Reinfeldt: Türkiye Avrupa'ya aittir

İsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt, ülkesinin Türkiye'nin AB üyeliğine tam destek verdiğini belirterek, "AB'de Türkiye'nin dostları var" dedi.

Reinfeldt: Türkiye Avrupa'ya aittir

'yi ziyaret eden İsveç Başbakanı Fredrick Reinfeldt ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaptıkları görüşmenin ardından ortak bir basın topalntısı düzenlediler.

Başbakan Erdoğan, konuk başbakanın 'ye gerçekleştirdiği ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. 30 yıl aradan sonra İsveç'i ziyaret eden ilk Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olduğunu hatırlatan Erdoğan, Reinfeldt'in iadeiziyaretinin de bu açıdan anlamlı olduğunu söyledi.

İsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt de, ülkesinin Türkiye'nin AB üyeliğine tam destek verdiğini belirterek, "AB'de Türkiye'nin dostları var" dedi.

Reinfeldt, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, geçen yıl Stockholm'de Erdoğan ile bir araya geldiklerini anımsatarak, iki ülke arasında "güçlü dostluk duygularıyla iyi bir anlayış" geliştirdiklerini kaydetti.

KULU'YA ZİYARET
Konya'nın Kulu ilçesine yaptığı ziyarete değinen Reinfeldt, Kulu'nun İsveç dışında İsveççe konuşabilen bir yer olduğuna işaret etti. 1960'larda Kulu'dan 30 bin kişinin İsveç'e gittiğini, bir kısmının ise Türkiye'ye geri döndüğünü kaydeden Reinfeldt, "Bugün bir kısmı benimle İsveççe konuştu, bu da iki ülke arasındaki güçlü bağları gösteriyor" dedi.

İsveç Başbakanı, iki ülke arasında ticaretin ve İsveç'ten Türkiye'ye gelen turist sayısının arttığına dikkati çekti. İsveç'in 1 Temmuz'dan itibaren AB Dönem başkanlığını üstleneceğini ve buna hazırlandığını vurgulayan Reinfeldt, dönem başkanlıklarında iklim değişikliği, ekonomi ve AB'yi bir arada tutmak gibi konulara önem vereceklerini söyledi.

"TÜRKİYE AVRUPA'YA AİTTİR"
Başbakan Erdoğan ile geçen yıl Nisanda yaptığı toplantıda, Erdoğan'ın kendisine, "Avrupa'da Türklerin dostu olduğunu, ancak bunları fazla göremediğini" söylediğini anımsatan İsveç Başbakanı, "AB'de Türkiye'nin dostları var. İsveç, Türkiye'nin AB'ye üye olması konusunda tam destek vermektedir" dedi.

Reinfeldt ayrıca, "Türkiye, Avrupa'ya aittir, Avrupa içinde önemli bir ülkedir" diyerek, Türkiye'nin bölgesel önemine ve genç nüfusuna işaret etti ve Türkiye'nin stratejik önemde olduğunu kaydetti. Bunların herkesin görüşü olmayabileceğini belirten Reinfeldt, dönem başkanlığının farklı görüşleri bir arada tutmak anlamına geldiğini belirtti.

Türkiye'deki reform süreciyle ilgili çeşitli soruların olabileceğini söyleyen Reinfeldt, Türkiye ile müzakerelerin yavaş gittiğini ve 18 başlığın dondurulduğunu bildiklerini kaydetti.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ, AZINLIKLAR...
AB sürecinde basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, dini azınlıklar ve kültürel haklar, Güneydoğu Anadolu bölgesindeki sosyoekonomik durum gibi konuların gündeme getirilebileceğini ifade eden Reinfeldt, Kürtçe televizyon kanalının açıldığını ve bunun önemli bir adım olduğunu belirtti.

Kıbrıs konusunun da AB sürecindeki önemine dikkati çeken İsveç Başbakanı, adada devam eden müzakere sürecinden çıkacak olumlu bir unsurun fayda sağlayacağını kaydetti.

