Muharrem İnce: Askerlikle ilgili yeni düzenleme yapacağız

CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Star TV'de yayınlanan 'Seçim Özel' programında soruları yanıtladı. İnce, bedelli askerlikle ilgili olarak "Askerlikle ilgili yeni bir düzenleme yapacağız. Gündemimde bedelli askerlik yok" dedi.

Muharrem İnce: Askerlikle ilgili yeni düzenleme yapacağız

CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, 'de yayınlanan 'Seçim Özel' programında Star Haber Genel Yayın Yönetmeni Nazlı Çelik'in sorularını yanıtladı.

Nazlı Çelik: Van ve Kars iki yerde mitinginiz vardı.

Muharrem İnce: Dün İstanbul’daydık büyük İstanbul mitingi için antrenman yapıyoruz. Akşam bazı büyükelçilerle buluştuk. İngiltere, Kanada, Amerika, Avustralya. Tanımak istiyorlar ne düşünüyorsunuz diyorlar, nasıl yöneteceksiniz ’yi merak ediyorlar. Yaklaşık 35-40 büyükelçi ile biraraya geldik. Vizyonumuzu anlatıyorum kötülemeden ülkeye zarar vermeden anlatıyoruz. Onlarda seçimi kazanacağımıza inanmışlar tanımak istiyorlar. Kiraladığımız küçük bir uçağımız var onunla Kars’a gittik. Benim Cumhurbaşkanlığımda iki sözüm var dedim. Çobanların sigorta primlerini devlet ödeyecek ve hayvan ilaçları. Hayvancılığı desteklememiz laızm yoksa Uruguay’dan hayvan almak zorunda kalırız. Van’da bir baskı hissettim. Vatandaşlar dışarıdan izliyorlardı. Sonrasıdna davet ettim onları muhteşem bir miting oldu. O boş alan 5 dakikada doldu. Yarın Ankara’dayız akşam Aydın’a geçeceğiz.

Nazlı Çelik: Millet İttifakı için kaç sandalye öngörüyorsunuz?

Muharrem İnce: Ben 340 civarında çıkacağını düşünüyorum. Bana getirilen yapılan çalışmaya bakarak gördüğüm bu.

Nazlı Çelik: Apolet sökme polemiği çok konuşuluyor.

Muharrem İnce: Ben sayın generalin iftara katılmasında bir sakınca görmüyorum. Öncelikle ben bu kampanyada söylenen 7-8 yalanı açıklayayım. Bir, TİKA’yı kapatacağım söyleniyor ağzıma almadım. İki, iftara katılmasına karşıymışım. Hayır değilim pekala katılabilir. Orada orduyu devleti övmüyor beni eleştirirken alkışlıyor. Beni eleştirirken alkışlamasına kızıyorum. Siyasi faaliyete girer bu. Ben kendisini iftara çağırsam gelemez korkudan. Benim derdim bu. Disiplin kanunun 20. maddesi açık. Balkanları hatırlattım ordu siyasete girdiği için kaybettik. Benim eleştirildiğim bir yerde general alkış yapamaz. Kim olursa olsun emekliye sevk edeceğim. Ergenekon’da generaller hapse atılırken savanın savcısıydı sayın Erdoğan. Sana gelince ayağa kalkmayan hapse girecek terörist olacak, beni eleştirirken alkışlayacak. Özür bekliyorum. Yarın ben Cumhurbaşkanı olduğumda bu sistemde ben Erdoğan’ı eleştirken bir general alkışlasa Erdoğan’ın veya AK Partili kardeşlerimin hoşuna gider mi? Bir kere ben o iftara davet etmem üniformayla. Fabrikaları kapatacakmışım, köprüleri yıkacakmışım, yardımlar kesilecekmiş. Tam tersine arttıracağız. İmam Hatip Liseleri diyorlar, ben öğretmnelik yaptım imam hatipte. Şu anda 1 buçuk milyon imam hatip mezunu çocuğumuzu nasıl sektöre kazandırırız çalışmasını yaptırıyorum. Fen liseli ne kadar değer görüyorsa İmam Hatipli de aynı değeri görecek. Ben zeybek oynamışım almışlar cami fotoğrafına koymuşlar. Acıyorum artık ben bunlara.

Nazlı Çelik: Süleyman Soylu’nun bugün yaptığı açıklamalar vardı.

