Kılıçdaroğlu: İstanbul seçiminde rakibimiz artık YSK'dır

CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Ben Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) güvenmiyorum. İstanbul seçiminde bizim rakibimiz artık YSK'dır. YSK, milletin iradesine darbe yapmıştır" dedi.

Kılıçdaroğlu: İstanbul seçiminde rakibimiz artık YSK'dır

Genel Başkanı , Fox Tv'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 16 Mayıs 1919'da 'dan Samsun'a gitmek üzere yola çıktığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, Atatürk'ün daha önce 'a geldiğinde, Çanakkale'yi geçip Dolmabahçe'nin önünde demirleyen gemileri gördüğünde "geldikleri gibi giderler" dediğini aktardı.

Atatürk'ün 100 yıl önce bugün Bandırma Vapuru ile Samsun'a hareket ettiğini, bunun ve dünya tarihi için çok anlamlı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, Atatürk'ün bütün egemen güçlere karşı mazlum bir milletin mücadelesini başlattığını söyledi.

"Bugün konuşuyorsak, bayrağımızın altında onurla yaşıyorsak, minarelerden 5 vakit ezan okunuyorsa Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının sayesindedir" diyen Kılıçdaroğlu, milletin, yaşlısı, genci, çoluğu, çocuğu, kadını, erkeğiyle ortak bir mücadele yürüterek, olağanüstü bir başarı elde edip cumhuriyeti kurduğunu kaydetti.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bütün İslam dünyasına örnek olduğunu, Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyeti kurduktan sonra bütün İslam dünyasının cumhuriyete geçtiğine dikkati çekti.

Türkiye'nin bütün mazlum milletlere örnek olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Cezayir'de Fransızlara karşı mücadele edilirken, Cezayirli milli kurtuluşçuların üzerinde Gazi Mustafa Kemal'in fotoğrafının bulunduğu elbiselerin olduğunu ifade etti.

"19 Mayıs'ın 100. yılı etkinlikleri kapsamında ne yapacaksınız?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, bu akşam Bakırköy'de Sunay Akın'ın 19 Mayıs ile ilgili sunuşuna katılacağını, 19 Mayıs'ta da çeşitli etkinliklerde yer alacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Biz 19 Mayıs'ı, 16 Mayıs'ı, 23 Nisan'ı, 29 Ekim'i, milli günleri böyle zevkle heyecanla kutlamak istiyoruz" diye konuştu.

"HİÇBİR HUKUKİ GEREKÇE YOK"

"İstanbul seçiminde aynı zarfa konulan 4 oydan 1'inin geçersiz sayılmasını ve seçimin iptal edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunun yöneltildiği Kılıçdaroğlu, seçmen, sandık, sandık kurulu aynıyken 4 oydan 1'inin iptal edilmesini anlayamadığını söyledi.

"İradesini, vicdanını birine satan, hukukun üstünlüğüne inanmayan" bir kişinin böyle bir karar verebileceğine işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Aklı, mantığı, vicdanı olan, insana saygı duyan, inancı olan bir insan buna 'evet' diyemez. Hiçbir hukuki gerekçe yok. Hangi gerekçe olacak? Yazmadılar gerekçeyi, şimdi yazıyorlar. Ben de biliyorum o gerekçelerin nerelerde yazıldığını. 7 kişi oturup kendileri gerekçe yazmıyorlar. Bir yerlerden birileri, başka yerlerden, mahfillerden kim onlara 'öyle oy kullanacaksınız' diye talimat verdiyse, aynı talimatı veren kişi ya da gruplar 'gerekçeyi şöyle yazacaksınız' diyor. Onların gerekçeleri ne olacak Allah aşkına? Bana şunu anlatabiliyorlar mı? 'Evet, büyükşehir belediye başkanlığı oylarını iptal ettik, şu gerekçeyle iptal ettik. Diğerlerini iptal etmedik, şu gerekçeyle iptal etmedik.' Bunu açıklayacaklar mı? Uygulama akla, hukuka, vicdana, ahlaka aykırı bir uygulama. Bunun neresi doğru Allah aşkına?"

Seçim iptalinin, "iradesini, aklını, vicdanını bir yerlere kiralamış kişilerin aldıkları talimatla yaptığı bir uygulama" olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Bunun akılla, mantıkla, hukukla, hukukun üstünlüğüyle, yargıçlıkla hiçbir ilgisi yok. Bunlar vicdanlarını kararttılar, 7 kişi gittiler, 'iptal ediyoruz' dediler" ifadelerini kullandı.

