Köşelerde yumruk polemiği

Ahmet Türk'e yapılan saldırının ardından Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil'in kaleme aldığı 'Yumruk' yazısı polemik konusu oldu. Kimi yazarlar Özdil'i eleştirdi, kimileri savundu.

Kapatılan DTP'nin Genel Başkanı Ahmet Türk'ün Samsun'da yumruklu saldırıya uğraması köşe yazarları arasında da polemik konusu oldu.

Dün Hürriyet gazetesinde Yılmaz Özdil'in 'Yumruk' başlığıyla kaleme aldığı yazıya bugün köşe yazarlarından da tepkiler geldi.

İşte Yılmaz Özdil'in dünkü yazısı ve gelen tepkiler...

Yılmaz Özdil-Hürriyet

Yumruk

Kimse kimseye vurmasın.

Kimsenin burnu kanamasın.

Afrika'da açlık olmasın.

Yoksul insan kalmasın.

Nükleer silahlar çöpe atılsın.

*

Uzatabiliriz listeyi...

Söylemesi kolaydır çünkü.

*

Suya sabuna dokunmadan, “sağduyu” çağrısı yapabiliriz mesela... Nasıl olsa, bol keseden yapılan sağduyu çağrıları maaştan kesilmiyor. Veya, saldırgan kahveciymiş diye, ne şekerli ne sade bana müsaade deyip, bu mevzunun kenarından kenarından sıyrılabiliriz yılışıkça...

Ya da, entel dantel barlarında kafası karışmış kızlara şirin görünmek için

“esefle kınıyorum” da diyebiliriz.

*

Ama...

Bu tür köfte lafların, kafası karışmış kızlar dahil, kimseye faydası olmaz.

*

Soralım dolayısıyla... Bu ülkenin çocuklarına ateş edip öldürmek “demokratik hak” kabul ediliyorsa, parti liderine girişmek niye “ırkçılık” oluyor?

*

Mayın demokrasiyse...

Yumruk niye faşizm?

*

Dün seyrediyorum televizyonu, papyonlu bir arkadaş, “İzmir-Bursa hattında, Trabzon-Samsun hattında tehlikeli yapılanmalar var, oralara dikkat” diyordu...

“Hakkâri-Diyarbakır hattı”nda olan ne peki? Oraya dikkat çekmeye gerek yok mu, Allah'ın papyonu?

*

Bir tanesi de “İlk kez bir parti liderine saldırılıyor” diyordu...

Mesut Yılmaz'ın burnunu kırmadılar mı?

Demirel'e yumruk atılmadı mı?

Özal'a ateş edilmedi mi?

Ecevit'e İzmir'de kurşun sıkılmadı mı?

*

Normaldir demiyorum...

Niye “ilk” deniyor?

*

Başbakan geçmiş olsun diye aramış Ahmet Türk'ü, ki aramalı... Peki, Deniz Baykal'a niye geçmiş olsun yok? Taş atmak, yumurta fırlatmak şiddete girmiyor mu? Light linç olur mu?

*

Samsun'da polisler açığa alındı, ki derhal alınmalı... Van'dakiler niye yerinde duruyor hâlâ? Kandil'den gelenlerle otobüsün üstüne çıkıp şehir turu atmadığı için mi suçludur Baykal?

*

Bu kadar soru yeter...

Cevaba gelelim.

*

Açın gazetelerin internet sayfalarını, bu haberin altına yapılan yorumları okuyun...Yumruğunu “adaletin tokmağı” yerine koyup, Ahmet Türk'ün burnuna inen kişi, bu ülkede pek çok kişinin duygularına tercüman oldu... Çünkü, teröristi meşru hale getiren “açılım” saçmalığı, sadece bir tarafta değil, öbür tarafta da “eşkıyayı kahraman” yapmaya başladı.

*

Hukuku guguk haline getirirsen...

“Ona göre başka, buna göre başka” işletirsen, olacağı budur.

