MİT: Ergenekon şemasında katkımız yok

Birinci Ergenekon davasının 103. duruşması başladı.

MİT: Ergenekon şemasında katkımız yok

Birinci ''Ergenekon'' davasının 103. duruşmasının öğleden önceki bölümünde tutuksuz sanık Kemal Alemdaroğlu'nun avukatı Metin Çetinbaş savunmasını sürdürdü.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmada konuşan Çetinbaş, Danıştay üyelerine saldırı davasının, bu dava ile birleştirildiğini hatırlatarak, iki dava arasındaki bağlantının hangi delillerle açıklanacağını sordu.

Çetinbaş, iki davanın birleştirilmesinin Danıştay sanıklarının ceza almalarının gecikmesinde önemli rol oynayacağını ifade ederek, ''Ergenekon'' iddianamesinde, rahip Santoro, Hrant Dink ve Zirve Yayınevi cinayetlerinin de yer aldığını anımsattı. Bu cinayetlerin somut ve hukuki delillere dayandırılmadan iddianameye konulduğunu ileri süren Çetinbaş, rahip Santoro cinayetinde, Glock marka silah kullanması sebebiyle ''Ergenekon'' davası ile bağlantı kurulduğunu iddia etti.

Hrant Dink cinayetinin de Türk milletine sürülen kara bir leke olduğunu belirten Çetinbaş, Danıştay'a saldırı olayında da delillerin toplanması konusunda sonuna kadar gidilmesi gerektiğini söyledi.

Metin Çetinbaş, Osman Yıldırım'ın ''Ergenekon'' davasında tanık, Danıştay üyelerine saldırı davasında ise sanık olduğunu anımsatarak, ''Bir davada bir kişi hem tanık, hem sanık olamaz. Bunu hukukla açıklayamazsınız'' dedi.

Avukat Çetinbaş, ''Ergenekon'' davası ile Danıştay üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırılara ilişkin davanın ayrılması talebini yineledi.

Bu arada, Danıştay üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırılara ilişkin davanın tutuklu sanığı Alparslan Arslan'ın sanık yoklaması yapılana kadar duruşma salonunda hazır bulunduğu, yoklama başlamadan önce de kendi istediği ile salondan ayrıldığı görüldü.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, dosyaya gelen yazıları okudu. Buna göre, Başbakanlık Teftiş Kurulundan gönderilen yazıda, Kutlu Savaş tarafından hazırlanan ''Susurluk Raporu''nun orijinal halinin Teftiş Kurulunda bulunmadığı belirtildi.

Yazıda, raporun tek nüsha olarak düzenlenip dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'a sunulduğu vurgulandı.

Yine mahkemenin talebi doğrultusunda MİT Müsteşarlığından gönderilen yazılarda da, ''Tuncay Güney'in hiçbir zaman diliminde ve konumda teşkilat bünyesinde çalışmadığı belirtilirken, Ergenekon şemasının hazırlanmasında MİT tarafından herhangi bir katkının yapılmadığı, şemanın da 'spesifik bilgilerin kağıda aktarılmasından' oluştuğu'' bildirildi.

Duruşma, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün dosyaya gelen evrakları okumasıyla devam etti.

Buna göre, Tuncay Güney'in havaalanı giriş çıkış kayıtlarının sorulması için gönderilen yazıda, kayıtların bir ay süreyle saklandığı, bunun dışında herhangi bir kaydın bulunmadığı ifade edildi.

MİT'ten gelen yazıda da Tuncay Güney'in 2001 yılındaki mülakatına MİT'ten herhangi bir görevlinin katılmadığı belirtilirken İstanbul Emniyet Müdürlüğü de Güney'in sorgusuna MİT'ten ve Genelkurmaydan herhangi bir görevlinin katıldığına ilişkin bilgilerinin olmadığını iletti. İstanbul Emniyeti ayrıca, Güney'in istihbarat şubesinde ayrı bir mülakatının alınmadığını, 2001 yılında ise Organize Suçlar Şubesinde mülakata alındığını bildirdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından gönderilen yazıda da Tuncay Güney'in ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında firari şüpheli olarak arandığı, Kanada adli makamlarına ''istinabe yoluyla'' ifadesinin alınması için yazı yazıldığı, hakkındaki soruşturmanın devam ettiği bilgisi tekrarlandı.

Gümrük Müsteşarlığından gelen yazıda, Tuncay Güney'in Habur Sınır Kapısı'ndan Irak'a giriş çıkış yaptığı belirtildi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğünün, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile yaptığı tüm yazışmalar da dört klasör halinde gönderildi.

Danıştay'a saldırı davasının sanığı Osman Yıldırım'ın terhis belgesi örneği sağlık raporuyla birlikte gönderilirken, sanıklar Mete Yalazangil ve Muzaffer Şenocak ile ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü, Genelkurmay Başkanlığı ve MİT'ten gönderilen yazılarda ise bu sanıkların anılan kurumlarla herhangi bir irtibatlarının olmadığı kaydedildi.

Sanıklardan elde edilen belgelerin incelenmesi amacıyla bilirkişi ismi bildirmesi istenen MİT'ten mahkemeye gönderilen yazıda, ''Yasa gereği MİT'in isim bildiremeyeceği'' kaydedildi.

Emniyet Genel Müdürlüğü ise mahkemeye üç görevlinin bilirkişi olarak ismini gönderdi.

Birleştirme talebiyle gönderilen Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin Taner Ünal ve Ahmet Cinali'nin sanık olarak yer aldığı dava dosyası ile İzmir'de süren Ahmet Tekin Baykal'ın da çete kurmaktan yargılandığı ''Anafor'' davası dosyaları mahkemeye ulaştı.

Duruşma sanık ve avukatlarının talepleriyle devam ediyor.

Sayfa Yükleniyor...