'Kılıçdaroğlu 'Tam Bir Muhalif'i okusun'

Başbakan'a yönelik eleştirilerinin ardından Aziz Nesin'in 'Zübük' kitabının okunması tavsiyesinde bulunan CHP liderine, AK Parti'den yanıt geldi: Refik Halid Karay'ın 'Tam Bir Muhalif' hikayesini okusun.

'Kılıçdaroğlu 'Tam Bir Muhalif'i okusun'

"Başbakan halktan koptu. Çamlıca'da etrafı çift duvarla örülü villasında oturuyor... Bana her ismi verebilirsiniz ama bana kimse Recep Bey diyemez. Çünkü, Recep Bey halkını kandıran adam demektir. Çünkü, Recep Bey siyasete yırtık ayakkabı ile girip dünyalığını yapan adam demektir... Bana Recep diyebilirler, Recep Bey hayır. Recep ayrı, Recep Bey ayrı. Bu Recep Beyler en çok nerede görülür? Size bir ip ucu vereyim. Aziz Nesin'in Zübük kitabını okursanız, orada çok var.''

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun parti grubunda yaptığı kitap tavsiyesine, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, bir başka kitap önerisiyle yanıt verdi.

Çelik, AK Parti Siyaset Akademisi Programına katılmak için gittiği Kayseri'de partisinin il teşkilatında bir konuşma yaptı.

Çelik, CHP'nin 1950'den bugüne dek muhalefette olduğunu belirterek, 60 yıldır tek başına iktidara gelemediğine dikkati çekti. CHP'de muhalefet etmenin, kronik hale geldiğini ifade eden Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Çünkü 60 yıldır bunu yapıyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu grup toplantısında milletten Aziz Nesin'in 'Zübük'ünü okumasını istedi. Sayın Kılıçdaroğlu, zübüklük ve zübükzadelik kime yakışır buna millet karar verir. Ancak Sayın Kılıçdaroğlu kendi tutumunu çok iyi değerlendirmek istiyorsa ben de ona Refik Halid Karay'ın 'Tam Bir Muhalif' hikayesini öneririm. Vatandaşlarımız da gazetecilerimiz de okusun."

BAŞBAKAN'IN MAL VARLIĞI
Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mal varlığını konu yaptığını belirterek, ''Kılıçdaroğlu'nun adeta Çernobil'in radyasyon yaydığı gibi hile ve şüphe yayarak siyasette başarılı olacağını zannettiğini'' söyledi.

Başbakan Erdoğan'ın TBMM'ye her yıl başında yasal olarak mal beyannamesi verdiğini ve bu beyannameyi Başbakanlığın internet sitesinde yayınladığını anımsatan Çelik, şöyle devam etti:

''Bu, gazetelerde çarşaf çarşaf çıkmıştır. TBMM'ye verilen Sayın Başbakanımıza ait mal varlığı beyannamesi santim santim, satır satır Başbakanlıkta yayınlanan mal varlığı beyannamesi ile aynıdır. Şimdi nedense bu Sayın Kılıçdaroğlu'nu tatmin etmiyor, 'Bir de AK Parti Genel Merkezinin internet sitesinde yayınlasın, ben benimkini CHP Genel Merkezinin web sayfasında yayınlıyorum' diyor.

Sen orda yayınlarsın, Sayın Başbakan Başbakanlığın sitesinde yayınlar. Mühim olan yayınlanmasıdır, kamuoyu ile paylaşılmasıdır. Sürekli vatandaşın kafasında soru işaretleri oluşturarak, kendinizi dürüst, sizin dışınızdaki bütün insanları dürüst olmamakla suçlayan, adeta ima eden, bunu doğrudan ifade eden, böyle bir tavır içerisinde bulunmak Türk siyasetine, Türk siyasetçilerine yakışmıyor.''

MGK BİLDİRİSİ VE TEK MİLLET
Çelik, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun, MGK bildirisindeki ''tek devlet, tek millet, tek vatan ve tek bayrak'' vurgusundan yola çıkarak, bunun, Hükümetin başarısızlığını ortaya koyduğunu'' ifade ettiğini belirterek, ..."Sayın Başbakan, hemen hemen her mitinginde de bunu tekrarlıyor. Sayın Başbakanımızın her mitingde tekrarladığı bir şey, MGK bildirisine de yansımış. Bu, nasıl Hükümetin başarısızlığı olur bunu anlamakta güçlük çekiyorum" dedi.

