Nedir bu internet andıcı?

İnternet Andıcı iddianamesine göre TSK'nın yasadışı propaganda sitelerinde gazeteci gibi çalışılıyordu. Sabah basın özetleri hazırlanıyor, daha çok 'tık' alan siteler ödüllendiriliyordu. Siteler arası rekabet bile vardı.

İnternet Andıcı günlerdir TSK’da üst düzey komutanlar hakkındaki yakalama kararlarıyla gündemde. Ancak genellikle kamuoyunun bilgisi komutanların birbirlerini suçlayan ifadeleri, Albay Dursun Çiçek’in savunmalarıyla sınırlı kaldı. Radikal gazetesinden Ezgi Başaran ise ‘askerin sanal kışlası’nın detaylarını yazdı:

-İnternet andıcı iddianamesini diğerlerinden ayıran en temel özellik AKP, Fethullah Gülen, Kürt sorunu, Ermeni sorunu ve Kıbrıs sorunuyla ilgili benim en kibar haliyle ‘tuhaf’ diye tanımlayabileceğim metinler içeren 42 internet sitesinin TSK’yla bağlantısını ne Genelkurmay Başkanlığı’nın ne de şüphelilerin inkâr etmiyor olması. Evet vardı öyle şeyler diyorlar.

-Bu iddianamenin farkı; 2007’de çoğu kapatılmış olan bu sitelerin IP adreslerinin izleğine, domain adresini satın alan kişilere, archive.org kullanılarak sitelerde yer alan geçmiş tarihli yazılara ulaşılmış olması. Dolayısıyla ortada bu sitelerin ne dediğine, kimlerce kontrol edildiğine, sonra nasıl ortadan kaybolduklarına ilişkin somut deliller mevcut.

-Genelkurmay’a göre bu siteler TSK’yla ilgili halkı bilgilendirmek amacıyla Bilgi Destek Şubesi’nce yayımlanıyordu fakat içeriklerine bakıldığında bu tür kurumsal bilgilerin bir iki başlık dışında esamisinin okunmadığı görülüyor. 42 site derken; iddianamenin temelini ‘irtica.org’ ve ‘turkatak.gen.tr’ adlı iki sitenin oluşturduğunu söylemeliyim.

-İddianameye göre; ‘irtica.org ve turkatak.gen.tr isimli sitelerdeki yayınlar genel itibariyle ulusal düzeyde yayın yapan basın yayın organlarında çıkmış köşe yazıları ile haberlerden oluşuyordu.’ Bu derlemelerin özelliği ‘Başbakan, Adalet, İçişleri ve Milli Eğitim bakanları üzerinden hükümeti baskı altına alıcı, tezyif ve tahkir edici’ olmasıydı.

BASKI HABERLERİ
-Bazıları diyebilir ki; gazetelerde çıkan yazıları toplayarak nasıl hükümeti baskı altına alabilir… Birinci cevap; bir idefix yumağı şeklinde aynı tür haberleri derlemek öyle bir baskı yaratabilir, etik bir yayıncılık türü değildir. İkinci cevap; TSK’nın yayıncılık yapmak gibi bir görevi yoktur. Hatta ne münasebet…

-Yine bazıları diyebilir ki; bu tür ‘misyon gazeteciliği’ yapan, belli tür gazetecileri ve akademisyenleri hedef alan siteler halihazırda gırla. Cevap; onlar yapabilir, herkes istediğini yazar. Ama bizlerin vergileriyle ayakta duran eli silahlı bir kurumun, 8.99 dolarlar filan vererek domain adresleri almaya, sivil ve askeri memurlar tedarik ederek böyle bir yayıncılık yapmaya hakkı yoktur. Net.

-TSK öyle düşünmemiş, kendinde hak görmüş, işi gücü bırakıp editor masası oluşturmuş. Bu işe bayağı efor sarf etmiş. Örneğin şüpheli M. Bülent Sarıkahya 10.08.2010 tarihli savcılık ifadesinde; ‘10 yıldır siteler için gece gündüz bir şeyler üretmeye çalıştıklarını’ anlatıyor. Yani AKP’den önce de vardı, sonra da…

-Gazeteci olmayan çoğunluk için anlatayım: Gazetelerde sabah toplantıları yapılır. Yazıişleri müdürleri ve editörler diğer gazeteleri ve haber ajanslarını taradıktan sonra önemli ve ilginç buldukları haberleri masaya taşır. Meğer biz böyleyken TSK da öyleymiş!

