Kılıçdaroğlu'ndan 'Allah' yanıtı

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Statükonun Allah’ı” dediği için kendisini eleştiren Başbakan Erdoğan’ı ayıp ettiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Erdoğan 'Allah'ın kuruşu' dedi. Allah'ın adının maddiyatla yan yana gelmesi diye bakılır mı buna?” dedi.

Kılıçdaroğlu'ndan 'Allah' yanıtı

Malatya mitingi sonrası Ankara'ya dönüş yolunda gazetecilerin sorularını cevaplayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim öncesi 81 ilin tamamında miting yaparak rekor kıracaklarını söyledi. Mitinglerdeki üslubunu "Meydanlarda konferans salonlarındaki gibi konuşulmuyor." diye savunan Kılıçdaroğlu, anket pahalı olduğu için televizyon reklamı yaptırdıklarını söyledi.

CHP lideri, imam hatip liseleri dahil olmak üzere meslek lisesi mezunlarının polis olabilmesi gerektiğini ifade etti. Partisinin Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı iptal başvurusuna ise söz konusu kanunda Anayasa'ya aykırı bazı hususlar bulunmasını gerekçe gösterdi.

Eskişehir'de partisine mensup Tepebaşı Belediyesi'nde açılan resim sergisinde caminin ucubeye benzetilmesine karşı çıkan Kılıçdaroğlu, sanatçıların toplumun değer yargılarına saygı göstermesi gerektiğini vurguladı. Konuyu belediye başkanıyla konuştuğunu, 'Benim haberim yok.' dediğini aktardı.

Kılıçdaroğlu, yeni yasama döneminde bir uzlaşma anayasası istediklerini vurguladı. CHP lideri, Parlamento'nun üzerindeki vesayetin kalkması için TBMM İçtüzüğü'nün de değişmesini istedi.  İşte Kılıçdaroğlu'nun mesajları:

21 YIL SONRA İLK MİTİNG
81 ilde miting yapacağız. Sadece illere değil ilçelere de gidiyorum. Özellikle en az oy aldığımız yerleri tercih ediyorum. Bazı yerlere iki üç kez gideceğiz. Ankara artık merkez değil. Ankara'ya uğramadan üç gündür bölgede dolaşıyorum. Muş mitingini görmeliydiniz. CHP 21 yıldır orada miting yapmamış. Şu ana kadar 13 il 23 ilçede miting yaptım. Ayrıca yollarda kahvede durup çay içiyorum. Vatandaşlarla sohbet ediyorum. Bize olan ilgi referandum sürecine göre daha iyi. Malatya mitingi oldukça iyiydi. Halkın ilgisinin tek göstergesi miting meydanındaki kalabalık değil. Caddelere, sokaklara bakıyorum, buraları daha önemli, el sallayanların, pencereden selamlayanların ilgisinden memnunum.

STATÜKONUN ALLAH'I
Kastım sadece halkın deyimlerini kullanmaktı: 'Statükonun Allah'ı' ifadesinde kastım dine karşı argüman kullanmak değil, böyle değerlendirilmesi çok ayıp. Gittiğimiz yerlerin deyimlerini kullanıyorum. 'Allah için güzel kadın' demiyor muyuz? Adana'ya gittiğimde, 'Allah'ına kurban' dedim. Başbakan Siirt'te 'Baradan' gibi bir deyim kullandı. Allah'ın adının başka amaçla kullanılmayacağını bilirim. Başbakan 'Allah'ın kuruşu' dedi. Allah'ın adının maddiyatla yan yana gelmesi diye bakılır mı buna? Ben de her siyasetçi gibi sadece gittiğim yerlerde yöresel deyimleri kullanıyorum. Başka kastım yok.

ÜSLUP TARTIŞMASI
Üslubumun sert olduğunu düşünmüyorum. Seçim meydanlarında konferans salonlarındaki gibi konuşulmuyor. Kitlelerin heyecanını canlı tutmanız lazım. Benim çok sert ifadem yok. En sert sözüm; 'Recep Bey'... SSK genel müdürlüğüm dönemiyle suçlanıyorum. 'Recep Bey gel ekranlarda tartışalım, her soruna cevap vereceğim' diyorum. 'Karşıma çıkmaya mangal gibi yürek lazım' diyorum. 'Şerefsiz, cibilliyetsiz...' gibi kelimeler ağzımdan çıkmadı. Ben kimseye hergele, angus da demedim. Bir konuşmamda 'angusları siz biliyorsunuz' dedim. Birisini kastederek söylemedim.

DEMİREL TEBRİK ETTİ
Demirel, Zonguldak mitinginden sonra arayıp tebrik etti: Demirel'le görüştüm. Ama bana 'şu ismi aday yap' demedi. Zonguldak mitinginden sonra aradı, bana 'Tebrik ederim, çok güzel konuştun.' dedi. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile de görüştüm. Toplantılarına katıldım. 'Ne kadar çok işadamı listede yer alırsa o kadar çok mutlu olurum.' dedi. İsim vermedi. Şunu listeye alın demedi.