Çelik, "...Millet eşittir ırk değildir, millet eşittir kavmiyet değildir, millet eşittir etnisite değildir. Etnisite, kavmiyet ve ırk aynı anlama gelen kelimelerdir. Bir millet içeresinde onlarca, yüzlerce kavim, etnisite, bulunabilir. Yeryüzünde 2 bin 500 çeşit etnisite vardır. Atropologların tespitine göre yeryüzünde 2 bin 500 çeşit ırk vardır. Fakat Birleşmiş Milletler'de 200 kadar devlet vardır. 'Her ırkın müstakil bir devleti olur' diye bir prensip yeryüzünde yoktur..." şeklinde konuştu.





AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Kayseri'deki yolsuzluk iddialarına ilişkin olarak, ''Ben diyorum ki; kasanızda bir defter varsa, belge varsa, Ergenekon'un kazdığı çukurlara gömdüğünüz başka delilleriniz varsa, hepsini çıkarın'' dedi.

Çelik, "...iftira atıyorsunuz; tam bir yalan rüzgarı. Herhalde CHP'li arkadaşlarımız 'Yalan Rüzgarı' dizisinden çok etkilenmiş olmalılar. Bakın önce Sayın Kılıçdaroğlu dedi ki '26 sayfalık iddianame kayıp'. Son açıklamasında diyor ki 'emniyette'. 17 kişilik çeteden bahsediyor. Büyükşehir Belediye Başkanımız diyor ki '17 kişilik çete değil, Hacı Ali Hamurcu 50 kişinin adını vermiş'. Bu da tutmadı.

Bu sefer dedi ki 'Avukat Yakup Erikel'in Kayseri'ye geldiğinde otel parasını Büyükşehir ödedi', o da yalan çıktı. 'Efendim bir LPG istasyonuna rüşvet karşılığı ruhsat verdiler, 9 katlı, yanında da bina var, içinde market, restoran, düğün salonu var' dedi. Bir bakıyoruz bina 2 katlı, restoran da yok, düğün salonu da yok, 9 katlı da değil; 9 kat yalan söylenmiş. Bunların hepsi fos çıktı ve Sayın Kılıçdaroğlu yalan söyleyen akıl hocaları sayesinde her seferinde Kayseri'ye tosluyor, Kayseri'deki gerçeklere tosluyor.

Ertesi gün yeni bir şey icat ediyor -bugün gazetelerde de var- güya olayı kapatan savcının hanımı Büyükşehir Belediyesinde çalışıyormuş. Bakıyoruz, sayın savcının eşi Büyükşehir Belediyesinin yaptığı eğitim hizmetlerini üstlenen bir yüklenici firma var, firmanın 115 eğitmeninden birisi. Sertifikalı bir eğitmen, bin 500 lira da para alıyormuş. Eğer savcı 4-5 yıl önce bunu kapattıysa ve Büyükşehir Belediyesi tarafından mükafatlandırılacaksa 4-5 sene önce mükafatlandırılırdı. 3 ay önce işe girmiş hanımefendi.''

''İDDİALARIN TUTAR TARAFI YOK''
İddiaların tutar tarafı olmadığını belirten Çelik, Kılıçdaroğlu'nun ''kişinin kimden ne kadar rüşvet aldığıyla ilgili defteri, elyazısı bizdedir, kasada saklıdır'' sözünü anımsatarak, şöyle devam etti:

''Sözünü ettiği herhalde Hacı Ali Hamurcu'dur. Hacı Ali Hamurcu birilerinden rüşvet aldıysa, Büyükşehir Belediye Başkanı bunu zaten mahkemeye sevk etti, hakkında işlem yaptı ve mesele böyle çıktı ortaya. Ben şimdi buradan basın aracılığıyla Sayın Kılıçdaroğlu'na, CHP'lilere bir çağrıda bulunuyorum; insanların haysiyet ve şerefleriyle oynamayın. Elinizde sağlam deliller varken, kimseyi yolsuzlukla ve hırsızlıkla suçlamayın, bumerang gibi size geri döner. Ben diyorum ki; kasanızda bir defter varsa, belge varsa, Ergenekon'un kazdığı çukurlara gömdüğünüz başka delilleriniz varsa, hepsini çıkarın. Savcı diyor ki 'kimde ne delil varsa bana getirsin'. CHP'liler, Sayın Kılıçdaroğlu oradan diyor ki 'Savcının görevi delil toplamak'. Sen 'benim kasamda' diyorsun, zorla mı alacak?

