'Parasız kalsam dahi aç kalmam'

Hayatı, şiirleri  ve besteleri 'Mazhar Olmak' adıyla kitap olan Mazhar Alanson, yeni kitabını, iptal ettiği Amerika konserlerini, Orhan Pamuk'a olan hayranlığını, Demokratik açılımla ilgili düşüncelerini ve çok daha fazlasını NTV'ye anlattı.

Son olarak Amerika turnesini iptal etmesiyle gündeme gelen Mazhar Alanson, anılarını ve hatıra olarak sakladığı her şeyi "Mazhar Olmak" adını verdiği özel bir kitapta bir araya getirdi.


Alanson'un resimleri, el yazıları, çok özel fotoğrafları ve notlarıyla renklenen kitapta, müzisyenin müzikseverlere bir sürprizi de var. Kitapla birlikte Alanson'un tek gitarıyla söylediği klasikleşmiş şarkılarından oluşan CD'de müzikseverlere hediye ediliyor. Mazhar Alanson yeni kitabını NTV'ye anlattı.

Mazhar Alanson, uzun zamandır şarkı sözlerini bir kitapta toplamak istediğini söylüyor:

'İKİ AY YEMEK MASASINI İŞGAL ETTİM'
"Yıllar içinde şarkı sözleriyle ilgili hatırladıklarımı not etmeye başladım. Sonra yıllar içinde bütün resimleri, yaptığım şeyleri falan bir yerde biriktirdim. Günün birinde bu kitaba koyarım diye... Sonra evde, iki ay boyunca yemek masasını işgal ettim. Karım o konuda anlayış gösterdi. İki ay içinde de resim yaptım, bir defter çıktı, yani birebir her şey onun üstünde oldu. Hatta Serdar Erener "Bize hiçbir iş bırakmamışsın abi" dedi.

'ŞİİR KİTABI GİBİ NİYE YAZAYIM!'
Şarkı sözlerini çıkartmak için, diğer şarkı sözü kitabı çıkaran arkadaşlarıma baktığımda çok kuru bir şey gördüm 'de. Şiir kitabı gibi yazıyorlar, dümdüz, kupkuru. Şiir kitabı gibi niye yazayım, banane! Ben onu tutup el yazımla, hatalarıyla, çizgisiyle, bir de şarkı sözlerinin yanına onlar hakkında hatırladığım şeyleri koyarak, meseleyi daha benzersiz bir hale getirdim."

'SÜRPRİZ BİR CD DE HEDİYE'
"Hiç yapmadığım bir şeydi bu. Bütün baladlarımı oturdum, tek gitarla söyledim. Stüdyoda "Dur, bugün olmadı, yarın alayım, sonra devam edeyim" diye bir şey olmadı. Bir oturuşta alınmış, çalınmış çok samimi bir kayıt bu. Türkiye'de böyle bir şeyin de daha önce yapıldığına inanmıyorum. Bazen konser DVD'lerine bakıyorum mesela, hatta geçenlerde Fuat'la da konuştuk. Konseri kaydedip, sonra sesleri stüdyoda düzeltiyorlar. Düzeltilince o mükemmel oluyor. Mükemmel olunca da sahi olmuyor ki. Bir de bu CD'yi yaparken şunu da düşündüm. "Nasıl olsa bu CD'yi çıktığı gün download edecekler, hiç olmazsa kitabı edemezler" dedim. Kitapta 3 hatıram ve şarkı sözlerimle ilgili notlar var."

'METRODA ÇALIP 40 FRANK TOPLADIM'
"Fuat'la 1978'de Paris'te metroda şarkılar söyledik. Öyle bir metro ki "İşte burada diyorlar Paul Simon da çalmış, o da çalmış, büyük isimler çalmış" Hani ben "Ne mutlu bana, ben de çalıyorum" gibi çaldım. Üstelik de iyi hissettim. Diyelim ki tek başına kaldın bir yerde, ne yapacaksın, baktım metroda çalıp 40 frank topladım. Çikolata, ekmek, süt falan aldım. Aa, sıfır parasız kalsam, iyi dedim bileğimde bir şey var. Aç kalmam."

