Muzaffer Kuşhan: Vicdanım rahat

Doktor Muzaffer Kuşhan, kendine ait zayıflama kliniğinde hayatını kaybeden 19 yaşındaki Dila Kurt'un, ölüm nedeninin açıklandığı raporu Yakın Plan’da değerlendirdi.

Muzaffer Kuşhan'ın İstanbul Polonezköy'deki zayıflama kliniğinde 45 günde 15 kilo veren ancak 7 Eylül 2008’de klinikte kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden Mimar Sinan Üniversitesi öğrencisi 19 yaşındaki Dila Kurt’un ölümü uzun süre tartışılmıştı.


Dila’nın ölümü ile ilgili Adli Tıp Kurumu tarafından 13 ayda hazırlanan rapor dün Beykoz Cumhuriyet Savcılığı’na ulaştı. Raporda geçmişte kalp krizi geçirmiş hastanın aşırı kilo kaybı nedeni ile bu krizin tetiklenmiş olabileceği ve ölümün bundan olabileceği belirtiliyor.

Doktor Muzaffer Kuşhan, NTV’de yayınlanan yakın Plan programında kendini savundu. Kuşhan raporda belirtilen ölüm nedeni ile ilgili olarak şunları söyledi:

SEBEP KRONİK KALP HASTALIĞI
“Ölüm sebebi nedir? Bakın ben size aynen okuyorum; otopsideki makroskobik ve mikroskobik bulgulara göre kalk dokusunda geçirilmiş miyokad infaktüsü, yani kalp krizine ait bulgular saptanmış olan kişinin ölümünün, kendinDe mevcut kronik kalp dokusu hastalığının aktif hale geçmesi sonucu meydana gelmiş olduğu...

Bu demek oluyor ki bu kişinin kendinde kalp dokusu hastalığı var ve bu hastalık depreşmiş. Ve de bir ihtimal veriyor, bakın burada önemli olan ölüm sebebi, kendinde mevcut olan kronik durumdur.

Kuşhan, Dila Kurt’un daha önce kalp krizi geçirdiğine dair raporları, diyete başlamadan önce inceleyip incelemediğine dair soruya da şöyle cevap verdi:

MÜNECCİM DEĞİLİM
“19 yaşındaki bir çocuk kalp krizi geçirmişse, neden aile ya da kendisi bunu söylemiyor? Siz 19 yaşındaki kaç kişide kalp krizi olduğunu düşünürsünüz? Ve ben o zaman demiştim ki bir katil gen, bana gelmeden önce defalarca kalp kasını harap etmiş, kalpte ölü noktalar var. Eğer aile bunu bana söylemiyorsa kendisi bana söylemiyorsa ben müneccim değilim ki.”

VİCDANIM RAHAT
Kuşhan bu açıklamalarının ardından Celal Pir’in “vicdanınız rahat mı?” sorusuna "evet" cevabını verdi:

“Benim vicdanım o kadar rahat, o kadar rahat ki aklınız hayaliniz durur. Zaten benim vereceğim hesap sadece ve sadece vicdanımadır. Eğer bu kızcağızın ölümünden önce ailevi problemleri olmuşsa, o gün anne baba ayrılma konusu ile ilgili münakaşaya girmişse, çocuk buradan saat 8’de alınmışsa, öğleden sonrada aile tümüyle gelmiş, birbiri ile konuşmamışsa, korkunç bir stres altındaysa bu benim suçum değil.”

Sayfa Yükleniyor...