Kılıçdaroğlu: Sen gittin, boyun mu uzadı?

CHP lideri Kılıçdaroğlu, resepsiyon tartışmasında Başbakan'a yanıt verdi: "Efendim neymiş, Çankaya Köşkü'ne niye gitmemişiz? Sen gittin, ne oldu, boyun mu uzadı? Ben cumhura gittim, hak arayan işçi kadına gittim. Siz kim cumhur kim?"

Kılıçdaroğlu: Sen gittin, boyun mu uzadı?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısı için salona girerken BDP Grup Salonu'ndan çıkan Genel Başkan Selahattin Demirtaş'la karşılaştı. Kılıçdaroğlu ve Demirtaş, tokalaşarak, selamlaştı.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasında hükümete yüklendi.

Cumhuriyet kutlamaları için İstanbul'a gittiğini ve halk yürüyüşüne katıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, buradan 'nin 81 iline huzur, barış, dostluk ve kardeşlik mesajları verdiklerini belirtti. Verdikleri huzur, barış ve kardeşlik mesajının ''Ankara'da birilerini rahatsız ettiğini'' ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Ne olmuş? Ben gitmişim Kadıköy'de yurttaşlarla buluşmuşum. Meğer o cumhurla buluşmak değilmiş. Neymiş cumhurla buluşmak? Daha başka yerlere gitmekmiş. Bizim oralara gitmediğimizi kim söyledi bunlara? Yani Kadıköy'de yaşayan insanlar bu ülkenin insanları değil mi? Onlar bu ülkenin halkı değil mi? Ben diyorum, bunlar bölücü. Bunların gizli gündemi var. Bunlar insanımıza düşman insanlar, insanımızı bölen insanlar. Biz 'huzur' diyoruz, onlar 'huzursuzluk olsun' diyorlar. Biz 'bölünmeyelim' diyoruz, onlar 'bölünelim' diyorlar. Bunu ancak asıl amaçlarına ulaşmak için gizli gündemleri olan siyasal anlayışlar yapar. AKP'nin hedefi budur. AKP kendi yurttaşına hizmet etmek için gelmiyor iktidara, devleti ele geçirmeye çalışıyor. Onun için diyorum gizli gündemleri var. İstediğiniz kadar gidin, tek bir Cumhuriyet Halk Partili kalıncaya kadar sizinle kararlılıkla mücadele etmek bizim boynumuzun borcudur. Öyle çıkacaksınız 'yok cumhura gitmediler, yok şunu söylediler' cumhur başımızın üstündedir, her yurttaşımız başımızın üzerindedir. Biz onlar gibi insanları ayırmıyoruz. Kadıköy'deki de benim insanım Sultan Ahmet'teki de Esenler'deki de. Hakkari'deki de Bitlis'deki de Trabzondaki de benim başımın üzerindedir. Onlar onbinleri görünce rahatsız oldular. 'Efendim biz yüzde 42'yi araştırıyoruz siz neden yüzde 58'i merak etmiyorsunuz' Biz yüzde 100'ünü merak ediyoruz Sayın Başbakan sen hiç meraklanma.

Kadıköy'deki yürüyüşün ardından sendikal faaliyetler yürüttüğü gerekçesiyle işten çıkarılan taşeron temizlik işçisi Türkan Albayrak'ı açlık grevini sürdürdüğü Paşabahçe Devlet Hastanesi'ndeki çadırda ziyaret ettim. Onu da cumhurdan saymıyor, çünkü o bir asgari ücretli. Sabah akşam  AKP şakşakçılığı yapacaksınız, bedenini ölüme yatıran bir işçiyi görmeyeceksiniz, gözleriniz kör olacak... Bu mudur sizin sosyal devlet anlayışınız, bu mudur sizin cumhur anlayışınız? Buna karşı mücadele edeceğiz.

