Referandum sonucunu belirleyecek 2 madde

Anayasa değişikliğiyle ilgili olarak gündemde en çok tartışılan maddeler Anayasa Mahkemesi ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurumu’nun yapısını değiştirmeyi ön gören düzenlemeler. Peki bu iki maddede ne var?

Referandum sonucunu belirleyecek 2 madde

Referanduma gidecek olan Anayasa değişikliğinde özellikle iki madde üzerinde yapılacak değişiklikler tartışmaların merkezinde yer alıyor. Bu iki madde Anayasa Mahkemesi’nin ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısını yeniden belirliyor.


Anayasa Mahkemesi’nin yapısını düzenleyen 146. madde’ye iki bölüm eklenmesi ön görülüyor. Bunlardan ilki;

Büyük Millet Meclisi; iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden, bir üyeyi ise baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday içinden yapacağı gizli oylamayla seçer.”

İkinci bölüm ise; “Anayasa Mahkemesi üyeleri aslî görevleri dışında resmi veya özel hiçbir görev alamazlar.”

Bu arada Anayasa Mahkemesi’nin incelemesi ardından, “her boş üyelik için, bir üye ancak bir aday için oy kullanabilir” ve “her bir baro başkanı ancak bir aday için oy kullanabilir” ibareleri çıkarıldı.

MADDE 147:
Anayasa Mahkemesi üyelerinin görev sürelerini ve üyeliklerini düzenleyen 147. maddenin ise şu şekilde düzenlenmesi ön görülüyor;

“Anayasa Mahkemesi üyeleri oniki yıl için seçilirler. Bir kimse iki defa Anayasa Mahkemesi üyesi seçilemez. Anayasa Mahkemesi üyeleri altmışbeş yaşını doldurunca emekliye ayrılırlar. Zorunlu emeklilik yaşından önce görev süresi dolan üyelerin başka bir görevde çalışmaları ve özlük işleri kanunla düzenlenir.”

MADDE 148:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 148. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinin sonuna

“ve bireysel başvuruları karara bağlar” ibaresi, üçüncü fıkrasındaki “Cumhurbaşkanını,” sözcüğünden sonra gelmek üzere “Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını,” ibaresi eklenmiş, beşinci fıkrası “Yüce Divan kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabilir.

Genel Kurulun yeniden inceleme sonucunda verdiği kararlar kesindir.” şeklinde değiştirilmiş, maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar ve üçüncü fıkradan sonra gelmek üzere

“Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanı da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlar.” şeklinde yeni bir fıkra eklenmiştir.

Ayrıca maddeye, “Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.

Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz” kısmı eklenmesi ön görülüyor.

MADDE 149:
Anayasa Mahkemesi’nin yapısını düzenleyen 149. maddeye ise şu paragraflar ekleniyor;

“Anayasa Mahkemesi, iki bölüm ve Genel Kurul halinde çalışır. Bölümler, başkanvekili başkanlığında dört üyenin katılımıyla toplanır.”

“Siyasî partilere ilişkin dava ve başvurulara, iptal ve itiraz davaları ile Yüce Divan sıfatıyla yürütülecek yargılamalara Genel Kurulca bakılır, bireysel başvurular ise bölümlerce karara bağlanır.”

“Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla baktığı davalar dışında kalan işleri dosya üzerinde inceler. Ancak, bireysel başvurularda duruşma yapılmasına karar verilebilir.”

“Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından sonra kapatılması istenen siyasî partinin genel başkanlığının veya tayin edeceği bir vekilin savunmasını dinler.”

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısını düzenleyen 159. maddeye 5 paragraf eklenmesi düşünülüyor. Bu beş paragraf;

“Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yirmiiki asıl ve oniki yedek üyeden oluşur; üç daire halinde çalışır.”

“Cumhurbaşkanı tarafından seçilen üyelerin görev süreleri dolmadan Kurul üyeliğinin boşalması durumunda, boşalmayı takip eden altmış gün içinde, yeni üyelerin seçimi yapılır. Diğer üyeliklerin boşalması halinde, asıl üyenin yedeği tarafından kalan süre tamamlanır.”

“Kurulun, Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı dışındaki asıl üyeleri, görevlerinin devamı süresince; kanunda belirlenenler dışında başka bir görev alamazlar veya Kurul tarafından başka bir göreve atanamaz ve seçilemezler.”

“Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, ilgili dairenin teklifi ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanının oluru ile Kurul müfettişlerine yaptırılır. Soruşturma ve inceleme işlemleri, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırılabilir.”

“Adalet Bakanlığının merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcılar ile adalet müfettişlerini ve hâkim ve savcı mesleğinden olan iç denetçileri, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Adalet Bakanına aittir.”

Anayasa Mahkemesi referandum paketini incelerken iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyleri ile üst kademe yöneticilerin kurul üyeliğine aday olmasını ön gören kısımları metinden çıkarttı.

