Özkan: İddianame hukukun Kerbelası

"Ergenekon" duruşmasında savunma yapan gazeteci Tuncay Özkan, kendisinin öldürülmek istenmesi nedeniyle yargılandığını savundu. Özkan “İddianame Türk hukukunun Kerbelasıdır, bu zulüm unutulmaz” dedi.

Özkan: İddianame hukukun Kerbelası

İkinci “Ergenekon” davasının 26. duruşmasına gazeteci-yazar Tuncay Özkan, Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay ve eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin'in de aralarında bulunduğu tutuklu 41 sanık katıldı.

Tutuklu yargılanan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Mustafa Dönmez, Mehmet Ali Çelebi, Hüseyin Keskin ve Oğuz Bulut ise duruşmaya gelmedi.

Duruşmada, tutuksuz yargılanan emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Hüseyin Nazlıkul, Adnan Bulut, Hüseyin Vural Vural ve İlyas Çınar da hazır bulundu.

'70 SAYFA DİLEKÇE YAZDIM, SUÇUMU ÖĞRENEMEDİM'
Duruşmada savunma yapan Tuncay Özkan, iddianameyi ve hazırlayan Cumhuriyet savcılarını eleştirdi.

Suçu konusunda hala bilgi sahibi olmadığını iddia eden Özkan, suçunu öğrenmek için 70 sayfalık dilekçe verdiğini söyledi.

‘ELİNİZDE BİR DON LASTİĞİ...’
Özkan, ''TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek''le suçlandığını belirterek, matbaa ustası olan ve kurşun zehirlenmesi nedeniyle kanser olup 42 yaşında ölen babası Ziya Özkan'ın, TBMM çalışanı olduğunu kaydetti.

Meclis'in her bir karesinde çocukluğunun geçtiğini anlatan Özkan, “TBMM'de en son görevim Cumhuriyet Gazetesinin parlamento şefliğiydi. Böyle bir suçlamanın olması için vicdansız olmak lazım. Bahçesine kadar tanıdığım, ağacından meyve koparıp yediğim o meclisi, benim tarafımdan ortadan kaldırmaya götürüyorlar. Elinizde bir don lastiği, nereye uzarsa oraya çekiyorsunuz'' görüşünü savundu.

'SAVCILAR HEM EFENDİ HEM KÖLE'
Özkan, “İddianamede bir kahraman yaratılıyor. Pelerinleri var uçar diyorlar. Anlayamadıklarına da Ergenekon diyorlar. Ergenekon diye bir şey var ama algılayamıyorlar'' iddiasında bulundu.

''Savcılar, iddianamenin hem efendisi, hem kölesi olmuştur'' görüşünü ileri süren Özkan, iddianameyi ölü doğan bir bebeğe benzetti.

‘BUYURUN İFTARA BEKLERİZ’
''Alevi olmak''la suçlandığını anlatan Özkan, ''Muharrem ayındayız, buyurun, bize de iftara bekleriz. İnançlarımızdan dolayı da mı sorgulanacağız? Ben gözaltına alınacağımı biliyordum' dedi.

‘RECEP’İN TAVUĞU YAPIYORLAR’
Özkan, iddianamenin siyasi bir plan olduğunu ileri sürerek, şunları savundu: ''Demokrasi güvercinini, Recep'in tavuğu haline getirmeye çalışıyorlar. Yeminle söylüyorum, özür dileyecekler. Herkes ölümlü, güç dediğiniz şey ateşten bir top. Kimin elinde çok kalırsa yakar. Savcılık içinde bulunduğu durumdan kurtarılmalıdır. Umarım yanlış anlamazlar ve bataklıktan çıkmak için dost elimi tutarlar.''

‘BİR MEZARLIK KALDI, ONA DA VARIM’
Tutuklu sanık Tuncay Özkan, ''Buradan öteye Silivri'ye yaptıracağınız bir mezarlık kaldı. Ona da varım” diye konuştu.

‘TÜRK HUKUKUNUN KERBELASI’
Mahkeme heyetine de seslenen Özkan, ''Lütfen bana söyleyin, benim hatam ne? Ben nerede yanlış yaptım? Niye öyle bakıyorsunuz? Okuyup kabul ettiğiniz metin bir politik metin. Bu iddianame Türk hukukunun Kerbelasıdır. Her şey unutulur, bu zulüm hatırlanır'' iddiasında bulundu.

'BENİ ÖLDÜRECEKLERDİ'
Gazeteci Özkan, ''Niye burada olduğumun delillerini sunacağım. Beni öldüreceklerdi, onun için buradayım'' dedi.

