Mamak Cezaevi'nden gerçekler

Yaşasın Yenilenler’de 12 Eylül döneminin ilk yılında Mamak Cezaevi'nde yaşananlara tanık olacaksınız...

Mamak Cezaevi'nden gerçekler

"12 Eylülü içeride ve dışarıda yaşayanlara... Aramızdan alınan ve ayrılanlarla aldıkları hasarlar nedeniyle güzel ömürleri kısa sürenlere..." adanan Öner Yağcı'nın yeni romanı Yaşasın Yenilenler, Samuel Beckett'in “Hep denedin, hep yenildin./ Olsun gene dene, gene yenil.../ Daha iyi yenil!” dizeleriyle başlayıp Walt Whitman'ın "Yaşasın yenilenler!.. Yaşasın savaş gemisi denize gömülenler!..” dizeleriyle bitiyor.

Yaşasın Yenilenler’de 12 Eylül döneminin ilk yılındaki Mamak Cezaevi'ni tanıyacaksınız. Öner Yağcı, 12 Eylül döneminde yargılandığı TÖB-DER Davası nedeniyle birkaç yıl Ankara Mamak Askeri Cezaevi’nde kaldı (1980-1983). Orada ve gönderildiği Çanakkale E Tipi, İmralı Yarıaçık cezaevlerinde sürekli yazdı. Cezaevlerinde yazdıklarının çoğuna el konuldu.

Çanakkale’de yazdığı Kardelen ve Turnalar romanları ödüller kazanıp yayımlanınca (1987) kimliğine yazarlık eklendi. Çeşitli yöntemlerle dışarıya ulaştırdıkları arasında, bir cezaevi koğuşuyla buluşacağınız Yaşasın Yenilenler de vardı. Yağcı’nın 1981 yazında Mamak Askeri Cezaevi’nde el yazısıyla yazdığı Yaşasın Yenilenler, aynı zamanda 12 Eylül’ün sıcağı sıcağına bir tanıklığıdır.

Günlük gözlemler ve tutulan notlarla oluşturulan romanda kahramanların yaşadıklarını, duygularını, düşüncelerini izlerken, onların cezaevini okul haline getirmesini ve devrimci gençliğin yakın tarihimizdeki unutturulmak istenen onurlu direnişinin bir kesitini de okuyacaksınız.

Sayfa Yükleniyor...