Köşe yazarlarının gündemi 24 şehit

Hakkari'de dün 24 askerin şehit olduğu saldırılar bugün köşe yazarlarının da gündemindeydi: "Galeyana geldim", "Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı", "Saçılım", "Aptallar için güzel sözler..."

Köşe yazarlarının gündemi 24 şehit

dün yine terör kabusuyla uyandı. Hakkari’de düzenlenen saldırılarda 24 asker şehit oldu, 18 asker de yaralandı.

24 şehidin ateşi, ülkenin dört bir yanına düştü. Birçok ilde terörü protesto yürüyüşleri düzenlendi.

Gündem bir anda değişirken, siyasetçiler terörü kınayan açıklamalar yaptı.

Saldırı sosyal medyada geniş şekilde yer alırken, gazeteler manşetlerini şehitlere ayırdı.

Köşe yazarları da saldırıyla ilgili yazılar kaleme aldı.

Yılmaz Özdil (Hürriyet)

SAÇILIM
Güroymak’ta hain pusu

Güroymak’ta sekiz şehit

Güroymak’ta kahpe mayın

Güroymak’ta hain saldırı

Yok öyle!

Cumhurbaşkanı, orasını “Norşin” ilan etmemiş miydi kardeşim?

Ayakta alkışlamamış mıydınız? “Norşin müjdesi” manşetlerini atan Uganda basını mıydı? “İstanbul’a Konstantinapolis mi diyeceksiniz?” diye soranlara “iki cihanda lekeli” damgası yapıştıran siz değil miydiniz? Aslında Ermenice olmasına rağmen, Kürtçe zanneden BDP’li belediye, anında meclis kararı çıkarıp, Güroymak’ı resmen Norşin yapmamış mıydı?

E hani Norşin şimdi?

Açılım yaparken...

Norşin.

Açılım patlayınca...

Güroymak.

Öyle mi?

Yoksa, Çukurca’ya Kürtçe isim vermediğimiz için mi verdik acaba 24 şehidi?

Mehmet Altan (Star)

KEŞKE GERÇEK BİR ORDUMUZ OLSAYDI



Sorulması gereken soru, sınırdaki bir tugayın ve güvenlik birimlerinin ağır silahlarla nasıl bu kadar rahat saldırıya uğraması...

Bu kadar büyük bir can kaybı vermesi...

Gerçek sorular sorulmayınca, neredeyse otuz yıldır izlemekten yorulduğumuz ‘kes, yapıştır’ nutuk ve demeçler tedavüle sürülüyor ve kamuoyu oluşturmaya yönelik hiçbir işe yaramayan kanıksadığımız haberler uçuruluyor:

‘Bölgede büyük bir operasyon başlatıldı’...

‘Sınır ötesi harekât’...

‘Uçaklarımız bombalıyor’...

Baskını yiyip, askerlerimizi göz göre göre öldürttükten sonra sınır ötesi harekâtın, kamp bombalamanın, geniş operasyonu başlatmanın hiçbir kıymeti harbiyesi yok ki...

Esas yapılması gereken, tugaya kimsenin saldırmayı göze alamayacağı bir zindelik ve caydırıcılık refleksi kazandırmak...

Otuz yılda buna sahip olamadığımız için şablon nutuk ve hamasi askeri haberlerle bir sonraki baskın ve ölümleri bekliyor, adeta artarak büyüyen can kaybını sıradanlaştırıyoruz...

Çukurca 21’inci Sınır Jandarma Tugay Komutanlığı, baskın vermeyi aklından geçirenin dudağının uçuklayacağı bir güç ve dermanda olsa bunları mı konuşuruz?

Hâlbuki bizde baskın verildiği gibi, saatlerce süren çatışmalar yaşanıyor ve görülmedik ölçülerde askerimiz ölüp, yaralanıyor...

Üstelik eski terminolojide de ısrar etmeye devam ediyoruz...

Olup biteni ‘terör’ olarak görme eğilimimiz devam ediyor...

Siz hiç askeri tugaya baskın veren, saatlerce çatışan, mangalarca asker öldüren ‘terör’ gördünüz mü?

Güneydoğudaki ‘düşük yoğunluklu savaşı’ hala ‘terör’ olarak tercüme edince de ardındaki sosyal dinamiği ve olayın gerçek boyutlarını da bilerek ıskalıyorsunuz, sorun bu nedenle de bir türlü çözülemiyor...

Dün sabah erkenden kalktım...

Bütün gazeteleri okudum...

Yazımı 2012 bütçesini yazmak üzere kurguladım...

Ne ki sabahın erken saatlerindeki gelen ilk telefonla alt üst oldum...

‘Keşke gerçek bir ordumuz olsa da çocuklarımızı kimse öldüremese’ diye düşündüm...

Bu büyük kemikleşmiş zafiyeti konuşmadıkça sorunun ‘güvenlik’ boyutunu da çözemeyeceğiz...

Ahmet Hakan (Hürriyet)

GALEYANA GELDİM

Bu zamana kadar hep...

Aman infiale kapılmayalım.

Aman galeyana gelmeyelim.

Aman hezeyan içine düşmeyelim.

Aman mantığı savuşturmayalım.

Deyip durdum.

Sonuç?

Şehit sayısı önce ikiye, sonra üçe katlandı.

Yani...

Ben “mantık” dedikçe, terörist el yükseltti.

