Kılıçdaroğlu: İster askerin arkasına saklan...

CHP lideri Kılıçdaroğlu, ''Zemin kayıyor. Nereye kaçarsan, kaç. Muhtırayı veren adama, dünyanın hangi demokrasisinde Üstün Hizmet Madalyası verilir? Yiğit adamsan, çık açıkla. İster askerin arkasına saklan, ister kriz yarat, gideceksin'' dedi.

Referandum gezilerini sürdüren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün önce Sivas'ta, ardından Erzincan'da halka seslendi.

Bir gazetecinin Yüksek Askeri Şura (YAŞ) ve sonrasında yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

''Tablo, 'nin iyi yönetilmediğini gösteriyor. Eğer Türkiye iyi yönetilmiş olsaydı Türkiye Cumhuriyeti tarihinde karşılaşmadığımız boyutta bir krizle karşılaşmış olmazdık. Her ne kadar Sayın Cumhurbaşkanı her şeyi olağan gibi gösteriyor ise de Sayın Başbakan belli konularda sessizliğini koruyorsa da ortadaki gerçek tablo krizin derinleştiği yönünde. Umuyoruz taraflar, krizi aşmak için çaba gösterirler ve bu kriz kısa sürede sona ermiş olsun.''

Kılıçdaroğlu, ''Siyasi üslup sertleşiyor. Siz bu yönde ne yapmayı düşünüyorsunuz?'' sorusunu yanıtlarken de kendi üslubunun çok sert olmadığını dile getirdi.

CHP lideri, ''Eğer, Sayın Başbakan'ın ismi geçiyorsa benim söylemlerimde, onun söylemlerini kullanıyorum zaten. Kaynağı da Anadolu Ajansı. Farklı bir yerden bilgi alarak konuşmuyorum. Ama Sayın Başbakan öfkeyi, hitabet sanatı olarak gören bir kişi'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, bir süre önce Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast yapılacağı iddialarıyla ülkenin meşgul edildiğini, kozmik odaya kadar girildiğini ifade ederek, ''Halkın gündemini meşgul eden bu olayın herhangi bir sonuca varmamasını'' eleştirdi.

CHP lideri, ''AKP kriz yaratıyor. O krizin arkasına geniş kitleleri sürüklüyor. Kendi medyasıyla hep beraber bunu yapıyor. Ondan sonra geriye dönüyor. O krizden besleniyor. Adalet ve Kalkınma Partisi krizden beslenen bir parti. Zaten Türkiye'nin karşılaştığı sorun da bu'' şeklinde konuştu.

'ÜLKENİN SORUNLARINI UNUTUYOR'
Başbakan Erdoğan'ın, CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın istifa sürecine ilişkin açıklamalarda bulunduğu hatırlatılarak değerlendirmesinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''Sayın Başbakan, partimizin iç işlerine müdahale ederek 'Acaba içlerinde bir çatışma ortamı yaratabilir miyim? Ülkede kriz yaratıyorum acaba CHP'de de bir kriz yaratabilir miyim' gibi ucuz bir politikanın içine girmiş durumda. Aslında bir başbakana yakışacak bir şey değil. Ama Başbakan gerçekten o kadar küçük işleri kendisine görev ediniyor ki ülkenin sorunlarını unutuyor'' diye konuştu.

CHP'nin, kurultayın ardından bir yenilenme sürecine girdiğini ve toplumun tüm kesimlerinin partiye yönelik ilgisinin arttığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

''Sayın Başbakan hazmedemiyor. Kurultayla beraber temiz siyaset, düzgün siyaset, halka hesap veren siyaset egemen olmaya başladı. Bunların üçü sayın Başbakan'da yok. Sayın Başbakan'da olmadığı içindir ki Sayın Başbakan, 'Kayan zemini acaba yerinde nasıl tutabilirim? Kendimi iktidarda nasıl tutabilirim?' arayışı içine girdi. Bu arayışlar Sayın Başbakan'a yarar sağlamaz. Zemin kayıyor. Sayın Başbakan gidecek.''

