Kılıçdaroğlu: MİT-PKK görüşmesi yanlış

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MİT ile PKK arasında yapılan görüşmeleri onaylamadıklarını söyledi.

Kılıçdaroğlu: MİT-PKK görüşmesi yanlış

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'deki makamında Filistin Büyükelçisi Nabil Maarof ile yaklaşık yarım saat görüştü.

Kılıçdaroğlu, görüşmenin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu, sorularını yanıtladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''muhalefet destek yerine köstek oluyor'' sözlerinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Nerede köstek olduk, bir açıklasa bari. Muhalefeti körü körüne eleştirmek, bir başbakanın görevi olmamalı. Biz nerede köstek olmuşuz, önce bunu açıklamalı'' dedi.

'''de bugün terör varsa, tek sorumlusunun AK Parti Hükümeti olduğunu'' ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'yi terör bataklığına sürükleyen AKP değil mi? Gideceksin, PKK ile kol kola, göz göze, oturup konuşmalar, görüşmeler yapacaksın, sonra kalkacaksın muhalefeti suçlayacaksın. Bu kadar ucuz, kaba politika ancak ve ancak Recep Tayyip Erdoğan'a yakışır."

Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine ''Recep Tayyip Erdoğan ile PKK arasında görüşmeler devam edecek. Bu doğru değil, onaylamıyoruz'' dedi.

Kılıçdaroğlu, ortak aklı parlamentoda egemen kılabileceklerini, burada oturup konuşulabileceğini ifade ederek, ''Biz anayasayı değiştirmek için parlamentoyu harekete geçirmiyor muyuz, parlamentoda bir uzlaşma komisyonu kurmuyor muyuz? O uzlaşma komisyonu, ortak aklı egemen kılmak demektir. Terör de Türkiye'nin 30-40 yıldır gündeminde, bir türlü çözülmüyor. Çözülmediğine göre ortak aklı egemen kılalım, parlamentoyu harekete geçirelim, burada çözümler üretelim, olay bitsin'' diye konuştu.

'BDP'LİLER MECLİS'E GELSİN'
BDP milletvekillerinin yemin etmemelerinin anımsatılmasına karşılık Kılıçdaroğlu, ''Parlamentoya gelmelerini ve yemin etmelerini isterim'' görüşünü dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, AK Parti ile yaptıkları protokolün sadece CHP'li milletvekillerini değil, tutuklu bütün milletvekillerini kapsadığını anımsattı.

Kılıçdaroğlu, BDP'lilerin de parlamentoya gelip yemin etmeleri gerektiğini aksi halde anayasa gibi temel bir konuda düzenlemeler yapılırken, parlamentonun eksik iradeyle grup oluşturacağını, herkesin katkı vermesi gerektiğini vurguladı.

'İNİSİYATİF MECLİS BAŞKANI'NDA OLSUN'
Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği konusunda iktidar partisinin göndereceği mektubun sorulması üzerine, anayasa değişiklikleriyle ilgili Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in çağrı yaptığını, anayasa profesörleriyle görüştüğünü, Uzlaşma Komisyonu kuracağını söylediğini anımsattı.

Kılıçdaroğlu, inisiyatifin Meclis Başkanı'nın elinde olduğunu belirterek, bunun bir parlamento çalışması olduğunu dile getirdi.

AK Parti'nin ''ön almak'' istiyormuş gibi bir hazırlık içinde bulunduğunu savunan Kılıçdaroğlu, ''Olabilir. Gelsinler, mektuplarını yazsınlar, belki bizim bilmediğimiz başka önerileri vardır. Ama konu TBMM'nin konusudur. TBMM çözüm üreten bir merkez olmak durumundadır'' dedi.

TUTUKLU VEKİLLERİN DURUMU
Tutuklu milletvekillerine ilişkin metne, bir bakanın, ''Hukuki bağlayıcılığı yok, temenni'' dediğinin anımsatılmasına Kılıçdaroğlu, ''Bu bir taahhüttür. Temenni ile taahhüt aslında aynı şeydir. Bir irade beyanıdır. Şimdi ondan çark etmenin yollarını aramaya gerek yok ki. Verilen bir söz, taahhüt var. Nihai metin, iki liderin onayı alındaktan sonra imzalandı. Bunun neresi niyet?'' karşılığını verdi.

