'Ne Yavuz'u unutur ne de İsmail'e yüz çeviririz'

Parti grubundaki konuşmasına Alevi meselesiyle başlayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, mahsur durumdaki 18 maden işçisi ve çözüm süreciyle ilgili de konuştu.

'Ne Yavuz'u unutur ne de İsmail'e yüz çeviririz'

MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.

Bahçeli’nin ilk gündemi, Muharrem ayına girilmesi nedeniyle Alevi sorunuydu.

"Suni ayrımlarla Türk milletinin çözülmesi planlanmaktadır. Bu yeni bir durum da değildir. Bilhassa Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizin hassasiyetleriyle oynanmaktadır. Alevi çalıştaylarında umut tacirliği yapılmaktadır. Bir arpa boyu yol da alınmamıştır" diyen Bahçeli şöyle devam etti:

"Hükümetin, Alevi İslam inancına sahip yurttaşlarımızın beklentilerini cevap vermesi mümkün görülmekmektedir.

Biz ’nin inanç ve mezhep temelinde ayrışma yaşamaması için yıllardır titiz davrandık. Alevi İslam inancını benimseyen kardeşlerimiz aziz milleitmizin yeri dolmaz fertleridir. Bu kardeşlerimizin inanç ve kültür boyutundaki sıkıntıları bilinmektedir. Bunları zamana yayarak ötelemek, görmezden ve duymazdan gelmek doğru ve adil olmayacaktır.

Mesele cami-cemevi, zıt kutupların buluşması ya da taviz verme olarak alınmamalıdır. Hz. Ali hepimizin iftar kaynağı, Hz. Hüseyin hepimizin kahramanıdır. Semah da, cami de, cemevi de bizimdir. Saz da, söz de bizimdir. On iki İmam da; erenler, evliyalar, arifler, Anadolu’ya Türk islam nefesi üfleyen büyükler şanımızdır, göz nurumuzdur. Ne Sünni’den geçeriz ne Alevi’yi iteriz. Ne Yavuz’u unutur ne de İsmail’e yüz çeviririz.

Artık Alevi kardeşlerimizin sorunları kökünden bitirilmelidir. Her konuyu istismar eden AKP Hükümeti, Alevi kardeşlerimizi yüzüstü bırakmamalı, kavrayıcı çözüm için harekete geçmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi, bu konuda yapılacak her girişim ve teklife önyargısız şekilde destek vermeye vardır ve hazırdır..."

MAHSUR KALAN 18 İŞÇİ
MHP lideri Bahçeli, konuşmasını, Karaman'daki maden kazasına ilişkin değerlendirmelerle sürdürdü. Bahçeli şunları söyledi:

"Maden ruhsatlarında yandaşlar korunuyor... Denetim elemanlarına helal-haram hatırlatması yapan Başbakan, menfaat çetelerini ne zaman görecektir. Müfettişleri kafasına takan Başbakan, asıl suçuluları, illkesizleri ne zaman fark edecektir.

Başbakan, 18 işçimizden biri olan Tezcan Gökçe'nin 75 yaşındaki annesi Ayşe Gökçe'nin 'Oğlum yüzme bilmezdi, ne yaptı?' sorusuna ne cevap verecektir. Başbakan, bu su sizin meşhur havuzunuzda biriken yağma hasılatı değildir.

Teşeronlaşma can yakmaktadır. Yaklaşık 750 bin işçi işçi bu çerçevede çalışmaktadır. Madenlere neşter vurulmalı, seriye bağlayan iş kazalarının önüne geçilmelidir. Bu kazalarda kimin payı ve dahli varsa, hemen cezalandırılmalıdır..."

ÇÖZÜM SÜRECİ
MHP Genel Başkanı'nın bir diğer gündem maddesi de çözüm süreciydi:

"AKP, PKK için adeta kanlı çekilişten çıkmış ödül gibidir. İmralı ile Kandil arasında pazarlık hattı kurulmuş, ülkenin kaderi buraya bağlanmıştır. İçişleri Bakanı 'Alan hakimiyetini kaybettiğimiz zamanlar oldu' demiştir. AKP ve cenahından ne söylenirse söylensin bizim tespitimiz, ihanet sürecinin Türkiye'yi çöküşe götürdüğüdür.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu kamu gücünden arındırılmakta, devlet otoritesi sıfırlandırılmaktadır. Türkiye çözümle kanlı savaş tehditleri arasına sıkıştırılmıştır...

Peşmerge’ye koridor açmak vatana ihanettir. Ey Davutoğlu, orada burada kamu düzeni derken, vatan toprakları çiğnenmektedir. Barzani Erbil’den füzelerle geldi, bunu kendine yedirebildin mi? Peşmerge'nin geçişine yeşil ışık yakanlar suç işlemişlerdir. Kürdistan'ın inşası için AKP resmen devreye girmiştir...

Obama'yı bu kadar seven kalabalıkların Türkiye'de ne işi vardır. Hem ekmeğimizi yiyecek, hem suyumuzu içecek; askere taş ve kurşun atacak ve ABD sevdasıyla yanacaksın... Bu kalleşlik ve nankörlüktür. Türk milletinden uzak olmalı, uzak durmalıdır.

Suruç'tan Ayn El Arab'a koridor açmak demek, Irak'ın kuzeyiyle Suriye'nin kuzeyini birbirine zorla eklemlemek demektir. PYD'nin, PKK'nın, peşmergenin IŞİD'e karşı batı kamuoyunda desteklenen ve parlatılan mücadelesi, sınırlarımızın hemen dibinde tutunmalarını sağlayacak, peşinden bölücü mahiyetli minyatür devletlere kapı aralayacak, şartlar olgunlaştıkça Kürdistan yüzeye çıkacaktır. Tehdit, kırmızı sınırı geçmiştir..."

Sayfa Yükleniyor...