Yargıtay Başkanı Cirit: "Kuvvetler ayrılığı, insan haklarının ve anayasanın teminatıdır"

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, "Kuvvetler ayrılığı, insan haklarının ve anayasanın teminatıdır. Bu siyasal ve hukuki gerçek, Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'nin 16'ncı maddesinde, 'Hakların güvence altına alınmadığı, erkler ayrılığının sağlanamadığı bir toplumda anayasa da yoktur.' şeklinde ifade edilmiştir" dedi.

Yargıtay Başkanı Cirit: "Kuvvetler ayrılığı, insan haklarının ve anayasanın teminatıdır"

Yargıtay Başkanlığının, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliğinde Bursa'da Çelik Palas Otel'de ev sahipliğini yaptığı "Yargıda Şeffaflık" temalı "3. Uluslararası Yüksek Mahkemeler Zirvesi" başladı.     

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, zirvenin açılış töreninde yaptığı konuşmada, Balkan ülkeleri olarak dahil oldukları Avrupa İnsan Hakları sisteminin demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları olmak üzere üç sütun üzerine inşa edildiğini söyledi.  

"KUVVETLER AYRILIĞI, İNSAN HAKLARININ VE ANAYASANIN TEMİNATIDIR"

Cirit, insan haklarının en önemli güvencelerinden bir tanesinin de şüphesiz kuvvetler ayrılığı olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:     

"Kuvvetler ayrılığı, insan haklarının ve anayasanın teminatıdır. Bu siyasal ve hukuki gerçek, Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'nin 16'ncı maddesinde, 'Hakların güvence altına alınmadığı, erkler ayrılığının sağlanamadığı bir toplumda anayasa da yoktur' şeklinde ifade edilmiştir. 1948 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, insan hakları sisteminin ana temellerini 'özgürlük, eşitlik ve dayanışma' olarak belirlemiştir. Bugün bizlere düşen görev; zamanla ve mekanla sınırlı olmayan insanlığın bu ortak değerlerini yaşatmak, yüceltmek,  içeriğini zenginleştirmek, insan odaklı bir yaklaşımla, bu değerlerin uygulanmasını güvence altına almaktır. Aksi halde, bu kavramlar birer slogan; insan haklarına ilişkin uluslararası belgeler ise boş bir övünme vesilesi olmaktan ileriye gitmeyecektir."     

Cirit, hukukun üstünlüğüne ulaşmak için insanlığın çok ağır bedeller ödediğini ve hala ödemekte olduğunu dile getirerek, "Yaşama hakkı, özel yaşam ve aile hayatının korunması, ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü, mülkiyet gibi haklara yönelik ihlaller, klasik yöntemlerden farklı şekillerde gerçekleşebilmektedir. Bu noktada, hukuk sisteminin ekonomik, sosyal ve teknolojik gelişmeleri daha yakın ve hızlı bir şekilde takip etmesi, özgürlükler üzerindeki baskıları ortadan kaldıracak formüller üreterek bireylerin hukuki güvenliklerini sağlaması, hürriyet alanlarını koruması gerekir" ifadesini kullandı.     

"HAKİM; BİLGE, ANLAYIŞLI, DOĞRU VE GÜVENİLİR, SAYGIN, METİN OLMALIDIR"     

Hukukun üstünlüğü ilkesine de değinen Cirit, konuşmasını şöyle sürdürdü:     

"Hakimlerin bağımsızlığının ve teminatının sağlanması 'hukukun üstünlüğü' ilkesinin bir gereğidir. Bu amaçla, yargı mensuplarına birtakım hukuki güvenceler sağlanmış ve özel düzenlemeler çağdaş hukuk sistemlerinde yer almıştır. Hakim teminatının amacı, onların her türlü maddi veya manevi korkudan uzak bir ortamda adil kararlar vermelerini ve yargısal faaliyette bulunmalarını sağlamaktır. Yargı, adil olduğu sürece devlet ve vatandaşlar kendilerini güvende hisseder. Yargılama faaliyetinin keyfi veya sorumsuz bir şekilde yapılması halinde, kusurlu davranışlarından ve özellikle kasıtlı eylemlerinden dolayı yargı mensuplarının da sorumlu tutulması gerekir. Hakim; bilge, anlayışlı, doğru ve güvenilir, saygın, metin olmalıdır. Aksi halde oluşan güvensiz ortam, hukuki güvenlik ve toplumsal barışın devamı bakımından ciddi riskler doğurur. Hakime sağlanan teminatlar, onların şahıslarına tanınmış imtiyazlar olmayıp, nihai olarak kamunun, toplumun hukuki güvenliğini koruma ve adaleti sağlama düşüncesiyle düzenlenmiştir."     

Cirit, tarihsel ve kurumsal olarak yüksek mahkemelerin, hukukun tüm ülkede eşit şekilde uygulanmasını sağlamak ve hukuki denetim yapmak üzere iki temel işlevi olduğunu bildirdi.     

"ADALETİN HERKES İÇİN EŞİT ŞEKİLDE SAĞLANDIĞI EVRENSEL BİR HUKUK KÜLTÜRÜ OLUŞTURMALIYIZ"     

"İstinaf mahkemelerinin de hukuki denetim yaptığı dikkate alındığında, en üst derecedeki yüksek mahkemeleri karakterize eden asıl unsur, hukuki denetim yapmanın ötesinde, hukukun ülkede eşit şekilde uygulanmasını sağlamaktır" diyen Cirit, şöyle devam etti: "Zira bir yüksek mahkeme kararı; sadece o davanın taraflarına yönelik 'sübjektif bir işlev' ile sınırlı değildir. Yüksek Mahkeme kararlarının, vatandaşlık ayırımı gözetilmeksizin herkese yönelik olması nedeniyle 'objektif bir işlevi' de vardır. Bu nedenle, daha iyi bir adalet sistemine ilişkin ideallerimizin gerçekleştirilmesinde, yüksek mahkemeler olarak rollerimiz son derece kritiktir ve sorumluluğumuz oldukça ağırdır. Bizler, hepimiz, insanlık ailesinin birbirine eşit ve birbiriyle aynı değerde olan fertleriyiz. Adaletin ve insan haklarının herkes için eşit şekilde sağlandığı evrensel bir hukuk kültürü oluşturmalıyız. Bu nedenle, daha çok bir araya gelmeli ve amaçladığımız evrensel bir hukuk kültürü idealine doğru güvenle ilerlemenin çarelerini el birliğiyle aramalıyız."     

Cirit, bugün gerçekleştirilen zirvede taşıdıkları yüksek sorumluluğun bilincinde olarak, çok seçkin hukukçularla, yargının temel bir unsuru olan yargıda şeffaflık temasını işleyeceklerini dile getirdi.

YARGITAY SAYIŞTAY VE DANIŞTAY'A TEPKİ

Yargıtay, Sayıştay ve Danıştay Başkanlarının Cumhurbaşkanı Erdoğan'la birlikte Rize gitmesi muhalefet tarafından oldukça eleştirilmişti. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, başkanları, birilerinin çantasına girmekle eleştirmişti.

Sayfa Yükleniyor...