'Öcalan peygamber değil önder'

Milletvekili adayı Gülten Kışanak da, ''CHP bizi inkar eden, yok sayan bu devletin kurucu partisidir. Bu siyasetinden de hala vazgeçmiş değildir. Vazgeçmesi de kolay değildir. Bu konuda eğer vazgeçmek istiyorlarsa biz onlara yardımcı oluruz. Yol gösteririz. Bu halktan özür dilesinler, Dersim'den özür dilesinler, Zilan'dan, Ağrı'dan özür dilesinler'' dedi.

DİYARBAKIR
Sık sık terör örgütü lehine sloganlar atıldığı ve alandaki MOBESE kameraları kırıldıği mitingde konuşan BDP Genel Başkanı Hamit Geylani, Başbakan Erdoğan'ın ''medya ve güvenlik ordusuyla Diyarbakır'a sefere geldiğini, ancak zafere ulaşamadığını'' savundu.

Geylani, ''Erdoğan, 'Apo'yu peygamber biliyorlar' dedi. Bu halk, onu peygamber değil, halk önderi olarak görüyor'' diyen Geylani, ''BDP'nin mücadelesi olmasaydı, Kürt halkı Erdoğan'ın dilinde kart kurt idi'' dedi.

Geylani, "Demokratik özerklik Kürt tarafının çözümüdür. Kimsenin korkmasına gerek yok. Bu bir devletçilik değil. Devleti parçalamak değil. Sadece Kürt coğrafyası için değil, bütün Türkiye içindir. Öcalan ile sürdürülen diyalog, BDP ve PKK ile de sürdürülmelidir. Ancak barış öyle sonuç alınır. Özerklik halkın kendi kendini yönetmesidir. Erdoğan ve Kılıçdaroğlu Ahmet Arif'in şiirini okudu. Kılıçdaroğlu, hele rüşdünü ispatla. Ahmet Arif'in kemiklerini sızlattılar'' şeklinde konuştu.

"Elimizi havada bırakmayın"
Diyarbakır bağımsız milletvekili adayı Şerafettin Elçi de anadilde eğitimin ülkeyi bölmeyeceğini belirterek, ''Kürtler oylarını satmaz. Kimlik ve dil istiyoruz. BM ölçütlerine göre biz bir halkız. Elimizi havada bırakmayın. Başbakan, 'Bu sorun ortadan kalkarsa BDP işsiz kalacak' diyor. Allah aşkına BDP'liler işsiz kalmasın diye mi çözmüyorsun'' diye konuştu.

Mitinge, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, HAKPAR Genel Başkanı Bayram Bozyel, BDP'nin desteklediği bağımsız milletvekili adayları Leyla Zana, Nursel Aydoğan, Emine Ayna, Altan Tan ile silahlı saldırı sonucu öldürülen Hrant Dink'in kardeşi Orhan Dink katıldı.

MARDİN

Ahmet Türk ve Şerafettin Elçi (arşiv)

Mardin'de Demokratik Toplum Kongresi Genel Başkanı ve Mardin Bağımsız Milletvekili adayı Ahmet Türk konuştu.

Türk, artık hiç kimsenin halkı aldatamayacağını ifade ederek, ''Şimdi Sayın Erdoğan, Kürt sorunu için 'benim sorunumdur' dedi. Ama şimdi ırkçı ve milliyetçi rüzgarın arkasında yürümeye başladı. Kürt sorununun olmadığını söylüyor Başbakan. Biz de bu sorun 'var' diyoruz. Barış için her kapıyı zorladık. Barış için fedakarlıklarda bulunduk. İnsanlar ölmesin, hiç kimse ölmesin diye çok çaba gösterdik. Bakınız sayın Öcalan İmralı'dan barış için hazır olduğunu söylüyor. Ama bunu görmemezlikten gelen bir anlayış var'' dedi.

Türk şunları söyledi: Bu devlet, bu siyaset, bu statükocu anlayış maalesef Kürt halkının mücadelesini görmüyor, Ortadoğu'yu görüyor... Bugün imamlarımız anadil ile vaaz verdiği için Sayın Başbakan rahatsız olmuş. İslamiyeti Türklüğü tek elinde bulunduran bir anlayış nasıl Müslüman olabilir? Nasıl dindar olabilir? Size soruyorum. Demokratik özerklik sonuna kadar savunacağımız taleplerimizdir. Artık demokratik özerklik sürecinin işletilmesi gerekir."

GAZİANTEP
Gelenlerin alana aranarak alındığı, terör örgütü lehine sloganların atıldığı, yasadışı posterlerin açıldığı mitingde, eski BDP Genel Başkanı ve bağımsız Hakkari milletvekili adayı Selahattin Demirtaş konuştu.

''Üç kafadar meydanlarda siyaset dışında her şeyi konuşuyorlar. Birbirlerine iftira atıyorlar, yetmiyor toplanıyorlar bize iftira atıyorlar'' diyen Demirtaş şunları söyledi:

''Eğer bu ülkede akan kan dursun isteniyorsa yapılacak tek şey Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku'nu güçlendirmektir. Barış için doğmuş olan bu şansı değerlendirmektir. Ben inanıyorum Gaziantep buradan güçlü bir ses verecek, güçlü bir omuz verecek ve eğer bu ülkede kan duracaksa barış gelecekse işte o barış güneşi sizlerin omuzlarınızın üstünde yükselecek.

Bizim tabanımıza yönelik, seçmenimize dönük bu hakaretler son bulmazsa bakın 12 Haziran'dan sonra 13 Haziran'da bu ülke yeniden normal günlerine dönsün isteniyorsa Başbakan'ın yapması gereken şey ülkenin geleceğini düşünmektir. Bu dilden vazgeçmezse toparlaması kolay olmayacak.''