Muharrem İnce: Süleyman Soylu’nun Bafra’da sayın Erdoğan’a ne söylediğine bakarsanız ne kalitede adam olduğunu anlarsınız. Yani o lafları söyledikten sorna gidip yanına bakan oluyorsunuz. Benim ne PKK ile ne FETÖ ile IŞİD ile işim olur. Benim kimliğim, duruşum, geçmişim belli. Bunlar benim üzerime yapışmaz. FETÖ’cü, PKK’lı arıyorlarsa kendi içlerine baksınlar. Geçmişte onların Diyarbakır milletvekilliği yapana baksınlar, FETÖ’cü arıyorlarsa Bekir Bozdağ’a baksınlar. O Meclis kürsüsünde neler söylediğini, 'Gülen değerli bir nimettir bu ülke için yazıklar olsun görmüyor musunuz bu büyük hizmeti' diye bize serzenişlerini hatırlasınlar. O komutan Afrin’de hizmet etmiş olabilir, kahramanlık yapmış da olabilir. Kahramanlık yapmış olması siyasete girmesini gerektirmez.

Nazlı Çelik: AK Parti’yi kurduğu dönemde Pensilvanya’ya gitti ve icazet aldığını söylediniz. Önceki gün benim yayınımda Altunizade’de görüştüğünü belediye başkanlığı döneminde, ancak icazet almaya gitmediğini böyle birşeyin söz konusu olmadığını ve ispatlamazsa namerttir dedi. Delil ne var elinizde?

Muharrem İnce: Bir, “Amerikalılar aramadı da acaba işlettiler mi?” dedi. Sen benim telefonları mı dinliyorsun? FETÖ ile bareber dinliyordunuz alışkınsınız şimdi FETÖ gidince kendiniz mi dinliyorsunuz? İkincisi, beni arayan kişi görüşmede olan kişi. Sayın Abdüllatif Şener bu konuda bir açıklama yaptı. Beni arayan Amerikalıları söyleyemem. 24 Haziran’da seçildikten sonra açıklayacağım hepsini o kişiye de zarar gelmeyecek o zaman. Haber gönderdim “kimliğini açıklamak istiyorum” dedim. “Kazandığın gibi ver” dedi. O kadar zor durumdalar ki 3 sene önce kitabımın arkasındayım diye twit atmış şimdi gerçeklere dayanmıyor diyor. Bu krattaki bir adamı TRT haber dairesine başkan yaptı. Böyle süremez bu it izi at izine karıştı.

Nazlı Çelik: İcazet konusunda da sizi yalancılıkla suçluyor hatta annenizinde rahatsız olduğunu söyledi.

Muharrem İnce: Annemle görüşmüş mü de biliyor rahatsız olduğunu. Yalancı kendisi. Telefonlarımı mı dinliyor? Sonra annemle bir tanışıklığın mı var? Yalan söylemeye çok alışık olduğu için bunu da söylüyor.

Nazlı Çelik: Belgeleri incelemek için 4 kişilik bir ekip gitti.

Muharrem İnce: Önce gelsin kendisi incelesin dediler. Sonra arkadaşlarım gitti ilk incelemeleri yapmışlar. Yarın sabah bilgi alacağım ilerleyen saatlerde.

Nazlı Çelik: Seçilirseniz Gülen’i geri alabilecek misiniz?

Muharrem İnce: Çok basit. Amerika ya da Avrupa Birliği ya da başka ülkeler bizim yargı sistemimize laf ediyorlar değil adil bir yargı yok diye. Hadi onlar güvenmiyor biz güveniyor muyuz? Ben güvenmiyorum. Bu yargı sistemini değiştirmeliyiz. Yargıtay’ın salonuna Cumhurbaşkanı girdiği zaman ayağa kalkan yargıçlar adalet dağıtamaz. Amerikalılara ya da Almanya’ya neden ellerine koz veriyorsunuz. Öncelikle Türk milleti adaletin tarafsız, adil olduğunu inanırsa diğerlerini ikna etmeniz kolaylaşır. Erdoğan istediği kişiyi hapse attırıp istediği kişiyi çıkartabiliyor. Neydi Almanya’da Deniz Yücel ajan teröristti. Tutuklayın dedim mi tutukluyorlar. Cumhurbaşkanını da yargılayabileceği bir yargı sistemi lazım. O FETÖ’nün ayağına gitti ben ayağıma getireceğim. Farkımız bu.