Dün sabahtan beri...

Herkes gibi bende de ne soğukkanlılık kaldı, ne metanet.

Herkes gibi beni de “bir infial hali” esir aldı.

“Bir galeyan hali”, herkes gibi benim de dört tarafımı sardı.

Herkes gibi beni de “bir hezeyan sayıklaması” kuşattı.



Soruyoruz:

“Niye öldürüyorsunuz, niye bomba atıyorsunuz, niye katlediyorsunuz?”

Cevap veriyorlar:

Öldürüyoruz çünkü devlet müzakere masasına oturmuyor...

Katlediyoruz çünkü alayımızı tutukluyorlar...

Bombalıyoruz çünkü bize statü vermiyorlar...

Ben artık şu noktadayım:

Öldürerek oturulacak müzakere masasının da...

Katlederek gösterilen tutuklama tepkisinin de...

Bombalayarak elde edilecek statünün de...

Canı cehenneme!

Ahmet Altan (Taraf)

SAVAŞ

...

PKK’yı lanetlemek, kızmak, öfkelenmek çok kolay ama bunun nedenlerinin de araştırılması, o 24 çocuğun ölüme asıl teslim edildiğinin ortaya çıkarılması gerekir.

Çok büyük bir kayıp bu.

Ve, savaşın bundan sonraki gidişatını da derinden etkileyecek.

Bundan sonra büyük bir askeri başarı sağlayamasa bile PKK bu saldırıyla amacına ulaşmış görülüyor.

Savaş şiddetlenecek.

PKK da bunu istiyor çoktandır.

Burada PKK’yla ilgili soru çok basit, neden bunu istiyor?

Herhalde Kürt halkını da savaşa dahil edebilmek, bir iç savaş çıkartabilmek için.

Peki, niye?

Demokrasi için mi, Kürt halkının hakları için mi?

Doğrusu ya, Kürt Arap demeden kendi halkını katleden, Kürtlerin vatandaşlığını bile zor bela tanıyan Suriye’nin diktatörüyle böyle ballı börekli olup, diktatöre karşı çıktı diye Suriyeli Kürt liderleri bile suçlayan bir örgütün, demokrasi ve Kürt hakları konusunda çok “hassas” olduğuna inanmak kolay değil.

Suriye’de hiç demokrasi ve Kürt sorunu yok ama 'de “İç savaş” çıkarılmasını gerektirecek kadar büyük bir demokrasi ve Kürt sorunu var, öyle mi?

Bunu söyleyenin samimiyetine ben inanmam, isteyen inansın.

...

Bekir Çoşkun (Cumhuriyet)

APTALLAR İÇİN GÜZEL SÖZLER...

Ne kadar çok sebebi varmış terörün:

“Türkiye ne zaman parlasa...”

“Türkiye ne zaman uçsa...”

“Türkiye ne zaman lider ülke olsa...”

“Türkiye’de ne zaman ekonomi patlasa...”

“Türkiye ne zaman çok güzel bir anayasa yapmaya kalksa...”

“Türkiye ne zaman pırtlasa...”

*

Geri zekâlı diyecektim az daha...

*

Saysana daha...

Aptal var çünkü...

İnanıyor nasıl olsa...

İnanıyor ki sen oradasın...

*

Diyelim ki önceki gece insanları öldüren terör örgütüyle uzak ülkelerde, otellerin arka odasında can ciğer pazarlığı yapmak sebep değil...

Canı sıkılmasın diye yanına arkadaşlar gönderdiğin terör örgütünün elebaşısından yol haritası beklemek de...

O zirzop “açılım”...

Teröristleri davul zurnayla karşılamak...

Bu ülkenin şerefli askerlerini hapishanelere doldururken PKK ve Hizbullah gibi kanlı terör örgütlerinin katillerini tüysünler diye salmak...

PKK sözcülerini çıkartıp devletin televizyonunda konuşturmak... Ama bayrağımızı açan İzmirli kadınları karakola götürmek...

Tüm bunlar sebep değil...

*

Kanın dereye aktığı önceki gece dahi:

Koştular eli kanlı teröristleri karşılamaya...

Takas sonucu salınan Hamas’ın en azılı, müebbete mahkûm olmuş militanlarını birçok Arap ülkesi kabul etmedi...

Türkiye özel uçak gönderdi arkalarına...

Almaya Başbakan’ın özel danışmanı da gitti ki, alınmasınlar hani...

Hamas, tüm uygar dünyaya göre terör örgütüdür...

Bir terör örgütünü “Müslüman kardeşlerimiz” diyerek havaalanında bağrına basmak... Ama aynı gece yerli terör örgütünün canlar almasına engel olamamak...

Ahmaklığın iki ucu değil mi?..

*

Ve milletin yüreğine ateş düştüğünde...

Çık bağır...

“Kanları yerde kalmayacak” de...

Yırtın...

Bu kadar çelişkili, ikiyüzlü, gizli, saklı, kirli, hince, cince, akılsızca, ahmakça politikalardan sonra terör gelip çocuklarını alıp götürdüğünde çık televizyona...

De ki:

“Türkiye ne zaman parlasa...”

İnanırlar nasılsa...

Aptal dinliyor çünkü...

Köşe yazarlarının gündemi 24 şehit - 1 Saldırıda şehit olan 24 asker.

Sayfa Yükleniyor...