"UZMANLIK ALANIMIZ AHLAKTIR"

"Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven'in İstanbul seçiminin iptaline ret oyu verdiğinin" hatırlatıldığı Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Önemli tabii. 4 üye 'Bu kadar da olmaz, tamam bir şeyler söylüyorsunuz falan ama bu kadar hukuksuzluk, haksızlık olmaz.' demiştir. Belki vicdanı rahatsız. Yargıç oldukları için Anadolu'da bir söz vardır 'kör gözün kör parmağına' derler ya 'Tamam bir şey yapalım ama bu kadar da olmaz.' deyip herhalde reddetmiştir. Ben Yüksek Seçim Kuruluna güvenmiyorum. İstanbul seçiminde bizim rakibimiz artık 'dır. YSK, milletin iradesine darbe yapmıştır. YSK, 16 milyon İstanbulluya 'Ben, senin oyunu kabul etmiyorum, ta ki bana talimat verenin arzusu yerine gelinceye kadar ben bunu sürdüreceğim' demiştir."

"23 Haziran'da ne olacak?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Kazanacağız. 23 Haziran'da göreceksiniz, herkes söylüyor zaten 'çok güzel şeyler olacak' diye. 23 Haziran'da sandığa gideceğiz, oyumuzu kullanacağız, sandıklara sahip çıkacağız. Hiç kimsenin en ufak bir endişesi olmasın. Ben, İstanbulluların vicdanının rahatsız olduğunu görüyorum, hissediyorum" dedi.

Kılıçdaroğlu, "İstanbul'da oylar çalındı mı?" sorusuna "Bizim uzmanlık alanımız ahlaktır, vicdandır, merhamettir, hukukun üstünlüğüdür, adalettir. Onların uzmanlık alanı ise çalmaktır ve hırsızlıktır" yanıtını verdi.

İstanbul'da yapılacak 23 Haziran seçimini hatırlatan Kılıçdaroğlu, daha önce sandığa gitmeyen seçmeleri, bu kez zorla sandığa götüreceklerini ve bir mağduriyeti gidereceklerini belirtti.

Sosyal medya üzerinden gelen "İktidar, İstanbul'u nasıl teslim edecek?" yönündeki bir soru üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu'nun daha önce mazbatasını aldığını hatırlatarak, şunları söyledi:

"Hiç endişe etmesin, İstanbul'u İstanbullular teslim alacak. Ekrem Bey mazbatasını nasıl aldı? İstanbul Büyükşehir Belediyesinin önüne 10 binler geldi değil mi? Gitti mazbatasını aldı. Aynı şey olacak. Yine Ekrem Bey gidecek, binlerce kişiyle mazbatasını alacak, görevinin başına geçecek. Hiç kimse 'acaba mazbatayı verirler mi, vermezler mi?' diye endişe etmesin. Bizim üstümüze düşen bir görev var, sandığa gideceğiz ve oyumuzu kullanacağız. Gerisini bize bırakın. Bütün milletvekillerimiz orada olacak. Bütün sandıklarda görevlimiz olacak. Seçmen listeleri konusunda endişeye kapılmasınlar. Hepsi tek tek kontrol ediliyor."

Erken seçim isteyip istemeyecekleri yönündeki bir soruya Kılıçdaroğlu, "Niye erken seçim olsun? Biz istemiyoruz erken seçim. Yaptığımız seçim, İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi. Yani Ekrem Bey'i tekrar seçeceğiz, gelip koltuğuna oturacak. Eğer bir insan vicdan sahibi ise bir kişinin elinden hakkı zorla alınmışsa o hakkı ona teslim etmek, yani kul hakkı yiyene karşı direnmek hepimizin ortak görevidir, bunun siyasi partilerle ilgisi yoktur. Bu bir vicdan olayıdır" yanıtını verdi.

Sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının seçileceğini tekrarlayan Kılıçdaroğlu, "Neden erken seçim istemiyoruz? Biz Türkiye'nin çıkarlarını savunan bir partiyiz. Sabah seçim, öğle seçim, akşam seçim. Peki bu ekonomiye nasıl eğilinecek, asıl onun üzerinde durulması lazım. Şimdi biz de kalkıp arkasından seçim, bir daha seçim, bir kazandık tekrar seçim. Bunun adı fırsatçılıktır, biz fırsatçı bir parti değiliz. Zamanı, yeri gelir, seçim yapılır" diye konuştu.

