"PKK, tehdit olmaktan çıkarılmış değildir"

Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, "PKK, Türkiye'de milli güvenliği tehdit eden bir iç güvenlik tehdidi olmaktan çıkarılmış değildir" dedi.

"PKK, tehdit olmaktan çıkarılmış değildir"

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "PKK, 'de milli güvenliği tehdit eden bir iç güvenlik tehdidi olmaktan çıkarılmış değildir. Bu konuda kim ne yazıyorsa yalan yazıyor." dedi.

Kurtulmuş, Çankaya Köşkünde Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

Gündemin öncelikli maddesinin terörle mücadelenin ekonomik ve sosyal boyutlarıyla ilgili eylem planı olduğunu belirten Kurtulmuş, kendisinin koordinatörlüğünde oluşan bakanlar arası koordinasyon kurulu marifetiyle üzerinde çalıştıkları, 303 maddeden oluşan eylem planını detaylı bir şekilde Bakanlar Kurulu üyeleriyle paylaştıklarını söyledi.

Bu çalışmanın bir taslak olduğunu, ilgili bakanların son görüşmelerini yapacaklarını ifade eden Kurtulmuş, gelecek günlerde ilgili bakanlarla yapılacak komisyon çalışması sonucu eylem planının taslak halden nihai hale geleceğini ve uygulamaya konulacağını anlattı.

"Burada esas mesele, terörle mücadelenin arızi bir durum olduğudur. İnşallah terör bitirilir bitirilmez bu süreçte ortaya çıkan ekonomik ve sosyal sorunların telafisi, rehabilitasyonu ve restorasyonu için gerekli adımlar hızlı bir şekilde yapılacaktır" diyen Kurtulmuş, eylem planına hakim olan, perspektifi belirleyen beş ana noktayı şöyle sıraladı:

"Birincisi, bu, üç adımlı bir süreçtir. Terörün bitirilmesi, ortaya çıkan ekonomik sosyal sorunların giderilmesi. Bütün bunlar yapılırken de milli birlik ve kardeşlik anlayışı içinde hareket edilmesi. İkincisi, bu süreç son derece yoğun kamu diplomasisinin yapılması gereken bir dönem. Maalesef terör örgütü zaman zaman son derece yanıltıcı, hatta terör örgütüne müzahir bazı sivil unsurlar da son derece yanıltıcı kamu diplomasisi örneklerini ortaya koyuyorlar. Biz, hükümet olarak iç ve dış kamuoyunu, uluslararası kamuoyunu bilgilendirecek, gerçekten doğru ve açık bir bilgilendirme sürecini yürütmek mecburiyetindeyiz.

Üçüncüsü, bu eylem planında, ortaya çıkacak idari bazı tedbirlerin mutlaka somut delillere dayandırılması şartını öngörüyoruz. Dördüncüsü ise bu süreçte esas amacımız sivil halkımızın uğramış olduğu maddi ve manevi zararların ortadan kaldırılması ve onların giderilmesi. Beşincisi ise bütün bu süreçte, birileri duygusal kopuşun olmasını isteyebilirler. Bizim amacımız ise milletin iktidarı olarak bir kısmının oy verdiği ama şu anda yüzde 100 tüm 'nin iktidarı olarak bizim yapmamız gereken ise kardeşliği ve bütünleşmeyi sağlayacak her türlü insani tedbirin uygulanması."

Kurtulmuş, bu sürecin hızlı ve dikkatli bir şekilde yürütülmesi zaruretini ifade etmeye gerek olmadığını dile getirdi.

Terörle mücadele parantezinin en kısa sürede kapatılmasını ümit ettiklerini dile getiren Kurtulmuş, bunun örneklerinin ortaya çıktığını, Silopi'de teröre karşı çok etkin bir mücadele verildiğini ve sonuç alındığını aktardı.

Gündüz saatlerinde halkın hayatına rahat bir şekilde devam ettiğini vurgulayan Kurtulmuş, bazı aramaların yapılması için sokağa çıkma yasaklarının gece sürdüğünü kaydetti. Silopi'de terörle mücadele parantezinin kapandığını belirten Kurtulmuş, burada hızla telafi, restorasyon ve rehabilitasyon süreçlerini yapacaklarını dile getirdi.

