‘Recep Bey’e karşılık: ‘Memur Kemal Efendi'

Başbakan Erdoğan, kendisine “Recep Bey” diyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na “Memur Kemal Efendi” diye karşılık verdi.

‘Recep Bey’e karşılık: ‘Memur Kemal Efendi'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisi tarafından Isparta’da düzenlenen mitingde halka seslendi.

Birtakım şer odaklarının, kardeşliğe kastettiğini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

''Birtakım fitne odakları, fesat odakları, bizim birliğimizi, beraberliğimizi bozacaklarını zannediyorlar. Bu topraklarda fitne tohumu yeşermez. 73 milyonla birlikte, benim Ispartalı kardeşim, lütfen oynanan oyunları iyi izlesin, iyi analiz etsin, iyi değerlendirsin.

Şöyle yakın tarihe bir bakın. Ne zaman atılıma geçtiyse o zaman kirli oyunlar devreye sokuldu. Ne zaman Türkiye ekonomisi şaha kalktıysa o zaman kirli senaryolar devreye sokuldu. Ne zaman demokrasi güç kazandıysa o zaman kirli tezgahlar piyasaya çıktı.

Anayasa değişikliği ile her şey tamam demediklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Daha yapacağımız çok şey var. Ancak bu anayasa değişikliği ile daha mükemmel bir anayasanın kapısını açıyoruz'' dedi. Anamuhalefet Partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun günlerdir meydanlarda, sürekli konuştuğunu, ama şu ana kadar anayasa değişikliği konusuna henüz giremediğini belirterek, şunları söyledi:

''Anayasa değişikliğine neden 'hayır' dediğini hala açıklayabilmiş değil. Şimdi bazı konularda reddi miras yapıyorlar. Sıkıştıkları zaman, şunu söylüyorlar,'Onu eski yönetim söyledi' diyorlar; Eski yönetim kim? Senin genel başkanın, arkadaşların. Ve eski genel başkan da diyor ki 'beni şu ana kadar hiç aramadı'. Arasa ne yazar, aramasa ne yazar. Ve CHP'de yönetim değişti. Bunlar, anayasa değişikliğine 'hayır' demeyi de önceki yönetimden miras devraldılar. Aslında orada da reddi miras yapacaklar ama şimdi buna cesaretleri yok. Ben inanıyorum ki, CHP'nin Genel Başkanı sandığa gidebilirse... Biliyorsunuz şu anda oy kullanamama durumu söz konusu. Ama onu da belki kitabına uydurabilirler ha onu da söyleyeyim. Biliyorsunuz aklın yolu bir, o da 'evet'.

'KASET OLAYINDAN KİM KAZANÇ SAĞLADI?'
Şimdi Sayın CHP Genel Başkanı düz mantığı çok seviyor. Günlerdir düz mantık yürüterek sonuca varmaya çalışıyor. Ne diyor: '27 Nisan bildirisinden sonra AK Parti'nin oyları arttı. Öyleyse AK Parti 27 Nisancılarla işbirliği yaptı'. Düz mantık dedim ya, işte bu sonuca varıyor. Peki ben de o zaman şunu söylüyorum. Bir düz mantık ta benden. CHP'de kirli bir senaryo devreye sokuldu, bir kaset skandalı ortaya çıktı. Ardından ne oldu? Şu andaki genel başkan, 'Ben aday değilim, aday olmayacağım, böyle bir şey düşünmüyorum' dedi mi? Hatta o günkü genel başkanını da evinde ziyaret etti. Ne kadar güzel değil mi? Kibar. Ve ziyaretinden sonra da 'adaylık düşünmüyorum' dedi. Bir de baktık ki ertesi gün yine bir düz mantık, 'Adayım' dedi. Bu nasıl bir dürüstlük, nasıl bir dürüstlük, hemen ardından Kurultay'a gidildi ve şimdiki yönetim ortaya çıktı.

Kaset olayından kim kazanç sağladı? O zaman bu kasetin mimarı kim? Görüyorsunuz değil mi? Ne tür fırıldaklar dönüyor. Kaset olayı kimin ekmeğine yağ sürdü? Kaset skandalından sonra kim Genel Başkan oldu? Eeee, öyleyse? Kim kiminle işbirliği yaptı da bu sonuç ortaya çıktı? Cevabını ben vermiyorum, cevabını CHP'nin genel başkanı versin.''