ÖNCE BASIN ÖZETLERİ
-Şüpheli sivil memur Meryem Kurşun’un 07.06.2011 tarihli emniyet ifadesinde süreci harika görüyoruz: “İletişim Daire Başkanlığı’na günlük olarak basın özetlerinin getirildiğini, bu özetler içerisinden herkesin sitesinde yayımlayacağı yazıları seçip eklediğini ama bu basın özetlerinin sabah 9 civarında dağıtılmadan önce komutanca okunup okunmadığını bilmediğini, çünkü komutanların kendilerinden önce işe geldiklerini ama bazen basın özetleri geldiğinde üzerlerinde hangi siteye ekleneceğine dair l’inci şube, 2’nci şube şeklinde ibarelerin yazıldığını gördüklerini, genel olarak basın özetlerinin önce daire başkanı, ardından ilgili şube müdürlerinin kontrolünden sonra kendilerine ulaştırıldığını’ anlatıyor. İşe bakınız yani!

-Ki bununla da bitmiyor. Yine Bülent Sarıkahya’nın ifadesinde şube müdürlerinin kendisine sanki okuyucudan gelmiş gibi e-postalar attırdıklarını anlatıyor: ‘Bu e-postaların genelde internet sitesine halk tarafından gönderilmiş olumlu veya olumsuz tepki mektubu gibi yazılmış bizzat şube müdürlerince kendilerine verilen e-postalar olduğunu, bunun da gazetecilere gönderilerek hem menfi hem müspet propaganda yapılmasının amaçlandığını…’ Böyle bir uğraşa ne demeli, bilemedim. Ordu, e-postadan kaplanmış! Filan.

YOĞUN İLGİ VARMIŞ
-irtica.org adlı sitedeki içeriğin İrticayla Mücadele Eylem Planı’na uyması ve sitelerin kontrolünü elinde bulunduran şubenin başkanı olması itibariyle Albay Dursun Çiçek bu sitelerin pek de ilgi görmediğini söylemiş ifadesinde. Fakat savcıların çıkardığı rapora göre durum öyle değil: Haziran 2007- Kasım 2007’de irtica.org sitesine 55 bin 417 ve turkatak.gen.tr’ye 215 bin 510 kişi girmiş.

-Yine Meryem Kurşun’un ifadesinden anlıyoruz ki; sitelerin reytingleri haftalık olarak şube müdürlerince komutanlara iletiliyormuş. Hatta bu yüzden ‘sivil memurlar arasında reyting rekabeti başladığını, başarılı personele hem itibar edildiği hem de bu personelin ödüllendirildiğini’ söylüyor.

-TSK’yı dijital gazetecilik devrimini yakaladığı, süper bir editöryal kadro kurduğu, okuyucu kılığına girip bu sitelere e-posta atmayı akıl edecek vakti bulduğu için tebrik ederek bugünü sonlandıralım. Yalnız bir küçük detay daha…

-Bilgi İşlem Destek Şubesi’nde çalışan Yüzbaşı Murat Uslukılıç’ın 17.08.2010 tarihli savcılık ifadesinde ilginç ve tanıdık bir beyan var: “Sivil memurlara gazeteciler hakkında bilgi çıkarma görevi verildiğini, Hürriyet, Milliyet vb. gazete yazarlarının isimleri ve mail isimlerinin listesini çıkardıklarını, okuyucu köşeleri dâhil bu bilgilerin istendiğini’ anlatıyor.

-Yeni siteler dediği 2007’de çıkan kanundan ve 2009’da Taraf’ta çıkan İrticayla Mücadele Eylem Planı haberinden sonra kurulması planlanan siteler. Yani gazetecilerin fişlenmeye devam etmesi en iyi ihtimalle 4, berbat ihtimalle 2 yıl öncesine uzanıyor.

-Gazeteciler hakkında ne tür bilgiler toplandığını bilmiyoruz (iddianamede yok) ama mail adreslerini niye listelediklerini tahmin edebiliyorum. Yoğun okuyucu rağbeti varmış gibi gözüken haber başlıklarını e-posta olarak atmak için. Mailing yapan bir PR ajansı gibi.

Sayfa Yükleniyor...