‘SAVCI ÖZ’Ü VE MAFYA LİDERİNİ DİNLEYİN’
İstanbul Adliyesinde ''Matkap Operasyonu'' ile ilgili savcıya ifade verdiğini belirten Özkan, ''İfade verirken Zekeriya Öz de odaya girdi. O da dinledi. Matkap dosyasını getirin. Bu mafya liderini dinleyin. Zekeriya Öz'ü dinleyin'' diye konuştu.




Savunmasını yapmaya devam eden Tuncay Özkan, küfürlü telefon konuşmalarının iddianameye konulmamasını savcılardan rica ettiğini belirterek, ''(Koymayız) dediler, koydular. Bu iddianame, hukuku olmayan, sosyal sonuçları değiştirmeye çalışan bir iddianamedir'' diye konuştu.

İddianamedeki ''terör'' tanımının Türk Dil Kurumu sözlüğündeki ''özgürlük'' tanımıyla aynı olduğunu ileri süren Özkan, ''Özgürlük istemek suç mu? Ben Cumhuriyeti Anayasası'nın her bir maddesinin savunulmasına, vatan savunması olarak bakıyorum. Dünyanın en azılı teröristi benim. Bu Anayasa'yı ortadan kaldırıp yerine ne getireceğiz? Hiçbir şey yok, ama ben buradayım. Böyle dava olur mu, böyle yargılama olur mu?'' şeklinde konuştu.

Özkan, dönemin Başbakanı Turgut Özal ile ilgili anılarını da anlattığı savunmasında, ''Özal, bir toplantı yapacağı zaman ben gelmeden başlamazdı. (Tuncay geldi mi?) diye sorardı. Çünkü ben Cumhuriyet Gazetesi'ydim. Cumhuriyet Gazetesi muhalifti. O, muhalefet olmadan kendisinin de olamayacağını bilirdi. Şimdikiler bu nedenle onun çeyreği bile olamazlar'' dedi.

Erzincan'ın Kemaliye ilçesindeki bir Türkmen köyünden olduğunu belirten Özkan, ''O yöreleri iyi bilirim. Her dağı bilirim, madenlerini, bitkilerini bilirim. Sarıkızı bilirim. Sarıkız, bizim yörelerde bitkidir. Fırat Nehrinin üzerine o ottan dökerdik, balıklar suyun üstünde bayılırdı, yakalardık. Onu bilirim'' şeklinde konuştu.

Özkan, Hrant Dink'in dostu olduğunu ifade ederek, ''Onu katledenler namussuzdur, şerefsizdir. Yazdığım 'Yaraya Tuz Bastım' isimli kitapta ondan da alıntılar vardır. Hrant Dink, Ermeni sorununun emperyalist güçlerin bir oyunu olduğunu bilen ve karşı çıkan tek Ermeni aydındır'' dedi.

''Ararat'' isimli filmi yayınlamak istemeleri üzerine ''provokasyonlar olur'' diye kendisine uyarılar yapıldığını öne süren Özkan, filmi yayınladıktan sonra herkesin filmin ne kadar yanlış olduğunu anladığını ifade etti.

Muharrem ayında, ''Ramazan sohbetleri'' programı yapmayı düşündüğünü dile getiren Özkan, uyarılar aldığını, ancak programı yayınladıklarını ve hiçbir şey olmadığını söyledi.

TOLON İLE GÖRÜŞME
İddianamede, ''örgütte çok özel bir yeri olduğunun'' yer aldığını ifade eden Özkan, bunun delilleri arasında, tutuksuz sanık emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile yaptığı görüşmenin gösterildiğini savundu.

Özkan, ''Onu bir tanısanız, kendisi beyefendi. Bana (efendim) demiş, ben de ona (efendim) demişim. Bunlar nezaket cümleleri'' dedi.

İddianamede yer alan telefon tapelerine değinen Özkan, ''Suçla alakası olmayan buraya serpiştirilmiş telefon konuşmalarının yarattığı tahribattan nasıl çıkacağız?'' diye konuştu.

Birinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanığı emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile yan yana konulduğunu belirten Özkan, ''Veli Küçük ile nasıl beni yan yana koyuyorsun? Adam benim karşıtım. Yazdığım kitapta Susurluk ile ilgili bölümlere bakın'' dedi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Tuncay Özkan'ın savunmasına ara vererek, duruşmayı 24 Aralık Perşembe günü saat 09.30'a erteledi.

Sayfa Yükleniyor...