Kılıçdaroğlu'na Bilal Erdoğan iddianamesi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, Bilal Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla iddianame hazırlandı.

Kılıçdaroğlu'na Bilal Erdoğan iddianamesi

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında iddianame hazırladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu hakkındaki şikayetini geri çekmesi sebebiyle "kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret" suçundan takipsizlik kararı veren savcılık, CHP lideri hakkında başka bir iddianame hazırladı.

Savcılık iddianamesinde, Kılıçdaroğlu'nun, Bilal Erdoğan'a "basın yoluyla alenen hakaret" ettiği iddiası yer aldı ve 4 aydan 2 yıl 8 aya kadar hapis cezası istendi.

Bakırköy 50. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianame, inceleme aşamasında bulunuyor.

TARİH 5 ĞAUSTOS 2015

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Kadir Yılmaz tarafından hazırlanan iddianamede, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun 5 Ağustos 2014'te Atatürk Havalimanı çıkışında basın mensuplarının sorusu üzerine yaptığı açıklamada, Bilal Erdoğan hakkında ifadelerinin bulunduğu ve bu açıklama üzerine hakkında soruşturma başlatıldığı hatırlatıldı.

Kılıçdaroğlu'nun 21 Haziran 2016'da Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında dokunulmazlığının kaldırıldığı aktarılan iddianamede, Kılıçdaroğlu'nun avukatınca, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla soruşturma dosyasına gönderilen yazılı beyanda, eleştirilerin tamamının haklı ve yerinde olduğu, açıklamanın ifade özgürlüğü kapsamında görülmesi zorunlu olduğundan müvekkili hakkında takipsizlik kararı verilmesini talep ettiği belirtildi.

İddianamede, şu ifadelere yer verildi:

"Hakkında soruşturma yapılan, bir milletvekili ve aynı zamanda anamuhalefet partisi genel başkanıdır. Günlük siyasi konularda görüş açıklaması mutlaka yapabilmeli ve bu husustaki kabul edilebilir ifade özgürlüğü sınırları geniş tutulmalıdır. Yine siyasetçilerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği gibi, kabul edilebilir eleştiri sınırları hususunda, sıradan bir kimse ile karşılaştırıldığında bu sınırların geniş olduğu kabul edilmelidir. Ancak bu özgürlük, Anayasamızın 17. maddesi kapsamında herkesin maddi ve manevi varlığını koruma hakkı da gözetilerek yorumlanmalıdır. Devlet bireyin manevi varlığının bir parçası olan kişisel şeref ve itibara keyfi olarak müdahale etmemek ve üçüncü kişilerin saldırılarını önlemekle yükümlüdür. Kaldı ki, müşteki siyasetçi de değildir."

Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatının yazılı savunmasında, kullanılan ifadelerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 10/2 maddesi ve Anayasası'nın 26. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirttiği anlatılan iddianamede, AİHM'in 22 Şubat 2005 tarihli Pokdemirli/Türkiye davasındaki kararı örnek gösterilerek, AİHM'in söylenmesinde zorunluluk bulunmayan küçük düşürücü, incitici ifadelerin kullanılmasının ifade özgürlüğü kapsamında görmediği tespitinde bulundu.

ERDOĞAN ŞİKAYETİNİ GERİ ÇEKTİ

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Kadir Yılmaz, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun aynı gün Atatürk Havalimanı'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki yaptığı açıklamalara ise takipsizlik kararı verdi.

Takipsizlik kararında şunlar belirtildi:

''Hakkında soruşturma yapılan bir milletvekili ve aynı zamanda anamuhalefet partisi genel başkanıdır. Günlük siyasi konularda görüş açıklamalarında mutlaka özgürce bulunabilmeli ve bu husustaki kabul edilebilir ifade özgürlüğü sınırları geniş tutulmalıdır. Yine topluma mal olmuş kişilerin AİHM'in yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere kabul edilebilir eleştiri sınırlarının sıradan bir kimseye göre daha geniş olduğunun kabulü gerekir. İfade özgürlüğü demokratik bir toplumun en önemli temellerinden birisi olup, toplumsal ilerlemenin ve her kişinin gelişiminin başlıca koşullarından birini teşkil etmektedir. Ancak kişilik hakkının korunması ile ifade özgürlüğü arasındaki dengeyi iyi sağlamak gerekmektedir. Soruşturma konusu yapılan sözlerin rahatsız edici olduğu konusunda tereddüt yoktur. Hakkında soruşturma yapılanın siyasetçi kimliği, mağdurun olayla ilgili birlik ve beraberliğin tahkim edilmesi, siyasi hayatta asgari nezaketin kalıcı tesisi amacıyla şikayetten vazgeçmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, Kemal Kılıçdaroğlu hakkında adli yönden kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.''

Sayfa Yükleniyor...