Ömer Çelik'ten Kemal Kılıçdaroğlu'nun YSK açıklamasına tepki

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Bizdeki seçmen bilgileri YSK'nın elinde yok" açıklaması, siyasette yeni bir tartışma başlattı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, o açıklamaya tepki gösterdi. Çelik, Kılıçdaroğlu'na, "O bilgileri hangi yolla elde etti?" sorusunu da yöneltti.

Ömer Çelik'ten Kemal Kılıçdaroğlu'nun YSK açıklamasına tepki

AK Parti MYK toplantısı sürerken kameraların karşısına geçen Çelik'in gündeminde, ana muhalefet partisinden Yüsek Askeri Şura kararlarına gelen eleştiriler de vardı.

KILIÇDAROĞLU'NUN AÇIKLAMASI

AK Parti Sözcüsü , CHP Genel Başkanı 'nun "Bizdeki seçmen bilgileri YSK'nın elinde yok" açıklamasına tepki gösterdi. Çelik, "YSK'nın elinde olmayan bilgiler var diyor. Bu son derece riskli ve tehlikeli bir söylem. Kılıçdaroğlu nasıl erişmiş hangi yolla elde etmiş ve bu bilgilerinin korunması nasıl gerçekleşiyor." dedi.

CEMEVLERİNE YÖNELİK SALDIRI

Cemevlerine yönelik saldırıları şiddetle kınadıklarını vurgulayan Çelik, olayın faillerinin emniyet teşkilatı tarafından kısa sürede yakalanarak adalete teslim edildiğini söyledi.

Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın muharrem ayı vesilesiyle MKYK toplantısının ardından bir cemevini ziyaret edeceğini belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanımız bugün cemevini ziyaret ederek orada hep beraber bir kardeşlik sofrası etrafında lokmalar paylaşılacak." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gaziantep ziyaretinde bir caminin temel atma törenine katıldığını ve aynı zamanda cemevinin açılışını gerçekleştirdiğini hatırlatan Çelik, şunları kaydetti:

"Orta Doğu'da ve dünyada bu kapsayıcılıkla meseleye yaklaşan bir ülke ve bir liderlik olmadığını o zaman ifade etmiştim. Bu son derece önemli bir yaklaşımdır. Mezhep savaşlarıyla birtakım etnik savaşların körüklenmesi ile ortaya çıkan acı tablolardan kimlerin kazandığını, kimlerin kazanç elde ettiğini gördüğümüzde, mezhep savaşlarını kışkırtanların, etnik savaşları etnik kavgaları kışkırtanların aslında daha büyük bir resimde kendi çıkarlarını hayata geçirmeye çalışan, kendileri için bir çıkar cenneti başkaları içinse bir cehennem yaratmaya çalışanlar olduğunu görüyoruz."

KARTAL CEMEVİ VAKFI BAŞKANINA YÖNELİK SALDIRI

Ömer Çelik, saldırıya uğrayan Kartal Cemevi Vakfı Başkanı Selami Sarıtaş'a ilişkin, "Değerli bir arkadaşımızdır, kendisi bu memleketin birliği için dirliği için çalışan, birlik ve dirlik meselesine hassasiyet olan bir kardeşimizdir. Ona yapılan saldırının bu birlik ve dirlik meselesini bozmak için nasıl bir provokasyonu tetiklemeye çalıştığını biz de görüyoruz. Hep beraber her kesimden arkadaşlarımızla birlikte hangi mezhepten olursa olsun birlik ve dirlik duygumuzu bu şekilde korumaya devam edeceğiz. Güçlendirmeye devam edeceğiz, buradan dünyaya bu mesajı da vermeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Demokrat Parti (DP) Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt ile gazeteci Latif Şimşek arasında bir televizyon programında çıkan tartışma üzerine yaşanan darp olayına ilişkin de değerlendirmede bulunan Çelik, "Saldırıyı bir kere daha kınıyorum. Bir televizyon programında beğenmediniz fikirler olabilir, tartışma alevlenebilir, tansiyon yükselebilir ve çok beğenmezseniz eğer söz hakkınızı kullanmanıza rağmen bunu uygun bulmuyorsanız o televizyon programından ayrılırsınız. Bir gazeteciye şiddet uygulanması gibi bir barbarlık çok nadir görülen bir vandallıktır." şeklinde konuştu.

