Muhalefetten Anayasa’ya muhalefet şerhi

CHP ve MHP’li üyeler, Anayasa değişikliği konusunda Anayasa Komisyonu raporuna muhalefet şerhi koydu.

CHP Antalya Milletvekili Atilla Emek, İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Özpolat, Konya Milletvekili Atilla Kart, Manisa Milletvekili Şahin Mengü ve Mersin Milletvekili İsa Gök'ün imzalarını taşıyan muhalefet şerhinde, ilk olarak ''eylemli İçtüzük ihlali'' iddiası temellendirildi.

Bir kanun teklifindeki imzanın, teklif TBMM Genel Kurul gündemine gelene kadar geri alınabileceği belirtilerek, komisyonun eksilen imzalar yüzünden geçersiz hale düşen önergeye sahip çıkamayacağı, ancak bu durumda süreçle ilgili değerlendirmeyi yapma ve karar verme yetkisinin komisyona ait olduğu ifade edildi.

''Süreç artık Komisyon Başkanının münferiden değerlendirme yapabileceği bir konu olmaktan çıkmıştır'' görüşüne yer verilen muhalefet şerhinde, komisyon yerine Komisyon Başkanının kendi başına hüküm kurumayacağı görüşü dile getirildi.

Anayasa Mahkemesinin CHP olağanüstü kongresiyle ilgili yaptığı değerlendirmenin de bu görüşü doğruladığı belirtilerek, mahkeme kararında, belli bir aşamadan sonra ''kolektif irade'' kavramının devreye girdiğinin ifade edildiği anımsatıldı. Muhalefet şerhinde şu görüşlere yer verildi:

''Toplu irade beyanıyla oluşan değişiklik teklifinin geri alınması da yine toplu irade beyanıyla mümkün olacaktır. Komisyon, eksilen imzaların tamamlatılması ya da mevcut imzaların tümünden yeni bir irade istihsalini sağlamak zorundadır. Komisyonun bu gerçeği öngörüp buna göre değerlendirme yapması zorunluluğu vardır. Ancak Komisyon Başkanı bu prosedürü işletmekten kaçınmıştır. Tarafımızdan bu yönde yapılan uyarılara rağmen ihlali sürdürmüştür. Esasen 7 imzayla verilen ilk teklif yok hükmündedir. Bu konuda komisyon iradesi oluşmamıştır. Başkan bu süreci engellemiştir. Teklifin 61 imza geri çekilerek geçersiz hale getirilmesi mümkün değildir.

Öte yandan, yoklama evraklarının-stok imza kataloglarının 7 kişilik teklifin arkasına eklenerek anayasa değişikliği teklifi haline getirilmiş olması, Meclis Başkanının ve Komisyon Başkanının bu sürece icrai ya da ihmali hareketleriyle iştirak etmeleri, İçtüzük ihlalinin ötesinde suç ilişkileri içeren unsurlar taşımaktadır.

Bu süreçte Meclis Başkanının en hafif deyimiyle görevi kötüye kullanma anlamına gelen bu davranışı yanında, Başbakanın imza sahteciliği konusunda 'velevki olsa ne olur', Cumhurbaşkanı'nın da 'olsun, gerekirse çizik atarız' yolunda söylemde bulunmaları, Cumhuriyetini en üst seviyede yöneten 3 kişinin devlet adamı kimliği adına vahim bir tabloyu bir kez daha ortaya çıkarmıştır.''

''İmza sahteciliğine ilişkin suç bulgularının henüz ortada olduğu'' iddia edilen muhalefet şerhinde, birinci teklifin varlığını koruduğu, ikinci teklifin incelenme sürecinin de buna göre gerçekleştirilmesi gerektiği savunuldu.

Şerhte, Komisyon Başkanının işlem ve uygulamalıyla ''eylemli İçtüzük ihlali yapıldığı'' öne sürüldü.

MHP: TEKLİF ACELE VE TELAŞ İÇİNDE HAZIRLANDI
MHP de muhalefet şerhinde, Anayasa değişikliği konusunda daha önce yaptığı önerilere yer verildi.

AK Parti'nin Anayasa değişiklik teklifinin toplumsal mutabakatı aramadığı ileri sürülen şerhte, teklifin acele ve telaş içinde hazırlandığı belirtildi.

Teklifin, kutuplaşma ve gerilim siyasetinin ürünü ve niyetin de halis olmadığı savunulan muhalefet şerhinde, özetle şu görüşlere yer verildi:

''AKP'nin niyeti, Anayasayı demokratikleştirme değildir. Kendisine göre bir anayasa ve siyasi yapı peşindedir.

Anayasa Mahkemesinin üye yapısının değiştirilmesi, üyelerinin seçiminde Cumhurbaşkanının daha etkili hale getirilmesi yasama organını dengeleyecek ve denetleyecek Anayasa Mahkemesinin gücünü zayıflatmakta, kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı parlamenter demokratik sistemin özünü bozmaktadır.

Keza yargı bağımsızlığının hayata geçirilmesi ve yürütme organının yargı üzerindeki etkisini azaltma amacı ile oluşturulmuş Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısının ve üye seçiminin yürütme organının etkisine açık bir şekilde değiştirilmesi, yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü ilkesini zayıflatmıştır. Değişiklik Teklifi yasama ve yürütme gücünün hukuk ile sınırlandırılması ilkesine dayalı parlamenter demokratik sistemin özünü bozmuştur. Hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesini zedelemektedir. Yargıyı siyasallaştırmaktadır. Yargı bağımsızlığını ihlal etmektedir.

Reform ve demokrasi gibi değerlerin arkasına gizlenilerek, parti devletine gidişin önü açılmaktadır. Anayasa değişikliği teklifi, tepki niteliğindedir.

Siyasi partilerin kapatılması ile ilgili maddeler, HSYK üye seçimini, Anayasa Mahkemesinin yapısını ve üye seçimini kazuistik metotla her ihtimalin ince ince hesaplanarak sayfalarca anayasa maddesi haline dönüştürülmesi, AKP'nin haleti ruhiyesini, tepkisinin derecesini ve sübjektif davranışındaki ölçüsüzlüğünü ortaya koymuştur. AKP Anayasa Değişikliği Teklifi, yasama gücünün Anayasaya uygunluğunu, yürütme gücünün hukuka uygunluğunu denetlemekle görevli yargıya karşı operasyona dönüşmüştür. Diğer taraftan teklif, AKP'nin demokratik açılım adı ile takdim ettiği yıkım projesinin izlerini taşımaktadır.

Yargının siyasallaştırılması ve kontrol altına alınması ile ilgili maddelerin arasına serpiştirilen ve tali önem derecesine düşürülen bazı temel hak ve hürriyetler oy devşiriciliğine malzeme edilmiş, muhtemel halk oylamasında 'EVET' sonucunu elde etmek için vatandaşa 'hap' şeklinde sunulmuştur. Bu durum halk oylamasını düzenleyen uluslararası belgelere aykırı olduğu gibi oy kullanacak seçmenleri tercihle tahammül edemeyecekleri ikilemin içine sürükleyecektir.''

Sayfa Yükleniyor...