'Orhan Pamuk, aşkı ellerimize yerleştiriyor'

Orhan Pamuk'un son romanı 'Masumiyet Müzesi' için Washington Post gazetesinde yazılan makalede, ''Pamuk, bu kitabıyla aşkı tam anlamıyla ellerimize yerleştiriyor" ifadesi yer alıyor.

'Orhan Pamuk, aşkı ellerimize yerleştiriyor'

Orhan Pamuk'un 'Masumiyet Müzesi' adlı romanı, Washington Post gazetesinde tanıtıldı.

Marie Arana imzalı yazıda, ''bir kadına hayatını adayan talihsiz aşık" tiplemesini içinde barındıran senaryolardan, Scott Fitzgerald'ın "Muhteşem Gatsby'si, William Styron'un "Sophie'nin Seçimi" ve Gabriel Garcia Marquez'in "Kolera Zamanında Aşk" gibi önemli edebi yapıtların çıktığına işaret edilerek, "Bu mükemmel yapıtlara şimdi de Orhan Pamuk'un büyüleyici yeni romanı ekleniyor" denildi.

Nobel ödüllü yazarın, kitabında, "bir aşığın en iyi umudunun sabır ve inatçılık" olduğunu kanıtladığını belirten Arana, "Yazarken olduğu gibi, severken de, bir kuyuyu iğneyle kazarsınız" ifadesini kullandı.

FERHAT'IN DAĞLARI DELMESİ GİBİ
Arana, 'Masumiyet Müzesi'nde anlatılan hikayenin "merak uyandırıcı, hiç beklenmeyen" unsurlar barındığını, "Ferhat'ın Şirin'e ulaşmak için dağları delmesi gibi", Pamuk'un romanının ana kahramanı Kemal'in de Füsun'a ulaşabilmek için katettiği yolda önüne çıkan hiçbir engelden gözünün korkmadığını kaydetti.

ROMANIN DEHASI...
"Pamuk'un romanının dehası, basit bir aşk romanı olarak okunabilse dahi, kurnazca ve anlaşılması güç katmanları içinde barındıran karmaşık bir çalışma olması" diyen Arana, Kemal'in Füsun'un aşkını kazanabilme serüveninde yol alırken, 'deki hayat hakkında da birçok şeyin öğrenildiğine işaret ederek, özetle şunları kaydetti: "Tüm İstanbul, bu mükemmel romanda canlı bir şekilde yer alıyor. Boğaziçi'nin kara sularından yükselen sisten, kıyılarındaki eski ve harap evlere, lüks apartmanlardaki tüccarlardan, sefil barlardaki aylak sanatçılara, otobüs şoförlerinin ikram ettiği sert kolonyalardan, körfezdeki kötü kokuya kadar, şehir ve insanları, kitabın sayfalarında adeta nefes alıyor.

KENDİ NESLİNİN EN İYİLERİNDEN
Kitap, tamamen aşka ve aşkı anlamaya olan ihtiyacımıza odaklanıyor. Kemal'in Füsun'un eşyalarını çalma içgüdüsü gibi, insanoğlu da sanki elle tutulabilen bir şey gibi, aşka uzanabilmeyi arzular. Nietzche'nin, 'Her aşkta her zaman bir damla çılgınlık vardır, ama her çılgınlıkta da bir damla mantık vardır" sözünde olduğu gibi, Kemal'in aşkı da onu bir anlık mantıksızlıklara sürüklüyor, ancak akıl sağlığı da bu küçücük çalma eylemine bağlı oluyor. Masumiyet Müzesi, derin bir insani roman. Ustaca tercümesi, büyüleyici anlatımıyla, Orhan Pamuk'un, kendi neslinin en iyi yazarlarından biri olduğunun sağlam bir kanıtı. Pamuk, bu kitabıyla aşkı tam anlamıyla ellerimize yerleştiriyor."

Sayfa Yükleniyor...