'Köpeğimi neden bağlamam?'

'Bağlı bir köpek çevresini keşfedemez, gerektiğinde kendini koruyamaz, sosyalleşemez. Bağlı bir köpek bağlı olmadığı anlarda kontrolü zor köpektir.' Zeynep Bilgi yazdı...

'Köpeğimi neden bağlamam?'

Oysa serbest köpek çevresini keşfeder: Keşfeden köpek kendini oyalarken öğrenir. Çevresini tanıdığı için de kendini güvende hisseder.

Serbest köpek diğer hayvanlardan, insanlardan, afetlerden kendini koruyabilir. Bu köpek korku içinde yaşamaz ve korkuya bağlı davranış bozuklukları geliştirmez.

Serbest köpek sosyalleşme fırsatlarını değerlendirebilir. Sosyalleşen bir köpek insanları, diğer köpekleri ve hayvanları tehdit olarak görmez, onları da tehdit etmez.

Sonuç olarak, diğer koşulların da olumlu olduğu varsayımı ile, bağlı olmayan  köpek dengeli olmaya daha yakındır.

Kim neden köpeğini bağlar?

Çiftlikte veya köyde olanlar şöyle diyebilir: tavuk boğuyor veya yumurtalarını yiyor; başıboş dolaşıyor ve insanları (özellikle çocukları) korkutuyor; çevredeki dişi köpeklere musallat oluyor ve erkek köpeklerle dalaşıyor; araba ve motosikletlere atlıyor ve tehlike yaratıyor.

Şehirlerde ev bahçelerinde köpeklerini bağlayanların gerekçesi köpeklerin bahçe dışına çıkmasını engellemek olur genelde. Ev içinde köpek bağlayanlar veya köpeği balkona, çamaşır odasına veya banyoya kapatanlara sorarsak da şöyle diyeceklerdir: Eşyalara zarar veriyor! Evi kirletiyor.

Sondan başlayalım ve birkaç alternatif önerelim: Evde köpeği bağlamak yerine kafes daha insancıl bir çözüm olabilir. Ancak bana göre bu da sadece ev eğitimi (tuvalet, eşyalara zarar vermeme vb) devam eden köpekler için geçerli. Ayrıca kafese alıştırmadan kafese kapatmak bağlamaktan bile daha kabul edilemez bir seçenek.  İnternette “crate training” olarak arama yaparak konuyla ilgili pek çok yazılı ve görsel kaynağa ulaşabilirsiniz.

Şunu söylemek gerekir ki dengeli yetişkin bir köpek insanının çevresine saygı duyar. İnsan ailesine (kimileri buna insan sürüsü diyebilir) ait olan herşeyi kollar. Biliyorum bunun aksini her köpek sahibi tecrübe etmiştir. Çiğnenmiş ayakkabılar, masa ayakları veya darmadağın edilmiş bir bahçe, köşeye sıkıştırılmış bir kedi ile kim karşılaşmadı ki? Ancak bu tür olaylar genellikle yavru döneminde görülürken, iyi bir takip ve olumlu davranışı ödüllendirme ile giderilebilir.

Bahçede köpeğinizi bağlamak zorunda kalıyorsanız size birkaç öneri: Bahçe çitlerinizi güçlendirin. Köpeğiniz her türlü çiti aşma becerisi geliştirmisse, öncelikle köpeğinizin günlük yürüyüş ihtiyacını karşıladığınızdan emin olun. Enerjik bir köpeği kısa yürüyüşlerle geçiştiremeyebilirsiniz. Günde birkaç saat yürümek hatta serbest koşmak isteyebilir. Bu arada bahçe çitlerini aşma yeteneği dişi uğruna ise, kısırlaştırma konusundaki direncinizle yüzleşmeniz gerekebilir.

Tavuklarınız var ve köpeğiniz onları tehdit ediyorsa, tavukların alanı ile köpeğinizin alanını ayırabilirsiniz. Veya eğitim yaşını geçmedi ise, köpeğinizle tavuklarınızın arasını düzeltmeye çalışabilirsiniz.