Nazlı Çelik: Kemal Kılıçdaroğlu’nun sizi Cumhurbaşkanı adayı göstererek kendi koltuğunu sağlama aldığını, Erdoğan’ın tabiriyle söylüyorum sizi topun önüne sürdüğüne yönelik ifadeler için ne söylersiniz. Eğer Cumhurbaşkanı seçilemezsiniz bundan sonra ne yapacaksınız?

Muharrem İnce: Sayın Erdoğan ziyarete gittiğimde bunu benim yüzüme söyledi. “Bay Kemal sizi harcadı” dedi. “Genel başkan olacaktın şimdi olamayacaksın” dedi. “Evet doğru birini harcadı ama sizi harcadı” dedim. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı kolay bir iş değildir. İki kere karşınıza rakip olmuş gibi bunu aday yapmak kolay değildir. Bu tür yerlerde olan insanların egoları olur onu yıkıp atmak kolay değildir. Onun için harcama filan yok.

Nazlı Çelik: Kendi performansınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Muharrem İnce: Daha çok çalışmalıyım. Arkadaşlarım yeter abartma diyorlar ama ben yetmez diyorum. Yalova belediye seçimlerini hatırlasınlar 48 saat sandalyenin üzerinde bekledim. O oyları Yalova’da nasıl çaldırmadıysam ’de de çaldırmayacağız.

Nazlı Çelik: Bedelli askerliğe yeşil ışık yakıldı sizin döneminizde nasıl olacak?

Muharrem İnce: Askerlikle ilgili yeni bir düzenleme yapacağız. Bedelli askerlik yapmak isteyenleri anlıyorum ama bir de öbür tarafı var. Fakir evlatlarını da anlamak lazım. Bunun yolu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tümünün 2 aylık bir temel askerlikten geçirip profesyonel ordu kurmaktır. Gündemimde bedelli askerlik yok.

Nazlı Çelik: Sosyal demokrat politikacılar arasında farklı bir görüntü çiziyorsunuz. Halka hitabetiniz, üslubunuz Erdoğan’ın sol siyasetteki benzeri olduğunuz yorumları yapılıyor. Görüşmenizdeki ilk intibaınız nasıldı?

Muharrem İnce: Ben yabancı basında bir iki şey okudum, “ezber bozan solcu”, “Muhafazakar ailenin ezber bozan çocuğu”, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin 60 yıldır dokunamadığı kesimlere dokunuyor”. Bu yaptıklarımın hepsi doğaldır plan dahilinde değildir. Galata Köprüsü’nde o balıkçıları çok seyretmişimdir. Geçerken dur dedim gittik balık tuttuk. Eyüp Sultan’a gittik bir gazeteci arkadaş, “Seçim dönemlerinde Erdoğan’ın gittiği yer başka bir siyasetçiyi görmek şaşırttı” dedi. Orası birine ait bir yer değil orası hepimize ait. Neredeyse bize camilere gitmeyin diyecekler. Belki 50 belki 100 kere gitmişimdir Eyüp Sultan’a. Belki 50 kere namaz kılmışımdır orada. Ben ilk kez anneannemle birlikte 11 yaşındayken gittim Eyüp Sultan’a. O zaman Cumhurbaşkanı adayı olacağım belli değildi. Bunlar siyasetin dışında olan konular. Geçen evimizin karşısında bir market var Ankara’da. Eşim gezilerin yarısına geliyor uygun olduğu zaman. Eve geldik dolapta bir şeyler eksik hadi şuradan alışveriş yapalım dedik. Markete gittik birlikte tabi dışarı çıktığımız anda herkes peşimizde. Bu doğaçlama bunlar. Borçka’da 30 sene önce okuttuğum öğrencimi gördüm adını hatırladım seslendim oradan. Adaylık açıklamasından sonra Cumhuriyet Halk Partisi genel merkezinde asansörde yer vermediler. Bozukta atıyorum.

Nazlı Çelik: Kendinizi üslup açısından Erdoğan’a benzetir misiniz?

Muharrem İnce: Hayır hiç benzetmem.

Nazlı Çelik: Sizin aslında iki rakibiniz var biri Erdoğan diğeri Meral Akşener. Meral hanım çok iddialı seçileceği konusunda. Siz daha önce eğer ikinci turda seçilirse kendisinin başkan yardımcısı olmaya tamamım dediniz. Siz kendisiyle görüştünüz mü o da size destek verecek midir aynı şekilde?