YAZICI: HEM SORUNLU HEM OLUMLU NOKTALARI VAR
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Serap Yazıcı, Anayasa metnindeki değişikliklerle ilgi daha önceden ntvmsnbc'ye verdiği röportajda şu görüşlerini dile getirmişti:

"TBMM’ye Anayasa Mahkemesi’ne sadece 3 üyeyi seçme yetkisinin tanındığını görüyoruz. Üstelik bu üç üyeyi de doğrudan doğruya seçmeyecektir TBMM. Sayıştayın ve baro başkanlarının gösterecekleri adaylar arasından seçecektir. Gene teklif metnine göre TBMM bu yetkiyi nitelikli oy çoğunluğu ile değil basit oy çoğunluğu ile kullanabilecektir. Bunu mahsurlu görüyorum. Anayasa Mahkemesi üyeliği önemli bir pozisyonu ifade ediyor, yani parlamentodaki iktidar çoğunluğunun bu seçimi gerçekleştirmesi isabetli değildir. Mutlaka iktidar ve muhalefet partilerinin üzerinde uzlaşabileceği kişiler seçilmelidir ki, Mahkemenin de sahip olduğu yetkileri tarafsızlık çerçevesinde kullanabileceğinin garantisi temin edilmiş olsun. Dolayısıyla bu açıdan farklı.

Teklif metni Anayasa Mahkemesi’nin mevcut 11 üyesi ile 4 yedek üyesinin muhafazasını öngörüyor. Dört yedek üyenin asıl üye statüsüne yükseltilmesini öngörüyor ve görev sürelerinin halen emeklilik yaşı olan 65 yaşa erişinceye kadar süreceğini öngörüyor. Fakat yeni üyeler bakımından 12 yıllık süre sınırı getiriyor. Bu tabii olumlu. Çünkü dünyadaki standartlarda 9 ile 10 yıl arasında görev süresi sınırlandırılmakta. Ancak mevcut üyeler için bu sürenin öngörülmemesi ve onların 65 yaşlarına kadar statülerinin korunacak olması sakıncalı. Bu şu anki Mahkeme kompozisyonunun uzun süre devam edeceğini gösteriyor.

HSYK’na gelince,... şu anda teklif metni kurulun yapısını çok önemli ölçüde değiştiriyor. Kurulu üç daireli hale getiriyor ve her dairenin belirli görevleri var. Bu dairelerin çalışmalarına Adalet Bakanı katılamayacaktır, Adalet Bakanı’nın pozisyonu sembolik bir pozisyondur. Dolayısıyla metnin Adalet Bakanı’nı muhafaza ediyor olmasını sorunlu bulmuyorum. Ancak parlamentoya üye seçme yetkisini tanımamış olmasını problemli ve eksik bir boyut olarak değerlendiriyorum."

KABOĞLU: ÇELİŞKİLİ NOKTALAR VAR
Marmara Üniversitesi Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu ise Anayasa paketinin ilk teklif edildiği zaman ntvmsnbc'ye verdiği mülakatta şunları söylemişti:

"HSYK ile Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yapılandırılmasını yıllar yılı hepimiz savunuyoruz ama burada iki önemli çelişki var. Birincisi bu kurulların düzenlenmesi diğer iki devlet erkine dokunulmaksızın yapıldı. Oysaki anayasa revizyonu iç tutarlılık ve bütünlük bakımından diğer iki devlet erkiyle birlikte ele alınması gerekirdi. Yasama ve yürütmedeki eksiklikleri, aksaklıkları da gözden geçirip, onlarla birlikte yapılmalıydı.

Birincisi bu yapılmadı.Deniyor ki, Almanya’da Anayasa Mahkemesi üyeleri Parlamento tarafından seçiliyor. Doğru, ama orada Parlamento iki kanatlıdır. Bizde Millet Meclisi’nin yanında senatonun kurulması akla bile gelmiyor. Öyle ya Anayasa Mahkemesi’ni çok daireli yapma konusunda radikal bir dönüşüm öngörüyorsunuz eğer, peki Avrupa ülkelerinin çoğunda mevcut olan senatoyu kurmayı neden aklınızın ucundan geçirmiyor sunuz? Bu iç tutarlılık bakımından ciddi bir sorgulamadır. Bu bakımdan demek ki; yasama, yürütme ve yargı bütünlüğüyle düşünülmemiş.

Denmiş ki, HSYK ile Anayasa Mahkemesi’ni yeniden düzenlersek yargı yola girer. Bir an için varsayalım ki onlar yeniden düzenlenirse yargı yola girecek. Ancak onların yeniden düzenlenmesinde ne yapmak gerekiyor; şikayet ettiğimiz 1982’nin kırılması, aşılması, ileriye götürülmesi gerekiyor. Bu kurumların yapılarının genişletme anlamında 1982 Anayasası’nın çerçevesi kırılıyor fakat esasen aranması gereken yasama, yürütme ve yargı dengesi çerçevesinde bu kez yürütmeye 1982 çerçevesinden daha fazla ağırlık tanınıyor."

Sayfa Yükleniyor...