Kurtulmuş, süreçte etkin bir koordinasyon içinde çalışan bütün güvenlik birimlerine teşekkür ederek, diğer ilçelerde de bu mücadelenin başarıyla sonuçlanmasını temenni etti.  

TELAFİ EĞİTİMLERİ İÇİN TARİH BELLİ OLDU

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, terör olayları nedeniyle sokağa çıkma yasağı ilan edilen yerleşim birimlerindeki öğrencilerin alamadıkları eğitimin telafi edilmesine yönelik çalışma başlatıldığını belirterek, Diyarbakır, Şırnak ve Mardin'de eğitimine devam edemeyen öğrencilerin seçtikleri okullarda bugünden başlayarak, 5 Şubat'a kadar sürecek telafi eğitimi alacağını söyledi.

Telafi eğitimi için her öğrencinin velisinden izin alındığını dile getiren Kurtulmuş "Bu öğrencilerimizin velilerinden, ailelerinden izin alınmasıyla birlikte öğretmenleri de kendileriyle birlikte başka okullara yani pansiyon imkanı bulunan okullara nakledilmiş ve bugün itibarıyla yaklaşık 15 bin öğrencimizin eğitimine başlamıştır. Yarın bu sayı daha da artacak. Bu süreç içinde hem ailelere, hem velilere göstermiş oldukları bu destek dolayısıyla çok teşekkür ediyoruz, ayrıca öğretmenlerimize bu zor dönemde öğrencilerini yalnız bırakmadıkları için yürekten teşekkür ediyoruz" diye konuştu.

Kurtulmuş, sokağa çıkma yasağı ilan edilen bölgelerdeki hem öğrenciler hem öğretmenler için rehberlik ve psikolojik imkanların da sunulacağını bildirdi.

"BAYIRBUCAK TÜRKMENLERİNE YÖNELİK SALDIRILARI TAKİP EDİYORUZ"

Bakanlar Kurulu'nda dış politika ve yakın coğrafyadaki önemli gelişmelerin de ele alındığını ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Bunlardan bir tanesi, Bayırbucak bölgesinde Türkmenlere karşı Rusya federasyonunun hava saldırıları, biliyorsunuz 19 Kasım'dan itibaren devam ediyor, arkasından eş zamanlı olarak rejim güçlerinin karadan yapmış oldukları harekatlarla birlikte bazı yerlerde DAİŞ örgütünden de istifade ederek rejim ile DAİŞ arasındaki işbirliğinin bir sonucu olarak da Türkmenlere karşı son derece acımasız saldırı bir müddettir devam ediyor. Bu olayları yakınen takip ediyoruz. Oradaki Türkmen kardeşlerimizin hiçbir şekilde bu süreçlerde yalnız olmadığının bir kere daha bilinmesini ifade etmek isterim. Her türlü siyasi gelişmeyi yakından takip ediyoruz, her türlü askeri gelişmeyi yakinen takip ediyoruz. Oradaki Bayırbucak Türkmenlerin ihtiyaçlarını, insani ihtiyaçlarını gidermek için de yoğun bir seferberlik içinde insani yardımları koordine ediyor, oradaki kardeşlerimizin mağdur olmamaları için elimizden geleni yapıyoruz. Ümit ederiz ki Suriye’de çok kısa süre içinde sağlanacak barışta oradaki Bayırbucak Türkmenleri de kendilerine has güçlü yerlerini alacaktır ve orada Bayırbucak Türkmen kardeşlerimizin hakkı hukuku bu süreçte korunacaktır.”

Kurtulmuş, toplantıda, Başbakan Davutoğlu’nun da geçen hafta gerçekleştirdiği İngiltere, Davos ve Berlin ziyaretlerinde yaptığı görüşmeler, oradaki toplantıların içeriği ve bu toplantılar sırasında Türkiye’nin elde ettiği mesafeyi paylaştığını ifade etti.

