'Online içeriğe her zaman güvenmeyin'

Ünlü fütürist Rheingold, internette içerik olarak görülen her bilginin kaynağınının ve yazarının aranması gerektiğini söyledi.

Uluslararası Medya Sempozyumu’nun ikinci gününde,  ‘sanal topluluk’ kavramının yaratıcısı ünlü fütürist Howard Rheingold büyük ilgi gören sunumunu konuklarla paylaştı. Sosyal medya analisti Len Lidov da medyanın yeni formu üzerine yaptıkları araştırmaları özetledi.

Katılan tüm konuşmacılar sosyal medyanın, geleneksel medya karşısında önemli bir konuma yükseldiği konusunda ortak fikirlerini açıkladılar. Ancak kimi konuşmacılar da medyanın günümüzde ulaştığı yeni formuyla klasik kitle iletişim araçları karşısında kesin bir zafer kazandığını söylemek için erken olduğu görüşünü dile getirdiler.

“Sanal topluluk” kavramının yaratıcısı ve sosyal medyayı dünya üzerinde ortaya çıktığı ilk dönemlerden bu yana izleyen sayılı akademisyenlerden biri olan Stanford Üniversitesi’nden Howard Rheingold, araştırma, gözlem ve yorumlarını bir sunumla katılımcılarla paylaştı. Teknolojinin gelişmesiyle insan hayatına giren cep telefonları, mobil padler, cep bilgisayarlarının zihinlere ne yaptığını, toplumsal ilişkileri nasıl etkilediğini açıklamakta yarar gördüğünü belirten Rheingold, öncelikle yapılması gerekenin teknolojik okur-yazarlığın öğretilebilmesi olduğuna dikkat çekti. Bu süreci Dikkat-Katılımcılık-İşbirliği-Eleştirel Tüketim ve Ağ Farkındalığı başlıklarıyla inceleyen Rheingold, internet tabanlı medyaların güvenilirliğinin sorgulanmasının önemini vurguladı. “Elimizdeki mobil araçları kullanarak ulaştığımız bilgileri nasıl doğrulayacağız. Online olarak gördüğünüz her şeye güvenmeyin. Bilginin kaynağını, yazarını arayın. Yazara ulaştığınızda onun da hakkında arama yaptırın” diyen Rheingold, sosyal ağların ve yeni medyanın nasıl işlediğini daha iyi anlamak için insanların bu konuda eğitilmesi gerekliliğinin altını çizdi. Dünya genelinde üniversite öğrencilerinin günde 16 saatlik video içeriğini internete yüklediği bilgisini veren Rheingold, “Sosyal medya insanların pasif tüketici olmasına son verdi ve onları haber-içerik üreticileri haline getirdi” dedi.

Kurum olarak güncel ve siyasi bloglardan, farklı dillerdeki tartışma portallarına kadar dünya genelindeki sosyal medya analizleri üzerinde çalıştıklarını belirten Morningside Analytics Başkanı Leonard Lidov, kimi sosyal ağları çeşitli kategorilerde örnekleyerek yaptıkları araştırmaların bir özetini sundu. Lidov, sosyal ağlarda yer alan içerikler üzerinde daha çok anlamsal filtreleme yaptıklarını ve bu ağlarda yer alan insanların nereden katıldıklarını ve ortak ilgi alanlarının ne olduğunu ölçerek ağ profilini tespite çalıştıklarını belirtti.

Mesleğe gazete mürettiphanelerinde kurşun harflerin dizildiği günlerde başladığını belirten gazeteci Haluk Şahin, linotipler, ofset baskı ve ardından bilgisayarlı dizgi sürecinden sonra bugün internet ve sosyal ağlarla medyanın büyük bir dönüşüm yaşadığını belirtti. Türk toplumunun değişimlere çabuk ayak uydurduğunu, sosyal medya kullanım oranlarında ’nin dünya üçüncüsü olduğunu belirten Şahin, bir öğretim üyesi olarak kendisinin de ders verdiği üniversitede öğrencileriyle artık çeşitli sosyal ağlar yardımıyla iletişim kurduğunu anlatan Şahin, şunları söyledi:

“Sosyal medya ile konvansiyonel medya arasında aslında bir savaş yok, çünkü konvansiyonel medya çoktan kaybetti. Sosyal ağlar, konvansiyonel medyanın nasıl kullanılması gerektiğine dair bir rehber görevi yapıyorlar. Katılımcı, paylaşımcı bir yaşam tarzı ortaya çıkıyor. Yurttaşlar dünyada olup bitenleri tartışmıyorlarsa kendi kendini yönetmeleri de bir hayal olur. Demokrasi, dünyadan haberdar bir yurttaş varlığını gerektiriyor. Sosyal medya, demokrasinin gerekli kıldığı büyük manzara hakkında bilgi sahibi olma konusunda bir araç olmalı. 21. Yüzyıl sosyal medyanın egemen olduğu bir yüzyıl olacaktır.”

Sayfa Yükleniyor...