Küçük: Tuncay Güney'i azarladım

Ergenekon davasının 27. duruşmasında emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün çapraz sorgusu yapıldı.  Tuncay Güney'in kendisini zaman zaman aradığını söyleyen Küçük, "Güney'i azarladım. Verdiği istihbarat bilgilerinin hiçbir şeye benzemediğini söyledim" dedi.

Ergenekon davasının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen bugünkü duruşmasında tutuklu sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün çapraz sorgusu tamamlandı.

Duruşmada tutuksuz sanıklardan Ali Yasak'ın avukatı Şevket Küçük, Susurluk kazasındaki  çanta konusunda müvekkili hakkında dava açıldığını belirterek, Veli Küçük'e,  ''Yasak'ı kazadan önce mi, sonra mı tanıyorsunuz?'' diye sordu.

Veli Küçük de kazanın 1996 yılında olduğunu belirterek, Yasak'ı da 1998 ya  da 1999 yıllarında bir lokantada tanıdığını söyledi.

Avukat Küçük'ün, çantadan haberi olup olmadığını sorduğu sanık Küçük,  ''Çantadan baştan beri haberim yok. Ali Yasak'ı bu çantayı almak üzere kaza  yerine gönderdiğim iddiası var. Ali Yasak'ı tanımıyorum ki çantayı almaya  göndereyim'' dedi.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel de Küçük'e, eski Esenyurt Belde Belediye Başkanı Gürbüz Çapan'ı tanıyıp tanımadığını sordu. Küçük, Çapan ile Kemal Özden'in davet ettiği bir yemekte tanıştıklarını, daha sonra görüşmediklerini ve telefonunu da bilmediğini söyledi.

Pekgüzel'in, ''Vecdi Çapan'ı tanıyor musunuz?'' şeklindeki sorusu üzerine de  Küçük, bu kişinin soyadı ''Çapa'' dedi.

Aynı savcının İzmir'de öldürülen İbrahim Çiftçi'yi tanıyıp tanımadığını sorduğu Küçük, Çiftçi'yi tanıdığını söylemediğini belirterek, bu kişinin ismini Yalçın Tanfer'in oğlu Osman Tanfer'den duyduğunu kaydetti.

TUNCAY GÜNEY'İN ARADIĞINI HATIRLAMIYORUM
Savcı Pekgüzel'in ''Tuncay Güney ile aralarında bir husumet bulunup  bulunmadığını'' sorması üzerine de Küçük, bunu savunmasında açıkladığını belirtti. Küçük, aynı savcının, ''Tuncay Güney ile sizi tanıştıran Necmettin Ergenekon mu?'' şeklindeki sorusunu ise ''Açıkladım'' diye yanıtladı.

Pekgüzel'in, ''ABD'ye gittiğinizde Güney'i telefonla aradınız mı, telefonun numarasını nereden buldunuz?'' şeklindeki sorusuna da Küçük, ''Savunmamda söyledim'' karşılığını verdi.

Küçük, Savcı Pekgüzel'in ''Tuncay Güney, Bilecik'te sizi ziyaret etti mi?'' sorusu üzerine, Güney'in kendisini ziyaret ettiğini hatırlamadığını ifade ederek, bunu savunmasında belirttiğini anlattı.

Küçük, Pekgüzel'in, Hüseyin Tepekal'ı tanıyıp tanımadığı yönündeki sorusuna  da tepki göstererek ''Bu sorular yönlendirme sorusu mu öğrenmek istiyorum. Ona  göre cevap vereceğim'' dedi.       Pekgüzel de sorularının yönlendirmeyi amaçlamadığını anlatarak, isterse  Küçük'ün bu sorulara cevap vermeyebileceğini belirtti. Küçük, bunun üzerine  soruyu yanıtlamadı.

Savcı Pekgüzel'in, ''Sanıklardan Muzaffer Tekin, Batı Trakya Dergisi'nde  hangi sıfatla bulunuyordu?'' sorusu üzerine de Küçük, mahkeme başkanlığına  verdiği dilekçede bu konuyu açıkladığını, savcının buradan alıp okuyabileceğini  söyledi.

Küçük, Savcı Pekgüzel'in ''Ahmet Cinali'yi tanıyor musunuz?'' sorusu üzerine  de bu kişiyi bilmediğini anlattı.

''Eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan ile  aralarında herhangi bir husumet olup olmadığı''da sorulan Küçük, savcı Pekgüzel'e  yönelik olarak ''Savunmamı dinlememiş herhalde. Açıklama yaptım'' diye konuştu.

Pekgüzel'in, ajandasındaki notlar arasında avukat Behiç Aşçı'nın ölüm orucu  eylemi nedeniyle 45 kiloya kadar düştüğü şeklindeki yazılar bulunduğunu söylediği  Veli Küçük, ''Sayın savcının sorusunu geri almasını teklif ediyorum.  Ajandalarımın yayımlanmaması konusunda Genelkurmay Başkanlığı'nın yasağı olmasına  rağmen açıklama yapıyor'' dedi.