CENEVREDE PLANLANAN SURİYE GÖRÜŞMELERİ 

Dış politika çerçevesinde önemli bir gelişmenin Suriye koalisyonunun içinde olacağı muhalefetin bundan sonraki Suriye ile ilgili barış görüşmelerindeki pozisyonu olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Bildiğiniz gibi biz Suriye ulusal muhalefetinin tamamıyla rejim karşıtı güçlerden oluşmasının tarafındayız. Böyle bir görüşü ısrarla bütün uluslararası kamuoyuyla paylaşıyoruz, dostlarımızla paylaşıyoruz ve bütün dünya ülkeleriyle paylaşıyoruz. Çünkü maalesef 5 yıldır devam eden Suriye’deki bu kirli savaş, zaman zaman tarafların birbirine karıştığı, birbirleriyle rakipmiş gibi zannedilen gurupların birbirlerine ne kadar destek olunduğu ortaya konmuştur. Örneğin Rusya Federasyonu, Bayırbucak Türkmenlerine yapılan bu hava saldırıları içerisinde DAİŞ ile mücadele görüntüsü içinde bunları yapmış ama maalesef bizim elimizdeki bilgilere göre çok az saldırısını DAEŞ mevzilerine karşı yapmıştır. Yine aynı şekilde DAİŞ, rejim ile muhalif olduğu iddiasıyla hareket etmekte ama sahada fiilen birçok yerinde rejim güçleriyle işbirliği içinde hareket ettiği müşahede edilmektedir. Dolayısıyla masada iki taraf olmalıdır, bir tarafta muhalefet olmalıdır. Muhalefetin açık özelliği de Suriye’deki mevcut Esed rejimine karşı olan unsurlardan oluşmalı, rejimle işbirliği yapan unsurların ise hiçbir şekilde bu masada muhalifleri temsil eden tavır içinde olmamaları gerekir. Türkiye’nin pozisyonunun bu olduğunu her vesileyle ifade ediyoruz, bundan sonra da ifade etmeye devam edeceğiz.”

Bir diğer önemli gelişmenin de Libya’daki ulusal birlik hükümetinin kurulmuş olması olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Başbakan Mustafa başkanlığındaki hükümetin hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyoruz. Libya’da Kaddafi sonrasında maalesef çok acı şekilde devam eden bölünme ve parçalanmaların önlemesini, adı üstünde ismiyle müsemma bir şekilde ulusal birliği sağlayacak bir hükümet olmasını, Türkiye olarak yürekten temenni ediyoruz” ifadesini kullandı.

Kurtulmuş, toplantıda Antalya’da geçtiğimiz günlerde gerçekleşen hortum felaketi nedeniyle özellikle zarar gören seracıların durumunun de ele alındığını belirterek, “Sayın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız, Bakanlar Kurulu’nu bilgilendirmiştir, görüşlerini paylaşmıştır. Bu çerçevede, zarar gören bütün Demre ve Antalyalı üreticilerimize geçmiş olsun diyoruz, bütün Antalyalı kardeşlerimize de buradan Bakanlar kurulu adına geçmiş olsun dileklerimizi ifade ediyoruz” diye konuştu.

PYD AÇIKLAMASI 

Numan Kurtulmuş, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Kurtulmuş, “Cenevre görüşmelerine PYD’nin davet edilmesi, bu konuya ilişkin Dışişleri Bakanından açıklama geldi ama sizden de değerlendirme alabilir miyiz” şeklindeki soru üzerine şunları söyledi:

 “Suriye’de çok taraf var. Suriye’de dediğim gibi birbirine karşıymış gibi zannedilen ama birbiriyle işbirliği içerisinde olan taraflar var. Örneğin PYD ile zaman zaman rejim güçlerinin işbirliği içinde olduğu, aynı şekilde rejim güçlerinin DAİŞ ile işbirliği içinde olduğu her halde gizli kapaklı unsur değildir. Dolayasıyla biz burada çok açık şekilde şunu söylüyoruz, bir taraf rejim güçleri ve işbirlikçileri, diğer tarafta ise rejime muhalif olan Suriye ulusal muhalefeti yer almalıdır. Dolasıyla PYD’nin, DAİŞ’in ve benzer örgütlerin, başka hangi örgütler varsa bu örgütlerin Suriye’de ulusal koalisyonun, muhalefet koalisyonunun içinde yer almasına kimse razı olmaz. Başta 5 senedir Suriye’ye karşı mücadele eden Suriye rejiminin bu gaddar barbar saldırılarına karış ayakta durmaya çalışan Suriye ulusal muhalefeti buna rıza göstermez. Dolayısıyla böyle bir muhalefet tarafından bunların oturmasını teklif etmek herhalde olmazı ortaya koymaktır.

Evet zor bir süreç, ümit ederiz ki en kısa süreçte Cenevre toplantısı, barış masası toplantısının bir geçiş sürecinden sonra Suriye’de bir barış süreci olsun. Biz bunu başından beri söylüyoruz ama bu barış mutlaka şerefli ve Suriye’deki insanların 5 senedir inim inim inleyen Suriye’nin geniş halk kitlelerinin rıza gösterebileceği bir barış olsun. Bu rıza gösterecek barışın olabilmesinin temel koşulu da Suriye’de rejime muhalif güçlerin masanın bir tarafından rejimin yanında olan güçlerin de masanın öbür tarafında oturmasıdır. Bu eşyanın tabiatı gereğidir, doğal olan taraf budur. Dolaylısıyla bu görüşümüzü her platformda dile getirmeye devam ediyoruz. “

"PKK TEHDİT OLMAKTAN ÇIKARILMIŞ DEĞİLDİR" 

Kurtulmuş, "Kırmızı Kitap" olarak nitelendirilen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin iç tehditler kısmından PKK'nın çıkarıldığı yönündeki haberlere ilişkin bir soru üzerine, "Bu haberler külliyen yalandır, manipülasyondur. Gerçekten kasıtlı olarak eğer birileri bunu haber olarak yapmışlarsa kasıtlı olarak yanıltıcı bir haber olarak yapmışlardır" ifadesini kullandı.

Haberin hiçbir şekilde doğruyla irtibatı olmadığına işaret eden Kurtulmuş, "Bunu sorduğunuz için de teşekkür ediyorum. Bunun bilinmesinde fayda var. PKK, Türkiye'de bu anlamda milli güvenliği tehdit eden bir iç güvenlik tehdidi olmaktan çıkarılmış değildir. Bu konuda kim ne yazıyorsa yalan yazıyor" diye konuştu.

Kurtulmuş, terörle mücadele eylem planına ilişkin ifade ettiği kamu diplomasisi aracılığıyla yapılacaklara ilişkin, "Bölgedeki sivil halkla görüşülecek mi? En azından onların sürece dahil edilmesi, 'bundan sonraki çözüm sürecinde halk muhatap olunacak' deniyor ama halkla görüşülecek mi? İmralı ile yeniden kamu diplomasisi çerçevesinde görüşmeler başlayacak mı" şeklindeki soruyu, şöyle yanıtladı:

"Orada ifade ettiğimiz şey şu, çok kapsamlı şekilde terörle mücadele devam ediyor. Biz başından itibaren hep şunu söyledik. Bu sürecin sahibi milletin bizatihi kendisidir. Türkiye'de demokrasi içerisinde hak ve özgürlüklerin genişletilerek ama aynı zamanda terörün bütün imkanlarıyla yok edilmesini sağlayacak sürecin sahibi de hakimi de hakemi de milletin kendisidir. Bunun için Türkiye'de özellikle bölgedeki sivil toplum örgütleri olmak üzere, kanaat önderleri olmak üzere, bölgedeki ve Türkiye'deki etkin bütün çevreler, sözü olan bütün çevrelerin bu sürece dahil olması ve bu anlamda bizatihi milletimizle birlikte bu sürecin yürütülmesi esastır.