Muharrem İnce: Verecektir diye düşünüyorum. Muhalefette olan adaylarla ilgili kampanya süresince arkadaşlarıma söylediğim tek şey, “Sadece onlara destek olun”. Bahar geldiğinde bir değişiklik yaparsınız evde bir huzur gelir Türkiye’nin işte buna ihtiyacı var. Sürekli bağırıp çağıran bir adam var huzur yok. Ey Trump, Ey Almanya, Ey Hollanda, Ey Kılıçdaroğlu kavga eden birisi var. Sayın Erdoğan Ortadoğu’nun eş başkanı ben Büyük Türkiye’nin güçlü Türkiye’nin başkanı olmak istiyorum. Hukuk olsun, adalet olsun, demokrasi olsun, sanayileşme olsun, üretim olsun, adil paylaşım olsun diyorum, eğitim diyorum, barış diyorum içerde ve dışarıda. En büyük zenginlik huzurdur. 15 ila 29 yaş arasında 5 milyon gencimizin kaydı yok. Bu çocuklar okulda değil, yurtta değil, işte değil. 15 yaş düzeyindeki çocuklarda yaşam memnuniyeti: 3 öğrenciden biri mutsuz. OECD ülkeleri 70 ülke arasında fende 52.matematikte 49 okuma becerisinde 50.sıradayız. Hukukun üstünlüğünde dünyada 101.sıradayız. Basın özgürlüğünde 163.sıradayız ve yakında G20’yi kaybedeceğiz. Sayın Erdoğan’la Muharrem İnce’nin seçilmesi mi önemli çocukların sınavı mı önemli? Kimse kusura bakmasın çocukların sınavı önemli. Seçim var diye çocukların sınavını ötelediler. Yani sınava girecek olan gençler kabine girsin. Peki şimdi bir de LGS var. Sınava girdi çocuklar 22 Haziran’da açıklanacaktı 26 Haziran’a aldılar. Çünkü biliyorlar ki 1 milyon 200 bin öğrenci sınava girdi bunların 120 bini yerleşecek. 1 milyondan fazla öğrenci boşta kalacak. Erdoğan bir akşam torunuyla sohbet ediyor, “Bizim zamanımızda TEOG mu vardı” kaldırım bunu diyor sınav kalkıyor. Bu eğitimde senin zır cahil olduğunu gösterir.

Nazlı Çelik: Aynı teklifi Karamollaoğlu ve Demirtaş’a da götürseniz ne derlerdi verirler mi destek size?

Muharrem İnce: Ben birinci turda kazanacağıma inanıyorum. İkinci tura kalmamız halinde bana destek vermelerini isterim.

Nazlı Çelik: Meral Akşener ikinci turda Erdoğan karşısında beni değil İnce’yi görmek ister diyor. Siz sağ seçmene ulaşmakta sorun yağıyor musunuz?

Muharrem İnce: Ben o tür ithamlarda bulunmam kimseye. Biliyorum ben ne olduğunu ama konuşmak doğru olmaz. Ona vermez, onun kalmasını ister filan Erdoğan benimle baş başa kalmak istemez bir kere. Ama ben bu tartışmaların içine girmeyeceğim. Muhalefetteki arkadaşlarımızla tek kelime polemik içine girmeden bunu götürmek istiyorum.

Nazlı Çelik: Demirtaş’ı ziyaret ettiniz ne konuştunuz? İkinci tur için destek sözü aldınız mı konusu açıldı mı?

Muharrem İnce: Ben herkesi ziyaret ettim. Hayır konusu açılmadı desteğin. Herkesi ziyaret ettim başarılar diledim. Sonra onların banka hesaplarına 500’er lira yatırdım. Benim yatıracağım bu paraya tabi ihtiyaçları yoktu amacım ortamı yumuşatmaktı. Türkiye artık kavgadan bıktı.

Nazlı Çelik: Cumhurbaşkanı adayı olarak siz ve Cumhuriyet Halk Partisi teşkilatı ve genel başkanınız Kemal Kılıçdaroğlu HDP’yi el altında barajı aştırmak istiyor. Bunun için çalışıyorlar deniyor.