ÇUBUK'TAKİ SALDIRI

Çubuk'ta kendisine yapılan saldırıyla gazetecilerin saldırıya uğraması sorulan Kılıçdaroğlu, "İnsan olarak, hiç bir canlıyı linç ederek öldüremeyiz. Bu arı da olur, kuş da olur, Allah'ın yarattığı bir varlığı, siz kalkıp linç edeceksiniz" dedi.

Hem kendisine hem de gazetecilere saldıranların serbest bırakıldığı hatırlatılarak, Çubuk'ta yaşananları nasıl yorumladığının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Bir tezgah olduğu belliydi, onu görüyorduk orada. Türkiye adına acı bir olay. Beni asıl üzen, bir şehit cenazesinde bunların olmasıdır. Şehit cenazesini doğru dürüst kıldırmadılar, helalliği doğru dürüst istetmediler. Yapanlar kim? Bunlar. Aynı saldırıyı Şavşat'tan Ardanuş'a giderken PKK yapmıştı bana. Burada da benzer bir olay var, kesinlikle planlı. Ben Akkuzulu köyünde yaşayan vatandaşlarımı hiçbir zaman suçlamadım. Bazı insanlar var ki tahrik edildiler, ele başları belli biz de onları tespit ettik. Önümüzdeki günlerde daha farklı görüntüler de ortaya çıkacak. Savcı falan hepsi hikaye. Savcı olayı soruşturmaz. Biz, bütün ayrıntıları ortaya çıkardık, çıkarmaya devam ediyoruz. Linç girişiminde bulunanlar serbest bırakıldı. Siyasi talimat olmazsa serbest bırakılmaz zaten mümkün değil. Talimat alınmıştır. O talimatın gereğidir."

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Korkmadınız mı? bağıranlar vardı, taş atanlar vardı." sorusu üzerine, "Ben, inançlı bir insanım. Allah'ın verdiği bir can var, gidecekse gider zaten. Üç beş tane çapulcudan mı korkacağım? Ellerine silah alıp ateş etseler ne olacak? Benim görevim, bütün bu saldırılara karşı onuruyla namusuyla dimdik, kararlı durmaktır. Telaşa kapılma falan yok. 'Üç beş tane çapulcu geldi saldırdı' diye biz geri adam mı atacağız? Hayır. Orada bir tezgahın olduğu belliydi. Evet ben bütün bunların hepsini yaşadım ama bir milim dahi geri adım atmayacağım inandığım yoldan" diye konuştu.

Gerilim değil, huzur istediklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, gerilimi yapanların iktidar sahipleri olduğunu söyledi. Bu gerilimlerden en büyük zararı vatandaşın çektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Ne zaman ki iktidar sahipleri, iktidardan gittiklerinin görüldüğünü anlıyorlarsa gerilim yaratıyorlar, suikast düzenliyorlar, başka şeyler yapıyorlar. Bu tırmanır mı? Beni endişelendiren konu budur" dedi.

"TAMAMI DARMADAĞIN EDİLDİ"

Kılıçdaroğlu, Twitter'dan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında bir şey yazanların, "hakaret" diye tutuklandığını, ancak kendisine saldıranlara madalya takılmadığının kaldığını söyledi.

"Cumhurbaşkanı Erdoğan, size 'geçmiş olsun' dese, faillerin derhal yakalanıp adalet önüne çıkarılması talimatını verse hava öyle bir söner ki. Bu düşünce doğru değil mi?" ifadesi üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Doğrudur da ama onu Erdoğan yapmaz. Ülkeyi yönetiyor ama nasıl yönetiyor? Ülkeyi merhametle vicdanla hukukla yönetirsiniz. Bütün bunları bir kenara atmışsanız, sadece kendi koltuğunuzu ve yakın çevrenizi düşünüyorsanız ve devletin bütün gelirlerini onlara aktarıyorsanız, altta vatandaş eziliyorsa Erdoğan bunu yapmaz, niye yapsın? Yapmaz, yapamaz. Çünkü kendisi bir anlamda teslim alınmıştır şu anda. Erdoğan teslim alınmıştır şu anda. Erdoğan'ın en yakın çevresinde çok saygıdeğer insanlar vardı, bunlar içinde bakanlık yapan vardı, TBMM Başkanlığı yapanlar vardı, danışmanlık yapanlar vardı, bütün bunların tamamı darmadağın edildi, kim var etrafında şimdi? Gidip de Erdoğan'a 'Sayın Cumhurbaşkanım bu yaptığınız doğru değil, böyle yapmanız daha uygundur' diyen bir insan kaldı mı? Hayır, kalmadı."

