Özkan: 28 yıllık gazeteciliğime hakaret

Ergenekon davasında savunmasını yapan gazeteci Tuncay Özkan, "Mütalaa 28 yıllık meslek hayatıma hakaret ediyor. Mütalaayı reddediyorum. Ben, orada anlatılan kişi değilim" dedi.

Özkan: 28 yıllık gazeteciliğime hakaret

66'sı tutuklu, 275 sanıklı "Ergenekon" davasının 298. duruşması görülüyor.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Prof. Dr. Mehmet Haberal, Tuncay Özkan ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 45 tutuklu sanık katıldı.

Duruşmada esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını yapması için hazır olup olmadığı sorulan gazeteci Tuncay Özkan, "Süre ve zaman olanakları açısından yetersiz gördüğüm halde hukuki ve fiili durumlarımın bildirilmemesine karşın ilk savunmamda yaptığım gibi iddianame ve mütalaadaki konulara değinerek, hayat öyküme devam edeceğim" dedi.

Suçunun hukuki durumunun kendisine bildirilmediğini, 5 yıldır hayat öyküsünü anlatarak kendini savunmaya çalıştığını ifade eden Özkan, 5 yıldır umudunu canlı tuttuğunu söyledi.

Hakkında kara propaganda yapılması nedeniyle cezaevinden kendisini gören gardiyanın korkarak uzaklaştığını anlatan Özkan, "Biz bu dünyaya uzaydan ışınlanmadık. Ben 5 yıl önce dünyaya gelmedim. Ben hayalini gerçekleştiren çocuklardan biriyim. 'Gazeteci olacağım' dedim. Bu mütalaa 28 yıllık meslek hayatıma hakaret ediyor. Mütalaayı reddediyorum. Ben, orada anlatılan kişi değilim. Mütalaada suçlu olduğumu gösterecek bir tek açıklama gösterin, suçumu kabul edeceğim" şeklinde konuştu.

'KARA, MOR, TURUNCU PROPAGANDA YAPMADIM'
Özkan, mütalaada, sahibi olduğu Kanaltürk televizyonunda "Ergenekon terör örgütü" adına kara propaganda yapmakla suçlandığını söyledi.

"Kara, mor, turuncu propaganda yaptığım hepsi yalan" diyen Özkan, mali baskılardan dolayı televizyonu satmak zorunda kaldığını belirtti.

'ÖZKÖK ZORLA DAVA AÇTIRDI'
Özkan, Cüneyt Arcayürek ile yaptığı ve Kanaltürk'te yayınlanan "Politika Durağı" programında tamamen yanlış anlamadan kaynaklanan bir sorun yaşandığını ifade ederek, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök'ün, kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle "Türklüğü, cumhuriyeti, devletin kurum ve organlarının aşağılanmasını" düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301. maddesinden dava açtırdığını kaydetti.

Tutuklu yargılanan dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu'nun Adalet Bakanlığı'na baskı yaparak, davanın açılmasını sağladığını ifade eden Özkan, "Özkök, zorlayarak hakkımda dava açtırdı. Zorlayarak diyorum, çünkü Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliği'nin ilk suç duyurusunda, Şişli Savcılığı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiş. Yetinmeyen Genelkurmay Askeri Savcılığı bir kez daha bu karara itiraz etmiş ve bu sefer dava açılmıştır. Bu davada hakkımda beraat kararı verilmiştir" dedi.

Özkan, Çubuklu'nun programda söylenen bir kelimeyi tipeksle silerek, değiştirmesi üzerine söz konusu davada yargılandığını iddia etti.

'İDAMSA İDAM'
Mütalaada, siyaset ve sivil toplum örgütü çalışmalarının suç unsuru gibi gösterildiğini belirten Özkan, 2007'de Ankara, İstanbul, ve İzmir'de düzenlenen cumhuriyet mitinglerine milyonlarca kişinin katıldığını anlattı.

Özkan, "Yine yapacağız, idamsa idam, korkmuyorum" ifadelerini kullandı.

'RUHSATSIZ MERMİ NE DEMEK?'
Kendisinin ruhsatsız silahı olmadığını, mütalaada ise ruhsatsız silah ve mermi bulunduğu suçlaması yapıldığını anlatan Özkan, silahının ruhsatını mahkemeye sunduğunu anlattı.

Depodaki 32 ruhsatsız merminin kendisine ait olduğunun iddia edildiğini belirten Özkan, "Ruhsatsız mermi ne demektir?" diye konuştu.

Tuncay Özkan, gazetecilik mesleği gereği her kesimden tanıdıkları olduğunu, farklı düşüncelerdeki siyasetçilerle görüştüğünü belirterek, tutuklandıktan sonra eski başbakanlardan merhum Necmettin Erbakan'ın, avukatı Salih Çelen'i yanına gönderdiğini dile getirdi.

Özkan, avukat Çelen'in, "Erbakan size dua ediyor" dediğini aktardı.

'YOK OLMAK ÜZEREYİM'
Bu davada olmayan suçlamalarla karşı karşıya kaldığını ifade eden Özkan, "Yokun yok olduğunu anlatmak için yok olmak üzereyim" dedi.

Savunmasını "Neden Sayın Başkan neden Neden Tuncay Özkan'dan korkuyorlar " sorusuyla tamamlayan Özkan, savunmasını avukatının getirdiğini söylediği gelincik çiçeğini yakasına takarak yaptı.

Sayfa Yükleniyor...