Muharrem İnce: Böyle bir şey olabilir mi? Biz hayır kurumu muyuz? Siz bizim milletvekili adayımız olun örneğin Manisa dördüncü sıradan. Parti el atlında HDP’ye oy verin derse siz bunu duyarsanız kıyameti koparmaz mısınız? Hiç bir parti bunu yapamaz. Bunu diyenler siyasetin uygulamasını bilmeyenlerdir.

Nazlı Çelik: Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP barajı geçmeli söylemi bu anlama gelmez mi sizce?

Muharrem İnce: Gelmez. HDP barajı geçmelidir demek başka bir şeydir HDP barajı geçmeli ona destek olun demek başka. Gönül arzu ederki barajı geçen parti sayısı 10 olsun.

Nazlı Çelik: İkinci tura kalırsanız Kürt seçmenden oy alabileceğinizi düşünüyor musunuz?

Muharrem İnce: bugün Van’daydım, Kars’taydım, Hakkari’ye gittim. Bozkurt işareti yapıyor oyum partime diyor Cumhurbaşkanlığını da sana vereceğim diyor. HDP’nin kullandığı barış işaretini yapıyor oyum sanadır diyor. Neden vermesinler? Çok oy alacağımı düşünüyorum hem de.

Nazlı Çelik: Çözüm süreci sonuç vermedi ve tekrar askeri yöntemlere dönüldü. Nasıl çözeceksiniz bu problemi?

Muharrem İnce: Üç B ile çözeceğim. Birincisi toplumu barıştıracağız, ikincisi, ekonomik olarak büyüyeceğiz. Üçüncüsü adil bölüşeceğiz. Diyarbakır’a gidip milliyetçiliği ayaklar altına almayacağım Rize’ye gidip milliyetçilik yapmayacağım. Bir kere muhatap TBMM’dir. TBMM’de seçilmiş partilerde oy oranına bakmaksızın eşit sayıda bir komisyon kuracağız. TRT’nin kanallarından birini buraya tahsis edeceğiz. Zaten bir işe yaradığı yok. Bana yasa gereği onar dakikalık konuşma var ya şu gün gelin diyorlar. Al onu da Erdoğan’a ver. İstemiyorum.

Nazlı Çelik: Seçim beyannamesinde de yer alan yerel yönetimlerin özerkliklerini Avrupa Birliği standardına kavuşturacağız cümlesi var. Her özerklik sözü geçtiğinde acaba eyalet sistemi, üniter yapının ortadan kaldırılması gündeme gelir. Tam olarak orada neyi amaçladınız?

Muharrem İnce: Hiç tedirgin olmanıza gerek yok yürütmenin başında ben olacağım. Yapamayacağımız şeyi vadetmeyeceğiz. İki, milletin gözünün önünde olacak. OHAL’i 48 saat içinde kaldıracağım.

Nazlı Çelik: İlk icraatınız ne olacak?

Muharrem İnce: Ekonomik kurulu toplayacağım. Şu anda benimle çalışan arkadaşlarım, kamudaki ekonomi çalışanları, partide çalışanlarla bir araya gelip bir ekonomi değerlendirmesi yapacağız.

Nazlı Çelik: Parlamenter sisteme geçiş sözünü veriyor musunuz?

Muharrem İnce: Kesinlikle geçeceğiz. Bir kere önceliğimiz ekonomi. Enflasyon bugün açıklandı 12.64. Son 15 yılın en yükseği. Mehmet Şimşek bir süre daha devam edecek dedi. Dünya ortalaması 3.85. Gelişmiş ülkelerde 1.93, G7’de 1.85. Türkiye klasmanı yani gelişmekte olan ülkelerdeki ortalama enflasyon 5.87. Mayıs enflasyon sepetinde 407 ürün var içinde 279’unun fiyatı artmış. Bir kere Merkez Bankası bağımsız olacak. Merkez Bankası başkanını Cumhuriyet Halk Partisi genel merkezine çağırmayacağım. Kamu görevlilerinin hepsini görevden alacağız deniyor asla böyle bir şey olmayacak liyakatlarına bakacağız. Kamu bankalarını yeniden yapılandıracağız. Ziraat Bankası verdiği kredilerin yüzde 80’ini çiftçiye verecek, Halk Bankası esnafa verecek. Gelir gide tablosuna bir bakacağız. Asla öyle sabit kur filan maceralara girmeyeceğiz. Giderimzi fazlaysa ki fazla bunu biliyoruz. Borç alacağız, para basacağız tasarruf edeceğiz. Üç yolu var. Erdoğan döneminde 320 milyar dolar dış borç artmış. Bu parayı neden borç aldık Londra’dan, Singapur’dan, Dubai’den aldık. Bu para taşa toprağa betona yatırıldı. Ve paranın önemli bir kısmı çalındı. Bu para yurtdışında. Güven gelirse dolar düşer. Artmayacak bir günde duracak. Büyükelçilere de dedim sizin borcunuzu ödeyeceğiz dedim. Ama yeniden borç istersen taşa toprağa gömmeyeceğiz dedim. Kamuda rüşvet olmayacak dedim. Kamu ihale kanunu 180 kere değişti. 5 liralık bir işi 25 liraya yaptık. 15 yılda 865 milyar dolar vergi toplamışlar. 60 milyar dolarda özelleştirme var. 320 milyar dolarda borç yapmışlar. Bütün bu kadar para ne oldu da ne yaptılar bunun karşılığında. Yaptıkları yolu, tüneli, köprüsü filan 60 milyar dolar. GAP var mı, Karakaya barajı var mı? Yok. Bu paralar çalındı. Bunu bulacağız. En büyük gelir tasarruf. Saraylar, saltanat 300 araç, 3 bin koruma bunların hepsinden vazgeçeceğiz.