AK Parti'nin kuruluş yıl dönümü programıyla ilgili de bilgi veren Çelik, "Partimizin 20. yılında kuruluş yıl dönümü programı daha sade geçmişti o zaman ki gündemle ilgili olarak. Bu sene Cumhurbaşkanımızın güçlü bir şekilde hitabıyla bu törenlerle, bu 'nin en büyük partisinin, büyük demokrasi hareketi, bir Türkiye ve dünya markası olan AK Parti'nin kuruluşunun yıl dönümünü hep beraber kutlayacağız." dedi.

"ŞAHSİ GİRİŞİMLERİNİZ OLMASAYDI BU GERÇEKLEŞMEZDİ"

AK Parti Sözcüsü Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son zamanlardaki diplomatik trafiğinin dünyada ses getirmeye devam ettiğini belirterek, şöyle konuştu:

"En son tahıl koridoru anlaşmasıyla dünyada en önemli gündem maddesi haline gelmiş iki şey var. Birisi gıda krizi, diğeri enerji krizi. Dolayısıyla burada Sayın Cumhurbaşkanımızın bu inisiyatifi ile birlikte ve tarafların katılımıyla işte Rusya-Ukrayna, Birleşmiş Milletler, dünya büyük bir krizin eşiğinden döndü. Milli Savunma Bakanlığımız da o mekanizmanın parçası olarak bu gemilerin seyrüseferinin denetlenmesinde rol alıyor. Ciddi bir aksaklık olmadığında süreç memnuniyetle görüyoruz ki işliyor. Tam Sayın Cumhurbaşkanımız bunu ortaya koyarken maalesef Türkiye'nin içerisinden 'bu anlaşmanın hiçbir önemi yok son derece basit bir anlaşma' 'sıradan bir şey bunun bu kadar büyütülmesinin anlamı nedir' gibisinden coğrafya bilmeyen, jeopolitik bilmeyen, ekonomi bilmeyen ve herhangi bir şekilde uluslararası işlerden haberi olmayan ama bu konularda konuşma iddiası yüksek olan birileri yine birtakım fikirler ortaya koymuştu.

Dünyanın her tarafından görüldüğü gibi bu konu da Sayın Cumhurbaşkanımıza gelmeye devam ediyor. 5 Ağustos'taki Soçi Zirvesinde Sayın Putin şahsen 'Şahsi girişimleriniz olmasaydı bu gerçekleşmezdi' diyerek Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür etti. Her şeyin yerli yerine koyulması lazım. Türkiye şu anda diplomatik her sürecin içerisinde, her sürecin merkezinde ve her süreçte de güvenlik üreten, güven üreten, çözüm üreten, diplomasi üreten, diplomatik çözüm üreten bir odak olarak herkesin takdirini kazanan durumda."

"ASKERİ VESAYET MEKANİZMASI ARZU EDİYORLAR"

Ömer Çelik, Yüksek Askeri Şura kararlarına yönelik eleştirilere şu yanıtı verdi:

"Bunlar bir önceki Yüksek Askeri Şura kararlarını eleştirdiler ondan öncekini de eleştirdiler. Ama bir şey söyledim nasıl bir Silahlı Kuvvetleri istiyorlar, işte geçmişte anayasa hukukçusu olan bir milletvekilleri vardı siyasete müdahale etmeyen orduya kağıttan kaplan diyordu. Şimdi bu helalleşmeden bahsedenler bu söylenen sözlerle kendi milletvekilleri tarafından söylenen bu sözlerle hiçbir şekilde bir yüzleşerek bir helalleşme kapısı açmaya yanaşmıyorlar. Çünkü arzu ettikleri şey anayasal kurum anayasal düzene demokratik kurumlara bağlı güçlü bir ordu değil. Arzu ettikleri şey siyasete müdahale eden bir askeri vesayet mekanizması arzu ediyorlar. Bugün Türk Silahlı Kuvvetlerinin anayasal düzene bağlı olmasından demokratik ilke ve prensiplere, cumhuriyetin ideallerine, demokrasinin işleyişine özenli bir şekilde bağlı olmasından bu rahatsızlığı duyanların kafasında nasıl bir siyaset modeli nasıl bir Türkiye modeli olduğu da geçmişte Türkiye'ye çok ağır bedeller ödetmiş birtakım yaklaşımlarda kendisini göstermektedir. Maalesef birileri her vesile ile bu Yassıada zihniyetini diriltme peşinde koşmaya devam ediyor."

Sayfa Yükleniyor...