Bu cumhurun başına gelenlerden Sayın Başbakan acaba utanıyor mu? O kadıncağız çadırda, o soğukta bedenini açlık grevine yatırırken acaba vicdanı sızlıyor mu? Sen kendi çocuklarına beş yıldızlı otellerde düğün yaparken sıkılmadın da o çadırda yatan insanları görmezlikten gelmek seni sıkmıyor mu? Sormak istiyorum sendikalı olmak yasak mı bu ülkede? Bir de bunlar milleti kandırmak için anayasa bir hüküm daha eklediler, 'Bir sendika yetmez, işçi isterse birden fazla sendikaya üye olabilirmiş'.Bir sendikaya üye olanı kapının önüne koyuyorsun ya kadıncağız kazara iki sendikaya üye olsaydı ne olacaktı?

Efendim neymiş, Çankaya Köşkü'ne niye gitmemişiz? Sen gittin, ne oldu, boyun mu uzadı? Ben cumhura gittim, hak arayan işçi kadına gittim, elinden tuttum. Senin hakkını biz koruyacağız dedim. Sen mi iyi iş yaptın, ben mi iyi iş yaptım? Sen mi cumhura gittin, ben mi cumhura gittim? Siz kim cumhur kim? Sizin işiniz, gücünüz cebinizi doldurmak."

'BAŞBAKAN BİR DESPOT, BİR KRAL'
Kılıçdaroğlu, Adapazarı Vagon Fabrikası'nda taşeron işçi olan bir kişinin kendisine gönderdiği mektuptan bölümler okudu. İşçinin 4 yıldır ayakkabı alamadığını belirttiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Acaba Başbakan bunları biliyor mu? O, altın çilek yiyor. Bunlardan ne haberi olacak. O, yırtık ayakkabıyla okula giden Tayyibi unuttu. Farklı yerlerde geziyor artık. O, bir despot, bir kral'' dedi.

Kılıçdaroğlu, işçileri ve emekçileri mutlaka kucaklayacaklarını, her zaman ve her yerde onlarla beraber olacaklarını, haklarını sonuna kadar koruyacaklarını söyledi.

Ankara'da bir dönem Başbakanlık muhabiri olarak çalışan ve Bursa'da günlük bir gazetede yazılar yazan bir kadın gazetecinin ''patron sizin yazılarınız yüzünden AKP'li belediyelerden ihale alamaz hale geldi'' gerekçesiyle işinden atıldığını bildiren Kılıçdaroğlu, ''Bunların demokrasi anlayışı bu. Bunlar eleştiriye tahammül edemezler. Bunların etrafındakiler şakşakçı, dünyayı şakşakçıların gözünden görüyorlar. Nasıl oluyor da bir gazetecinin işine sizi eleştiriyor diye son veriyorsunuz. İnsanda biraz ar, edep olur. Bunlarda var mı? Yok. Olsa derhal müdahale ederler'' şeklinde konuştu.

'AKP KABUSUNU SONA ERDİRMEK ZORUNDAYIZ'
İktidar partisi mensuplarını ''demokrasi kültürü olmamakla'' eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

''Buradan bütün kadınlara, analara, bacılara sesleniyorum; Kadınlardan iki örnek verdim. Birisi açlık grevine yatmış bir işçi, öbürü kalemini satmayan bir gazeteci. İkisi de işinden oluyor. AKP'nin gerçek yüzünü görsünler. Fotoğrafı iyi görsünler. Etraflarına baksınlar, mahalleye, komşularına baksınlar ve gerçeği görsünler. Bazen küçük bir olay bütün bir gerçeği görmemizi sağlar. O küçük olay Paşabahçe'de, Bursa'da oldu.

Bu tabloyu değiştirmek bizim elimizde. Bu tabloyu değiştirmek sizin elinizde. Bu tabloyu değiştirmek emeği ile geçinen işçilerin, annelerin, fabrikada, tarlada çalışanların elinde. AKP kabusunu sona erdirmek zorundayız. Güçlü, kararlı, dirayetli, hayata direnerek, AKP'ye, baskılarına direnerek yolumuza devam edeceğiz. Bizi yıldıramayacaklar.''