Kitapta, Tuzla'da birlikte askerlik yaptıkları Orhan Pamuk'la çektirdikleri hatıra fotoğrafına da yer veren Alanson, bakın o günleri nasıl anlatıyor:

'ORHAN PAMUK'A HAYRANIM'
"Orhan Pamuk, asker arkadaşım değil. Askerde birlikte, kantinde fotoğraf çektirdik. Kadir İnanır'la da bir fotoğrafımız var. Ses mecmuası vardı o zamanlar.. 80lerde geldiler, Kadir'in resimlerini çekiyorlar, o sırada birlikte, hadi sizi de çekelim dediler. Ben o sırada bir reklam çekiyordum, onunla popülerdim filan. Orhan Pamuk'la Amerika dönüşü karşılaştık. O da fotoğrafı görünce hatırlamış. İmzalı bir kitabımı hediye ettim ona. Ben hayranıyım Orhan Pamuk'un. Kitap imzalarken heyecanlandım. İşin şakası olarak "İnanamıyorum, Orhan Pamuk'a kitap imzalıyorum" yazdım. Ben o konularda mütevaziyimdir, hayransam, hayranımdır."

Usta müzisyen, kitaba eşi Biricik Suden'le birlikte gittikleri umre ziyaretiyle ilgili de notlar düşmüş.

'UMRE ANLATILACAK BİRŞEY DEĞİL'
"Çok farklı bir deneyim oldu umreye gitmek. Anlatılacak bir şey değil. Gidip yaşamak lazım. Herkes kendi değerlendirmeli. Herkes kendi dünya görüşüne, bakış açısına göre değerlendirmeli. Herkesin orada görmekten hoşlandığı bir şey var. Onlar herkesin meşrebine göre. Kimi ziyaretleri sever, kimi orada dönmeyi sever, kimi işte peygamber efendimizin kabrinin yanında olmak ister, kimi Medine'yi daha çok sever, kimi Mekke'yi. Çok ayrı bir durumdur.

Alanson, MFÖ olarak TRT sansüründen de çok çektiğini söylüyor.

'TRT SANSÜRÜNDEN ÇOK ÇEKTİK'
TRT'deki o zamanlar sansür yüzünden, bazı lafları söylemiyorsunuz, söylesen çok sivri olacak, tuhaf bir şekilde bizi halka göre, o TRT'nin sansürü, ayarlamaya çalışmıştır. Fakat biz onun sansürüne boyun eğmemek için kendimiz onu bir şekilde sansürlemişizdir. Sonunda da sapıttılar tabi sansür konusunda. Ali Desidero'yu gönderdik. "Bütün kabile kızar bana" diye bir söz var. "kabile" demesek mi oldular, böyle bozkırlara bakan bir odada, bir adam benim yazdığım sözleri değiştiriyor falan.. Böyle bir rengim attı, kötü oldum ama "mecburen" kabul ettik. Bizim ülkede bir laf yüzünden çok acayip şeyler olabiliyor. Laf her yere çekiliyor, her şeye... O kadar lastikli de bir şey. Bir şarkı sözü yazarı olarak kelimelerle çok daha oynamak isterdim.

Bir röportajında "MFÖ'yle artık albüm yapmamız zor, yalnızca konserlerde bir araya geleceğiz" diyen Alanson'a işin aslı nedir, diyoruz..

MFÖ'NÜN GELECEĞİ...
"Hiç belli olmaz, biz öyle deriz ama şu anki durumu söylüyoruz. Dün dündür, bugün bugündür'le büyüdük biz. Sayın Demirel'le büyüdük. Fuat ve Özkan'la şu an bir şey yapmıyoruz ama her zaman yapma ihtimalimiz vardır. Üç kişinin yaratma süreci başka oluyor. İnsanlar yaşlar ilerledikçe, olgunlaştıkça artık kendi bildiğine göre hareket ediyor. Mesela ben bu kitabı MFÖ için de yapabilirdim. Ama düşün ki Fuat'ın parçasının bölümüne geldiğimde, "acaba bu resmi beğenir mi, ne der" gibi devamlı iki kişiden hep bir izin alarak ilerleme durumu olacaktı. Müzikte bu kadar olmasa da, diğer işler de böyle karışıklıklar oluyor. Birbirimizin müziğine de karışıyoruz."