Ahh unutmadan, bir de evde bulunan diğer evcil hayvanların (kedi, tavşan, kuş, kaplumbağa) güvenliği gerekçesi ile köpeklerini bağlayanlar olabilir. Onlara da önerim, köpeğinize bu hayvanların ailenizin bir parçası olduğunu göstermek. Kucağınızda veya yanınızda diğer hayvan varken, köpeğinizin sakin kalabilmesini teşvik etmeniz gerekiyor. Sakin kalabildiği anları ödüllendirerek adım adım başarıya ulaşabilirsiniz. Eğer köpeğinizi diğer evcil hayvanınız ile evde başbaşa bırakmak zorundaysanız, köpeğinizi bağlamak yerine, her ikisini farklı odalarda bırakmak elbette akıllıca olacaktır. En azından uyumdan yüzde yüz emin olana kadar. Köpeğinizin olduğu odaya onu oyalayacak şeyler bırakmayı unutmayın.

Mutlu köpek kolay köpektir

Dost bizimle bir çiftlikte yaşıyor. Bizimleyken eve girebiliyor diğer zamanlarını bahçede serbest geçiriyor. Evde iken eşyaları kemirmiyor, masa üstündeki hiçbir şeye dokumuyor, kedimizle evin içinde kovalamaca oynamıyor. Bahçede ise fidelere, çiçeklere, sebzelere zarar vermiyor. Çiftlik sınırları dışına çıkmıyor (istisnası 50 metre uzaklıktaki sulama kanalına serinlemeye gittiği zamanlar).  Ancak bu hep böyle değildi elbette: özellikle 1 yaşına kadar, evde eşya kemirdi, ayakkabı kaçırdı, ortalığı dağıttı, kediyi rahatsız etti;  bahçede fide yedi, toprak eşeledi, başıboş dolaştı, tavuk boğdu ve insanları korkuttu…

Evdeki eşyaları çiğnemeyi her denediğinde hemen bir çiğneme oyuncağı verdik; ayrıca eşya ve Dost arasında vücudumuzla perde yaparak derdimizi anlatmaya çalıştık. Anladığını gösterdiği anda ödüllendirdik veya takdirimizi belli ettik (aferin oğlum, sıvaz sıvaz)…

Bahçede çitler onun da sınırı (Sanırım alanına bağlı olmak Alman çoban köpeklerinin kodlarında kayıtlı. Bir de sandığımızdan daha zeki oldukları kesin). Ancak sıkılan bir köpeğin sınır tanımayacağı kesin. Bu yüzden Dost her gün insan ailesinin üyeleri ile yürüyüşlere çıkıyor ve köpek arkadaşları ile buluşuyor (kışın günde en az 1 saat; yazın en az 2 saat serbestçe koşturuyor). Kısırlaştırılmış olduğundan dişi peşinde dolaşmak ve erkeklere kendini ispat etmek gereği duymuyor. Kedimize saygı duymayı daha bebekliğinde öğrendi. Bu eğitimi bizzat kedimiz Baldan verdi. Evin en iyi köpek terbiyecisi o zaten.

En zor olanı tavukları kovalamaktan vazgeçirmek oldu. Bu konuda profesyonel desteğe başvurmak zorunda kaldık. Gerçi eğitim mutlak çözüm olmadı; ancak sonunda tavukların dokunulmazlıklarını kabul etti. Halen tek sorunu ineklerle. İçindeki çoban köpeği dürtüsü onu inekleri gütmeye itiyor. Biraz da korkuyor onlardan. Sonuçta bir o yana bir bu yana koşturup duruyor onları. Eh anlaşılacağı gibi, bizim inekler de serbest otlayanlardan.

Biraz çaba, tüm taraflar için bolca mutluluk olarak geri dönüyor… Ve sonunda yine rahat eden sadece köpek değil, insanı da oluyor bence. Ne de olsa mutlu köpek kolay köpektir.

Sayfa Yükleniyor...