Türkiye'de son 5 yılda intihar vakalarında yüzde 27, son 8 yılda ise intihara teşebbüs olaylarında yüzde 52 artış olduğunu bildiren Kılıçdaroğlu, ''Bunun tek sorumlusu vardır, o da Başbakandır. Adı da Recep Tayyip Erdoğan'dır'' dedi.

Konuşması sık sık ''Başbakan Kemal'' tezahüratlarıyla kesilen Kılıçdaroğlu, bir araştırmanın sonuçlarına göre, 2003'te 14 milyon kutu olan anti depresan ilaç kullanımının 2007 yılında 26 milyon kutuya çıktığını söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Mutlu olan, evine ekmek götüren bir insan niye anti depresan kullansın. Bunun sorumlusu da bu hükümettir. Başbakandır, adı da Recep Tayyip Erdoğan'dır'' diye konuştu.

Boşanma davalarında artışlar olduğunu, boşanmaların gelir düzeyi yüksek kesimlerde daha az gerçekleştiğini anlatan Kılıçdaroğlu, Diyarbakır'da boşanma oranının 2001'den bu yana yüzde 200 arttığını kaydetti ve ''Sayın Başbakan, ülke güllük, gülistanlık diyor. Borsa patladı, yükseldi diyor. Diyarbakır'daki insan niye boşansın? Batman'daki kadınlar niye intihar etsin? Mutluluktan mı yapıyorlar? Yoksa üzerlerindeki baskıdan mı, sosyal devletin olmamasından da mı?'' dedi.

İşsizlik, yoksulluk sorunlarının çözülmediğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Halkımıza söz veriyoruz. CHP iktidarında hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Her ailenin sigortası olacak. Makarna, mercimek... Yok bunlar. Bunları tarihe gömeceğiz'' diye konuştu.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Türk Ceza Kanununda ''görevi kötüye kullanma'' suçunu düzenleyen hükmün değiştirilmesi için yasa teklifi verildiğini, teklifin Adalet Komisyonunda görüşüleceğini anımsatarak, bu tür suçlara ''af'' getirilmesinin amaçlandığını öne sürdü.

Kılıçdaroğlu, ''İnsanda biraz ar, edep, haya olur. Millet açlık, sefalet içinde, rüşvet aldın, verdin... Hani sen Müslüman geçiniyordun. Rüşvet almak vermek günahtır diyordun. Neye göre affediyorsun? Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının belediye başkanlığı elinden gidecek, onun telaşına mı kapıldın?'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek ile TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu arasında geçen bir telefon konuşmasının internete düştüğünü ifade etti.

İSO toplantısında yaptığı konuşmayı da anımsatan Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında ekonomiyi sanayiciye teslim edeceklerini söylediğini anlattı.

Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın her yerde ''hapishanede ne çileler çektiğini'' anlattığını belirterek, çıkan bir kitaptan ''Erdoğan'ın hapishanedeki konforuna ilişkin'' bölümler okudu. Kılıçdaroğlu, ''Sanırsın ki Recep Tayyip Erdoğan köşkü. Neymiş Sayın Başbakan hapishanede yatmış. Bir de gözlerinden yaşlar dökülerek hapishanede yattım diyor. Yemezler Sayın Başbakan'' diye konuştu.

Erdoğan'ın bugün ''terbiyeden, cumhurdan söz ettiğini'' dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Sen cumhura ananı da al git demedin mi. Sen nasıl bana cumhurdan söz edersin. Sen önce o analardan özür dile. Bir toplantıda birisi geliyor oğlum işsiz diyor. Kızıyor, Başbakan. Böyle bir soru sorulur mu Başbakana? Krala böyle bir şey sorulur mu? Otur oturduğun yerde, senin oğlun da işsiz kalıversin, diyor. Cumhura hitabına bakın. Cumhuru ne kadar seviyor'' şeklinde konuştu.

Sayfa Yükleniyor...