GÖKSU'NUN SÖZLERİ

İstanbul Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu'nun katıldığı bir iftardaki konuşmasına ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, Göksu'nun tüm bu sözleri bir iftar sofrasında söylediğine dikkati çekti. Kılıçdaoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"İftar sonrası konuşabilirsiniz. Neleri konuşacaksınız? Güzellikten, iyilikten, insanlıktan bahsedeceksiniz, yeri geldiğinde tarihten, İslamiyetten, İslam dünyasının sorunlarından bahsedeceksiniz. Nasıl olur da burada sıcak konuşulur ve kin kusulur insanların üzerine? Hangi inançta var bu Allah aşkına? Beni geçen gün bir iftara çağırdılar, 'siyaset konuşulmayacaksa gelirim' dedim. Ama kalkıp da 'bu böyledir, şu şöyledir, şunu asın.' Arkadaş sen oruç mu tutuyorsun, savaşa mı gidiyorsun, insanlara kin mi kusuyorsun? Bu da aynı şey. Almış gazı veryansın ediyor, hiç kimsenin aklından geçmeyecek bir ırkçı söylem. Şimdi ben Ekrem İmamoğlu'nu Bütün Karadenizlilerin vicdanına teslim ediyorum. Bu kadar büyük bir hakareti Karadenizli kaldıramaz. Nasıl bunu söylersiniz bir iftar sofrasında? Bir gönderme yapıyor, aklı olan herkes bunu anlar. Tanımıyorum, kim olduğunu da bilmiyorum. Belediye Başkanı ama çok sağlıklı bir insan olmadığı buradan çıkıyor ortaya. Bu dil, bir belediye başkanına da siyasete de hiç yakışmaz. Bu dil, bir iftar sofrasında kullanılacak bir dil değildir."

YSK'nın iptal kararına ilişkin bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, "Önceden tezgah kurulmuştu, herkes mazbatanın geri alınacağını biliyordu zaten" dedi.

Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"18 gün belediye başkanlığı yaptı. 18'nci günün sonunda dediler ki 'mazbatanı ver.' YSK içinde 7'li çete yaptı bunu. Bakın 'çete' diyorum. Çete ne demektir açtım TDK sözlüğünü, 'birden fazla kişinin bir araya gelip yasa dışı bir iş, eylem yapmaları için buluşmaları, örgüt kurmaları.' Bu 7 kişi, bir araya geldi mi? Geldi. Yaptıkları karar yasa dışı mı? Yasa dışı. Anayasaya aykırı mı? Aykırı. Milli iradeye aykırı. Ne denir bunlara? 'Çete' denir. Hakim, kararları ile konuşur, hukukun üstünlüğüne inanır. Ben o 7 hakime sormak istiyorum, 'sen geçersiz oyları saydın mı?' Saydın. Her şeyi saydın. Sonra ne oldu? Baktılar ki iptal edilemiyor. Dedi ki bu sefer aynı kurul, 'biz sandık kurulların tespitinde yanlışlık yapmışız.' Vatandaşın ne günahı var? İzni veren sensin, itiraz hiç yok. Kalktı seçimi iptal etti. Şimdi kalkmış, 'Biz hukuka uygun karar verdik.' Hayır efendim, hukuka uygun karar değil, siz milli iradeye darbe yaptınız. İstanbullular, bozulan adalet terazisini, 23 Haziran'da yeniden düzeltecek. 7 hakime rağmen düzeltecekler."

"CİDDİ ENDİŞELERİM VAR"

Kemal Kılıçdaroğlu, "Ekrem İmamoğlu'nu nasıl buluyorsunuz?" sorusu üzerine, "Ekrem Bey genç, çalışkan, başarılı, dürüst birisi. Binali Bey eskidir, Ekrem Bey yenidir. Binali Bey elbette pek çok hizmet yapmıştır ama ufku bitmiştir. Ekrem Bey'in ufku yeni başlamıştır. Ekrem Bey'in dış dünyayla ilişkileri çok iyidir" yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, işsiz sayısının artmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine "Şu anda gerçek işsiz sayımız, 8 milyon 475 bin. Cumhuriyet tarihinde bu kadar işsiz oldu mu? Hayır" dedi.