''Bir süre öngördünüz mü?'' sorusunu, ''Hayır'' diye yanıtlayan Kılıçdaroğlu, bunun anayasa sürecini tıkayıp tıkamayacağına ilişkin soru üzerine ise şunları söyledi:

“Hayır. Anayasa süreci farklı bir şey. Böyle kısa sürede sonuçlanacak bir şey değil. Önşart değil. Bildiğimiz kadarıyla Adalet Bakanlığının bir çalışması var, o çalışma kısa zamanda sonlanır, parlamentoya gelir, bu sorun da aşılmış olur. Parlamentonun meşruiyet kazanması, 550 milletvekilinin parlamentoya gelip, yemin etmesiyle başlar. Tutuklu milletvekilinin olduğu ortamda, her zaman meşruiyet tartışması çıkar. Bazen öyle yasalar görüşülür ki bir-iki oy farkla çıkabilir. O insanların iradelerini hapiste tutup, bir iki oy farkla yasa çıkarmak, o yasanın meşruiyetine gölge düşürür. Bunu demokrasiye inanan herkesin bilmesi gerekiyor. Bu açıdan tutuklu milletvekillerinin önünde yemin etmeleri konusunda, yasal, anayasal hiçbir engel yok.''

‘ÖNYARGILI DEĞİLİZ’
Anayasa görüşmeleri konusunda AK Parti'ye randevu verip vermeyeceğine ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, ''Niye vermeyelim. Mektubunu içeriğini bilmiyoruz. Biz önyargıyla hareket eden bir parti değiliz, AKP'dir. Protokol imzalıyorsunuz, aradan süre geçiyor birisi 'niyet mektubu' diyor. Pes vallahi. Grupları ziyaret edeceklermiş, gelsinler, otururuz, konuşuruz. Biz, inisiyatifin TBMM Başkanı'nda olması gerektiğine inanıyoruz, parlamentonun geleneğinde de bu vardır. Geçmişte de eşgüdümü TBMM Başkanı koordinatör oldu, eşgüdümü o sağladı'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Çiçek'in, anayasa görüşmelerine ilişkin tutanakları, Meclis dışındaki partilere de göndermesini önerdi.

'KILIÇ'IN BÜYÜKELÇİYE RAPOR VERMESİ ANORMAL'
Bir gazetecinin, ''Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın, daha önce ABD Büyükelçisine, AK Parti'nin kapatma davası, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasına ilişkin bir rapor sunduğu ortaya çıktı. Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın, bir büyükelçiye bu tür bilgi vermesi normal midir?'' sorusuna Kılıçdaroğlu, ''Normal değil, anormal. Hele hele bir Anayasa Mahkemesi Başkanı yapıyorsa, o koltukta oturmaması lazım. Bir Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın dağıtacağı tek şey vardır; hukuk. Onu da hukukun üstünlüğü kuralı üzerinde inşa etmek zorundadır. Ama birilerine gidip, hesap, bilgi vermek gibi bir görevi üstleniyorsa, artık o Anayasa Mahkemesi Başkanı değildir'' karşılığını verdi.

'ŞEREFSİZ' POLEMİĞİ
Kemal Kılıçdaroğlu, MİT-PKK görüşmesiyle ilgili daha önce yaptığı açıklamada “Biz, onlara 'Niye görüştünüz' demiyoruz. 'Niye halka yalan söylediniz' diyoruz” demişti.

Kılıçdaroğlu, görüşmeye ilişkin şu ifadeleri kullanmıştı: “Sayın Erdoğan, daha önce biz bunu dile getirdiğimizde, 'görüşmeler yapılıyor' dediğimizde en ağır dille bizi suçlamıştı. 'Bunu söyleyenler ispat etmez ise şerefsizdirler' demişti. Şimdi merak ediyorum kim şerefsiz? Bu dil bir ülkenin başbakanına yakışıyor mu?”

Sayfa Yükleniyor...