Kılıçdaroğlu’dan Libya için 5 öneri

CHP lideri Kılıçdaroğlu Libya konusunda hükümete 5 öneride bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Libya konusunda hükümete 5 öneride bulundu. Kılıçdaroğlu, önerilerini şöyle sıraladı:

'', BM Güvenlik Konseyi kararının ilgili hükümlerinin emrettiği gibi Libya'nın işgali ile sonuçlanacak her türlü gelişmeye karşı çıkmalı. Bu doğrultuda NATO'nun Libya'ya karşı sürdürülen askeri operasyonlara dahil olmasına izin vermemelidir. Tavrını açık ve net söylemelidir.

Türkiye süratle tüm Libyalı kardeşlerimize yardım elini uzatmalıdır. Bu amaçla gereken girişimleri gecikmeksizin yapmalıdır.

Türkiye ilgili ülkeler ve çevrelerle işbirliği halinde Libya içinde bir siyasi diyalog mekanizması ve sürecinin oluşmasına öncülük etmelidir. Kaddafi, halkının sesini dinlemeli, ülkesinin geleceği için kendisine hayati bir görev düştüğünü anlamalı ve yeni Libya'nın önünü açacak zor kararlar almaktan çekinmemelidir.

Hükümet, özellikle Arap Ligi, İKÖ ve AB örgütleri ile temaslarını artırarak Libya'da iç çatışmaları ve kan dökülmesini önleyecek çareler arayışına girmelidir.

Türkiye, siyasi seviyede bir Libya özel temsilcisi atamalıdır. Bu suretle konuya ilişkin temaslar hem Libya içindeki ilgili taraflarla hem de üçüncü çevrelerle aralıksız sürdürülebilecek ve sürekli bir bilgi akımı sağlanabilecektir.''

CHP olarak kardeş Libya halkının güvenliği ve yeni bir Libya'nın inşasında her türlü katkıyı yapmaya devam edeceklerine kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Bu çerçevede hükümetin atacağı adımların yanında olacağız'' dedi.

'BATI'NIN ETİK DEĞERLERİ SORGULAMALI'
Kemal Kılıçdaroğlu, Batının tutumunu da eleştirdiği konuşmasında, ''baskıcı, diktatör'' denilen ülkelere kimin silah sattığını sordu. Kılıçdaroğlu, ''(Baskıcı, diktatör, kendi halkını kurşunlayan) dediğiniz adama silahları siz satmadınız mı? Silahları satarken bunlar aklınıza gelmedi mi?'' sorusunu yöneltti.

Baskı ile demokrasinin bağdaşmayacağını Batılıların çok iyi bildiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

''(Baskıcı, diktatör) denilen kişiler, paralarını nerede tutuyor? Sizin bankalarınızda. Sizin bankalarınızda bu paralar dururken itiraz etmiyorsunuz. Onlar düştükten sonra paralara el koyduğunuzu açıklıyorsunuz. Niye baştan el koymuyorsunuz, deşifre etmiyorsunuz, mazlum insanların mallarını bankalarınıza koydukları zaman sessiz kalıyorsunuz? Batının da kendi etik değerlerini sorgulaması lazım. Sizin de kabahatiniz var.

Yeri gelince bombalarsınız, siviller ölür, kahraman ilan edersiniz kendinizi. 'Mazlum insanlara demokrasi özgürlük getireceğiz' diyeceksiniz, onlara silah, tank, top, bomba vereceksiniz, beyefendi diktatörlerin paralarını da kendi bankalarınızda tutup, kendi ekonominize katkının yolun açacaksınız ve biz buna sessiz kalacağız. Kardeş Libya halkının unutmaması gereken bu gerçeği onlar adına söylüyorum.''

KPSS'de ''soruların çalınması'' konusunda yaşanan süreci anımsatan ve soruşturmanın devam ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, Mustafa Asil adlı kişinin neden soruşturma kapsamında olmadığını sordu.

Asil'in soruların tümünü gören tek kişi olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, bu kişinin soruşturma açıldığı sırada 1 yıl süreyle doktora için Kanada'ya gönderildiğini ifade etti.

Kılıçdaroğlu, ''Bir yılda doktora nasıl olur bilmiyorum ama gönderilmiş. Bir yılını tamamlamadan da geri geldi. Bu kişi soruşturmanın kapsamı dışında. Niçin? YÖK'ten sorumlu olan bakandan yanıt bekliyoruz. Bu kişi kimdir, neden soruşturmanın kapsamı dışında tutulmuştur?'' diye sordu.

'MÜLKİYE MÜFETTİŞİ GÖREVLENDİRİN'
Kayseri'deki rüşvet iddialarıyla ilgili değerlendirmelerini bugün de sürdüren ve ''rüşvet defterini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderdiğini'' belirten Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın ''defterin belgeyle alakasının olmadığını'' söylediğini ifade etti.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

''(Altında imza yok) diyor. Ben, bunu bir büyükelçiye anlattım, adam şaşırdı. Düşünün şimdi, Adli Tıp Kurumuna gönderse yazı karakterinden kime ait olduğu anlaşılacak. Zaten adam inkar etmiyor defteri. Bu defter, soruşturma dosyasında var. Savcı bu defteri görmüyor. Başbakan'a gönderiyoruz o da görmüyor.

Rüşvet defterini görmeyen, rüşvetçileri koruyan, hamisi olan, sırtını sıvazlayan Türkiye'de bir kişi var: Adı Recep Tayyip Erdoğan. Onu bütün millete şikayet ediyorum. Nasıl olur da bir Başbakan, rüşvet defteri konusunda bu kadar kayıtsız kalabilir? Bu ne demektir? Rüşvet ve rüşveti koruyanlar artık başka yerlerdedir. Meşrulaştırmışlardır artık rüşvet toplamayı. Sen Başbakansın. İki tane mülkiye müfettişi görevlendiremiyor musun?

CHP'li belediyelere gelince sabah bir müfettiş, akşam bir müfettiş... Gönder, göndermezsen namertsin. Bizim korkumuz yok. Gönder, denetle. Ne kadar müfettiş gönderirsen o kadar da memnun oluruz ama sen Kayseri Belediyesinde olan bu olaya, rüşvet defterine sessiz kalıyorsun, iki müfettiş göndermeye cesaret edemiyorsun. Neden? Ya kontrol edemezsem müfettişleri ya rüşvet açığa çıkarsa... Recep Tayyip Erdoğan, hiç meraklanma bu rüşveti son kuruşuna kadar ortaya çıkaracağız.''

'SALI GÜNÜ BİR MASKE DAHA İNDİRECEĞİM'
Kemal Kılıçdaroğlu, önümüzdeki salı günü başka bir konuya değineceğini belirterek, ''Bize diyorlar ya 'CHP statükocu parti, değişimci, yeniliğe açık parti Adalet ve Kalkınma Partisi'... Önümüzdeki salı günü onların bir maskesini daha indireceğim. Kim değişimci, dönüşümcü, kim tutucu, statükocu, kim halktan yana, kim haktan yana, kim birilerinden yana. Şimdiden söylüyorum ki haftaya onlar da hazırlık yapsınlar'' dedi.

Sayfa Yükleniyor...