Bir siyasetçinin önce vatandaşını düşünmesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, "Damat bey diyor ki 'Dengelendi ekonomi.' Ekonomide denge mi kaldı Allah aşkına? Sen hala bunun farkında değil misin? İşsizlik, enflasyon arttı, çiftçinin hali meydanda. Binlerce esnaf kepenk kapattı, perişan vaziyette" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, devletin tefecilere teslim edildiğini, Türkiye'nin enerjide, turizmde, tarımda Rusya'ya bağımlı hale geldiğini anlatarak, "Bu devlet yönetimi midir? Devlet yönetilmiyor, savruluyor. Allah sonumuzu hayır etsin. Freni patlamış bir kamyon gibi yokuş aşağı hep beraber gidiyoruz. Nereye çarpacak bilmiyoruz. Ciddi endişelerim var." diye konuştu.

"Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'na bakış açısının" sorulduğu Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Benim, insanlarla ilişkilerim çok iyidir. Devlete hizmet eden herkese saygı duyarım. Giderim, ziyaret ederim, otururum, düşüncelerimi söylerim, düşüncelerim farklı olabilir ama ben, bütün siyasetçilere saygı gösteririm. Yeter ki ülkeleri için çalışsınlar. Abdullah Gül, tarafsızlığını olabildiğince koruyan bir Cumhurbaşkanı'ydı. Kendisine saygı duyarım. Arada bir giderdik, görüşürdük. Abdullah Bey davet ederdi. Düşüncelerimi alırdı, ben de aktarırdım düşüncelerimi. Sayın Davutoğlu ile defalarca görüştüm. Türkiye'nin sorunlarını görüştük. Ali Babacan ile herhangi bir ilişkim yok. Devleti yönetenlerin siyaset anlayışının şu olması lazım; bir, dış politikanın milli olması lazım, iç politika malzemesi olamaz. Dış politika ile ilgili bütün gelişmeler muhalefet liderlerine bildirilir. Şimdi yapılmıyor. Abdullah Gül, Davutoğlu bunu yapıyordu. Ben onlara saygı göstermez miyim? Saygı duyarım."

"BİR BAKAN VAR BU İŞİN İÇİNDE"

"Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesinde FETÖ'den yargılanan bir suçluya 'Özlem Çerçioğlu ve Ekrem İmamoğlu'na FETÖ'cü suçlaması yaparsa tahliye edileceği' söyleniyor. Bu ifadelere yansıdı. Bunu değerlendirir misiniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Bunu yapanlar iktidar sahipleri. Bir bakan var bu işin içinde. Şu an fiilen mevcut bakan. Bir gazeteci neden gidip bu içeride tutuklu arkadaşla görüşür? Kim izin verir bir gazeteciye? Ve o gazeteci neden der, 'Sen, Özlem Çerçioğlu'nu, İmamoğlu'nu FETÖ'cü diye suçla, ertesi gün beraat edeceksin, paraya pula kavuşacaksın' diye?" ifadelerini kullandı.

''SAADET PARTİSİ'NE BAĞIŞTA BULUNDUM"

Bunun bir FETÖ taktiği olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Fettah Tamince bir numaralı FETÖ'cüdür. 17-25'ten sonra Pensilvanya'ya gitmiştir, Zaman gazetesinin hisselerini satın almıştır. Fettah Tamince kimin yanındadır? Devlet protokolündedir, Erdoğan'ın yanındadır" iddiasında bulundu.

FETÖ yaftası altında iktidara rakip olanlarla mücadele edildiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, delil olmadan insanların içeri atıldığını savundu.

"Genel merkezleri ellerinden alınan Saadet Partisi'ne ve Ekrem İmamoğlu'nun kampanyasına bağışta bulundunuz mu?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Saadet Partisi'nin genel merkez sorununun çözümü için bir bağışta da ben bulundum. Ekrem İmamoğlu'nun kampanyası için de bulundum" yanıtını verdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kemal Kılıçdaroğlu, bugün akşam İstanbul'da çeşitli etkinliklere katılacağını da belirterek, 19 Mayıs'ta ise Samsun'da olacağını bildirdi.

EKREM İMAMOĞLU, YSK KARARINI ELEŞTİRDİ (VİDEO)

Sayfa Yükleniyor...