Le Levant ve Dumesnil'in raporunda yangın

Le Levant Gazetesi ve İzmir Körfezi'nde bulunan Fransız gemilerinin komutanı Amiral Dumesnil'in raporunda da İzmir'i Türkler'in yakmadığı belirtiliyor.

21 Eylül 1922'de İzmir'de Mehmet Sırrı ve Michelle Camberes'in sahibi olduğu Le Levant gazetesinde yangınla ilgili şu görüşler dile getiriliyor.


Ermeni Kilisesi'ne yaklaşık 100 metre uzaklıkta bir Ermeni evinde ilk yangın görüldü. Bu ilk girişim, itfaiyecilerin çabalarıyla engellendi. Birkaç saat sonra kilise çevresinde patlayıcı maddeler ateş almıştı. Yangın, eş zamanlı olarak Basmane'deki ve Soğukçeşme'deki Ermeni evlerinde başladı ve art arda Ayavukla'da, Ayaparaskeri'de ve Kireçağırı Mahallesi'ndeki Ermeni evlerinde yangın çıktı.

Yangından önce bütün Ermeni evleri kapalıydı ve herhangi bir hayat belirtisi yoktu. Yangınla birlikte Ermeniler silahlı olarak evlerinden çıktılar. Hatta Ayavukla Mahallesi'nde bir Ermeni'nin kendi evini ateşe vererek çıktığı görüldü. Birçok evde yangını körükleyen paçavra parçalarına rastlandı. Bu mahallelerde yaşayan Ermeniler, aynı zamanda yangını söndürmek isteyen itfaiye erlerine ateş etmeye başladı. Ermeni mahellerinde ve çarşıda bomba atan Ermeniler görüldü ve tutuklandılar. Darağaç'ta Yordani Aleksiyati adlı bir Rum evini yakarken yakalandı. Kendisine bunu yapması için bir Rum görevli tarafından para verildiğini itiraf etti.

Anadolu'daki Ermeni olaylarını örgütleyen meşhur Trukom, Yunanlılara İzmir'i terk etmeden önce şöyle seslenmişti: Siz İzmir'i Türkler'e bırakarak kaçın. Biz ancak öldükten sonra İzmir'i onlara teslim edeceğiz. Gerçekten de İzmir'i yakmak için burada bir Ermeni komitesi kurulduğu anlaşılıyor.

İzmir Körfezi'nde bulunan Fransız gemilerinin komutanı Amiral Dumesnil'in 28 Eylül 1922 tarihli raporunda da şu görüşler vurgulanıyor.

Ben, İzmir yangınında Türklerin suçlu olmayacakları kanaatindeyim. Bu kanım hiçbir zaman duygusal bir temele de dayalı değildir. Yine bu kanım sadece mantıksal bir çıkarsamanın sonucu da değildir.

A- Somut şahitler Türklerin şehirde düzeni sağlamak ve yagmayı ortadan kaldırmak amacını ispatlamşıtır.

B- Türk ordusu başka hiç bir ordunun sahip olmadığı kadrolara sahiptir ve bu orduda disiplin iyi biçimde uygulanır.

C- İşgalin ilk gününde bağımsız biçimde yapılan yağmalar takip eden günlerde büyük ölçüde bastırılmıştır ama bu yağmalar sırasında hiçbir zaman yangın girişimine işaret edilmemiştir.

D- Rum ve Ermeni mahallelerinde çok sayıda cephane ve çok miktarda yanıcı ve patlayıcı malzeme depoları vardı. Bir hayli zaman öncesinden beri, bütün Hristiyanları moralman baskı altında tutmak için, İzmir'in Türklere bırakılmasındansa tahrip edileceği fikri üzerine propaganda yapıldığı tespit edilmiştşi. Bu şekilde söylentiler binlerce defa başta bizim genel konsolos olmak üzere Fransızların kulağına gelmişti.

E- Yangının arifesinde Mustafa Kemal Paşa, bizim konsolosluğumuzun birkaç ev ötesinde bulunan kordon üzerinde genel karargahını kurdurmuştu. Ateş bu evlerden hemen uzaklaştırılmıştı.

F- Türkler yangına karşı sahip oldukları tüm imkanlarla mücadele ettiler. Bu imkanlar, böylesine büyük bir felaket karşısında elbette yetersizdi.

G- İzmir'de çok iyi organize itfaiye ekipleri çok sayıda Hristiyan'ın gitmiş olmasından dolayı ne yazık ki kargaşa içindeydi. İtfaiye ekipleri mümkün olduğu kadar çabuk harekete geçtiler, ama onlar şehrin birçok noktasında anı anda çıkan yangın karşısında bulunuyordu. Bu durum Türk yağmacılara atfedilmeyecek bir organizasyonu gösteriyor.

Sayfa Yükleniyor...