Nazlı Çelik: Kılıçdaroğlu ile Akşener bugün parlamenter sistem üzerine görüştüler. Akşener’in sonrasında bir açıklaması oldu ‘iyileştirilmiş parlamenter’ sitem diye yeni bir tanım kullandı. Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştünüz mü sonrasında?

Muharrem İnce: Buradan çıkınca görüşeceğim. Detaylarını bilmiyorum ama kulağa çok hoş geliyor iyileştirilmiş parlamenter sistem. Bu Cumhurbaşkanı sistemini beğenmiyoruz eski parlamenter sistem de iyi değildi. Eskiye dönüşü istemiyoruz daha da iyisi olmalı. Onun için sayın Akşener’in iyileştirilmiş parlamenter sistem kulağıma çok hoş geldi.

Nazlı Çelik: Erdoğan’la bir yerli otomobil polemiğiniz oldu. Yanımızda elektrikli akıllı otomobil üreteceğiz biz dedi. Hatta yeni CEO’nun da ismini açıkladı. Mehmet Gürcan Karakaş, dünyanın yüz üreticisi arasında gösteriliyor. Muharrem İnce neden yerli otoya karşı?

Muharrem İnce: Karşı değilim ben. Türkiye takım elbise dikiyor mu? Dikiyor. İtalyanlar geliyor Türkiye’ye burada diktiriyorlar, bir marka koyuyorlar üzerine 1’e alıyorlar 15’e satıyorlar. Yine İtalyanlar geliyor dökme zeytinyağı alıyor, şişelere koyuyor markası var 20 katına satıyor. Otomobil yapılıyor ya Türkiye’de para kazandığımız yok. Televizyon yapıyoruz 10 euro 15 euro kazanıyoruz. Marka yok ortada. Tasarım yok, teknoloji yok. Ben olsaydım Volvo iflas etti bir markadır, devlet desteği ile alırdım, Türk müteşebbislerine iş makinası ürettirirdim. 1980’de Güney Kore ile Türkiye aynı korumdalar ekonomik anlamda. 2 bin dolar milli gelirleri var. 1990’da Güney Kore Asya kriziyle birlikte iflas ediyor. Sonra 5 büyük şirketi devlet çağırıyor, “Siz artık birbirinizle rekabet etmeyeceksiniz dünya ile edeceksiniz” diyor. Size para ve Ar-Ge desteği vereceğim diyor. Şu anda o 5 şirketin ihracatı 250 milyar dolar. Kişi başına geliri 30 bin dolar Türkiye 7 bin dolara düştü. Kindar nesille mi yaptı bunu dindar nesille mi yaptı. İyi yetişmiş mühendisleriyle yaptı. Bize iyi yetişmiş mühendis lazım. Önce özgür olacak. Tweet atamayan adam wikipedia’ya bakamayan adam yaratıcı olamaz. Telefonlarım dinleniyor mu diye korkan bir nesil hiç bir şey yapamaz. Erdoğan çağını tanımıyor.

