RTÜK, Başkan Zahid Akman'ın üyeliğinin 3'e karşı 5 oyla devam etmesi kararını aldı. Akman'ın RTÜK üyeliğini ve başkanlığı bırakması talebinin sahibi 3 üyeden biri olan Hülya Alp, nedenlerini ve yaşananları NTV'ye anlattı.
Canlı Gaste'ye konuşan Alp, bu sürecin an fazla Zahid Akman'a zarar verdiğini söylerken, artık kurulda çalışmanın çok zor olduğunu dile getirdi. AB yolunda yerine getirmek zorunda oldukları yükümlülükleri bulunduğu belirten ve sağlıklı yol alamadıklarını ifade eden Alp, Akman'la ilgili durumun bunun başlıca nedeni olduğunu savundu.
Alp, CHP'li 3 üyenin talebinin nedenlerini ve süreci şöyle anlattı:
Bugünkü toplantıda, uzun süredir yapmak istediğimiz, reklamlar üzerine değerlendirmeyi gerçekleştirdik ve çok üzün sürdü. Benim arzum, bu bekleme tablosunu hiç yaratmamak ve Sayın Akman'la ilgili konuyu gündemin ilk sırasına oturtmaktı ama oylama sonucu bu gerçekleşmedi.
Bizim bu konudaki görüşümüz ve savlarımız nelerdi derseniz şöyle açıklayabilirim:
Daha önce de benzeri bir istemle müracaatımız oldu. O günlerde konuştuk ve tartıştık. O zamandan bugüne ne değişti, ona bakmak gerekir.
Yasamızdaki 9. maddeye göre, Almanya'daki Deniz Feneri soruşturmasından alınan bilgi ve belgelere dayanarak 4 tane şirkette yöneticilik yaptığı için Sayın Akman'ın üyeliğinin düşmesi talebini dile getirmiştik; biliyorsunuz ki kabul edilmedi. Biz de bunu dava konusu yaptık ve bunun ötesinde yeni gelişmeler oldu. Sürece yeni boyutlar eklendi.
Şu ortaya çıktı: Hayat Yapı Ticaret ve Yatırım Limited Şirketi'nde Sayın Zahid Akman, Zekeriya Karaman ile birlikte ortak. Zekeriya Karaman kimdir biliniyor ama bizim için önemi, Kanal 7, Radyo 7, Ülke TV ve İstanbul'un Sesi radyosunun sahibi olması. Dolayısıyla bizim yasamızın 7. maddesi Başkan'ın tarafsızlığı konusundaki görevleri tanımlarken çok hassas. 8. maddesinde de, maddede sıralanan her şeyin asıl amacının kurulun sorumlu olduğu alanda yayın yapan tüm kuruluşlara karşı tarafsız kalınabilmesinin sağlanması belirleniyor.
Bu durumda, ortaklığınızın ve menfaat bağlantınızın olduğu birinin yayıncılığı üzerine karar verme süreci içinde oluyorsunuz.
Yine aynı şekilde yasamızın 9. maddesine göre yasaklı bir şey daha var. Radyo ve televizyon hizmetleri alanında, üst kurulun görev ve yetki alanına giren konularda, üyeler herhangi bir yüklenme işine giremezler. Rehber Basın Yayın Organizasyon ve Eğitim Tesisleri'nde de her iki kişinin ortak olduğunu görüyoruz. İki açıdan sorun: Hem görev alanına giren bir şirket hem de Zekeriya Karaman ile birlikte ortak olma olgusu.
Bizim görevimimiz o yasa maddeleriyle ilgili gerekli hassasiyeti göstermek, gerektiğinde işlem yapmak.
Biz bu konuları toplantıda dile getirdik ancak aynı görüşleri paylaşmıyorlar. Etik tarafını gündeme getirdik ve 'Kamuoyu bunu konuşuyor. Hizmet verdiğimiz kurumların sürekli gündemindeyiz' dedik. TBMM Başkanı istifa etmesinin şık olacağını söylüyor. İlgili Bakan aynı görüşte. Bu tartışmalar getirildiğinde 'bunları duymaktan utanıyorum' diyor. Ben bu sözcüklerden kendime nasip çıkarıyorum ve rahatsız oluyorum.
Bu süreç en çok da Zahid Akman'ı yıpratıyor. Böyle olmaması gerektiğini diğer iki arkadaşımla defalarca gündeme getirdik; bunun yasal görevimiz olduğunu söyledik. Bu birinin görevi; ne Meclis Başkanı ne de Bakan 'Benim görevimdir' diyebildi; bu bizim görevimiz.
Bizim görevimiz, kurulu bu konuları müzakere edebilir duruma getirmek ve doğru kararı çıkarmak. Ama artık çalışılması çok zor. Arkadaşların kararları üzerine yorum yapmak istemiyorum ama izlenimim şu ki duygusal sahiplenme var. Bizi ciddi bir şekilde dinlediler. "Anlıyoruz" dedikleri ve katılmadıkları şeyler vardı. Sonucu oylama belirledi.
İstifa etmeme süreci kurula ciddi bir zarar verdi ve daha da verecek. AB'ye girme sürecinde, oraya bağlı düzenleyici otoritelerin, yani RTÜK benzeri kuruluşların uymak zorunda oldukları konular üzerinde süratle çalışmalıyz. Bizden beklentileri ve bizim sözümüz var. Sağlıklı mesafe alamıyoruz ve bunu engelleyici sürecin içindeki bir sürü nedenin en önemlisi de bu tablodur.
- Etiketler :
- Haberler