Ertuğrul Özkök-Hürriyet

Geçmiş olsun Sayın Baykal

...

Sonra Yılmaz Özdil’in dünkü yazısını okudum.

Her zamanki olağanüstü zekâ, ondan üstün üslup ve espriye yazılmış bir yazı.

İlk okuyuşta insana “Acaba Ahmet Türk’e saldıranları mı savunuyor” dedirten bir yaklaşımla kaleme alınmış.

Ama hiç öyle değil.

Okurken birden elimi başıma vurdum ve “Hay Allah” dedim.

CHP Genel başkanı Deniz Baykal geçen hafta Van’da saldırıya uğradı.

Ben açıp Deniz Bey’e bir geçmiş olsun demedim.

Üzerine bir satır yazı bile yazmadım.

Peki Samsun’daki saldırı da, Van’daki neydi? Yumruk yerine yumurta.

Bu kadar basit mi...

Sonra, oturup Samsun’daki saldırıya ağır sözlerle girişen başka insanların yazılarını okudum.

Benim hatırladığım onların hafızasında da bir Deniz Bey tutukluğu olmuş. Yılmaz Özdil, işte hepimizin hafızasındaki bu tutukluğu çok güzel suratımıza vuruyor.

Şimdi oturup bu sorunun cevabını çok iyi düşünmeliyiz.

Yılmaz’ın bahsettiği o papyonlu arkadaşın, “Samsun-Trabzon, İzmir-Bursa hattında yapılanmalar var” diyerek, Batı’da Kürtlere karşı oluşan tepkiyi eleştirdiği olayın bu tarafına da mutlaka bakmamız lazım.

Evet şimdi gelin hep birlikte soralım bakalım.

Ahmet Türk’e yapılan saldırıya gösterdiğimiz ve çok da iyi yaptığımız o enerjik tepkiyi, Deniz Bey’e yapılan saldırıda neden göstermedik?

Reha Muhtar-Vatan

Sivil vatandaşa "devletin boşluklarını doldurma görevi verenler faşisttirler..."

Böyle komik benzetmeler yapılmaz...

Ahmet Türk’e yapılan saldırıyı “toplumsal infial kontenjanından” haklı göstermek için “PKK da terör yapıyor!.. Ona neden ses çıkarmıyorsunuz?” diye yorum yapılmaz...

PKK bir terör örgütü!..

Onun amacı zaten terör, onu yaygınlaştırmak, onu kullanarak mevzi kazanmak...

“PKK’ya ses çıkarmıyorsunuz” deyip, toplumsal infial ve hassasiyetleri arkana alıp, Ahmet Türk’e yapılan saldırıyı “anlaşılabilir” kılmak faşist bir anlayıştır...

Bunu sokaktaki bir vatandaşın seslendirmesi rahatsız edicidir ama belki mazur görülebilir...

Lakin kamuoyu oluşturan gazetecilerin bunu yazıp söylemesi tehlikeli ve utanç vericidir...

Herkes bir silkinmeli ve kendine gelmeli...

Ahmet Kekeç-Star

Enis Berberoğlu iyi, çevresi kötü

...

Maksadım laf kalabalığı yaparak sütun doldurmak, sonra da sözü Enis Berberoğlu’nun çevresinden bir yazara getirmek...

Bu yazarın ismi Yılmaz Özdil.

Kendisi, ülkücü-ulusalcı kırması bir şey. İzmirli...

İzmir’e, “karaşın” vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı bir bölgeden göç ettiği sanılıyor. Yalçın Küçük ve Soner Yalçın olsa da şunun onomastiğine bir baksa... Ne kadar İzmirli, anlasak...

İzmir böyle olduğu için mi Yılmaz Özdil böyle, yoksa Yılmaz Özdil böyle olduğu için mi İzmir de “böyleymiş” zannediyoruz? Bizi bu dilemmadan ancak Yalçın Küçük ve yamağı Soner Yalçın kurtarabilir.