Pekgüzel de kendisinin sorduğu ajandayla ilgili herhangi bir yasak  olmadığını belirterek, Genelkurmay Başkanlığı'nın, Veli Küçük'ün görevde olduğu  dönemdeki ajandalarıyla ilgili bir yasağı bulunduğunu söyledi. Küçük de bunun  üzerine ''Cevap vermiyorum'' dedi.

Cumhuriyet savcılarının soruları sırasında söz alan Veli Küçük'ün avukatı  Tayfun Ilıca, iddia makamının müvekkiline dün sorularını yönettiğini belirterek,  ''Dün akşam ne oldu? Yeniden mi dosyasına çalıştı da soru soruyor? Her duruşmada  yeniden başa dönülüp soru mu sorulacak?'' diye konuştu.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de bunun üzerine, bu konudaki yasa  maddesinin açık olduğunu belirterek, sanığa tekrar soru sorulabileceğini dile  getirdi.

Savcılardan Mehmet Ali Pekgüzel de Küçük'ün savunmasının dün bitmeyeceğini  düşündüklerini, bu nedenle kendisine bugün de soru sormaya devam ettiklerini  anlattı.

Küçük de savcıların sorularının bittiğini söylediğini ifade ederek, bu  durumu kabul etmediğini söyledi.



"JİTEM'İ SİZ Mİ KURDUNUZ?''
Küçük, Pekgüzel'in, ''JİTEM'in kuruluşunu siz mi yaptınız?'' sorusu üzerine  de jandarma komutanlığında görev yaptığını belirterek, bunun bu kurumdan  sorulabileceğini kaydetti.

Veli Küçük'ün avukatı Tayfun Ilıca da kurulan teşkilatın JİTEM olmadığını,  jandarma istihbaratıyla ilgili bir teşkilat olduğunu ve yasaya uygun olarak  kurulduğunu söyledi.

Ilıca, bu teşkilatın meclis kararıyla kurulduğunu, dolayısıyla müvekkilinin  böyle bir teşkilat kuramayacağını ifade ederek ''Siz mi kurdunuz?'' şeklindeki  sorunun yanlış anlamalara yol açacağını kaydetti.

CEM ERSEVER'İN ÖLÜMÜ
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, daha sonra Veli Küçük'e ''Cem Ersever'i tanıyor  musunuz, ölümü ile ilgili bilginiz var mı?'' diye sordu. Küçük de ''Buna daha  önce cevap verdim ve tanıdığımı söylemiştim'' dedi.

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın da Hanefi Avcı'nın, Sami Hoştan, Ali Fevzi  Bir, Abdullah Çatlı, Hadi Özcan gibi kişilerin Veli Küçük ile irtibatlı olduğunu  söylediğini belirtti.

Bunun üzerine Veli Küçük, Susurluk konusunda bununla ilgili açıklama  yaptığını ifade ederek, ''hiçbir hileye yer vermeyecek olan şanlı Türk Silahlı  Kuvvetleri'nin bu konuyu incelediğini'' söylediğini anlattı. Küçük, ''Hanefi  Avcı'nın bu düzmece, sahte ifadeleri verdiği açık açık ortadadır'' dedi.

Savcı Taşkın, Nuri Ergin'in ''Bu devlet bana Mustafa Duyar'ı öldürttü'',  kardeşi Vedat Ergin'in de ''Bizi Veli Küçük'e sorun'' dediğini hatırlatarak,  Küçük'e bu kişileri tanıyıp tanımadığını sordu.

Küçük de ''Kendilerinden sorsunlar, savcıların onları nasıl  yönlendirdiklerine ilişkin dilekçeleri dosyalarda mevcuttur'' şeklinde konuştu.


Mahkeme Heyeti üyelerinden Hasan Hüseyin Özese'nin ''Tuncay Güney ile ne  zaman tanıştınız?'' şeklinde sorusuna Küçük, ''1990-1991 olabilir'' yanıtını  verdi.      

''Tuncay'ın benim personelimmiş gibi devamlı yanımda kaldığı  zannediliyor'' diyen Küçük, ''Tuncay Güney, 'Veli Paşa ile konuşuyorum' havasını yaratmak için 3-5 ay  ara ile beni arar. Bu konuşmalarda Güney'i terslerdim, azarlardım. Güney ile 5-10  kere yan yana gelmişizdir, samimi arkadaşım gibi değil. Güney bana yardımcı olmak için istihbarat bilgisi verir, ancak verdikleri  bilgilerin hiçbir şeye benzemediğini söyledim. Hele cip meselesi olduktan sonra  da görüşmeyi koparttım. En son emekli olduktan sonra 2000 yılında gördüm'' dedi.

''PATRİKHANEYE GİTMEYE DEVAM EDECEĞİM''
Küçük, iddiaların aksine sinagoga değil, Türk Ortodoks Patrikhanesi'ne  gittiğini ve gitmeye devam edeceğini belirterek, üye hakim Hasan Hüseyin  Özese'nin ''Takma adınız var mı?'' şeklindeki sorusuna ''Hayır'' yanıtını verdi.

