'Necdet seni normal polisler dinlemiyor'

Devrimci Karargah Örgütü'ne ilişkin hazırlanan iddianamede, Hanefi Avcı'nın Kılıç'la yaptığı telefon görüşmelerinde, takibi yapanların normal polis olmadığını, cemaatin adamları olduğunu söylediği ileri sürüldü.

'Necdet seni normal polisler dinlemiyor'

''Devrimci Karargah Örgütü''ne ilişkin 22 sanık hakkında hazırlanan iddianamede, ''Hanefi Avcı'nın, mahkeme tarafından verilmiş gizli belge niteliğini taşıyan mahkeme kararını usulsüz olarak elde ettiği ve Devrimci Karargah terör örgütü şüphelisi Necdet Kılıç ile bunları paylaştığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın Devrimci Karargah Örgütü ve şüphelilerine yardımda bulunduğu tespit edilmiştir'' denildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Hanefi Avcı'nın iş yerinde yapılan aramada, içerisinde ses kasetlerinin ve bazı resmi yazıların bulunduğu siyah renkli laptop çantasının, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca mühürlü bez torba içerisinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği belirtildi.

İddianamede, ''Bahse konu çanta, üzerinde parmak izi çalışması yapılabilmesi için İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne gönderilmiş, Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğü görevlilerince mühürlü torba içerisinden çanta ile birlikte çıkan iki adet naylon poşetlerin üzerinden, 65 adet vücut izi elde edilmiştir. Mevcut izlerin mukayeseleri devam etmekte olup, ilgili raporlar gönderildiğinde dosyasına konulacaktır'' denildi.

Hanefi Avcı'nın, 11 Ekim 2010 tarihinde, Savcılığa gönderdiği dilekçesinde, 31 Ağustos 2010 tarihinde Eskişehir Emniyet Müdürlüğünden ayrıldığını, makam odasında bulunan tüm eşyalarını liste halinde aldığını, makam odasında kendisine ait hiçbir eşya kalmadığını, eşyaların memurlarca toplanarak, listesinin yapıldığını, makam odasında yapılan aramada elde edilen içerisinde dinleme kayıtlarının bulunduğu 24 adet teyp kasetinin kendisine ait olmadığını beyan ettiği belirtilen iddianamede, bunun üzerine bir inceleme yapıldığı bildirildi.

Bu konuya ilişkin tanık olarak dinlenen kişilerin ifadelerine yer verilen iddianamede, polis memuru İlker Yıldırım ve Özel Kalem Büro Amir Vekili Nazmi Ayhan'ın, Avcı'nın ayrılmasının ardından odasındaki eşyalarını topladıklarını, kolileyip, listelediklerini, söz konusu dizüstü bilgisayar çantasını görmediklerini söyledikleri anlatıldı.

İddianamede, ses kasetlerinin ele geçirilmesine ilişkin olarak arama sırasında alınmış görüntüler olduğuna da yer verildi.

KILIÇ'IN EVİNDE NOTLAR ELE GEÇİRİLDİ
Avcı'nın soruşturmaya ilişkin bilgileri deşifre etmesinin ardından Necdet Kılıç'ın Beyoğlu'ndaki evinde yapılan aramada elde edilen el yazımı dokümanların içerisinde soruşturmanın tarih ve sayısının yer aldığı notların ele geçirildiği belirtilen iddianamede şöyle denildi:

''Hanefi Avcı, Necdet Kılıç ile yaptığı telefon görüşmelerinde, 'Necdet'in, savcılığa dilekçe vermesi gerektiğini, hakkında eski dinleme kararı bulunduğunu, dinleme ile ilgili yeni bir karara ulaştığını, telefonun Necdet Kılıç'ın üzerine olmasına rağmen dinlemenin başkasının adına alındığını, bunu yapanların İstanbul İstihbarat Şubesi olduğunu, dinleme harici takip de yaptıklarını, takibi yapanların normal polis olmadığını, cemaatin adamları olduğunu, bunu da dilekçesinde belirtmesi gerektiğini' söylemiş, mahkeme tarafından verilmiş gizli belge niteliğini taşıyan mahkeme kararını usulsüz olarak elde ettiği ve Devrimci Karargah terör örgütü şüphelisi Necdet Kılıç ile bunları paylaştığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın Devrimci Karargah Örgütü ve şüphelilerine yardımda bulunduğu tespit edilmiştir.''