8 yıldır AK Parti iktidardadır ve 2004'ten beri de belediyelerin yüzde 60'ı AK Partilidir. Eğer bildiğiniz bir yolsuzluk, usulsüzlük, kamuya zarar veren, devlet malına zarar veren, yetimin hakkını yemeye yönelik bir şey varsa, bir tespitiniz varsa, derhal mahkemelere gidin, savcılıklara teslim edin gereği yapılsın. Eğer yapmaz da sadece bunu sözlü olarak ifade ederseniz, bunun adı 'çamur atma siyasetidir'. Duvara çamur at, tutmazsa izi kalır.''

''EN YAKININDAKİLERE BAKSIN''
''Sayın Kılıçdaroğlu ille de yolsuzluk, ille de usulsüzlük arıyorsa, yakınına, en yakınındakilere baksın, nitelikli dolandırıcılıktan yargılanan arkadaşlarına baksın, resmi evrakta sahtecilikten yargılanan arkadaşlarına baksın'' diyen Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bu da yakında ortaya çıkacak, göreceksiniz. Onun için tekrar altını çiziyorum, temiz siyaset tamam, rekabetçi siyaset, sonuna kadar, rekabet dürüstlük gerektirir, rekabet nezaket gerektirir. Şimdi siz AK Parti'nin Büyükşehir Belediye Başkanını, onun çalışma arkadaşlarını, camiamızı bir yalan rüzgarı ile lekelemeye çalışacaksınız; kamuoyu bunlara inanmıyor ve kanmıyor. Buyurun, sıfır, baştan delillerinizi götürün adliyeye, savcılıklara, yeniden, baştan yargılama yapılsın. Kimin ne suçu varsa, kimin ne ihmali kusuru varsa bu ortaya çıksın.

'Efendim niye mülkiye müfettişleri buraya gelmemiş?' Biliyorsunuz idari suçlarla ilgili olarak valilikten muhakkik tayin edilir. Bir vali muavini bunu incelemiş, incelemeden sonra bir suç unsuru bulursanız o zaman bakanlıktan müfettiş istersiniz ve gelin bunun üzerine gidin dersiniz. Böyle bir şey bulunmamış. Savcının hanımını belediyede çalışmakla suçluyorsunuz, diyorsunuz ki 'şeytan üçgenin de o da var'. Mülkiye müfettişi de İçişleri Bakanlığına bağlıdır. Senin lehine, senin istediğin gibi bir rapor çıkmayınca 'o da hükümetin emrindedir' diyeceksin. Bütün alem, bütün dünya, bütün denetim mekanizmaları yolsuzluk ve usulsüzlük içinde de siz sağlam mısınız. Bu yaklaşım kabul edilebilir bir yaklaşım değil.''

Çelik, yurt dışına gidildiğinde 'nin imajının daha yakından görüldüğünü ve hissedildiğini ifade ederek, ''bütün dünya Türkiye'yi takdir ederken, Kılıçdaroğlu'nun uçuk kaçık vaatlerle iktidara gelebilmek için her türlü vasıtayı meşru kabul ettiğini'' ifade etti.

Kayseri'ye her gelişinde güzelliklere tanık olduğunu ancak bunu görebilmek için de göz olması gerektiğini dile getiren Çelik, ''Kayseri gibi bir şehirde, şehiri ortasından ikiye bölen bir nehir var. Sayın Özhaseki gibi de başarılı bir belediye başkanı var. Belediye Başkanı, nehirden karşıdan karşıya geçerken suyun üzerine basa basa geçiyor. Sayın Kılıçdaroğlu gibi bazıları da onu halkın gözünden düşürmek için 'bakın başkanınız yüzme bile bilmiyor' diyorlarmış.

Kronik muhalif olmak budur. Siz iyiyi takdir ederseniz, bir şeye karşı çıktığınızda da inandırıcılığınız olur. Kayserili'nin ak ve pak yüzüne birilerinin kara çalması operasyonunun tutmayacağını ve CHP'nin bundan önceki bütün iddialarında olduğu gibi bu iddiada da gerçeğe tosladığını, hakikate tosladığını, başarıya tosladığını ve halkın mahşeri vicdanında mahkumiyet gibi bir engelle karşılaştığını ifade etmek istiyorum'' diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...