Özcan: Merak edilmesin, alternatifimiz var

YÖK, Danıştay'ın katsayı farkını kaldıran kararın yürütmesinin durdurmasına itiraz etti. Öğrencilere çağrı yapan YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan "Merak etmesinler alternatiflerimiz var. Onları mağdur etmeyeceğiz" dedi.

Özcan: Merak edilmesin, alternatifimiz var

Danıştay 8. Dairesi, İstanbul Barosu'nun açtığı davada, Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) 21 Temmuz tarihli kararının 3,4 ve 5. maddelerinin yürütmesini oy birliğiyle durdurmuştu.

YÖK, 8. Daire'nin bu kararına itirazda bulundu. İtirazı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek.

Danıştay 8. Dairesi, dava konusu YÖK kararının iptal istemini ise daha sonra esastan karara bağlayacak.

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, itirazın ardından gazetecilere kısa bir açıklama yaptı.

Özcan, şöyle konuştu: ''Ben tekrar bu meseleden en çok mağdur olan velilerimize ve özellikle öğrencilerimize seslenmek istiyorum. Onlar hiç merak etmesinler, biz bu konunun üzerinde çoktandır çalışıyoruz. Alternatifler de geliştirmiştik, her halükarda lazım olur diye. O alternatiflerden birisi, ki her zaman onların yararına olacaktır ve uygulamaya konacaktır. Onun için lütfen çalışmalarına ara vermesinler ve motivasyonlarını kaybetmeden çalışmalarına devam etsinler. Onların mağdur edilmesi gibi bir durum kesinlikle söz konusu değil.''

Alternatiflerin neler olduğunun sorulması üzerine Prof. Dr. Özcan, ''O alternatifleri şimdi söylemeyeyim, kurulumuz çalışıyor. Yakında da bir toplantımız olacak. O toplantıya kadar biz bütün alternatifleri hazırlayıp Genel Kurulun dikkatine sunacağız. O alternatiflerden bir tanesi gerçek olacak'' dedi.

Özcan, bir gazetecinin, ''Öğrenciler katsayı uygulanmadan sınava girebilecekler mi?'' sorusuna, ''Mümkün olduğu kadar şimdi kullandığımız sisteme yakın bir sistem olacak'' yanıtını verdi.

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan'ın sınav kılavuzlarının en geç 20 Aralık'a kadar basılması gerektiği yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Prof. Dr. Özcan, ''O tarihi biraz ileri atabiliriz zannediyorum. Zannediyorum Danıştay da işin bu kısmını düşünerek kararını daha çabuk verecektir'' diye konuştu.

''Danıştay'ın kararı beklenecek mi?'' sorusuna karşılık Özcan, ''Biz çözüm için beklemeyeceğiz, biz bunu yapmak zorundayız, o bizim işimiz. Onlar ne zaman karar verir bilmiyorum, ama ne kadar çabuk karar verirlerse o kadar herkesin yararına olur'' dedi.

Özcan, ''Katsayı konusunda bir yasa mı çıkacak?'' sorusu üzerine, ''Hayır, biz karar vereceğiz'' diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bugün yaptığı görüşmeye ilişkin ''Başbakanlıkta önemli bir görüşme yapmadık. Mutat bir görüşmeydi. Ben özellikle Türk-Alman Üniversitesi konusunda kendisine bilgi verdim. Çünkü dün Türk-Alman üniversitesi yetkileriyle İstanbul'da bir toplantı yaptık, o üniversiteye yer bulmak, geçici bir mekan bulmak gibi ciddi sorunlarımız var. O konularda kendisinden yardım istedik'' dedi.




YÖK'ün Danıştay'a sunduğu 'katsayı' ile ilgili itiraz dilekçesinde, dava konusu kararla davacının iddia ettiği gibi klasik lise mezunları aleyhine bir durum yaratılmadığı, klasik lise mezunlarının üniversite sınav sorularının klasik lise müfredatına yatkın olmasından kaynaklanan ayrıcalıklı konumlarını bu sistemde de korudukları belirtilerek, ''Değişen tek şey kişisel başarı gösteren meslek lisesi mezunu ile klasik lise mezunu arasında yaratılan yapay eşitsizliğin giderilmiş olmasıdır'' denildi.

YÖK'ün itiraz dilekçesiyle ilgili hazırlanan özet metin gazetecilere dağıtıldı.

Dava konusu işlemin iddia edilenin aksine ''tümüyle hukukun temel ilkeleri, kamu yararı ve hizmet gerekleriyle ülkenin ve ekonominin ihtiyaçları gözetilerek tesis edildiği'' savunulan dilekçede, düzenlemeyle farklı puan uygulamasından vazgeçildiği, başarıyı esas alan bir puanlama sistemi getirilerek, eşitlik ve adalet ilkesine uygun davranıldığı öne sürüldü.

Dilekçede, öğrencilerin yetenek ve kapasitelerinin belirlenmesine ilişkin rehberlik hizmetinin bulunmadığı sistemde, ilköğretim 8. sınıftaki bir çocuktan geleceğiyle ilgili temel, gerçekçi bir tercihte bulunmasının beklenilmesinin haksızlık olacağı belirtildi.

