlık koyun getirdi'' diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

''Siz biliyorsunuz, ben de biliyorum, vatandaşlarımız da biliyor. AKP getirdi. O zaman sandığa giderken, arkadaş sen yurt dışından kurbanlık koyun getirdin, et getirdin, hayvancıları, besicileri perişan ettin. Perişan etmeye de devam et diyorsanız oyunuzu AKP'ye verin. Hayır, artık yeter bu ülkenin de insanları var. Bu ülkenin de üreticileri var. Onların da kazanması lazım, onların da üretmesi lazım, onların da helal para kazanması lazım diyorsanız sırtınızı AKP'ye dönün, karşıya bakın ne görüyorsunuz? Cumhuriyet Halk Partisi. Onun önüne geçtiniz. Oyunuzu vereceksiniz 13 Haziran'da halkın iktidarını kuracağız. Gidelim herhangi bir esnaftan, bakkaldan veya esnaftan bir şişe su, bir şişe süt alalım. Hangisi daha pahalı. Süt mü? Su mu? Suyun bakımını yapıyor musunuz. Ee, nasıl oluyor da bu su sütten daha pahalı oluyor? Ee, Recep'in düzeni. Her sabah halkın iktidarında kapınızı sabahın köründe polis çalmayacak. Sütçü çalacak 2 şişe süt her aileye bırakacak. Çocuklar devletin bedelini ödediği sütü alacaklar. Analar sütü ısıtacak çocuklarına içirecek ve iki yanağından öperek çocuklarını okula gönderecekler. Karnı doyacak çocukların. Süt üreticisi kazanacak, sosyal devlet ayağa kalkacak. Hiçbir çocuk aç okula gitmeyecek. Bunu yapacağız.''

Bu arada miting alanındaki bir vatandaşın bir senedir çadırda yaşadığını belirtmesi üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''Çadırda oturuyorsun. Recep Bey çadır vermiş iyi yine. Ya çadır vermeseydi ne olurdu. Dikkat edin çadırınızı her an alabilirler. Biz bu ülkede herkesin ev bark sahibi olmasını isteriz. Bakın Kütahya Simav'a insanlar Kızılay çadırında oturuyor. Depremin olduğu gün gittim. Ama AKP'liler gidemediler. Oraya yüzleri yok onların. Biz vatandaşların hem acı günlerinde, hem sevinçli günlerinde onların yanlarındayız. Onlar bizim yurttaşlarımız. Kim olursa olsun, kimseyi ötekileştirmeden herkesi kucaklayarak, tüm yurttaşlarımızın geleceğini düşünüyoruz. Onlar bu ülkede huzur, refah içinde yaşasınlar diye. Bu vatanda hepimize yetecek toprak var, su var, her şeyimiz var. Bereketli bir coğrafyada yaşıyoruz, ama bereketsiz bir hükümetle karşı karşıyayız.''

Sayfa Yükleniyor...