Nazlı Çelik: Erdoğan, “Türkiye’yi yönetmek için fizik öğretmeni olmak yetmez” dedi. Başbakanında yaptığı bir açıklama vardı, “Konuşmalarıyla merkez kaç kuvvetinin formülünden uzaklaşıyor. Kritik hızı üzerine çıkınca da savrulma olur biliyorsunuz” dedi.

Muharrem İnce: Önce Erdoğan’a fizik öğretmeni olmak yetmez ama diplomasının olması gerekir Türkiye’yi yönetmesi için. Sayın Binali Yıldırım’a da yumuşak g’nin üzerinde şapka var mı yok mu önce onu öğrensin sonra merkez kaç kuvvetine gelsin.

Nazlı Çelik: Atanamayan öğretmenlerle ilgili göreve gelirseniz bu sorun ortadan kalkacak mı?

Muharrem İnce: Kendiliğinden kalkacak. Bir, köy okullarını yeniden açacağız. İki, birleştirilmiş sınıfları kaldıracağız, üç, ikili eğitime son vereceğiz. Dört, öğretmenlere 3600 vereceğiz. Dolayısıyla 200 bin civarında öğretmen emekli olacak zaten.

Nazlı Çelik: Bu kadar vaatlerin havada uçuşuyor olması inandırıcılık sorunu da doğuruyor mu?

Muharrem İnce: Hayır. Kaynak sıkıntısı yok ki. Kamu ihale kanununu 180 kere değiştirirseniz hırsızlık olduğu kesinleşir. 40 milyar dolar Suriyelilere buluyorsun da sırf Esad’la kavga ettiğin için ki bireysel hatalar. Kişisel devletin politikası değil. 4 milyon Suriyeli Türkiye’de. 40 milyar buraya buluyorsun, 2 milyar saraya buluyorsun öğretmenlere bulamıyorsun. Sanayimizin yüzde 79’u çalışıyor yüzde 21’i atıl. Devreye sokarsak işte para, meralar atıl, denizler atıl devreye sokarız para. Türkiye’nin sihirli bir gücü var 29 sayısı. İsveç’te ortalama yaş 45, Almanya’da 40, Türkiye’de 29. Bundan büyük kaynak yok. Bizim petrolümüz bu. Ama bunu doğru çıkarmamız ve doğru işlememiz lazım. Dindar nesil yetiştirme görevi devlete ait değildir aileye aittir. Ama kindar nesil yetiştiremezsin buna engel oluruz. Din eğitimini istemeyene vermeyiz isteyene istediği kadar veririz. Seçmeli koyarız dersleri isteyen girer. Mafettiler çocukları. Eğitimde asla dayatma olmayacak. Cumhurbaşkanı olduğumda masanın etrafına herkesi toplayacağım eğitimle ilgili. AK Partililer olacak, Milliyetçi Hareket Partililer olarak. Sınav sistemi konusunda bizim aklımızda bir model var. Ama bunu dayatma ile yapmayacağız uzlaşma ile yapacağız. Yarın benden sonra baka biri başbakan veya Cumhurbaşkanı olduğumda bozmayacak. Eğitimde uzlaşamazsanız hiçbir şeyde uzlaşamazsınız. Eğitim sistemi hesaplaşma alanı değildir. Finlandiya’da siyasi partiler değiştiğinde eğitim sistemi değişiyor mu? Değişmiyor.

Nazlı Çelik: Af konusu yine tartışılan konulardan birisi. Siz Cumhurbaşkanı olursanız gündeminizde olur mu?

Muharrem İnce: Böyle bir düşüncem yok. Adalet yoksa affın gelmesi bir şeye yaramaz. Afla uğraşmak yerine adaletle uğraşırsak kendiğliinden bazı aflar gelir zaten.

Nazlı Çelik: 3.havalimanının adı tartışılıyor. Siz olsaydınız adını ne koyardınız?

Muharrem İnce: Uzlaşma ile koyardım. Üzerinde en çok uzlaşabileceğimiz Atatürk’tür. Başka bir şeyde olabilir itirazım yok ama bence Atatürk yakışır. Ayrıca şimdiki Atatürk Havalimanı’nın yerine Milet Bahçesi yapacağım diyor ya hiç inanasım gelmiyor. Oraya rezidans yapmaktan vazgeçmezler. Bir kenarına bir park yaparlar yine kenarına bir şey sıkıştırırlar. İstanbul’da mezarlıktan başka yeşil alan kalmadı. Deprem toplanma alanlarını bile imara açtılar. İnşallah orayı ben park yapacağım.

