İbrahim Kalın: Özyönetim fantezisinin karşılığı yok

HDP’den gelen “özerklik” ve “özyönetim” açıklamalarına tepki gösteren Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Bu gibi fantezilerin, demokratik olgunluk içerisinde hareket eden toplumlarda bir karşılığının olmadığını ifade etmek isteriz” dedi.

İbrahim Kalın: Özyönetim fantezisinin karşılığı yok

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, gündemdeki konularla ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı.

İbrahim Kalın’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;

(Terörle mücadele) Hiçbir ülke, vatandaşlarının bir terör örgütü tarafından terörize edilmesine, saldırıya uğramasına, evinin barkının işgal edilmesine asla izin vermez. Hiçbir demokratik ülke, ne adına olursa olsun sokaklarında hendek kazılmasına izin vermez. Hiçbir ülke, bir terör örgütünün siyasi hesapları nedeniyle toplum içerisinde husumet ekmesine asla izin vermez. Hiçbir demokratik ülke, hiçbir toplum, terör, şiddet, siyasi hoyratlık ve şehir eşkiyalığı yaparak mevzi kazanmaya çalışan terör örgütlerine ve onların uzantılarına izin vermez.

"ÖZ YÖNETİM GİBİ FANTEZİLERİN KARŞILIĞI YOK"

Zaman zaman dile getirilen ve dün en açık ifadesini bulan ayrılma, bölünme, özerklik, özyönetim, kanton yönetimi gibi fantezilerin, demokratik olgunluk içerisinde hareket eden toplumlarda bir karşılığının olmadığını ifade etmek isteriz. Başkalarının ölümü üzerinden siyasi rant devşirmeye çalışanların sonu bellidir, bundan sonra da farklı olmayacaktır. Terör örgütünün yaptığı cinayetler ortadayken bunları adeta aklamaya çalışan, terörü, şiddeti estetize etmeye, güzel, şirin göstermeye çalışanların da abesle iştigal ettikleri ortadadır.

"PLANLAR TUTMAYACAK"

topraklarının mayası bellidir. Daha önce de bu topraklarda bu tür çok operasyon denenmiştir ve bunların hepsi boşa çıkmıştır. Bugün bu fantezileri dile getirenler, milletin kendilerine 1 Kasım'da verdiği ya da açtığı siyasi krediyi bu şekilde dağa ipotek ederek, örgütün vesayetinde siyaset yaptığını zannedenler aslında en büyük kötülüğü kendilerine oy veren o insanlara yapıyorlar. Bizim tabii ki milli iradeye saygımız var, o partiye oy verenlere de saygımız vardır ama zannediyorum, bu yapılan son açıklamalar, her fırsatta terör örgütüne arka çıkma çabasını da bu vatandaşlarımız da gayet iyi, açık ve net bir şekilde görüyorlardır. Bu planlar tutmayacaktır, Cumhuriyeti'ni bölmeye kimsenin gücü yetmez.

"KAPIYI KAPATMADIK"

(Türk hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağının düşürülmesi) 24 Kasım günü yaşanan hadiseden bugüne kadar devlet, millet olarak ortaya koyduğumuz tavır ortadır. Son derece ciddi, samimi, sorunu çözmeye yönelik ama vakur bir duruş sergiledik. Buna mukabil Rus tarafının tahrik edici, kara propagandaya yönelen seviyesiz açıklamaları maalesef devam etti. Biz yine bu sorunun, müzakere yoluyla, diplomatik kanallardan çözülmesinden yanayız. Bu konuda bizim kapattığımız herhangi bir kapı söz konusu değil. Elbette karşı taraf da buna olumlu cevap verirse biz gerekli adımları atar, ilişkilerin normalleşmesi için yapılması gerekenleri de birlikte yaparız.

"TÜRKİYE ŞARTLARINDAN VAZGEÇMEDİ"

(Türkiye ve İsrail arasındaki müzakereler) İsrail 3 şartı yerine getirmediği müddetçe Türkiye-İsrail ilişkilerinde bir normalleşme olmayacaktır. Mefhumu muhalifinden değerlendirdiğinizde yani cümleyi tersinden kurduğunuzda bu şu demektir, 3 şart yerine geldiğinde ilişkilerin normalleşmesi için bir zemin oluşacak demektir. Birinci şart yerine getirildi, özür dilendi. İkinci şart, yani tazminatla ilgili bir mesafe alındı ama henüz imza koyacak noktaya gelmiş değiliz. Bununla ilgili müzakereler devam ediyor. Bir de üçüncü şart var. Gazze ablukasının kaldırılması, hafifletilmesi, yani Gazze'ye giden insani yardımların ulaştırılması noktasında da bir üçüncü şartımız var. Türkiye bu şartlardan vazgeçmiş değil, bu şartları değiştirmiş değil.

(Türkiye ve İsrail arasındaki müzakereler) Türkiye'nin özellikle Filistin konusunda, Filistin halkının özgürlük mücadelesi, adalet ve onur mücadelesi konusundaki tutumu açık ve net bellidir. Anlaşma imzalansa da imzalanmasa da Türkiye, Filistin halkının kendi devletine kavuşana kadar bu mücadelesinin yanında olmaya devam edecektir. İki devletli formül hayata geçene kadar Türkiye bu konuda üzerine düşen görevi yapmaya devam edecektir. Bu noktada bizim pozisyonumuzda herhangi bir değişiklik söz konusu değil.

Sayfa Yükleniyor...