Mevcut katsayı uygulamasının ilköğretim 8. sınıf sonunda mesleki eğitimi seçmekle birlikte daha sonra yetenek ve kapasitesine uygun farklı bir mesleğe yönelmek isteyenlere geçiş imkanı vermediği ifade edilen dilekçede, ''Dava konusu işlemle tek katsayı uygulamasına geçilmekle eğitim ve öğrenim hakkı ile meslek seçme ve çalışma özgürlüğüne aykırılık teşkil eden bu uygulamanını düzeltilmesi amaçlanmıştır. Yeni uygulama ile kişisel başarı göstererek farklı mesleklere geçiş yapmak isteyen adayların önündeki engel kaldırılmıştır'' denildi.

Düzenlemeyle meslek lisesi mezunlarının üniversiteye giremediklerine dair kanaat ve algılamanın da kırılmak istendiği ifade edilen dilekçede, şunlar kaydedildi:

''Mesleki teknik eğitimin önündeki temel sorun bu alana yönelimin önündeki psikolojik dirençtir. Bu psikolojik direncin kırılmasının tek yolu da eşitsizlik algılamasının giderilmesidir. Dava konusu işlemle gerçekleştirilmek istenen de tam budur. Kararın alınma sebebi davacıların iddia ettiği gibi ideolojik nedenler olmayıp açıklanan ekonomik ve sosyal sebeplerdir. Meselenin doğru anlaşılması ve doğru tartışılması gerekmektedir.''

''DANIŞTAY KARARI EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI''
Dilekçede, Danıştay 8. Dairesi'nin kararının ''Anayasa'nın güvence altına aldığı eşitlik ilkesine aykırı olduğu'' iddia edilerek, 1739 sayılı kanuna göre üniversiteye giren adayların tümünün genel ya da mesleki eğitim görmüş olmalarına bakılmaksızın ortaöğretimi bitirmiş kişiler olarak sayıldıkları belirtildi.

Bu kişilerin aynı sınava girmeleri ve aynı sorulara tabi tutulmalarının bu benzerliği teyit ettiği kaydedilen dilekçede, şöyle devam edildi:

''Yasa koyucunun 'benzer' olarak tanımladığı kişilerin yargı kararıyla farklı statüde değerlendirilmesi yasa koyucunun iradesi ile çelişen ve yeni bir kural ihdası anlamına gelen ağır bir hukuka aykırılıktır.

Klasik lisede okuyanlar ile meslek lisesi mezunlarının durumunun eşitlenmesi ile daha önce katsayı avantajı olan klasik lisede okuyanların kazanılmış haklarının ellerinden alındığı iddiası (Konu unsuru sakatlığı iddiası) gerçeğe ve hukuka aykırıdır.''

Dilekçede, katsayı ile ilgili şimdiye kadar tesis edilen tüm işlemlerin genel düzenleyici nitelikte işlemler olmadığı, işlemlerin her yıl yeniden alının genel karar niteliğinde bulunduğu ifade edildi. Katsayı uygulamasının bir önceki senenin genel kararına atıf yapmak suretiyle her yıl yeniden alınan kararlara dayalı olarak yapıldığı ifade edelin dilekçede, şunlar kaydedildi:

''Bu durumda hiçbir zaman gelecek senelerde de uygulanması gereken bir katsayı düzenlemesi olmamış, bu düzenlemeye dayalı olarak birel statüler gerçekleşmemiştir. Bütün bu hususlar Danıştay'ın kriterlerine göre bir kazanılmış hakkın bulunmadığı göstermektedir. Kaldı ki, dava konusu kararla davacının iddia ettiği gibi klasik lise mezunları aleyhine bur durum yaratılmamaktadır. Klasik lise mezunları üniversite sınav sorularının klasik lise müfredatına yatkın olmasından kaynaklanan ayrıcalıklı konumlarını bu sistemde de korumaktadırlar.

Değişen tek şey kişisel başarı gösteren meslek lisesi mezunu ile klasik lise mezunu arasında yaratılan yapay eşitsizliğin giderilmiş olmasıdır. Davacılar adeta yapay olarak yaratılan bu eşitsizliği kazanılmış bir hak olarak değerlendirmekte ve bu adaletsizliğin devamını savunmaktadırlar. Kaldı ki bu uygulama ile sadece üstün başarı gösterebilen sınırlı sayıda meslek lisesi mezunu alan değiştirme şansını yakalayabilecektir. Buna mukabil meslek liselerini tercih etmeme yönündeki psikolojik direncin kırılması ve iş gücü yapısının ülke ihtiyacına uygun biçimde yeniden şekillenmesiyle daha üstün kamu yararı gerçekleşmiş olacaktır.

Dolayısıyla dava konusu işlem hukuka, hukukun temel ilkelerine, kamu yararına ve hizmet gereklerine uygun bir işlem olup ülke gerçekleriyle ilişkisi olmayan iddialarla açılmış olan soyut ve yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddi gerekmektedir.''

Sayfa Yükleniyor...