'BENİMLE MEZARA KADAR GİDER'
''27 Nisan bildirisiyle ilgili suç duyurusunda bulunacaklarmış'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti: ''Bir kez daha soruyorum:

Ben Başbakan olarak, bütün genelkurmay başkanlarıyla baş başa görüşürüm, bunun da kimseye hesabını vermem. Bu benim yetkimdir. Ve baş başa yaptığım görüşmeler de benimle mezara gider.

Biz bildiğiniz gibi televizyonlardaki kamera şakalarına alışık değiliz. Biz gizli kamera ile gizli oda muamelesi yapan bir anlayışın mensupları değiliz, o hesabı onlar yapsın. Biz devlet ciddiyeti nedir bunu biliriz ve devlet ciddiyetinin gereğini yaparız. Bir Başbakan, Genelkurmay Başkanı ile baş başa görüşmeyi her zaman yapar ve bunu da kimseye açıklamaya mecbur değil. Ve Genelkurmay Başkanı da açıklamak zorunda değil. Zaten eğer birisi açıklarsa, herhalde diğeri de gerekirse o da açıklar. Ama böyle bir şey devlet terbiyesine sığmaz. Biz bunu uluslararası münasebetlerde de yaparız. Açıklanması gerekiyorsa basına açıklarız. Ama açıklanmaması gerekiyorsa bu, o insanlarla ölüme gider. Bu tarih boyunca böyle olmuştur.

Bir kez daha soruyorum acaba CHP, kendisi hakkında da suç duyurusunda bulunacak mı? CHP hakkında da suç duyurusunda bulunacak mı? Her satırının altına, 27 Nisan Bildirisiyle ilgili her satırının altına 'imzamı atarım' diyenler hakkında da suç duyurusunda bulunacak mı? Hani bunlar demokrattı, demokratik parlamenter sistemi savunuyorlardı.''

Erdoğan, şöyle devam etti:

'MEMUR KEMAL EFENDİ...'
''Buradan, Isparta'dan CHP Genel Başkanına, Ispartalıların tavsiyesini hatırlatıyorum. Sizin güzel bir sözünüz var. Yanlış söylüyorsam beni bağışlayın. Bilmediğin yola girme, daklaşır düşesin. Bilmediğin aşı yeme, davul gibi şişesin. Öyle mi? Maşallah bol keseden atıyor. İki ev, iki anahtar verenler vardı geçmişte. Ispartalılar onları çok iyi tanır. Bunlar iki evi, iki anahtarı da gölgede bıraktılar. Merkez Bankası'na 24 saat para bastırsalar, bunların vaatlerini karşılamaya yetmez. Kaynağınız ne, planınız ne, projeniz ne diye soruyorum.

Şöyle tesadüfen bir SSK Genel Müdürlüğü verdiler, memur Kemal Efendiye. O görevi yaptığın zaman SSK'yı batırdın ya, her yıl zarar, zarar, zarar. İşte buyurun rakamlar ortada.

Zaman gelecek onları da açıklayacağım ama şimdi normal bir genel seçimde değiliz. Şimdi Anayasa'nın içeriğini konuşuyoruz. Ne diyor kendisi beyefendi. Kaynak nerede deyince? 'İktidara geldiğimizde görürsünüz' diyor. Gelemeyeceksin ki sen iktidara, böyle bir şey yok. Bu millet CHP zihniyetinden çok çekti, bunlara iktidar vermez, vermez. Geçen yıl 3 Mart?ta Isparta?ya geldiğimde, CHP?nin eski genel başkanına Ispartalıların sözlerini hatırlatmıştım. Şimdiki genel başkana da hatırlatmak artık farz oldu. Ne diyor Ispartalılar: Ağzına bakan, zabahına bayram olcek zanneder. Yağını bulgurunu hazırlamadan aş bişimeye durulmaz. Düz yol varıkana çamıra basılmaz. Bunlarda yağ olmaz, bulgur olmaz, tüpgaz olmaz. Çünkü bunlar ne zaman iktidar ortağı oldularsa, o zaman yağ da, bulgur da, tüpgaz da, kıyma da piyasadan çekildi, her taraf kuyruk oldu.''

Sayfa Yükleniyor...