Amerika turnesinin son iki konseri Mazhar Alanson tarafından iptal edilmiş ve sanatçı organizatörün tepkisini çekmişti. Cevap verme sırası Alanson'da...

KONSERİ NEDEN İPTAL ETTİ?
"Amerika'da 4 konser verdik, çok güzeldi. Hele bir Chicago konseri vardı ki, kimse bahsetmedi. Onu menajer değil de orada bir kuruluş yapmış, müthiş bir salondu. Kayıt etmek isterdim. Çok güzeldi ama son 2 konserimizin şartları yalnız çok kötüydü, bazı şartlar da yerine getirilmemişti. Ben de o yüzden iptal ettim."

Peki ya Mazhar Alanson'un en unutamadığı konser acaba hangisi?

UNUTAMADIĞI KONSER...
Buraya 'Blood, Sweat & Tears' geldi, hayran olduğumuz bir grup. Ahmet San da kendi menajerliğini yaptığı müzisyenleri epey yüceltir. Dedi ki bize 'Blood, Sweat & Tears"dan sonra çıkıyorsunuz. Bir şey oldum yani, hak etmediğim bir şey gibi geldi bana. Çok alaturka bir şey geldi bana. Çıktık. Orada bir ara ben "Bu sabah yağmur var İstanbul'da" ile çıkalım dedim. Stadyumda oluyor o konser. Stadyum konserine hiç çıkmamıştım o ana kadar. Konsere bir çıktım, o kalabalığı görünce ilk parçada, sesim içime kaçtı.

Çıkmadı bir süre heyecandan. Onu hiç unutmam. Bir daha da solo parçayla konsere başlamama kararı aldım. Üçümüzün söylediği bir parçayla girmekte hep bir yarar vardır,dedim.

Son oynadığı "Kirpi" adlı filmi beğenmediğini söyleyen Mazhar Alanson'un kalbi, Cem Yılmaz'la birlikte rol aldıkları "Her Şey Güzel Olacak" filminde kalmış...

'Parasız kalsam dahi aç kalmam' - 1

'HALA 'HERŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK'A BAKIYORUM'
"Her Şey Çok Güzel Olacak'a bakıyorum. Bana Cem demişti ki "Mazhar abi, üşenme gel şu filmi yapalım bak 40 yıl sefasını süreceğiz" diye. Hakikaten öyle insanlara rastladım ki "Abi ben onu senede 3 kere filan seyrederim" diyenler oldu.

Mazhar Alanson, "Kürt Açılımı" konusunda fikirlerini beyan ettiği için tepki çeken Sezen Aksu'ya da destek çıkıyor:

AÇILIM SAÇILMIŞ DURUMDA
"Sanatçıları belli bir yerde "kalıp" gibi olsunlar istiyorlar. Sezen Aksu diyelim açılımla ilgili bir şey söylemek istiyor, bir bakıyorsun "Vay, sana ne, sen şarkını söyle" gibi bir tavırla karşılaşıyor. Halbuki sanatçıların her konuda fikrini söyleyebilmesi lazım. Ama söyleyemiyorsunuz. Çünkü siyasal insanlar, gazeteciler bir siyasi duruş içindeler bir yandan da. Ama ben siyasi bir duruş içinde değilim. Kültürel bir şey içindeyim. Kültürel bölümler beni ilgilendirir. "Açılım" dediğin vakit benim aklıma, ilk "Şöyle rahatça bir Ahmet Arif'in şiirlerini, Yılmaz Erdoğan yorumlasa, ben müziğini yapsam" gibi bir proje geliyor. Açılım da şu anda saçılmış durumda. O yüzden o konuda hiçbir yorum yapamam."

"Mazhar Olmak" kitabı, Alametifarika etiketiyle raflarda.

Sayfa Yükleniyor...