Hanefi Avcı'nın yazdığı kitapta, kamuoyunda, ''Ergenekon'' ve ''Balyoz Planı'' adıyla bilinen önemli soruşturma ve kovuşturmaların kesin hükümle sonuçlanmadan önce süreç içerisinde savcı, hakim, mahkeme, bilirkişi veya tanıkları etkilemek amacıyla yazılmış bölümlerin mevcut olduğu belirtilen iddianamede, yine kitapta, terörle mücadele eden savcı, hakim ve kolluk kuvvetlerine suç isnadının yapıldığı, yetkilileri hedef gösteren bölümlerin olduğu kaydedildi.

EMNİYET DİSİPLİN TÜZÜĞÜ'NÜN İHALİ
Avcı'nın, Emniyetin Disiplin Tüzüğü'nde belirtilen ''Görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, laikliğe aykırı ve bölücü davranışlarda bulunmak, emniyet mensupları arasında bu yolda ayrım yapıcı tutum ve davranışlarda bulunmak'' gibi maddeleri ihlal ettiği belirtilen iddianamede, şöyle denildi:

''Davası süren Ergenekon terör örgütü soruşturması ile ilgili PKK, Dev-Sol, Hizbullah gibi terör örgütlerini Ergenekonun yönettiği, Danıştay 2. Dairesine yapılan silahlı saldırı, Hrant Dink'in öldürülmesi, Malatya Zirve Yayınevine saldırı gibi olayların Ergenekon örgütü tarafından yapıldığının belirtildiği, soruşturması süren bir davada bu gibi iddiların net ve kesin olarak anlatıldığı, gizli tanık ifadelerinin basit ve uydurma olup, bunların maddi delillere aykırı olduğu yazılarak, okuyan kişilerin kafasında, soruşturmanın ciddiyeti ve doğruluğu hakkında şüpheler meydana getirilmeye çalışıldığı görülmüştür. Kitapta, istihbarat, terörle mücadele şube müdürlükleri personelinin de terör örgütlerinin Ergenekon terör örgütü ile irtibatlarının olduğu ve yönetildiği hususlarına inanmadıkları iddia edilmektedir. 'İstihbarat Daire Başkanlığında, cemaatin özel cihazları ve kanunsuz dinleme materyalleri mevcuttur' denilerek, Emniyet içerisinde hizipleşme varmış algısı uyandırılmış, İstihbarat Daire Başkanlığı kanunsuz dinlemeler yapmakla itham edilmiştir. Ergenekon, Balyoz, Erzincan ve emniyet genel müdür yardımcılarının davalarının şaibe altında olduğu, bu davaların temelinin çürük olduğu, hakim ve savcıların hukuku hiçe sayan kararlar verdiği, soruşturmalarda görev alan polis, savcı ve hakimlerin kişilere tuzak kurdukları, bu görevlilerin örgütsel bir yapı içerisinde oldukları iddia edilmiş, soruşturmada görev alan adliye ve emniyet mensupları şaibe altında bırakılmaya, yargı etki altına alınmaya çalışılmıştır.''

Kitabın 586. sayfasında, Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir hakkında soruşturmayı yürüten savcı ile tutuklamayı yapan hakimin hedef gösterildiği belirtilen iddianamede, Avcı'nın, Özdemir'i çok iyi tanıdığını, savcı ve hakimin hukuk dışı davrandığını anlatarak, yargılamayı etkilemeye çalıştığı kaydedildi.

Hanefi Avcı'nın iş adresinden elde edilen kasetlerin, mahkeme kararına dayanmaksızın usulsüz olarak yapılan dinlemeler sonucunda elde edildiği ve saklandığı kaydedilen iddianamede, Avcı'nın ikametinden elde edilen otomatik tüfek ve tabancaların ruhsat süreleri dolmasına ve veriliş amacına uygun şartların ortadan kalkmasına rağmen şüpheli tarafından ilgili kurumuna iade edilmediği belirtildi.

İddianamede, Avcı'nın ikametinden ele geçirilen ve üzerinde şüpheliye ait resimlerin bulunduğu pasaport, sürücü belgesi ve nüfus cüzdanlarının da asıllarına uygun olarak düzenlendiği, herhangi bir görev ve resmi amaçla kendisine verilmediği ve mevcut hali ile belirtilen belgelerin sahte olarak şüpheli tarafından kullanıldığı ve saklandığı kanaatine varıldığı bildirildi.

İLK DURUŞMA 13 NİSAN'DA
Öte yandan Avcı'nın da aralarında bulunduğu 14'ü tutuklu 22 kişi hakkında hazırlanan iddianameyi oy birliğiyle kabul eden İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, tensip incelemesi sonucunda davanın ilk duruşmalarının 13 ve 15 Nisan 2011 tarihlerinde Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesinde yapılmasına karar verdi.

Sayfa Yükleniyor...