Orada ikinci olarak söylediğim şey şuydu, ikinci madde kapsamında, çok yanıltıcı, yönlendirici bilgiler, doğruyu yanlış, yanlışı doğru gösteren bir takım yazılı görsel ve özellikle sosyal medyada haberler yer alıyor. Bunlarla da etkin bir şekilde başa çıkabilmemizin yolu, bizim kamu kurum ve kuruluşları olarak doğru bir şekilde kamuoyunu bilgilendirmemizdir. Uluslararası camiayı doğru bir şekilde bilgilendirmemizdir. Bunu yaparken de tabii ki bu eylem planı içerisinde bölgedeki bütün kanaat gruplarının, sivil toplum kuruluşlarının, söz sahibi olanların, orada herkesin, halkın nabzını tutacağız, dinleyeceğiz. Çünkü işin sahibi onlar. Millet işin sahibi. Sur'daki esnafımız, Silopi'deki kardeşimiz işin sahibi, Nusaybin'deki insan işin sahibi. Herkes bu işi sahiplenecek ve inşallah terör bitirilerek milli birlik ve kardeşliğin bu ülkede tamamıyla sağlanması mümkün olacak."

"BAŞİKA KAMPINA TÜRKİYE TESADÜFEN GİTMEDİ" 

"ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın temaslarının ardından bazı haberler yansıdı. Yapısının değil ama Başika kampının tabelasının değişeceği, uluslararası bir güç olarak orada yer alacağı, tabelada da bu ifadelerin yer alacağı belirtiliyor. Sayın Başbakan bu konuya ilişkin açıklama yaptı mı" sorusuna Kurtulmuş, "Başika kampına Türkiye tesadüfen, kendi isteğiyle gitmedi. Orada DAEŞ'e karşı mücadele kapsamında oluşan Musul Ulusal Muhafız Alayının eğitilmesi, uluslararası ihtiyaçlar çerçevesinde gitti. Bunu Sayın Biden da biliyor, Amerikalı yetkililer de bunu görüyor. Bu müzakerelerde Türkiye'nin orada uluslararası camianın ihtiyaçları çerçevesinde bulunduğu vurgusu yapılmıştır" yanıtını verdi. 

Biden'ın temaslarının ardından basına yansıyan, Mare-Cerablus hattındaki sınır bölgesinin tamamen kapatılmasına yönelik bir adım atılacağına ilişkin haberlerin doğru olup olmadığının sorulması üzerine Kurtulmuş, Mare-Cerablus hattıyla ilgili gelişmeleri Türkiye'nin çok yakından takip ettiğini ifade etti. Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin önemli kendi sınır güvenliğiyle ilgili olarak da özellikle DAEŞ ve kontrol edilemeyen diğer terör gruplarının bu hattın üzerinden Türkiye'ye vereceği zararlar, dolayısıyla Türkiye bu hattı çok iyi kontrol etmektedir, buradaki gelişmeleri takip etmektedir. Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetleri de bütün uluslararası camia tarafından bilinmektedir. Uluslararası camianın içerisine Türkiye ile ittifak içerisinde olduğu ülkeleri de olmadığı ülkeleri de katıyoruz. Dolayısıyla buradaki hassasiyetimiz her platformda zaten gündeme getirilen hassasiyettir." 

İL MERKEZLERİNİN TAŞINMASI 

"Şırnak ve Hakkari il merkezlerinin Cizre ve Yüksekova'ya taşınmasıyla ilgili hükümetinizin bir projeksiyonu var mı? Yasal düzenlemeyi hazırlıyor musunuz, tarih verebilir misiniz" sorusuna Kurtulmuş, konunun bugün Bakanlar Kurulunda gündeme gelmediğini belirtti.

Bir yılı aşkın süredir bu konuda müzakereler yapıldığını anlatan Kurtulmuş, "Bu sadece güvenlik gerekçesiyle değil her iki şehrin, Şırnak ve Hakkari'nin doğal ekonomik gelişiminin bir süreci olarak da Cizre ve Yüksekova'nın öne çıkmış yerleşim birimleri, hatta tarihsel olarak baktığınız zaman bu yerlerin çok daha öne çıkmış yerleşim birimleri olduğunu biliyoruz. Şu anda yapılmış bir yasal düzenleme çalışması yok ama bu konuyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor" diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...