LGBT "Onur Yürüyüşü" müdahalesine suç duyurusu

LGBT üyesi bir grup, geçen pazar gerçekleştirilen "Onur Yürüyüşü"ne yapılan polis müdahalesi nedeniyle savcılığa suç duyurusunda bulundu.

LGBT "Onur Yürüyüşü" müdahalesine suç duyurusu
Arşiv

İstanbul Beyoğlu'nda "LGBT Onur Yürüyüşü" yapmak istedikleri sırada polislerce müdahale edilen LGBT'li bir grup, müdahalede sorumluluğu olduğunu iddia ettikleri İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok ve kimliği tespit edilecek emniyet görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu.

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan gruptakiler, Türkçe ve İngilizce, "Buradayız, alışın gitmiyoruz" yazılı pankart açarken, "Yaşasın eşcinsel aşk", "Yasak ne ayol" ve "Normalleşmiyoruz" şeklinde yazılar bulunan dövizler taşıdı, "Susma haykır, eşcinseller vardır" sloganları attı.

Bazı avukatların da yer aldığı gruptakiler adına açıklama yapan avukat Yasemin Öz, yürüyüş için izin alma zorunluluklarının olmadığını belirterek, İstanbul Valisi'nin, ramazan ayı dolayısıyla yürüyüşe izin vermediğini avukat Filiz Kerestecioğlu'na söylediğini, devlet görevlilerinin din alimi gibi karar verdiğini öne sürdü.

Yürüyüş alanında kendilerinden başka grupların toplanmadığını aktaran Öz, güvenliklerini sağlaması gereken polislerin gruba saldırdığını ve bu nedenle suç duyurusunda bulunmaya geldiklerini ifade etti.

"1 MAYIS'TAN FARKI YOK"

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan ortak suç duyurusu dilekçesinde, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok ile soruşturma sonucunda kimliği tespit edilecek Taksim'deki yürüyüş alanında görevli tüm emniyet görevlileri "şikayet edilen" olarak gösterildi.

Dilekçede, dünyanın birçok ülkesinde kutlanan LGBT Onur Haftası'nın 23 yıldan bu yana 'de Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde onbinlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirildiği ve bu yürüyüşün 1 Mayıs İşçi Bayramı gibi belirli tarihlerde yapılan anmalardan farklı olmadığı belirtilerek, 13'üncüsü düzenlenmek istenen 28 Haziran tarihli yürüyüşün, kamuoyuna haftalar boyunca ilan edilmesine rağmen, önceden bildirimde bulunmaksızın engellendiği aktarıldı.

Yürüyüş günü İstiklal Caddesi'ne tüm girişlerin polis barikatlarıyla kapatıldığı, caddeye girmek isteyen kitleye herhangi bir açıklama yapılmadan, yasaya aykırı bir şekilde müdahalede bulunulduğu ve katılımcıların tartaklandığı kaydedilen dilekçede, "Bunun yanında, İstiklal Caddesi'ne girilmemesine rağmen Taksim Sıraselviler Caddesi'nde bekleyen kalabalığa kolluk kuvvetleri tarafından sebepsiz yere TOMA'larla su sıkılmış, plastik mermi ve biber gazı ile saldırılmıştır" denildi.

"TAMAMEN BARIŞÇIL"

Tamamen barışçıl bir gösteri yapmak isteyen gruba yapılan müdahaleyle kişilerin ağır şekilde yaralanmasına sebebiyet verildiği vurgulanan dilekçede, "Yürüyüş izne tabi ve izinsiz olsa dahi, emniyet güçlerinin barışçıl bir şekilde toplanan ve ne polise ne de çevreye en küçük bir zarar vermemiş göstericileri dağıtmak gerekçesiyle plastik mermi ve biber gazı kullanılmasının hukuken izahı yoktur" ifadesi yer aldı.

Dilekçede, barışçıl gösteriye kötü muameleyle engel olunduğu ve gösterecilerin yürüyüş hakları ellerinden alındığı gerekçesiyle şüphelilerin, Türk Ceza Kanunu'nda yer bulan "kötü muamele, cebir, zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması, görevi kötüye kullanma, kanuna aykırı emir vermek ve yerine getirmek, ifade özgürlüğünün kullanımını engelleme ve hürriyeti tahdit" suçlardan cezalandırılması talep edildi.

Beyoğlu'nda Galatasaray Lisesi önünde geçen pazar günü toplanan ve Taksim'e yürümek isteyen LGBT'lilere çevik kuvvet ekiplerince biber gazı ve tazyikli suyla müdahale edilmişti. Müdahalenin ardından gruptakiler ara sokaklara dağılmıştı.

  • Etiketler :
  • Haberler -
  • Türkiye
  • Gündem
  • Polis Adliye
  • Genel

Sayfa Yükleniyor...