Sinan Aygün'e yargısız infaz yapılmasın: Haberler çıkınca (Ecevit'i başbakanlıktan düşürmek için mahkemeye verdiği dilekçeyle ilgili) Sinan Bey'le konuştum.

'O dönemin koşulları içinde bu dilekçeyi yazdım.' dedi. Siyasi nedenlerden değil ekonomik sebepler dolayısıyla böyle bir dilekçe yazdığını söyledi. Bunun siyaseten eleştirilmesi normal. Ancak yargısız infaz yanlış. Bu olayın o günün koşulları içinde değerlendirilmesi gerekir.

YENİ ANAYASA ŞART
Seçim sonrası yeni anayasa yapmak mümkün. Dayatma kültürüyle değil uzlaşma kültürü önemli. Rahmetli Ecevit'in başbakanlığı döneminde uzlaşmayla 60 madde değişti. Niye biz yapmayalım? Biz de uzlaşmayla yeni anayasa yapabiliriz. Seçimden sonra uzlaşma komisyonuna üye veririz. Başbakan, başkanlık sistemini tartışabilir ama Anayasa'da gündeme gelmez.

GÜL'ÜN GÖREV SÜRESİ 5 YIL
Meclis, yürütmenin vesayetinden kurtulmalı: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresi bize göre 5 yıldır. Daha önce de söyledik. Kazanılmış hak olmaz. Fransa'da farklı örnek var. Recep Bey'in en ciddi sorunu cumhurbaşkanlığı konusu. Bakalım nasıl çözecek, göreceğiz. Anayasa hazırlığı uzun süre alır. Başkanlık sistemini tartışmaya gerek yok. Parlamenter sistemi daha sağlıklı çalıştırmak için bazı düzenlemeler yapılabilir. Meclis, yürütmenin vesayeti altında. Meclis'i Başbakan'ın vesayetinden kurtarmak lazım. Başbakan, Meclis Başkanı'nın yetkilerine müdahale ediyor. İçtüzüğün değişmesiyle vesayet kalkar. Mutabakatla hazırladığımız içtüzük var. Parlamento'nun bir aylık takvimi belli olacak. Hükümet müdahale edemeyecek. Meclis'e gelen yasalara sivil toplum örgütleri de müdahil olmalı. Siyasetteki kutuplaşma bu şekilde önlenir.

ANKET YOK REKLAM VAR
Ankete ayıracak paramız yok, onun yerine reklam yapıyoruz: Seçim anketleri çok pahalı. Aday belirlenmeleri sırasında iki firmadan adayların tespitleriyle ilgili anket yapmalarını istedik. Yaklaşık 1,5 milyon lira para verdik. Ya televizyon reklamlarını ya da anketi tercih edecektik. Biz televizyon reklamlarını seçtik. Pahalı olduğu için anket yaptırmıyoruz. Reklamlarda sesimi beğendim. Ama şiir kaseti çıkarma gibi bir düşüncem yok. Şiir dinlemeyi ise severim.

DİVANDA RAHATLIYORUM
CHP lideri Kılıçdaroğlu, seçim kampanyası sebebiyle yoğun bir çalışma içinde. Bu yoğun tempo haliyle kendisini yoruyor. Kılıçdaroğlu, sohbet sırasında bu yorgunluğu nasıl attığını da anlattı: "Evde divana uzanıp sehpayı çekiyorum, hafif müzik açıyorum, hanım çayı getiriyor. Yorgunluğu böyle atıyorum. Benim en keyifli anım bu. Torunumu da çok seviyorum. Beni dinlendiriyor. Stresi, gerginliği böyle atıyorum. Kitap okuyamıyorum, televizyon izleyemiyorum. Okuyacağım raporlar, yazılar vaktimi yeteri kadar alıyor."

BALYOZ'DA İYİ GELİŞMELER OLABİLİR
Kastamonu'daki hain saldırının ardından Başbakan'a telefonla 'geçmiş olsun' dediğini belirten CHP lideri, Erdoğan'la sadece saldırıyı konuştuklarını söyledi. Bedelli askerlik vaadine de değinen Kılıçdaroğlu, bu konuda Genelkurmay'la hiçbir temasının olmadığını ifade ederken, şunları kaydetti: "Biz onu yapacağız. Bizi ilgilendirmez. Benim emekli askeri danışmanım var. Adı Ali Er. Bu arada, son zamanlarda hükümetle asker arasında uyum dikkat çekiyor. Zaten bu iyi hava, Yaşar Büyükanıt döneminden beri dikkat çekici şekilde artarak devam ediyor. Bunun sonucu olarak Balyoz konusunda bazı gelişmeler yaşanabilir."

ESKİŞEHİR'DEKİ SERGİYİ ONAYLAMIYORUM
Eskişehir'de açılan sergiyi onaylamıyorum, kesinlikle katılmıyorum. Sanatçıya saygımız var. Sanatçı da toplumun değer yargılarına saygı göstermeli. Hazreti Muhammed'in karikatürünü çizenlere tepki gösterdik. Belediye başkanıyla konuştum, 'Benim haberim yok' dedi. Daha başka ne yapabiliriz ki... Galeride hangi resimlerin sergileneceğini önceden bilmek gerçekten zor...


Sayfa Yükleniyor...