Nazlı Çelik: Bedelli askerlik yine çok tartışılıyor.

Muharrem İnce: Bir dönem yeşil ışık yakıyorlar bir dönem kapatıyorlar ne dedikleri belli değil. Biz askerlikle ilgili yeni bir düzenleme yapacağız. Bedelli askerlikle ilgili beklentisi olanları anlayabiliyorum. Belli bir yaştalar, kurdukları bir iş düzeni var hiç itirazım yok. Birde öbür tarafı var. Van’dan uçağa bineceğim özel harekatçı bir çocuk ağır yaralanmış. Tam havaalanına geldim iki küçük uçak yan yana duruyor. Biri sağlık bakanlığının birisi bizim uçak. Dikkatimi çekti sağlık bakanlığının uçağı ne oluyor orada dedim. Yaralı bir polis var dediler. Uçağa bindirmek üzerelerdi koşarak gittim. Gördüm çocuğu kendinde değildi. Doktora durumunu sordum ciddi dedi. Daha fazla rahatsız edip engel olmak istemedim. Şimdi bu çocuklarda var. Bedelli isteyenleri anlıyorum ama fakir evlatlarını da anlamak lazım. Bunun yolu herhalde Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının tümünü iki ay bir temel askerlikten geçirip profesyonel bir ordu kurup seçim öncesinde askerlik üzerinden oy devşirmeye çalışmak yakışmaz. Benim şu anda gündemimde öyle bir şey yok.

Nazlı Çelik: Dün Fenerbahçe’de tarihi bir seçim yapıldı. Kumpas dönemlerinde de FETÖ’ye adeta tek başına direnen Aziz Yıldırım 20 yıl aradan sonra veda etti başkanlığa. Açık ara farkla Ali Koç başkan seçildi.

Muharrem İnce: Sayın Ali Koç'u aradım, kutladım. Bazen böyle olur, sizin başarılı başarısız olmanız çok önemli değildir. Değişim rüzgarı geldiğinde önünde duramazsınız.

Nazlı Çelik: Hangi takımlısınız?

Muharrem İnce: Fenerbahçeliyim. Kongre delegesiyim ama oy kullanmaya gitmedim. Bir değişimin önünden gidenler lider olur, ortasından gidenler durumu kavramış olur, arkasından gidenler sürüklenmiş olur, karşısına çıkanlar yok olur. Zaten sosyal medyada görüyorsunuz siyasetle bir benzetme yapıyorlar, doğru da yapıyorlar. Ben siyasette de bu değişimi görüyorum. Buna direnmemek lazım. Erdoğan ömür boyu mı kalacak orada? Seçim yapmayalım o zaman ömür boyu kalsın orada Türkmen başı gibi olsun. Çırpınmaya gerek yok. Alacaksın emekli maaşını çekileceksin kenara torunlarına bakacaksın. Yoruldun. Rövanş intikam böyle bir derdimiz yok. Hukuk devletini kuracağız, özgürleştireceğiz Türkiye’yi, zenginleştireceğiz. Bağırmayacağız. Hesap veren yönetim olacak. Öyle bir anlatıyor ki o gidince din elden gidiyor. Erdoğan’dan önce Müslüman değil miydik biz?

Nazlı Çelik: Şiirleri çok sevdiğinizi biliyorum belki bir şiirle noktalamak istersiniz.

Muharrem İnce: Mutsuz kente mutlu yağmurlar yağıyordu,

Aylardan bir deli zemheri,

Canım yanarken gözler gördüm sanki yangın yeri.

Elveda bedenden bedene yollandığım günlere,

Elveda beline sarıldığım güzellere,

Elveda memur çocukları gibi zor terk ettiğim kentlere.

Gittim ben sonsuzluğa, sorgusuzca gittim,

Seni martılara emanet ettim,

Islak, yorgun, huysuz martılara…

Bektaşi tekkesinde deyiş okudum,

Okudukça sana dokundum.

Yangın yeri gözlerine yüreğimi açtım.

Ben Yalova'dan bir öğretmen,

50'sine yeni bastım.

Gözlerim gözlerine akmak ister,

Sen ister gizle ister göster.

Gözlerimden başka göze gitme,

Gidersen de sevme, seversen de delirtme.

Beni incitme,

Kapatma gözlerini gözlerime.

Sayfa Yükleniyor...