Kılıçdaroğlu, CHP'nin genel seçimlerdeki hedefinin sorulması üzerine de

''En az yüzde 40'lık bir hedefi bekliyoruz. Tek başına iktidar olmak istiyoruz. Çünkü Türkiye'yi içinde bulunduğu çıkmazdan kurtaracak tek parti CHP'dir'' dedi.

BUNLAR BÖLÜCÜ
Kılıçdaroğlu, Sivas'ın Zara ilçesinde ise vatandaşlara hitap etti.

Başbakan Erdoğan'ın, dün Isparta'da yaptığı konuşmada kendisine yönelik ''Bilmediğin aşı yeme, davul gibi şişesin'' dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

''Allah'a çok şükür boğazımızdan aşağı haram lokma inmedi. Allah'a çok şükür, çiğ yemedik ki karnımız şişsin. Ama, senin aklın fikrin yemekte. Nerede bir şey olsa, yemek... Fındık diyorum, fındık yemekten bahsediyor, kayısı diyorum, yemekten bahsediyor. Yiye yiye doymadın mı? Allah gözünü doyursun. Bırak, biraz da millet doysun. Bunlara dersini vereceğiz. Fakir-fukara edebiyatı yapanlar, Allah, peygamber diyerek din sömürüsü yapanlar, hepsi han hamam sahibi oldu.

Bunlar, bölücüdür. Bölücülere inanmayın. Bölücüler, ülkeyi böldüler, kardeşi kardeşe düşman yaptılar. Ama biz bölünmeyeceğiz. Tek yürek olacağız. Diri, iri olacağız, onurlu Türkiye'yi ayağa kaldıracağız.''

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

''Sen kimsin ki millete hesap vermeyeceksin? Kimler hesap vermez? Allah'tan korkan, kuldan utanan, milletine hesap vermeyi, namuslu görev kabul eder. Bunlarda utanma da kalmadı. Ben, sana hesap soracağım Recep Bey. Nereye kaçarsan, kaç. Muhtırayı veren adama, dünyanın hangi demokrasisinde Üstün Hizmet Madalyası verilir? Yiğit adamsan, çık açıkla. İster askerin arkasına saklan, ister kriz yarat, gideceksin.''

'RECEP BEY'İ MEMURLARA HAVALE EDİYORUM'
Erdoğan'ın, Isparta mitinginde kendisiyle ilgili ''Memur Kemal Efendi'' ifadesini kullandığına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

''Sözde beni ve memurları hakir görecek. Memurları hakir görmekten memurlar memnun mu? Recep Bey'i memurlara havale ediyorum. Ama Recep Bey'e şunu söylüyorum; 27,5 yıl kendi ülkeme, devletime onurumla hizmet ettim. Boğazımdan aşağı haram lokma inmedi. Ama şunu söyleyeyim; ben memur Kemal'im, ben işçi Kemal'im, ben çiftçi Kemal'im, ben emekli Kemal'im, ben Erzincanlıların, halkın Kemal'iyim. Allah'a çok şükür, kimse bize 'kalpazan Kemal' demiyor, 'ihaleye fesat karıştıran Kemal' demiyor. Biz, alnımız ak, yüreğimiz temiz halkın karşısına çıkıyoruz. Recep Bey gibi değiliz.''

'İÇİNE KURT DÜŞMÜŞ BİR AĞAÇ'
Hükümetin, dokunulmazlıkları kaldırmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, ''Boğazından aşağı haram lokma inmeyen, yolsuzluk yapmayan kişilerin, dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı çıkmayacağını'' ifade etti.

''Allah korkusu varsa, kuldan utanma varsa, dokunulmazlıkları kaldırırsın, milletin önüne çıkarsın'' diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

''Adaletten kaçanlar partisi, içine kurt düşmüş bir ağaçtır. Çürüyor artık o ağaç. Gövdesini biz, dallarını siz silkeleyin ve yok edin. Yüreğiniz insan sevgisiyle dolsun. Gelecek kaygısı olmayan, işsizliğin, yoksulluğun olmadığı, onurlu, üreten bir Türkiye'yi beraber kuracağız. Nazım Hikmet'in dediği gibi, 'Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe' yaşayacağız. Bu davet bizim."

Sayfa Yükleniyor...