Neyse, işbu İzmirli arkadaş dün bir yazı yazdı, mahut “yumruk” hadisesini yorumladı... Yazısının başlığını da “Yumruk” koymuş zaten...

İnsanlığınızdan utanmayacaksanız, “Bu da neyin nesi?” demeyecekseniz, “Hâlâ bu görüşler nasıl bir gazete sütununda kendisine yer bulabiliyor” diye hayretlere gark olmayacaksanız, bazı alıntılar yapmak istiyorum:

Diyor ki Yılmaz Özdil, “Yumruğunu ‘adaletin tokmağı’ yerine koyup, Ahmet Türk’ün burnuna inen kişi, bu ülkede pek çok kişinin duygularına tercüman oldu... Çünkü, teröristi meşru hale getiren ‘açılım’ saçmalığı, sadece bir tarafta değil, öbür tarafta da ‘eşkıyayı kahraman’ yapmaya başladı.”

Bitti mi?

Devam ediyor: “Bu ülkenin çocuklarına ateş edip öldürmek ‘demokratik hak’ kabul ediliyorsa, parti liderine girişmek niye ‘ırkçılık’ oluyor?”

Bitti mi?

Devam ediyor: “Mayın demokrasiyse... Yumruk niye faşizm sayılıyor?”

Bitti mi?

Devam ediyor ama bitsin artık...

Bu kafaya Enis Berberoğlu ne yapsın, Aydın Doğan ne yapsın, mahkemeler ne yapsın?

"Bir müsibet"

Nitekim, Berlusconi’nin yüzünü gözünü dağıttılar. İtalyanlar’ın yarısı kınadı, öbür yarısı dalga geçti.

Demek ki Ahmet Türk’ün bu ülkede olağanüstü bir işlevi var. Demek ki onu önemli bir yerlere oturtmuşuz. Buna memnun olması lâzım.

Şu anda milletvekili bile değilken topladığı bu büyük ilgi, Türk ve Kürt Gençliği’nin gönül bağlarını sağlamlaştıracaktır.

Bir yumruğun bu kadar işe yarayacağı kimin aklına gelirdi?

...

Atılgan Bayar-Akşam

Yılmaz Özdil mazurdur

'Ali topu at. Pakize süs yap. Yılmaz yazı yaz', seviyesinde yazabilen Yılmaz Özdil mazurdur.

Sorumlu, Yılmaz Özdil'i 'büyük yazar' diye paketleyip, Hürriyet'e oturtanlar...

'Yaz, yazı yaz. Yılmaz, yazı yaz,' diye onu teşvik edenlerdir.

Çünkü, 'Ali topu at' üslubunun düşünsel derinliğinin şu kandırıkçı düzeyden daha ileri olabilmesi mümkün değildir:

'Bu ülkenin çocuklarına ateş edip öldürmek 'demokratik hak' kabul ediliyorsa, parti liderine girişmek niye 'ırkçılık' oluyor?'

Analiz etmeye lüzum yok, dikkat ettiğinde en düşük zeka bile, bu cümledeki numaraya rağmen saklanamayan sirkati görecektir.

Ama söylediğim gibi...

Yılmaz Özdil mazurdur. Sorumlu, onu 'büyük yazar' diye Hürriyet'e oturtan zihniyettedir.

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin vatansever bilincinin Ahmet Türk'e yapılan saldırıyı kınamasını Milliyetçi aktivistler ayakta alkışlıyor ama, bu bilinç maalesef 'Ali topu at' düzeyindeki 'büyük yazar'ın zihnine tesir edemiyor.

...

Bu ülkenin insanları var güçleriyle ve bütün fedakarlıklarıyla yaralı demokrasilerini sarmaya çalışırken...

Medyanın, vatandaşın mil fersah gerisine düşüşünü hüzünle izliyoruz.

Sayfa Yükleniyor...