Ülkesinin çok uzun süre önce AB'ye üye olmadığını, 15 yıl önce birliğe katıldığını söyleyen Reinfeldt, İsveç'e de müzakere sürecinde birçok şeyin yapılmasının söylendiğini belirtti. Reinfeldt, ama sonunda AB üyeliğinin açık piyasa ekonomisi ve demokrasi açısından önemli olduğunu söyleyerek, müzakere sürecinin başarıyla tamamlanabilmesi için bu baskının yaratıldığını ifade etti.



Başbakan Erdoğan, ''Geçen Nisan'dan bu yana tam bir yıl geçti. Bu ziyarete farklılık kazandıran bazı hususlar da var. Bunlardan bir tanesi İsveç'te 100 bin civarında vatandaşımız, soydaşlarımız var. Bunların içerisinde 30 bin civarında Konya Kululu vatandaşlarımız var. Tabi 30 bin gibi bir rakam olunca değerli dostum Türkiye'ye gelmekle kalmamış, bir de bugün Konya Kulu'yu ziyaret ederek orada halkla tanışma, sohbet etme fırsatı buldular ki bu, ziyarete bir farklılık kazandırdı. Ben de ülkem, milletim adına kendilerine teşekkür ediyorum.

Türkiye ile İsveç arasında son yıllarda hemen her alanda farklı gelişmeler var. Bunu siyasi alanda çok açık, net görüyoruz. Özellikle Avrupa Birliği sürecinde başbakanlığıma başladığım andan itibaren gerçekten AB'de özellikle Türkiye Dostları grubunun lideri olması İsveç'in, bu işe ayrı bir anlam kazandırıyor. Desteğini başından itibaren hep yanımızda buluyoruz, hep yanımızda bulduk.

Bir başka anlamlı konu da kendileri de güzel bir nükte ile ifade ettiler, 'İsveç Parlamentosu'nda tek anlaştığımız konu, Türkiye'yi oradaki grubu olan 7 tane siyasi parti de destekliyor'. Ortak paydaları o. Bu çok anlamlı. Ekonomik ilişkilerimize baktığımızda dış ticarette aramızdaki rakam şu anda 3 milyar dolar civarında. Fakat bunu çok çok aşabilecek iradeye, güce aslında sahibiz. Şu anda bir çok İsveç firması biliyorsunuz ülkemizde. Ve yıllar yılı, başta Ericsson olmak üzere, Dolmabahçe Sarayımızın ilk telefon bağlantıları bundan yaklaşık 200 yıl önce Ericsson tarafından yapılmış. İsveç bu tür teknolojileri ülkemize böyle getirmiş" şeklinde konuştu.

KIBRIS KONUSU
İsveç firmalarının otomotiv sanayinde Türkiye'ye girişinin çok güçlü olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, bu firmaların güçlü temsil kabiliyetine sahip olduğunu ifade etti.

Turizmde de şu anda İsveç halkının öncelikli tercihinin Türkiye olduğunu kaydeden Erdoğan, yılda 400 bin İsveçli turistin ülkemizi ziyaret ettiğini bildirdi.

Yılın ikinci altı ayında AB'de dönem başkanlığını İsveç'in üstleneceğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, ''İsveç'in ikinci altı aydaki AB Dönem Başkanlığı sürecinde inanıyorum ki bir çok fasılların görüşülmesinde, gerek AB müzakere süreci gerek Kuzey, Güney Kıbrıs müzakereleriyle ilgili süreç... Çünkü bu yıl sonuna kadar orada iki iradenin adımı var. Gerek Sayın Talat gerek Hristofyas'ın başlattıkları bir süreç var. Garantör ülke olarak bu süreci desteklediğimizi söyledim. Pazar günü yapılan seçimi kazanan Ulusal Birlik Partisi de bu süreci destekleyeceğini açıklıyor. İnanıyorum ki kararlı bir şekilde bu sürece verilecek olan destekle adil, kalıcı, kapsamlı bir çözüme bu yılın sonuna kadar kavuşulması bizim de arzumuzdur. Bunu da temin ederiz diyorum. Birleşmiş Milletler tabii ki zeminimiz. AB zemininde bunu düşünümeyiz. BM zemininde bunu çözmek durumundayız'' dedi.

Sayfa Yükleniyor...