Hakim Özese'nin isteği üzerine emekli olduktan sonra yaptığı işleri anlatan  Küçük, önce güvenlik şirketi kurduğunu, bir süre Endi Mağazaları'nın yönetim  kurulu üyeliğini üstlendiğini, bir ara da emlak işinde danışmanlık yaptığını,  ancak bunu ''beceremediğini'' söyledi.

BİLECİK'TEKİ FABRİKA
Azeri bir firmaya da çimento fabrikası kurulması için danışmanlık yaptığını anlatan Küçük, bu fabrika ile ilgili kendisine yöneltilen soruları da yanıtladı.

Küçük, Bilecik'teki köyünü kalkındırmak için ve ham maddenin bu bölgede  bulunduğunun tespit edilmesi üzerine çimento fabrikasının burada kurulmasına  karar verildiğini kaydetti.

Savcılığın, aleyhindeki propagandaların etkisinde kalarak bu konuyu  araştırdığını savunan Küçük, ''Ben yabancılara arazi vermem. Toprağımı satmadım.  Sermayesini dışarıdan getirerek 250 bin dolarlık iş sahası açmaya çalıştım.  Burası stratejik bir yer değil. Fabrikayı ben kurmadım, devlet kurdurdu.  Stratejik yer konusunda ben daha hassasım, askeri bölgeye 18 kilometre daha  uzakta bu fabrika'' dedi.

Savcı Pekgüzel'in, ''fabrikanın orman arazisinde kurulup kurulmadığı''  yolundaki sorusuna cevap vermeyen Küçük, üye hakim Özese'nin ''Süleyman Esen'i  tanıyor musunuz?'' sorusunu da ''Hayır'' yanıtını verdi.

Tutuklu sanık Veli Küçük, gazeteci Can Ataklı'nın çalıştığı Business  Chanel'dan çıkartılmasına ilişkin de ''dostu ve arkadaşı olan Emin Şirin'in,  Ataklı'nın işten çıkartıldığını söylemesi üzerine, tekrar işe alınması konusunda  Şirin'le konuştuklarını, Ataklı'nın çalıştığı iş yerinin sahibi olan Hayrettin  Ertekin'i tanımadığını'' söyledi.

HANEFİ AVCI'NIN MAHKEMEYE GETİRİLMESİ İSTEĞİ
Duruşmada söz alan Sami Hoştan da Hanefi Avcı'ya, Ataköy'de Abdullah Çatlı  ile bir araya gelip gelmediğinin sorulmasını istedi.

Kendisinin de bu görüşmede bulunduğunu belirten Hoştan, Avcı'nın duruşma  salonuna getirilmesini talep etti.

Mahkeme Heyeti Köksal Şengün de ''Gelince sorarsın'' diye konuştu.

Başkan Şengün, tutuklu sanıklardan Abdulmuttalip Tonçer'i duruşma salonundan  çıkardı.

Duruşmada, daha sonra çapraz sorgusu biten Veli Küçük'ün avukatları savunma yaptı.

VELİ KÜÇÜK DÜN İLK KEZ KONUŞMUŞTU
Ergenekon davasının dünkü duruşması iddianame açısından bir dönüm noktasıydı. İddianamede örgüt yöneticisi olarak gösterilen emekli Tuğgeneral Veli Küçük savunmasını yaptı ve ilk kez sesi duyuldu.

Veli Küçük savunmasına devletin kendisine komplo kurabileceğini hiç düşünmediğini söyleyerek başladı. Bu komplonun kendisine değil Türk ordusuna yönelik olduğunu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yıpratma faaliyetlerinin kendisi üzerinden yürütüldüğünü söyledi. Küçük, hayatı boyunca hiçbir şekilde yasadışı hiçbir olaya karışmadığını, iddianamenin baştan aşağı bir senaryo olduğunu ve iddianamenin ifadelerin dayandırıldığı Tuncay Güney’inde senaryoda bir piyon olarak kullanıldığını ifade etti.

SORULARA CEVAP VERMEDİ
Veli Küçük, çapraz sorguda kendisine yöneltilen soruların çoğunu yanıtsız bıraktı. Küçük'e en çok davaya müdahil olarak katılan avukatlar soru sordu. Susurluk olayını ve Abdullah Çatlı'yı tanıyıp tanımadığına değinen Küçük, Susurluk Komisyonu'na çağrılmadığını söyledi.

Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur’u da tanımadığını söyleyen Veli Küçük'ün bugünkü duruşmada avukatları savunma yapacak. Küçük'ün avukatları arasında kızı Zeynep Küçük de bulunuyor.

Veli Küçük'ün ardından da Türk Ortodoks Kilisesi basın sözcüsü Sevgi Erenerol’un savunmasına geçilmesi planlanıyor.

Sayfa Yükleniyor...